AP milletvekilleri, AB'nin genişlemeden önce "hazır" olması gerektiğini belirtti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

AP milletvekilleri, AB'nin genişlemeden önce "hazır" olması gerektiğini belirtti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekilleri, Avrupa Birliği'nin (AB) genişlemeden önce "hazır" hale gelmesi gerektiğini savunarak, bu amaçla reformlar yapılması gerektiğini kaydetti.AP Genel Kurulunda "Gelecekteki genişleme ışığında AB entegrasyonunun derinleştirilmesi" başlıklı oturum düzenlendi.

Konuya ilişkin raporu hazırlayanlardan Portekizli milletvekili Pedro Silva Pereira, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın genişlemenin jeopolitik boyutlarının gözden geçirilmesine neden olduğunu dile getirdi.

Silva Pereira, aday ülkelerle devam eden süreçlerin hızlı ilerlememesi ve zorlu bir süreç olması gerektiğini savunarak, "Aday ülkelerin kriterlerimize, Birliğin temel ilkelerine, insan haklarına, demokrasinin işleyişine ve hukukun üstünlüğüne uymak için ellerinden geleni yapmaları gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

"35 ya da daha fazla üyeden oluşan bir AB, 27 üyeli bir AB'nin kurallarıyla çalışamayacaktır." diye konuşan Silva Pereira, aday ülkeler reformlar yaparken AB'nin de kendi içinde oylama, karar alma ve Parlamento yapısına yönelik reformlar yapması gerektiğini kaydetti.

"Genişleme liyakate dayalı bir süreçtir ve öyle kalacaktır"
AB Komisyonunun adaletten sorumlu üyesi Didier Reynders, AB Konseyinin Aralık 2023'te Ukrayna, Moldova ve Gürcistan'a aday ülke statüsü verdiğini hatırlatarak, bu ülkeler ve Batı Balkanlar'ın Avrupa'nın parçası olduğunu söyledi.

AB'nin genişlemesinin ülke ve vatandaşlar için fırsatlar yaratacağını dile getiren Reynders, "Daha büyük bir birlik, ekonomik açıdan da küresel sahnede daha fazla jeopolitik ağırlığa ve etkiye sahiptir. Birliğin kritik bağımlılıkları azaltmasına yardımcı olabilir ve daha özerk hareket etmesine izin verir." değerlendirmesinde bulundu.

Reynders, Birliğin büyümesinin ayrıca, Avrupa'nın genelinde hukukun üstünlüğünü ve insan haklarına saygılı demokrasilerin sayısının artması anlamına geleceğine işaret etti.

AB'nin genişlemesi için söz konusu aday ülkelerin tam ve sürekli siyasi kararlılık göstererek ilgili reformları yapması gerektiğini vurgulayan Reynders, "Genişleme liyakate dayalı bir süreçtir ve öyle kalacaktır." dedi.

AP milletvekilleri arasında fikir ayrılığı yaşandı
Oturumda söz alan bazı milletvekilleri Batı Balkanlar, Moldova, Ukrayna ve Gürcistan'ın Rusya'nın etkisinden uzaklaşması için AB üyesi olması gerektiğini savunurken, bazılarıysa söz konusu ülkelerin katılımının bölgenin güvenliğine neden olacağı etkiler konusunda endişelerini dile getirdi.

AB genişlemesine karşı çıkan milletvekilleri, bunun Birliğin güvenlik, demokrasi ve egemenliğine zarar verebileceğini iddia ederek, aday ülkelerin AB'ye entegrasyonunda sorunlar yaşanabileceğini öne sürdü.

Milletvekillerinden bazıları ise aday ülkelerin iç işlerinde yaşanan gelişmeler nedeniyle sürecin "politikleştirilmemesi" gerektiğini vurguladı.



ABD, uçaklar ve gözetlemelerle Gazze’deki ateşkesi koruyor

İsrail’in dün Lübnan’ın güneyindeki Haruf beldesinde İHA ile hedef aldığı bir aracın enkazı (EPA)
İsrail’in dün Lübnan’ın güneyindeki Haruf beldesinde İHA ile hedef aldığı bir aracın enkazı (EPA)
TT

ABD, uçaklar ve gözetlemelerle Gazze’deki ateşkesi koruyor

İsrail’in dün Lübnan’ın güneyindeki Haruf beldesinde İHA ile hedef aldığı bir aracın enkazı (EPA)
İsrail’in dün Lübnan’ın güneyindeki Haruf beldesinde İHA ile hedef aldığı bir aracın enkazı (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkesin bozulmasından duyduğu endişelerden dolayı Gazze Şeridi’ndeki ateşkesin devamlılığı için ağırlığını ortaya koydu. Bu durum Tel Aviv'de tedirginlik yarattı.

ABD ordusu son günlerde, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkesin tarafların anlaşmaya uymalarını sağlamak amacıyla Gazze Şeridi semalarında gözetleme yapan insansız hava araçları (İHA) uçurmaya başladı. İzlemeler, İsrail'in güneyindeki Kiryat Gat'ta yeni kurulan ABD Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nden yapılıyor.

Gözetleme görevi, yönetimin İsrail'den bağımsız olarak sektörde neler olup bittiğini bilmek istediğini gösteriyor. Kamera kayıtları doğrudan ABD Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'ne aktarılıyor ve ABD’liler dev ekranlarda tüm olayları ve gelişmeleri takip ediyor.

İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki ihlalleri devam ederken, Gazze Şeridi'nde istikrarı yeniden tesis etmek için oluşturulan uluslararası güç, gücün önemi konusunda art arda yapılan anlaşmalarla yeni bir aşamaya girdi. Diğer yandan Filistinlilerin bu gücün Gazze Şeridi'nin içinde değil sınırda konuşlandırılması talebi ve İsrail'in Türkiye'nin bu güce katılımını veto etme tehdidi de devam ediyor.

Uzmanlara göre Filistinli gruplar arasında bu güç konusunda varılan anlaşma, İsrail'in engellemelerine rağmen, bu gücün konuşlandırılmasını hızlandırabilir. Zira, bu gücün erken konuşlandırılması konusunda Arap görüşüne yakın olan ABD'nin tutumu bu konuda belirleyici olacak.

Öte yandan İsrail, Lübnan'ın güneyinde gerginliği tırmandırmaya devam etti. İsrail ordusu dün, Nebatiye ilindeki Haruf beldesine düzenlediği hava saldırısında Hizbullah'ın Rıdvan Birimi’nden bir komutanını öldürdüğünü duyurdu.


Çin'e karşı... Trump, üç Güneydoğu Asya ülkesiyle ticaret anlaşmaları imzaladı

ABD Başkanı Donald Trump, Kuala Lumpur'da düzenlenen Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesinde diğer liderlerle birlikte hatıra fotoğrafı çekildi. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Kuala Lumpur'da düzenlenen Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesinde diğer liderlerle birlikte hatıra fotoğrafı çekildi. (AP)
TT

Çin'e karşı... Trump, üç Güneydoğu Asya ülkesiyle ticaret anlaşmaları imzaladı

ABD Başkanı Donald Trump, Kuala Lumpur'da düzenlenen Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesinde diğer liderlerle birlikte hatıra fotoğrafı çekildi. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Kuala Lumpur'da düzenlenen Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesinde diğer liderlerle birlikte hatıra fotoğrafı çekildi. (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Washington'un Çin'in nadir toprak elementleri ihracatına getirdiği kısıtlamalar nedeniyle ticaret dengesizliklerini gidermek ve tedarik zincirlerini çeşitlendirmek amacıyla bugün Güneydoğu Asya'daki üç ortak ülkeyle bir dizi ticaret anlaşması imzaladı.

Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesine katılmak üzere Kuala Lumpur'da bulunan Trump, Tayland, Malezya ve Kamboçya'daki mevkidaşlarıyla karşılıklı ticaret anlaşmaları imzaladı. Anlaşmalar, ülkelerin gümrük vergileri ve gümrük vergileri dışındaki engellerin giderilmesi konusunda iş birliği yapmasını öngörüyor. Beyaz Saray tarafından yayınlanan açıklamaya göre ABD, anlaşmalar kapsamında bu üç ülkeden yapılan ihracatın çoğuna yüzde 19'luk gümrük vergisi uygulayacak.

Trump ayrıca, bu hızlı büyüyen sektörde Pekin'in rekabetçi çabaları arasında, kritik mineraller için tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi konusunda iş birliği yapmak üzere Tayland ve Malezya ile anlaşma imzaladı.

Reuters geçen ay, Çin'in nadir toprak elementleri işleme konusunda Kuala Lumpur ile görüşmelerde olduğunu ve Malezya'nın devlet fonunun bir Çinli şirketle ortaklık kurarak Malezya'da bir rafineri inşa etmesinin beklendiğini bildirdi.

Dünyanın en büyük nadir toprak elementleri madencisi ve işleyicisi olan Çin, rafinaj teknolojisine giderek daha sıkı ihracat kontrolleri getiriyor. Bu durum, küresel üreticileri yarı iletken çipler, elektrikli araçlar ve askeri teçhizatta yaygın olarak kullanılan temel metallerin alternatif tedarik kaynaklarını güvence altına almak için acele etmeye sevk etti.

Yapılan ortak açıklamada, Malezya'nın bugün ABD'ye kritik minerallerin veya nadir toprak elementlerinin ihracatını yasaklamaktan veya kota uygulamaktan kaçınmayı kabul ettiği belirtildi.

Ancak açıklamada, Malezya'nın taahhüdünün ham veya işlenmiş nadir toprak elementlerine uygulanıp uygulanmayacağı belirtilmedi. Tahmini 16,1 milyon ton nadir toprak elementi rezervine sahip Malezya, kaynak kaybını önlemek için şirketlerin ham nadir toprak elementlerini ihraç etmesini yasakladı.

Açıklamaya göre, anlaşma kapsamında Kuala Lumpur, ABD'den gelen endüstriyel ürünler ve tarım ürünleri ithalatına önemli ölçüde tercihli pazar erişimi sağlamayı da kabul etti.

Bu, kimyasallar, makineler ve binek otomobillerin yanı sıra süt ürünleri ve kümes hayvanları gibi ürünleri de içeriyor.

Açıklamada, helal sertifikasyonunda küresel liderliği ile tanınan Müslüman çoğunluklu bir ülke olan Malezya'nın, kozmetik ve ilaç gibi ABD ürünleri için gereklilikleri basitleştirmeyi kabul ettiği bildirildi.

Öte yandan Tayland, ABD'nin tüm endüstriyel, gıda ve tarım ürünlerini kapsayan malların yaklaşık yüzde 99'unda gümrük engellerini kaldıracak.

Anlaşmalar, Trump'ın bu yılın başlarında iki Güneydoğu Asya komşusu arasında yaşanan kanlı sınır çatışmalarının ardından Tayland ve Kamboçya arasında güçlendirilmiş bir ateşkes anlaşmasının imzalanmasını denetlemesinin ardından imzalandı.


Putin'in barışı, kazanamadığı bir savaştan daha tehlikeli

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
TT

Putin'in barışı, kazanamadığı bir savaştan daha tehlikeli

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Refik Huri

Ukrayna’daki savaşta bir çözüme ulaşmak için zaman geçip giderken Türkiye, Avrupa, ABD ve Çin’in tüm girişimleri boşa gitmiş gibi görünüyor. Her şey, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’daki savaşı Putin’e bir telefon görüşmesi ile sona erdirebileceği yönündeki ilk açıklamalarına rağmen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Budapeşte’de yapılması planlanan zirveyi iptal etmesi, bu zirvenin de Alaska Zirvesi ve önceki görüşmelerden farklı olmayacağı sonucuna varıldığını gösterdi.

Moskova'nın görüşüne göre üç yıl önce Ukrayna'yı işgal eden ve halen Ukrayna’da yürüttüğü savaşı ‘özel askeri operasyon’ olarak nitelendiren Putin'in şartları dışında bir çözüm olamaz. Kiev'in görüşüne göre ise Putin’in Rusya’ya ilhak etmekte ısrar ettiği topraklar pahasına bir çözüm mümkün değil. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Beyaz Saray’da Trump ile yaptığı görüşmeden döndükten sonra, ‘Ukrayna teröristlere suçları için herhangi bir ödül vermeyecek’ açıklamasında bulundu.

Trump'a göre, her iki taraf da zorlu tavizler vermeden bir anlaşmaya varılamaz. Rusya'nın son önerisine göre Rusya tüm Donbas bölgesini ilhak edecek ve Ukrayna güçleri, Moskova'nın Luhansk'ı işgal ettikten sonra işgal edemediği Donetsk bölgesinden çekilecek. Bunun karşılığında ise Rusya ordusu, işgal ettikleri Zaporijya ve Herson bölgelerinden çekilecek.

Putin'in dayatmak istediği barış, savaşından daha tehlikeli. Bundan daha tehlikelisi ise Avrupa'nın ve dolayısıyla dünyanın, siyasetin yağmacı olduğu İkinci Dünya Savaşı öncesi döneme, hatta Birinci Dünya Savaşı öncesi döneme geri dönmesi. Büyükler küçükleri egemenlikleri altına alır, güçlüler zayıfları işgal eder. Bu durum, ABD’nin sağladığı güvenlik şemsiyesi altında geçen onlarca yılın getirdiği rahatlığın ardından Avrupa’da askeri alandaki harcamalarda artışa yol açtı.

Aslında, ABD merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Viola Hill ve Angela Stent'in dediği gibi, Putin “Rusya'nın Belarus, Rusya, Ukrayna ve kuzey Kazakistan'ı kapsayan bir Slav birliği üzerinde hakimiyet kurduğu ve Batı'nın Avrasya üzerindeki hegemonyasını tanımasını talep ettiği bir dünya istiyor.”

Eğer Ukrayna'nın işgali bu planın bir parçasıysa Putin, ilerledikçe hedefleri değişen mevcut savaşın bu sonuçları doğurmasını beklemiyordu.

Bu sonuçlardan birincisi, Rusya’nın ve Ukrayna’nın gücünün yanlış hesaplanmasıydı. İngiliz stratejist Lawrence Freedman’a göre çıkarılan derslerden biri askeri gücün sınırlarıydı. İkincisi, Rus milliyetçiliğinin bir silah olarak kullanılmasının Ukrayna milliyetçiliğini derinleştirmesi ve bunun savaşta kullanılmasıydı. Üçüncüsü ise Rusya ordusunun birinci sınıf bir ordu olmadığı gerçeğinin ortaya çıkmasıydı. Çünkü üç yıl içinde bir haftada başaracağını düşündüğü ilerlemeyi kaydetmeyi başaramadı.

Dördüncüsü, Rusya da Ukrayna kadar değişti ve Avrupalıların Sovyet tanklarının gelmesinden duydukları korku, Rusya’nın tanklarının gelmesinden duydukları korkudan daha büyük hale geldi. Beşincisi, büyük bir güç olan Moskova, kendi ürettiği ve kullanmaya karar verdiği silahlarla savaşırken, orta büyüklükteki bir ülke olan Ukrayna, Washington’ın önceden onayı olmadan kullanma hakkına sahip olmadığı ABD ve Avrupa tarafından sağlanan silahlarla savaştı. Altıncısı ise Rusya ile Çin arasındaki ‘sınırsız ortaklık’ da Avrupa ve Amerika'nın tutumlarının birleşmesine yol açtı.

Trump'ın, Avrupa’nın ödemesini yapacağı Tomahawk füzelerini Kiev'e tedarik etme kararı alması kolay olmadı. Çünkü Putin'in tutumunu etkileme konusunda umut ve umutsuzluk arasında gidip geldi. Bunun yanında Moskova’nın bir yandan Ukrayna'ya silah gönderilmesine karşı çıkarken diğer yandan nükleer silah kullanma tehdidinde bulunması oldukça ironik. Ancak Fransız siyaset bilimci Bertrand Badie'ye göre Ukrayna'daki savaş bir dünya savaşına dönüşmedi, ama ‘küreselleşti’.

Ukrayna'nın toprakları ve egemenliği pahasına yapılacak herhangi bir anlaşmanın sonuçlarının, sadece Kiev için değil, Rusya'nın korku içindeki komşuları için de farkında olmayan kimse yok. Donbass ve Kırım'ın ilhakından sonra geriye kalan Ukrayna, AB’ye katılabilse bile NATO üyesi değil ve kaderi Moskova'nın insafına kalacak. Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, The Economist dergisine verdiği röportajda, “Rusya, Avrupa güvenliği için bir tehdit ve bölgede istikrarı bozan bir güç haline geldi” dedi. Almanya, Moskova ile savaşa hazırlanıyor gibi görünüyor.

Buradaki zorluk, Ukrayna'nın direncine bakılmaksızın savaşı kazanmasına yardım etmek değil, çünkü bu oldukça güç. Buradaki asıl zorluk, Rusya'nın aslında kazanmadığı bir savaşı kazanmasını engellemek. Yaşlı kıta kendini yeniliyor ve Rusya'ya daha fazla yaptırım uyguluyor. Ancak Karl Marx'ın dediği gibi “İnsanlar, tarihi, kendilerinin seçmediği şartlar altında yaparlar.”

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.