Rusya'da komünistler Stalin'in ölümünün yeniden araştırılmasını istiyor

FSB ve başsavcılığa soruşturma için başvuru yapıldı

Stalin'in ölümü sık sık komplo teorilerine konu oluyor (AFP)
Stalin'in ölümü sık sık komplo teorilerine konu oluyor (AFP)
TT

Rusya'da komünistler Stalin'in ölümünün yeniden araştırılmasını istiyor

Stalin'in ölümü sık sık komplo teorilerine konu oluyor (AFP)
Stalin'in ölümü sık sık komplo teorilerine konu oluyor (AFP)

Rusya Komünistleri Partisi, dün Rus istihbarat servisi FSB'ye ve savcılığa başvurarak eski Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin'in 1953'teki ölümünde Batı istihbaratının rolü olup olmadığının araştırılmasını istedi.

Parti genel başkanı Sergey Malinkoviç, konuyla ilgili "Stalin döneminde yaşayan birçok kişinin ifadesinde Sovyet liderin Batı etkisi altındaki ajanlar tarafından zehirlenmiş olabileceğinden bahsediliyor" dedi.

Malinkoviç, "Parti, Rusya Federasyonu Başsavcılığı'na ve FSB'ye Josef Stalin'in ölümünde Batılı istihbarat servislerinin dahli olup olmadığının araştırılması için başvuru yaptı" ifadelerini kullandı.

Malinkoviç ayrıca, parti yetkililerinin bugün Kremlin Duvarı'ndaki Stalin büstüne çiçek koyarak bir anma düzenleyeceğini söyledi.

Malinkoviç'in liderliğini üstlendiği Rusya Komünistleri Partisi 2012'de kurulmuş ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin devamı olduğu iddiasıyla siyaset yapan Rusya Federasyonu Komünist Partisi'ne rakip olarak ortaya çıkmıştı.

FSB ya da başsavcılığın, partiden gelen soruşturma talebine yanıt verip vermediği henüz bilinmiyor.

1924'ten hayatını kaybettiği 1953'e kadar Sovyetler Birliği'ni yöneten Josef Stalin, 71 yıl önce bugün hayatını kaybetmişti.

Sovyet yetkililer Stalin'in hemorajik inme nedeniyle yaşamını yitirdiğini duyurmuştu. Stalin, 1945'te bir inme ve kalp krizi geçirmiş ve daha sonra sağlığı kötüye gitmişti.

Rusya'nın hızlı bir şekilde sanayileşmesinin mimarlarından biri olan Stalin aynı zamanda ülkedeki kıtlıklarda ve toplama kamplarında ölen yüzbinlerce kişiyle ilgili de tartışmaların odak noktasındaki isimlerden biri.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de daha önce Stalin'in iç politikalarını "totaliter" olarak tanımlamış ancak Sovyet liderin savaş dönemi liderliğinden övgüyle bahsetmişti.

 

Independent Türkçe, Reuters, Politico



ABD elçisi Witkoff yarın Umman'da İranlılarla buluşuyor

Witkoff ve Arakçi (AP)
Witkoff ve Arakçi (AP)
TT

ABD elçisi Witkoff yarın Umman'da İranlılarla buluşuyor

Witkoff ve Arakçi (AP)
Witkoff ve Arakçi (AP)

ABD'nin özel temsilcisi Steve Witkoff, ABD'nin hala diplomatik çözümden yana olduğu bir dönemde, İran'ın nükleer programı konusunda üç hafta içinde üçüncü kez yarın Umman'da İran ile görüşmelere katılacak.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce gazetecilere yaptığı açıklamada “Görüşmelerin bir sonraki turu cumartesi günü Umman'da yapılacak ve bu teknik ekipler arasındaki ilk toplantı olacak” dedi. Bruce, görüşmelerin teknik boyutunun ABD tarafında Dışişleri Bakanlığı'nın siyasi planlama şefi Michael Anton tarafından yürütüleceğini söyledi. “Özel Elçi Witkoff da hazır bulunacak” dedi.

Witkoff ve İran tarafı arasındaki son toplantı cumartesi günü Roma'da yapıldı ve toplantı sonunda her iki taraf da ayrıntılara girmeden iyimserliklerini dile getirdi. Nükleer programı nedeniyle 2018 yılında ülkesini İran'la yapılan uluslararası anlaşmadan çeken ABD Başkanı Donald Trump, bu çetrefilli meseleye diplomatik bir çözüm bulmayı umuyor ve İsrail'i İran'a askeri bir saldırı düzenlememeye çağırdı.

Ancak Trump, İran'ın nükleer silah elde etmesini önlemek için askeri seçeneğe başvurmayı göz ardı etmedi, Tahran ise nükleer silahlar elde etmeye çalıştığı iddiasını her zaman reddetti.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün yaptığı açıklamada, ülkesinin nükleer programına ilişkin görüşmelerde bulunmak üzere Almanya, Fransa ve İngiltere'yi ziyaret etmeye hazır olduğunu söyledi. X platformunda konuşan Arakçi, “Moskova ve Pekin'de yaptığım son istişarelerin ardından Paris, Berlin ve Londra'yı ziyaret ederek ilk adımı atmaya hazırım” dedi. Arakçi, “Sadece nükleer konuda değil, ortak ilgi ve endişe duyulan diğer tüm alanlarda” görüşmelere açık olduğunu vurguladı.

Arakçi, İran'ın nükleer programını denetlemek üzere 2015 yılında imzalanan ve ABD'nin Donald Trump'ın ilk döneminde 2018 yılında tek taraflı olarak çekildiği uluslararası anlaşmanın tarafları olan İngiltere, Fransa ve Almanya'yı ifade etmek için kullanılan bir kısaltma olan “topun artık E3'ün sahasında olduğunu” ifade etti.

Donald Trump'ın ilk döneminde 2018 yılında tek taraflı bir adım atmıştı.

Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Christophe Le Moyne Paris'in “İranlı bakanın açıklamasına eylemlerin eşlik edip etmeyeceğini görmek için durumu yakından takip edeceğini” söyledi. Le Moyne, Fransa'nın nükleer konuda “İranlılarla diyaloğu memnuniyetle sürdüreceğini” vurguladı.

Berlin ya da Londra'dan henüz resmi bir yorum gelmedi.

Abbas Arakçi, yarın yapılacak üçüncü tur müzakereler öncesinde Çinli mevkidaşı Wang Yi ile istişarelerde bulunmak üzere çarşamba günü Çin'i ziyaret etti. Geçen hafta da Moskova'yı ziyaret ederek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmüştü. Tahran'ın Çinli ve Rus müttefikleriyle iş birliğini öven Arakçi, Berlin, Londra ve Paris ile ilişkilerin “şu anda en düşük seviyelerde” olduğunu kaydetti. Arakçi, çarşamba günü İsrail'in “diplomatik yolu torpilleme” ve devam eden görüşmeleri baltalama “girişimlerini” kınadı.

Çin'in Xinhua haber ajansında dün yer alan habere göre Çin, Rusya ve İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) temsilcileri, İran'ın nükleer programını görüşmek üzere ajansın direktörü ile bir paraya geldi. Perşembe günü yapılan ortak toplantı, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin bu hafta Pekin'e yaptığı ziyareti takip etti. Şarku’l Avsat’ın Xinhua’dan aktardığına göre toplantıda İran'ın nükleer programına ilişkin siyasi ve diplomatik çözüm sürecinde UAEA'nın rolü konusunda derinlemesine görüş alışverişinde bulunuldu ve Çin'in İran'ın ABD dahil tüm taraflarla diyaloğunu desteklediğini ifade ettiği belirtildi.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu çarşamba günü yaptığı açıklamada, İran'ın varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu belirterek Tahran'ın nükleer silah geliştirmesi halinde “tüm insanlığın kaderinin” tehlikeye gireceğini iddia etti. İslam Cumhuriyeti her zaman nükleer silah arayışını reddetti ve programının sivil niteliğini vurguladı.

İran'ın nükleer programının denetlenmesi karşılığında İran'a yönelik uluslararası yaptırımların hafifletilmesini öngören 2015 tarihli anlaşma, ABD'nin anlaşmadan çekilmesinin ardından geçerliliğini yitirmişti.