ABD, İsrail'den Amerikan silahlarını "uluslararası hukuka uygun kullanması" için yazılı güvence bekliyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD, İsrail'den Amerikan silahlarını "uluslararası hukuka uygun kullanması" için yazılı güvence bekliyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, sadece İsrail'in değil, diğer ülkelerin de 45 gün içinde yazılı bir taahhütle söz konusu silahları "uluslararası hukuka uygun kullanacaklarını" taahhüt etmelerini beklediklerini söyledi.ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Miller, bakanlıkta düzenlediği günlük basın brifinginde Gazze'deki son durumu ve İsrail'e giden Amerikan silahlarıyla ilgili güncel tartışmaları değerlendirdi.

Sözcü Miller, İsrail'in ABD'ye söz konusu silahların uluslararası hukuka uygun kullanımı konusunda yazılı taahhütte bulunmasıyla ilgili bir soruyu yanıtladı.

Miller, söz konusu ulusal güvenlik memorandumunun şubat ayı başında Başkan Joe Biden tarafından yayımlandığını ve sürecin halen devam ettiğini belirtti.

Memorandumun sadece İsrail'i değil, ABD'den silah yardımı alan diğer ülkeleri de kapsadığını ifade eden Miller, Amerikan medyasında yeni çıkan ve memorandumun temelde İsrail'le bağlantılı olarak çıkarıldığını kaydeden haberlere katılmadığını söyledi.

Miller, "İsrail de dahil söz konusu ülkeler bize, bu silahları savaş hukukuna uygun kullanacakları ve kasıtlı olarak insani yardımları engellemeyecekleri hususlarında yazılı güvence verecekler. Bu ülkeler memorandumdan itibaren 45 gün içinde bu yazılı güvencelerini sunacaklar. Şu anda ilgili ülkelerle bu süreci yürütüyoruz." değerlendirmesini yaptı.

ABD Başkanı Biden, 8 Şubat'ta yayımladığı memorandumda, Dışişleri Bakanlığının ABD'den silah yardımı alan ülkelerden 45 gün içinde yazılı güvence almasını ve bu güvencelerin yıllık olarak Kongreye sunulmasını karara bağlamıştı. Memorandumda, yazılı güvenceyi vermeyen ülkelere askeri yardımların geçici olarak askıya alınabileceği kaydedilmişti.

Söz konusu memorandumun İsrail'in Gazze'de kullandığı Amerikan silahlarıyla ilgili olabileceği yorumları Amerikan medyasına yansımış, Biden yönetimi ise söz konusu yazılı güvencelerin ilgili tüm ülkelerden istendiğini dile getirmişti.



Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
TT

Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)

Reuters'ın dün gördüğü bir diplomatik telgraf, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu taklit etmek için yapay zeka sesi kullanan bir kişinin, geçen ay ABD'nin en üst düzey diplomatı olduğunu iddia ederek üç dışişleri bakanı ve iki ABD yetkilisiyle temasa geçtiğini gösterdi.

Telgrafa göre, şahıs haziran ayı ortalarında, mesajlaşma uygulaması Signal üzerinden bakanlar, bir ABD eyalet valisi ve bir Kongre üyesi ile temasa geçmiş ve en az ikisi için sesli mesaj bırakmıştır. Bir seferinde de hedefi Signal üzerinden iletişim kurmaya davet eden bir kısa mesaj gönderilmiştir.

Telgrafta şu ifadeler yer aldı: “Sahtekar muhtemelen yapay zeka ile üretilmiş metin ve sesli mesajları kullanarak hedeflenen kişileri manipüle etmeye ve bilgi ya da hesaplara erişim sağlamaya çalışıyor.”

Bu girişimi ilk haber yapan Washington Post gazetesi oldu.

İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Dışişleri Bakanlığı bu olaydan haberdar ve şu anda bir soruşturma yürütüyor” dedi.

Yetkili, “Bakanlık, bilgilerini koruma sorumluluğunu ciddiye alıyor ve gelecekteki olayları önlemek amacıyla bakanlığın siber güvenlik duruşunu iyileştirmek için sürekli adımlar atıyor” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı'nın 3 Temmuz tarihli telgrafı tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderildi ve personelin yabancı ortaklarını sahte hesaplar ve taklitçilik konusunda uyarması önerildi.

Bakanlık, “Bu kampanyadan Bakanlığa yönelik doğrudan bir siber tehdit söz konusu değildir, ancak hedeflenen kişilerin bilgilerinin ele geçirilmesi halinde üçüncü bir tarafla paylaşılan bilgiler risk altında olabilir” uyarısında bulundu.

Ne telgrafta ne de ABD'li yetkililer olayla ilgili bir şüpheli tanımlamadı, ancak telgrafta nisan ayında Rusya bağlantılı bilgisayar korsanları tarafından Doğu Avrupa'daki düşünce kuruluşları, aktivistler ve muhaliflerle eski Dışişleri Bakanlığı yetkililerini hedef alan ikinci bir hackleme girişimine atıfta bulunuldu.