Güney Afrika Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Pandor: ABD'de bazı siyasiler Güney Afrika'ya karşı olumsuz bir pozisyon aldı

Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan - AA
Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan - AA
TT

Güney Afrika Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Pandor: ABD'de bazı siyasiler Güney Afrika'ya karşı olumsuz bir pozisyon aldı

Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan - AA
Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan - AA

Güney Afrika Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Pandor, İsrail’in Uluslararası Adalet Divanında (UAD) soykırımla yargılanmasıyla sonuçlanan dava sürecinin ardından ABD’li bazı siyasetçilerin ülkesine karşı çok olumsuz bir pozisyon aldığını belirtti.Güney Afrika Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Naledi Pandor, AA'nın "Global İletişim Ortağı" olduğu, Belek Turizm Bölgesi'ndeki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu (ADF) 2024'te, AA muhabirine, ülkesinin Filistin konusundaki tutumuna ve UAD sürecine dair açıklamalarda bulundu.

Güney Afrika'nın, "beyaz hükümetin" ırkçı politikalar güttüğü bir dönemde apartheide karşı uzun yıllar mücadele ettiğini hatırlatan Pandor, mücadelelerinde uluslararası toplumun yardımına ihtiyaç duyduklarını söyledi.

Pandor, ülkesinin mücadelesinin bir kısmının silahlı olduğunu ve diğer taraftan uluslararası dayanışma için uğraştıklarını, ülke ülke gezip yardım istediklerini, onları destekleyenler arasında başta Yaser Arafat olmak üzere Filistinlilerin de yer aldığını anlattı.

Filistinlilerin o dönemde zor zamanlar geçirmelerine rağmen Güney Afrika'nın yanında yer aldığını dile getiren Pandor, şöyle devam etti:

"O yüzden bu her zaman görevimiz. İnsanlar baskı altındayken, zorluk, önyargı, ayrımcılık, öldürülmeye maruz kalırken, Güney Afrikalıların bir şey yapmak için ahlaki bir sorumluluğu var. Biz de dünyaya hiçbir şey söylemeden Filistin halkının katledilmesini izleyemeyeceğimizi hissettik. BM'nin araçlarını kullanmaya karar verdik çünkü uluslararası hukukun İsrail tarafından ciddi şekilde ihlal edildiğine inanıyoruz. Uzun yıllardır bunu yaptı. Biz de bu kez buna karşı çıkmamız, Uluslararası Adalet Divanına gitmemiz gerektiğini düşündük ve aslında bir karar çıkartmak istedik."

Pandor, UAD'nin ihtiyati tedbir kararından bu yana, bir davaları olmadığını söyleyen ülkelerin bile İsrail'e, UAD'nin kararlarını uygulaması gerektiğini söylemeye başladığını anlattı.

Bu ülkelerin önceden bunun çok saçma ve zaman kaybı olduğunu, hiçbir başarı şansı olmadığını söylediklerinin unutulduğunu kaydeden Pandor, şimdi ise dava hakkında ve İsrail'in kararları uygulaması gerektiği hakkında konuştuklarını ifade etti.

"Güney Afrika ahlaki ve doğru bir mesele için uğraşıyor"
Pandor, bunun nedeninin İsrail'in dünyaya bir tehdit oluşturduğunu görmeleri olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

"Tepkiler konusunda maalesef ABD'de bazı siyasiler Güney Afrika'ya karşı çok olumsuz bir pozisyon aldı. Bildiğiniz gibi ABD çok güçlü bir ekonomiye sahip ve hepimiz onlarla ticaret yapıyoruz. Ülkemdeki yatırıma ve istihdama da bu, tehdit oluşturuyor. Bu nedenle lobiye devam etmeliyiz. Güney Afrika çok ahlaki ve doğru bir mesele hakkında küresel olarak uğraşırken ABD halkının Güney Afrika'ya karşı hareket etmesi tamamen yanlış."

UAD'deki davaya ilişkin herhangi bir ülkeden baskı görüp görmediğine ilişkin Pandor, "Hakkımız var, biz egemen bir ulusuz. Davamızı yürütme hakkımız var. Birçok ülkenin Güney Afrika'nın Filistin'e desteğiyle hemfikir olmadığını biliyoruz ancak bizim her zaman yaptığımız bir şey ve Filistin halkına arkamızı dönemeyeceğiz." dedi.

Pandor, İsrail'in UAD'nin kararlarına dair yanıtına ilişkin, "Başvurmadılar. Hepimiz biliyoruz ki Netahyahu UAD'nin kararlarını reddetti ve bu şaşırtıcı değil. Apartheid ile aynı şeyi yaşadık. BM organlarınca uluslararası kararlar alındığında apartheid devlet 'hayır' diyecek. Bunda apartheid devlet ile İsrail hükümeti arasında benzer bir uygulama ve yaklaşım görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin UAD'deki davaya desteğine ilişkin Pandor, "Türkiye, başından itibaren Güney Afrika'nın attığı adımları takdir ettiğini söyledi ve bizimle her zaman iletişim halindeydi." şeklinde konuştu.

Pandor, davanın değeri görüldüğünde ve daha detaylı süreçte bölgeden daha fazla ülkenin Güney Afrika'ya katılacağını umduklarını belirterek, "Mahkemeden hala tarih için bekliyoruz. Bu sürede kim Filistin'in gerçekten dostu, anlayacağız." dedi.

"Gazetecilerin öldürülmesi beni tiksindiriyor"
Pandor, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında hayatını kaybeden gazetecilere ilişkin ise şunları söyledi:

"Yaşanan trajediden dolayı kalbim acıyor ve özellikle de gazetecilerin özgürce faaliyet gösterememesi, korkunç tehlikelere maruz kalması ve birçoğunun öldürülmesi beni kesinlikle tiksindiriyor. Sık sık basın özgürlüğünden bahseden gazeteci örgütleri de dahil olmak üzere dünyanın büyük bir kısmı sessiz. Bu yüzden yaşananlar karşısında tiksinti duyuyorum. Tüm medya çalışanlarının ve hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum."

Batı ülkelerinin Gazze'de yaşananlara sessiz kalmasına yönelik soruyu yanıtlayan Pandor, "Bu, sık sık bahsettiğimiz bir sorunu yansıtıyor: İnsanları farklı olarak görmemiz. Eğer siyahsanız, daha az insansınız. Eğer Arapsanız, daha az insansınız. Eğer Avrupalıysanız, çok insansınız. Ve bu yüzden korunmanız gerekir. Dünya bu şekilde görülüyor. Bence bunu değiştirmemiz gerekiyor. Ve biz güneydekiler, bunun değişmesi için mücadele etmeliyiz. Bence kendi gücümüzü ele geçirmeli ve dünyanın yeni ve çok farklı bir versiyonunu yansıtmaya başlamalıyız." ifadelerini kullandı.

AA'nın ADF'de bulunan standını ziyaret eden Pandor, kurumun "Kanıt" kitabını inceleyerek bilgi aldı.



Yeni Delhi, Şanghay havaalanında bir Hintli vatandaşın gözaltına alınmasının ardından Çin'e sert protestolarda bulundu

Çin ve Hindistan bayrakları Çin'in Tianjin kentinde dalgalanıyor (Reuters)
Çin ve Hindistan bayrakları Çin'in Tianjin kentinde dalgalanıyor (Reuters)
TT

Yeni Delhi, Şanghay havaalanında bir Hintli vatandaşın gözaltına alınmasının ardından Çin'e sert protestolarda bulundu

Çin ve Hindistan bayrakları Çin'in Tianjin kentinde dalgalanıyor (Reuters)
Çin ve Hindistan bayrakları Çin'in Tianjin kentinde dalgalanıyor (Reuters)

Reuters'ın haberine göre Hindistan, Şanghay Havalimanı'nda bir Hint vatandaşının keyfi olarak gözaltına alınmasına sert bir itirazda bulunduğunu duyurdu ve bu tür olayların ilişkileri yeniden kurma çabalarına "tamamen yardımcı olmadığını" belirtti.

Hindistan medyası, Çin yetkililerinin 21 Kasım'da Şanghay Havalimanı'nda beklerken İngiltere'de yaşayan bir Hintli kadını gözaltına aldığını ve kendisine, doğu eyaleti Arunachal Pradesh'te doğduğu için Hindistan pasaportunun geçersiz olduğunu bildirdiğini yazdı.

Pekin, Zhannan olarak adlandırdığı Arunachal Pradesh'i kendi topraklarının bir parçası olduğunu iddia ederken, Yeni Delhi bu iddiayı sürekli olarak reddetti.

Hint medyası, Hintli kadın Prema Wanjum Thongdoke'nin Japonya'ya giden uçağa binmesinin engellendiğini ve 18 saat boyunca gözaltında tutulduğunu söylediğini belirtti.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Randhir Jaiswal, Hindistan'ın olayı Çin'e "kesin bir şekilde" ilettiğini söyledi.

Jaiswal, düzenlediği basın toplantısında, "Çin'in keyfi eylemleri... Arunachal Pradesh'li bir Hintlinin gözaltına alınması da dahil olmak üzere, her iki tarafın karşılıklı güven ve anlayış inşa etme ve iki ülke arasındaki ilişkileri kademeli olarak normalleştirme çabalarına zarar veriyor" dedi.

Jaiswal daha önce Çin'in eylemlerinin "küresel hava yolculuğunu düzenleyen bir dizi anlaşmayı ihlal ettiğini" ileri sürmüştü.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü salı günü yaptığı açıklamada, denetimlerin yasa ve yönetmeliklere uygun olarak gerçekleştirildiğini belirtti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öngörülemeyen dış politikaları nedeniyle dört yıldır süren anlaşmazlıkların ardından iki Asya devi, bir dizi üst düzey ikili ziyaret düzenleyerek ilişkileri temkinli bir şekilde onarmaya çalışıyor.


Avrupa’da sosyal medya için 16 yaş sınırı önerisi

Avrupa Parlamentosu üyeleri, küçüklerin sosyal medyaya bağımlı olmasına yol açan teknoloji ve içeriklerin yasaklanmasını talep etti (AFP)
Avrupa Parlamentosu üyeleri, küçüklerin sosyal medyaya bağımlı olmasına yol açan teknoloji ve içeriklerin yasaklanmasını talep etti (AFP)
TT

Avrupa’da sosyal medya için 16 yaş sınırı önerisi

Avrupa Parlamentosu üyeleri, küçüklerin sosyal medyaya bağımlı olmasına yol açan teknoloji ve içeriklerin yasaklanmasını talep etti (AFP)
Avrupa Parlamentosu üyeleri, küçüklerin sosyal medyaya bağımlı olmasına yol açan teknoloji ve içeriklerin yasaklanmasını talep etti (AFP)

Avrupa Parlamentosu dün, AB ülkelerinde 16 yaşın altındakilerin sosyal medyayı sınırsız kullanmasını yasaklayan bir teklif sundu. Bu teklif, sosyal medyanın çocuk ve ergenler üzerindeki "fiziksel ve psikolojik risklerini" azaltmak amacıyla önerildi.

Avrupa Parlamentosu üyeleri, Strazburg'da (Doğu Fransa) düzenlenen genel kurul toplantısında büyük çoğunlukla kabul edilen bağlayıcı olmayan bir raporda, "Avrupa Birliği'nde sosyal ağlar, video yayın platformları ve yapay zeka tabanlı sohbet programlarının kullanımı için asgari yaş sınırının 16 olarak belirlenmesi ve ebeveynlerinin onayıyla 13-16 yaş arasındakilerin kullanımına izin verilmesi şartının getirilmesi" çağrısında bulundu.

Ayrıca, küçük yaştakilerin sosyal medyaya bağımlı olmasına yol açan teknoloji ve içeriklerin, sayfayı yenilemek için ekranı aşağı çekme veya "yenilemek için çekme" olarak bilinen yöntemin ve ödül sistemlerinin yasaklanması çağrısında bulundular.

Avrupa Parlamentosu üyeleri, Avrupa düzenlemelerine uymayan web sitelerinin yasaklanmasını önerdi.

Uzmanlardan oluşan bir komitenin, yasağı bizzat destekleyen Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e önerilerini yıl sonuna kadar sunması bekleniyor.


Bir Afgan, Beyaz Saray yakınlarında iki Ulusal Muhafız üyesini ağır yaraladı

Beyaz Saray yakınlarındaki olay yerine intikal eden Ulusal Muhafız üyeleri (AP)
Beyaz Saray yakınlarındaki olay yerine intikal eden Ulusal Muhafız üyeleri (AP)
TT

Bir Afgan, Beyaz Saray yakınlarında iki Ulusal Muhafız üyesini ağır yaraladı

Beyaz Saray yakınlarındaki olay yerine intikal eden Ulusal Muhafız üyeleri (AP)
Beyaz Saray yakınlarındaki olay yerine intikal eden Ulusal Muhafız üyeleri (AP)

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü Kash Patel düzenlediği basın toplantısında dün Beyaz Saray yakınlarında vurulan iki Ulusal Muhafız üyesinin ‘hayati tehlikesi olduğunu’ açıkladı. Saldırıya uğrayan Ulusal Muhafız üyeleri hakkında daha önce basında yer alan ve öldükleri belirtilen haberleri ise yalanlayan Patel, “Ulusal Muhafız'ın iki cesur üyesi, korkunç bir şiddet eylemiyle vahşice saldırıya uğradı. Vuruldular. Durumları kritik” dedi.

NBC News haber ağı ve The Washington Post gazetesi başta olmak üzere Amerikan medya kuruluşları, iki kolluk görevlisi ve bir kaynağa göre iki Ulusal Muhafız üyesinin ağır yaralandığı silahlı saldırının şüphelisinin, 2021 yılının eylül ayında ABD’ye giriş yapan ve Washington eyaletinde yaşayan Afganistanlı bir göçmen olduğunu bildirdi. Yetkililer, şüphelinin kimliğini Rahmanullah Lakanwal olarak açıklasalar da kaynaklar, yetkililerin halen şüphelinin geçmişini tam olarak doğrulamaya çalıştıklarını belirttiler.

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, Washington'da Beyaz Saray yakınlarında iki Ulusal Muhafız üyesinin vurulması olayının şüphelisinin 2021 eylülünde Afganistan'dan geldiğini doğruladı ve olayı ‘terör eylemi’ olarak nitelendirdi.

Trump, Şükran Günü tatilini geçirdiği Florida'dan yaptığı açıklamada, “Şüpheli, Afganistan'dan ülkemize giren bir yabancı ve Biden yönetimi tarafından 2021 eylülünde buraya getirildi” dedi.

Trump, ekibinin şimdi Demokratik Partili eski Başkan Joe Biden'ın görevde olduğu dönemde Afganistan'dan ABD'ye gelen herkesi ‘yeniden incelemek’ zorunda kalacağını da sözlerine ekledi.

Öte yandan Batı Virginia Valisi Patrick Morrisey'e göre ABD Ulusal Muhafızları’nın iki üyesi, Washington’da vuruldu, ancak olayın hangi koşullarda gerçekleştiği halen belirsizliğini koruyor.

Vali Morrisey, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, “Bu sabah (dün) Washington’da vurulan Ulusal Muhafızları'nın iki üyesinin aldıkları yaralar sonucu hayatlarını kaybettiklerini derin bir üzüntüyle öğrendik” diye yazdı.

Vali Morrisey, şöyle devam etti:

“Bu iki cesur Batı Virginialı, ülkelerine hizmet ederken hayatlarını kaybetti.”

Metropolitan Polisi, helikopterler bölgenin üzerinde uçarken bir şüphelinin yakalandığını açıkladı.

Diğer taraftan ABD İç Güvenlik Bakanı Kristy Noem, daha önce iki polisin yaralandığını duyurmuştu.

Noem, X'te şöyle yazdı:

“Az önce Washington'da vurulan iki Ulusal Muhafız subayı için benimle birlikte dua etmenizi rica ediyorum.”

İki Ulusal Muhafız üyesinin durumunun ‘kritik’ olduğunu açıklayan ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social'da yaptığı bir paylaşımda şunları yazdı:

“İki Ulusal Muhafız üyesini vurarak ikisini de ağır yaralayan ve şu anda başka bir hastanede tedavi gören hayvan da ağır yaralandı, ancak yine de bunun bedelini ağır ödeyecek.”

Fransız Haber Ajansı AFP muhabirleri, Beyaz Saray'dan iki blok ötede askeri üniformalı bir kişinin sedyeyle taşındığını gördüklerini aktarırken, AFP’ye konuşan acil servis ekipleri, üç silahla yaralanma vakasına müdahale ettiklerini açıkladı.

grth
Beyaz Saray yakınlarında meydana gelen silahlı saldırının ardından askeri üniforma giyen bir adam ambulansa taşınırken (AFP)

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt yaptığı açıklamada, “Beyaz Saray bu trajik durumun farkında ve durumu takip ediyor, başkan da bilgilendiriliyor” dedi.

Leavitt, Beyaz Saray'ın kapatıldığını da belirtti.

Olayın görgü tanıklarından biri olan ve olay sırasında iki çocuğuyla arabasında bulunan 42 yaşındaki güvenlik görevlisi Angela Perry, “Silah sesleri duyduk. Trafik ışıklarında beklerken aniden bir dizi silah sesi duyduk" dedi.

Perry, “Ulusal Muhafız üyeleri silahlarını taşıyarak metro istasyonuna doğru koşarken görüldü” diye ekledi.

dfvf
Beyaz Saray yakınlarındaki olay yerinde görevli kolluk kuvvetleri (EPA)

Bölge güvenlik kordonu altına alındı ve onlarca polis ile yerel ve federal güvenlik güçleri görevlendirildi.

Ulusal Muhafız üyeleri Başkan Trump'ın talebi üzerine, ağustos ayında başkent Washington’a konuşlandırılmıştı. Son rakamlara göre bu ayın ortaları itibarıyla Washington’da konuşlu Ulusal Muhafız üyesi satısı 2 bin 175'e ulaştı. Belediye Meclisi ise federal hükümeti ‘yetkisini aşmakla’ suçladı.