Alman Ekonomi Enstitüsü: Trump yeniden başkan seçilirse Almanya'nın GSYH'si yüzde 1,2 düşebilir

AA
AA
TT

Alman Ekonomi Enstitüsü: Trump yeniden başkan seçilirse Almanya'nın GSYH'si yüzde 1,2 düşebilir

AA
AA

Alman Ekonomi Enstitüsü (IW), ABD'nin eski Başkanı Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesinin, ihracat odaklı Alman ekonomisinin büyümesini belirgin bir şekilde yavaşlatabileceğini bildirdi.

Alman Ekonomi Enstitüsü, ekonomiye yönelik "Trump yeniden seçilirse ne olur?" başlıklı analizini yayınladı.

Buna göre, Trump'ın "Kasım 2024'te yeniden ABD Başkanı olarak seçilmesi" ve "ABD'nin ticaret açığını azaltmak amacıyla tarifeleri artırma yönündeki taahhütlerini yerine getirmesi" küresel ticaret düzeninde önemli bir karışıklığa yol açabilir.

IW ekonomistleri, birinci senaryoda 2025 yılında ABD gümrük vergilerinin tüm ABD ithalatında yüzde 10'a ve ABD'nin Çin'den ithalatında yüzde 60'a çıkarılmasını; ikinci senaryo da ise tepki olarak Çin’in ABD'den yapılan ithalatta yüzde 40'lık bir tarife artışıyla misilleme yapmasını modelledi.

Trump'ın ABD'nin ticaret açığını azaltmak için gümrük tarifelerini yükseltmesi durumunda Alman ürünlerinin ihracatının yavaşlayacağı ifade edilen analizde, 2025'ten itibaren yeni bir ticaret ve gümrük anlaşmazlığı olmayan temel senaryoya göre Almanya’nın gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) 2028 yılında yüzde 1,2 daha düşük olabileceği belirtildi.

Donald Trump’ın politikalarından AB içinde en çok Almanya'nın etkileneceğine vurgu yapılan analizde, ülkenin 4 yıl içinde, sabit fiyatlarla hesaplanan GSYH kayıplarının birinci senaryoda 120 milyar avro, ikinci senaryo da ise 150 milyar avro olacağı kaydedildi.

IW'ye göre, Almanya'nın en önemli ihracat ortaklarından gelen talep, 2028'de tarife artışlarının olmadığı duruma kıyasla yaklaşık yüzde 5,5 daha düşük gerçekleşebilecek. Bu da Alman ihracatında yüzde 4,5'lik bir düşüşe denk geliyor.

Her iki senaryoda da reel ABD GSYH seviyesi, tarife anlaşmazlığının olmadığı duruma göre yaklaşık yüzde 1 ila 1,4 daha düşük olacak. ABD'de 4 yıl boyunca sabit fiyatlarla hesaplanan GSYH kayıplarının senaryo 1'de yaklaşık 600 milyar dolar, senaryo 2'de ise yaklaşık 1 trilyon dolar olarak gerçekleşebilecek.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP