Almanya'da uzmanlar AfD'ye kapatma davasına sıcak bakmıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Almanya'da uzmanlar AfD'ye kapatma davasına sıcak bakmıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Almanya'da uzmanlar ve siyasetçiler, aşırı sağcı popülist Almanya için Alternatif (AfD) Partisine kapatma davası açılmasına, bu konuda zorlu engeller bulunması ve uzun dava süreci nedeniyle sıcak bakmıyor.AA muhabiri "Almanya'da aşırı sağa karşı gösteriler" başlıklı üç bölümlük dosya haberin son bölümünde, göstericilerin bir kısmının AfD Partisinin kapatılması taleplerine ilişkin uzman görüşlerini ve Almanya'daki parti kapatmalarla ilgili bilgileri derledi.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya'da Anayasa Mahkemesi 2 partiyi kapattı. Adolf Hitler'in Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisinin (NSDAP) devamı görülen Sosyal İmparatorluk Partisi (SRP) 1952'de ve anayasaya karşı oldukları gerekçesiyle Almanya'nın Komünist Partisi (KPD) 1956'da kapatılmıştı.

Anayasa Mahkemesi NPD'yi kapatmadı, hazine yardımını kesti
Son olarak Federal Hükümet, Federal Meclis (Bundestag) ve Federal Eyalet Temsilciler Meclisi (Bundesrat), Neonazi partisi olarak anılan Nasyonal Demokrat Partiyi (NPD) kapatmak için 2001'de Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.

Bu girişim, NPD üst yönetiminde Alman istihbaratıyla bağlantılı olan ve muhbirlik yapan kişilerin bulunduğu gerekçesiyle başarısız oldu.

NPD hakkında ikinci kapatma davası Bundesrat'ın talebiyle 2013'te açılıp 2017'de sonuçlandı. Mahkeme, NPD'nin, anayasaya aykırı hedefleri bulunmasına karşın eylemlerinin başarıya ulaşacağı yönünde yeterli delil olmadığı gerekçesiyle kapatılmamasına hükmetti.

Bunun üzerine dönemin hükümeti, partilere hazine yardımını düzenleyen anayasa maddesinde "Anayasa düşmanı partilerin hazine yardımı almaması ve bunlara vergi teşviki verilmemesi" şeklinde değişiklik yaptı.

Ardından tekrar NPD hakkında dava açıldı. Anayasa Mahkemesi, Ocak 2024'te eski adıyla NPD, yeni adıyla "Die Heimat" partisinin, hedeflerinin ve taraftarlarının davranışlarının özgürlükçü demokratik temel düzeni ortadan kaldırmaya yönelik olduğu gerekçesiyle 6 yıl süreyle hazine yardımından mahrum bırakılmasına karar verdi.

Parti kapatma, zorlu ve uzun dava süreci gerektiriyor
NPD örneği, Almanya'da parti kapatmanın zorlu ve uzun bir dava süreci gerektirdiğini gösteriyor.

Almanya'da aralarında AfD üyelerinin de bulunduğu bir toplantıda aşırı sağcıların, ülkeden milyonlarca yabancının zorla sınır dışı edilmesi planlarının ortaya çıkmasının ardından sokaklara dökülen çok sayıda kişi, bu partinin kapatılmasını talep ediyor.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Eş Başkanı Saskia Esken'in de aralarında bulunduğu bazı siyasetçiler, AfD'nin kapatılabilmesinin araştırılmasını istiyor.

Başbakan Olaf Scholz gibi çok sayıda siyasetçi ve uzman ise AfD ile siyaseten mücadele edilmesi gerektiğini vurguluyor.

"AfD siyasi olarak mağlup edilmeli"
Anayasa uzmanı Prof. Dr. Ulrich Battis, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AfD'nin bazı kesimlerinin, demokrasi için tehdit olduğunu söyledi.

AfD'ye oy verenlerin bir kısmının ise hükümetten memnuniyet duymayan tepkili seçmenlerden oluştuğunu belirten Battis, partidekilerden bazılarının da Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU), SPD veya Hür Demokrat Partinin (FDP) eski muhafazakar üyeleri olduğunu dile getirdi.

Parti kapatma davasının "çok detaylı ve engellerle dolu bir süreçte Anayasa Mahkemesince açıklanabilecek keskin bir kılıç olduğunu" ifade eden Battis, "Böyle bir prosedür uzun zaman alır. Tam da bu yüzden şu anda böyle bir başvuru yapılması AfD'ye sonbaharda yapılacak seçimlerde zarar vermekten çok fayda sağlar." dedi.

Battis, AfD'nin de NPD örneğinde olduğu gibi devlet yardımının kesilip kesilemeyeceğine ilişkin soruyu ise "Bu AfD için de denenebilir. Ancak burada partinin tehlikeli olma kriteri dışında, bir partinin yasaklanması ve devlet yardımının kesilmesi için gereken koşulların aynı olduğu gerçeği göz ardı ediyor. Yani engeller çok yüksek. Böyle bir sürecin şimdi başlatılması durumunda bu kesinlikle 2 yıl sürer ve AfD için olumlu etkiye sahip olur." şeklinde yanıtladı.

Halkın da bunu adil görmeyeceğini savunan Battis, "Onları siyasi olarak mağlup edemiyorsunuz, bu yüzden şimdi bunu yasal yollardan yapmaya çalışıyorsunuz suçlaması yapılır. Tam tersi, böyle bir parti siyasi olarak mağlup edilmeli. Hatta güçlü bir partiyi yasaklamanın demokrasinin zayıflığını kabul etmek olduğu söylenebilir. Buna (AfD'ye) karşı demokrasiyi güçlü kılmak için bir şeyler yapmak lazım." ifadelerini kullandı.

"Parti yasaklamayla elimize fazla bir şey geçmez"
Berlin Hür Üniversitesinde anayasa hukuku alanında doktorasını yapan Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Berlin Eyalet Meclisi Üyesi Dr. Ersin Nas da AfD hakkında kapatma davası açılmasından yana olmadığını söyledi.

Nas, "Hukukçular arasında tartışılsa da bence parti yasaklamayla elimize fazla bir şey geçmez. Siyasi anlamda bu partiye karşı durmamız gerekiyor, bu partiyle siyasi anlamda mücadele etmemiz gerekiyor." dedi.

AfD'nin ırkçı bir parti olduğunun ve toplumu bölmek istediğinin açık şekilde insanlara anlatılması gerektiğini belirten Nas, "Korkum şu, bir dilekçe verildiğinde Anayasa Mahkemesi şartların yerinde olmadığına karar vererek partiyi kapatmazsa bu partinin tekrar güçlenme ihtimali var. Bu yüzden hukuki adımlardan ziyade daha çok siyasi adımlar atmak lazım." diye konuştu.

Parti kapatma ve partiye devlet finansmanının kesilmesi için benzer koşulların arandığına değinen Nas, bu konuda hukuk bağlamında başka bir imkanın bulunduğuna işaret etti.

Anayasa'nın 18. maddesinde kişilerin temel haklarının kaybedilmesine ilişkin düzenlemenin yer aldığını dile getiren Nas, "Şahıslar anayasal düzeni değiştirmeye yönelik fiillerde bulunurlarsa, fikir ve vicdan hürriyeti gibi temel hakları suistimal ediyorlarsa Anayasa Mahkemesi bu insanların temel haklarını sınırlandırabilir." dedi.

Nas, özellikle AfD Thüringen Eyalet Meclisi Grubu Başkanı Björn Höcke ve onun gibi düşünen parti arkadaşlarına yönelik bu adımın atılması gerektiğini kaydetti.

Hukuk devletinin kendini savunabilmesi gerektiğini vurgulayan Nas, "Hukuk devleti artık bu mücadeleyi yapmak zorundadır. Nasıl dışarıda vatandaş siyasi anlamda yürüyüş yaparak 'Buna karşıyım.' diyorsa hukuki anlamda da adımlar atmamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Almanya'da bir partinin kapatılması için Anayasa Mahkemesine başvuruyu, sadece Federal Hükümet, Federal Meclis veya Federal Eyalet Temsilciler Meclisi yapabiliyor.



Borrell: İsrail Gazze'de soykırım yapıyor

Gazze'deki hayır kuruluşları tarafından dağıtılan yiyeceklerden paylarını almak için Beyt Lahiya'daki Filistinliler uzun kuyruklarda bekliyor (DPA)
Gazze'deki hayır kuruluşları tarafından dağıtılan yiyeceklerden paylarını almak için Beyt Lahiya'daki Filistinliler uzun kuyruklarda bekliyor (DPA)
TT

Borrell: İsrail Gazze'de soykırım yapıyor

Gazze'deki hayır kuruluşları tarafından dağıtılan yiyeceklerden paylarını almak için Beyt Lahiya'daki Filistinliler uzun kuyruklarda bekliyor (DPA)
Gazze'deki hayır kuruluşları tarafından dağıtılan yiyeceklerden paylarını almak için Beyt Lahiya'daki Filistinliler uzun kuyruklarda bekliyor (DPA)

Eski AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail hükümetini Gazze'de soykırım yapmakla ve "II. Dünya Savaşı'nın sonundan beri en büyük etnik temizlik operasyonunu yürütmekle" suçlayarak sert bir çıkış yaptı; tüm amacın harika bir turizm merkezi yaratmak olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığı habere göre Borrell, AB'nin İsrail'i etkilemek için elindeki tüm araçları kullanmamasını da eleştirerek, sadece pişmanlık duymanın yeterli olmadığını belirtti.

Borrell, dün İspanya'nın güneybatısında Kral Felipe'nin de aralarında bulunduğu üst düzey yetkililerin önünde Charles V Avrupa Ödülü'nü alırken, "İsrail'in 7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırılarında yaşadığı dehşet, daha sonra Gazze'ye yaşattığı dehşeti haklı çıkaramaz" ifadelerini kullandı.

Josep Borrell, Avrupa Birliği'nin, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana gerçekleşen en büyük etnik temizlik eylemine verdiği tepkiyi de eleştirdi.

"Gazze'den milyonlarca ton moloz kaldırılıp Filistinliler ölünce veya göç edince, harika bir turizm merkezi yaratmak için II. Dünya Savaşı'ndan beri en büyük etnik temizlikle karşı karşıyayız" dedi.

Borrell Avrupa Charles V Ödülü'nü aldı (EPA)Borrell Avrupa Charles V Ödülü'nü aldı (EPA)

Geçtiğimiz şubat ayında ABD Başkanı Donald Trump, savaştan harap olmuş Gazze'deki yaklaşık iki milyon Filistinlinin başka yerlerdeki yeni evlere taşınmasını önermişti. Böylece ABD, Gazze Şeridi'ne asker gönderebilecek, kontrolü ele geçirebilecek ve bir "Ortadoğu Rivierası" inşa edebilecekti.

Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray'da düzenlediği ortak basın toplantısında gazetecilere, “Gerçekten yüksek kaliteli konutlar inşa ediyorsunuz, güzel bir kasaba gibi, yaşayabilecekleri ve ölmeyecekleri bir yer; çünkü Gazze, onların sonunda öleceklerinin garantisidir” dedi.

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv-DPA)ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv-DPA)

Eski diplomat, İsrail'i tüm çatışma kurallarını ihlal etmekle ve Gazze'deki sivil halkı aç bırakarak “açlığı savaş silahı” olarak kullanmakla suçladı.

Borell, “Gazze'ye Hiroşima'da kullanılan bombanın üç katından fazla patlayıcı güç atıldı” dedi.

Şöyle devam etti “Aylardır Gazze'ye hiçbir şey girmiyor. Hiçbir şey: su yok, yiyecek yok, elektrik yok, yakıt yok, sağlık hizmetleri yok. (Binyamin) Netanyahu'nun bakanları bunu söyledi ve bunu yaptılar."

Ve ekledi: “Gazze'ye düşen bombaların yarısını biz gönderiyoruz. Eğer gerçekten çok sayıda insanın öldüğüne inanıyorsak, doğal tepki silah tedarikini azaltmak ve ortaklık anlaşmasını kullanarak uluslararası insani hukuka saygı gösterilmesini talep etmek olmalı, bunun yapılmadığından şikayet etmekle yetinmemeliyiz.”