Mısır, Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi'yle uluslararası nükleer enerji haritasında yerini aldı

Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi, Mısır’a elektrik üretmek ve ekonomiyi petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan korumak için enerji kaynaklarını çeşitlendirme fırsatı sunuyor

Mısır'ın ilk nükleer enerji santrali Dabaa (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)
Mısır'ın ilk nükleer enerji santrali Dabaa (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)
TT

Mısır, Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi'yle uluslararası nükleer enerji haritasında yerini aldı

Mısır'ın ilk nükleer enerji santrali Dabaa (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)
Mısır'ın ilk nükleer enerji santrali Dabaa (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)

Marcelle Nasr

Dünya şu sıralar İran destekli Husilerin Kızıldeniz'de seyrüsefer güvenliğini hedef alan tehditleri nedeniyle enerji tedarik piyasasında yaşanan çalkantılara tanık oluyor. Ortadoğu'dan ithal edilen doğalgaz fiyatları, bölgeden doğalgaz ihraç eden ülkelerin sevkiyatlarını Ümit Burnu üzerinden yapmaya yönelmesinin ardından yükseldi. Buna iklim değişikliğinin etkilerinin artmasının yanında Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’nın doğalgaz ihracatının durması ve Moskova'ya uygulanan yaptırımlar eşlik ediyor.

Dabaa’yı canlandırmak

Yerel açıdan enerji, Mısır ekonomisini küresel enerji piyasasındaki dalgalanmalardan korumaya yönelik yatırımlar için cazip bir ortam sağlayan önemli alanlardan biridir. Mısır, 1956 yılından beri kurduğu bir hayali gerçekleştirmek için 2014 yılından bu yana ülkenin en önemli ulusal projelerinden biri olarak kabul edilen Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi'ni tamamlamak için gerekli çalışmaları yaparak enerji alanındaki egemenliğini güçlendirmek üzere harekete geçti. Dabaa’da inşa edilen nükleer enerji reaktörleri, dünyada kullanılan nükleer teknolojinin en üst seviyesi olarak kabul edilen üçüncü nesil gelişmiş modellerden oluşuyor.

Rusya-Mısır ortak projesi olan Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi, Akdeniz kıyısındaki Mersa Matruh şehrinde yer alıyor. Buradaki tesis, 4,8 gigawatt kapasiteli dört nükleer reaktörden oluşuyor.

Rusya-Mısır ortak projesi olan Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi, Akdeniz kıyısındaki Mersa Matruh şehrinde yer alıyor. Buradaki tesis, 4,8 gigawatt kapasiteli dört nükleer reaktörden oluşuyorken işletme ömrü 60 yıl olan reaktörlerin ömrü 80 yıla kadar uzatılabiliyor. Proje, Mısır’ın enerji kaynaklarını çeşitlendirmesinin yanında temiz ve güvenli enerjiye geçişin kolaylaştırılması ve düşük karbonlu kaynaklara bağımlılığın artırılması gibi sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunuyor. Nükleer enerji santralleri, karbon oksit, kükürt ve nitrojen gibi çevreye zarar veren gazlar üretmediklerinden geleneksel santrallere göre çevre dostu olarak sınıflandırılıyor.

Geçtiğimiz yıl Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) ev sahipliğinde düzenlenen 28. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı (COP28) sırasında 20'den fazla ülkeye ortak bir bildiriyle dünyanın nükleer enerji kaynaklarını 2020 yılındakine kıyasla üç katına çıkarma çağrısı yapıldı. Böylece 2050 yılına kadar karbon nötrlüğünü sağlamak ve küresel ısınmayı 1,5 santigrat derecede tutmak amacıyla kömür ve gaza olan bağımlılığın azaltılması amaçlandı.

dsevfde
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Akdeniz kıyısındaki Dabaa Nükleer Enerji Santrali’nin dördüncü güç ünitesinin temel atma törenine Moskova'dan video konferans yöntemiyle katıldı, 23 Ocak 2024 (AFP)

Mısır'ın elektrik enerjisi üretimi alanında temiz ve güvenli nükleer enerji geliştirme programının yeniden canlandırılması amacıyla aldığı bu stratejik kararın önemi, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltması nedeniyle güvenli, ucuz ve uzun vadeli enerji arzının sağlanmasına katkıda bulundu.

Mısır, enerji üretim kaynaklarını çeşitlendirmek ve temiz enerji kaynaklarına yönelmek için gerekli çalışmalara başlarken elektrik üretiminin yüzde 85'ini halen fosil yakıtlardan (doğal gaz ve dizel) elde ettiğinden elektrik üretimine yönelik nükleer enerji projelerine özel önem verdi.

Mısır Elektrik ve Yenilenebilir Enerji Bakanlığı geçtiğimiz yılın ortalarında, devlet tarafından sübvanse edilen ve bu yüzden devletin bütçesine büyük bir maliyet getiren elektrik santrallerinde doğal gaz ve dizel yakıt tüketimini azaltmak amacıyla planlı elektrik kesintilerine başvurarak bu maliyetleri azaltma planını devreye soktu.

Dabaa Nükleer Enerji Santrali ile ilgili anlaşmalar Rusya ile yapılan mali anlaşmaya göre finanse edilecek ve 25 milyar dolarlık kredi, ticari faaliyetin ardından 22 yıllık kârla geri ödenecek.

Mısır'ın elektrik üretim kaynaklarından biri olarak nükleer enerjiyi de sistemine dahil etmek üzere attığı bu adımın arkasında bir kilowatt nükleer enerji üretmenin diğer kaynaklara göre düşük maliyetinin yanı sıra ekonomisini küresel petrol fiyatlarından dalgalanmalardan korumayı istemesi yatıyor.

Enerji üretimi kaynaklarının çeşitlendirilmesi

Mısır Bakanlar Kurulu'nun hazırladığı raporda, nükleer enerjinin doğalgaz piyasası gibi fiyat dalgalanmalarından etkilenmediği, doğalgaz piyasasında fiyatların yüzde 100 artması durumunda elektrik enerjisi üretim maliyetinin de artacağı ve doğalgazla çalışan bir elektrik enerjisi üretim tesisinde maliyetlerin yüzde 60-70 civarında yükseleceği, buna karşın doğal uranyumun piyasa fiyatı iki katına çıksa bile nükleer enerji üretimi maliyetinin en fazla yüzde 10’a yakın olacağı belirtildi. Öte yandan Dabaa Nükleer Enerji Santrali ile ilgili anlaşmalar Rusya ile yapılan mali anlaşmaya göre finanse edilecek ve 25 milyar dolarlık kredi, ticari faaliyetin ardından 22 yıllık kârla geri ödenecek. Bununla birlikte projedeki ana yüklenici Rus nükleer enerji şirketi Rosatom olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi son zamanlarda, temiz ve güvenli nükleer enerji üreten reaktörlerin elektrik üretmek amacıyla dördüncü güç ünitesinin temelinin atılması gibi birçok ilerlemeye tanık oldu. Elektrik üretimine yönelik proje hızlı adımlarla ilerlerken Mısır, dünyanın yeşil enerjiye olan mevcut ilgisi bağlamında başka yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları olmasına rağmen nükleer enerji üretim projesini başlattı ve bu projede ilerlemeye devam ediyor.

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Forumu Başkanı Samir Gattas, konuyla ilgili olarak Al-Majalla’ya yaptığı değerlendirmede, elektrik enerjisi üretmek amacıyla temiz ve güvenli nükleer enerji geliştirme programını yeniden canlandırmak için inisiyatif alan Mısır’ın bu alanda aldığı stratejik kararın önemini vurguladı.

Gattas, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mısır, içinde bulunduğu zor ekonomik duruma rağmen Dabaa Nükleer Enerji Santrali’ndeki reaktörlerin üçünün inşasını tamamlarken, dördüncü reaktörün temelini attı. Bunun yanında reaktörlerin güvenlik koşullarını da dikkate alıyor."

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Forumu Başkanı Samir Gattas: Doğalgazın Ümit Burnu üzerinden sevkiyatı, sadece tanker yakıtı maliyetini dahi 1 milyon dolar artırırken buna yüksek meblağlardaki sigorta ve işçilik maliyetleri eşlik ediyor. Böylece doğalgaz, Avrupa'ya yüksek fiyatlarla ulaşıyor.

Dünyanın sera gazı emisyonlarını azaltmayı istediğini, fakat çoğu ülkenin temiz ve güvenli nükleer enerji santrallerinin kurulmasına karşı çıktığını belirten Gattas, “Örneğin Almanya, kısa bir süre önce tüm nükleer projelerini rafa kaldırdı. Ancak herkes ya nükleer enerjiye yönelmek ya da kömür gibi fosil enerji kaynaklarına dayanarak çevreyi kirleten alternatiflere dönmek zorunda” ifadelerini kullandı.

En büyük doğalgaz ihracatçısı ülke olarak kabul edilen Katar'ın, doğalgaz sevkiyatını Ümit Burnu üzerinden yapmaya başladığına ve artan enerji krizi ve Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğini tehdit eden çalkantılarla birlikte Rusya’nın ihraç ettiği doğalgaza alternatif olarak Ortadoğu'dan ithal edilen doğalgazın fiyatının önemli ölçüde arttığına dikkati çeken Gattas, “Doğalgazın Ümit Burnu üzerinden sevkiyatı, sadece tanker yakıtı maliyetini dahi 1 milyon dolar artırırken buna yüksek meblağlardaki sigorta ve işçilik maliyetleri eşlik ediyor. Dolayısıyla krizin devam etmesi ve bir çözüm bulunamaması halinde doğalgaz Avrupa'ya çok yüksek fiyatlarla ulaşmaya devam edecek. Kriz sadece Gazze'deki savaşla değil, aynı zamanda Husiler ve İran-ABD ilişkileriyle de bağlantılı” yorumunda bulundu.

Mısır'ın daha ucuz ve daha etkin temiz enerji üretmek için birden fazla kaynağı olması ve bunlardan Mısır'a yetecek kadar alternatif enerji üretip ihracat yapılabilmesi nedeniyle tek bir enerji kaynağına odaklanmaması gerektiğini vurgulayan Gattas, “Mısır, enerji kaynaklarına ihtiyaç duyan Akdeniz ülkelerine yakın coğrafyada yer alıyor. Bu yüzden Fas gibi enerji ihraç eden bir ülke haline gelebilir” dedi.

Tarımsal yatırım için en iyi proje

Ekonomist Alaa en-Nehri, Al-Majalla’ya yaptığı açıklamada, Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi’nin yakın zamana kadar Mısır ve Avrupa'nın tahıl ambarı olan kuzeybatı kıyısını nispeten de olsa geliştirmesini umduğunu ifade etti. Bunun nedeninin bölgenin tarımın ağırlıklı olarak yağmura bağlı olması ve buğday ile arpa yetiştirilmesi için iki kez ek sulamaya ihtiyaç duyulması olduğunu söyleyen Nehri, “Bu yüzden nükleer enerji reaktörlerinden elde edilebilecek enerjiye ihtiyaç duyan ve bölge geneline yayılan çok sayıda deniz suyunu tuzdan arındırma tesisi inşa etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Nehri, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Günümüzde, bölge yağış aldığı için rahatlıkla yapılan incir ve zeytin yetiştiriciliğinin geliştirilmesinin yanında bölgedeki verimli toprağın ve uygun iklimsel koşullar nedeniyle tahılda tarımsal yatırım ve kendine yeterliliğin sağlanması amacıyla bölgede nükleer reaktör kurulmasını Mısır'ın acilen ihtiyaç duyduğu en iyi yatırım projesi olarak görüyorum. Böylece tarımsal ürünler çok yüksek kalitede olacağı için yetiştiricilik yaygınlaştırılıp ürünler Avrupa'ya ihraç edilebilir. Bu sayede proje, Mısır'ın döviz sıkıntısı çektiği bir dönemde niteliksel bir sıçrama yaptırarak ülkeye yetecek stratejik öneme sahip ürünlerde kendi kendine yeterliliğe ulaştıracak ve bu ürünlerin dışarıdan ithalatını durduracak dev projelerden biri olarak değerlendirilecek.”

BM Çevre Programı’nın (UNEP) küresel sıcaklıklardaki ortalama artışı 2 santigrat derecenin altında tutmak için dünyanın sera gazı emisyonlarını yüzde 28 oranında, artışı 1,5 santigrat derecenin altında tutmak içinse yüzde 42 oranında azaltması gerektiğine ilişkin son tahminlerinin 2015 yılında Paris'te düzenlenen BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP15) onaylandığına dikkati çeken Nehri, “Her iki hedefe de ulaşmak için, nükleer enerjinin verimli ve temiz bir kaynak olarak rolü vurgulanmadan iklim değişikliğiyle mücadele zor bir görev olmaya devam edecek” dedi.

COP28 öncesi nükleer santrallerin kurulmasının, çeşitli tehlikeleri olması ve Çernobil, Three Mile Island, Fukushima gibi kazalara yol açması nedeniyle hoş karşılanmaması dikkat çekici.

Nükleer yakıt yenilenemeyen bir enerji kaynağı olsa da nükleer santraller, fosil yakıtlarla çalışan enerji üretim tesislerinden farklı olarak çalıştıkları sırada karbondioksit ya da metan gibi sera gazları üretmez. Bu yüzden iklim değişikliğinin yansımalarının üstesinden gelmek için yenilenebilir enerjinin yanı sıra nükleer enerji santrallerine de güvenilebilir.

İklim değişikliğinin etkileriyle mücadele

Al-Majalla’ya konuşan enerji uzmanı Muhammed es-Subki, Dabaa Nükleer Enerji Santrali’nin Mısır’a iklim değişikliğiyle mücadelede temel bir odak noktası olarak kabul edilen temiz ve güvenli enerji üretimi alanında sıçrama yaptıracağını söyledi. COP28'de karbondioksit salınımına yol açan enerji kaynaklarının çevre dostu olmayan teknolojiler olduğu sonucuna varıldığını belirten Subki, “Sonuç olarak nükleer enerji gelecekte güvenilebilecek enerji kaynaklarından biri olarak kabul edildi ve bu da Mısır'ın yönelimiyle paralel bir karar. COP28 öncesi nükleer santrallerin kurulmasının, çeşitli tehlikeleri olması ve Çernobil, Three Mile Island, Fukushima gibi kazalara yol açması nedeniyle hoş karşılanmaması dikkat çekici” ifadelerini kullandı.

Nükleer enerjinin tek karbonlu bir enerji kaynağı olduğuna ve yeni nesil nükleer santrallerin tehlikelerinin oldukça azaltıldığına işaret eden Subki, “Mısır, nükleer sızıntı, radyasyon ve benzer kaza, sorun ya da deprem gibi bazı tehlikelerin hiçbirinin söz konusu olmadığını teyit etti” diye konuştu.

Orta ve uzun vadede nükleer enerjinin maliyetinin, halihazırda dalgalanan yakıt ve enerji fiyatlarıyla rekabet edebilecek seviyede olacağını söyleyen Subki, Mısır'ın Dabaa Nükleer Enerji Santrali için yaklaşık 25 milyar dolarlık kredi aldığını, ancak bu tür projelerin maliyetinin yüksek olmasına rağmen nükleer santrallerin kapasitesi Mısır'ın elektrik ihtiyacının yüzde 15 ila 29'u karşılayabileceğinden bu borcu 10 yıldan kısa sürede absorbe edeceğini vurguladı.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Trump'ın müttefiklerinin onu 'çılgın bir destekçi’ diye uyardıkları Loomer kim?

 Laura Loomer (AFP)
Laura Loomer (AFP)
TT

Trump'ın müttefiklerinin onu 'çılgın bir destekçi’ diye uyardıkları Loomer kim?

 Laura Loomer (AFP)
Laura Loomer (AFP)

İsa en-Nehari

Sağcı aktivist Laura Loomer'ın Donald Trump'la sık sık bir araya gelmesi dikkatlerden kaçmadı. Son olarak Demokrat Parti’nin Hint ve Afrika kökenli başkan adayı Kamala Harris'in kazanması halinde Beyaz Saray'ın köri gibi kokacağını söyleyen Loomer'ın geçmişteki tartışmalı açıklamaları, sadece Demokratların değil, Loomer'ın artan nüfuzuna ve partiyi bölebilecek etkisine karşı uyaran Trump destekçisi Cumhuriyetçilerin de tepkisini çekti.

Loomer'ın Harris'e ‘uyuşturucu kullanan fahişe’ demesi, İslam dinini ‘kanserli bir tümör’ olarak tanımlaması ve İslam dinine duyduğu nefretten ‘gurur duyduğunu’ söylemesi de diğer tepki çeken ifadelerinden sadece birkaçı. New York Times (NYT) gazetesine göre Loomer'ın 2017 yılında attığı ve Akdeniz'i geçen yaklaşık 2 bin göçmenin ölümünü kutladığı bir tweet sosyal medyada viral olmuştu.

Komplo teorileri barındıran söylemleri, Müslüman sürücüleri hedef almasının ardından Facebook ve Instagram hesaplarının yanı sıra araç çağırma uygulamaları Uber ve Lyft hesaplarının askıya alınmasına neden olmuştu. Twitter hesabı da kapatılmıştı, ancak Elon Musk’ın Twitter’ı satın almasının ardından ismini değiştirerek X platformu olarak ifade özgürlüğünü teşvik etmeye yönelik genel politikasının bir parçası olarak Loomer'ın hesabı yeniden etkinleştirildi.

Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Radikal sağcı komplo teorisyeni Loomer'la ilgili bir haberinde Donald Trump'ın Nancy Pelosi gibi siyasi rakiplerine ‘çılgın’ demeyi sevdiği vurgulanarak “O halde neden 11 Eylül komplo teorisinin destekçisi Laura Loomer ona eşlik ediyor? Trump, Bayan Loomer ile birlikte olmaktan mutlu görünüyor. Bu, kendisine seçim zaferine mal olabilir” ifadeleri yer aldı.

Eski Başkan’ın yakın çevresi, Trump'ın Loomer’ın tavsiyelerini dinlediğini söylüyor. Gazete, Loomer’ın Twitter hesabının askıya alınmasını protesto etmek için 2018 yılında sosyal medya platformunun New York'taki merkezi önüne kendini zincirlemesi, Florida Valisi’nin eşi Casey DeSantis'in meme kanseri konusunda yalan söylediğini ima etmesi ve kendisini eleştiren Senatör Lindsey Graham'a iftira atması gibi tuhaf geçmişine atıfta bulunarak Trump'ın Loomer’ın tavsiyelerini dinlemesine karşı uyardı.

Peki, kim bu Loomer?

Laura Loomer, 1993 yılında Arizona'da doğdu. İnternet dünyasına ilk adımını 2015 yılında bir üniversite öğrencisiyken, kampüste DEAŞ yanlısı bir kulüp kurma önerisini tartışan üniversite yetkililerinin videosunu gizlice kaydedip yayınlayarak attı. Cumhuriyetçi Parti 2020 yılında Trump'ın desteğiyle onu Florida'daki kongre seçimlerinde aday gösterdi, ancak Demokrat Partili rakibine karşı kaybetti. Bundan iki yıl sonraki ikinci denemesi de başarısız oldu.

Loomer (31) kendisini ‘beyaz milliyetçi yanlısı’ olarak nitelendiriyor. ABD’yi de ırk çeşitliliği sonucu yok edilmiş bir ‘beyaz Yahudi-Hıristiyan etno devleti’ olarak tanımlıyor. Sosyal medyada, özellikle de X platformunda oldukça aktif olan Loomer, 1,2 milyon takipçisiyle ABD'nin en önde gelen komplo teorisyenlerinden biri. Önceleri 11 Eylül'ün ABD hükümeti tarafından gerçekleştirilen bir komplo olduğuna inanıyordu, ancak daha sonra bu teorisinden geri adım attı.

Loomer, 2017 yılında New York'ta Shakespeare'in Julius Caesar oyunu sahnelenirken gösterimin yarıda kesilmesine yol açtıktan sonra dikkatleri üzerine çekmeye başladı. Loomer, oyun sırasında sahneye atlayıp suikasta kurban giden Julius Caesar’ı canlandıran aktörün Trump'a benzeyen bir kostüm giymesine “Bu Donald Trump'a karşı bir şiddettir!” diye bağırarak itiraz etti. Loomer, kendi ifadesiyle ‘sağ kanada karşı siyasi şiddetin normalleştirilmesine’ bir son verilmesini istedi.

Cumhuriyetçilerden eleştiri

Loomer, Harris ile münazaranın yapılacağı gün Trump'la birlikte seyahat ettikten ve 11 Eylül anma törenine katıldıktan sonra başkanlık seçimleri sürecinde ön plana çıktı. Bu durum, özellikle de Loomer'ın arkasında olduğuna inanılan Trump’ın göçmenlerin kedi ve köpekleri yediğine ilişkin son açıklamasının ardından, Loomer'ın Trump üzerindeki etkisinin boyutuna ilişkin tartışmaları yeniden gündeme getirdi.

Aşırı sağcı olmakla suçlanan Cumhuriyetçi Temsilci Marjorie Taylor Greene, Trump'ı Loomer'ı bölgesinde tutmaması konusunda uyararak onu ‘belgelenmiş bir yalancı’ olarak nitelendirdi. Loomer’ın açıklamalarını ‘dehşet verici ve son derece ırkçı’ olarak nitelendiren Greene, Loomer hakkında “Biz Cumhuriyetçileri ve ABD’yi yeniden büyük yapma kampanyasını temsil etmiyor” dedi.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ise Loomer tarafından yapılan açıklamaların ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi. Senatör Thom Tillis da X hesabından yaptığı paylaşımda, Laura Loomer'ın ‘düzenli olarak Cumhuriyetçileri bölmeyi amaçlayan berbat sözler sarf eden çılgın bir komplo teorisyeni’ olduğunu yazdı.

Loomer’ın Trump’ın seçim kampanyasıyla bağlantısı

Şarku’l Avsat’ın NYT’den aktardığı habere göre Trump geçtiğimiz yıl Loomer'ı seçim kampanyasında görevlendirmeye sıcak bakıyordu. Fakat üst düzey yardımcılarının, Loomer'ın seçim çalışmalarına zarar verebileceği yönündeki endişelerini dile getirmesi üzerine geri adım attı. Ancak Loomer, Trump'ın seçim çalışmalarında yer bulamamasına rağmen eski Başkan’a yakın olmaya devam etti. Bu durum, Trump’ın seçim kampanyası içindeki ve dışındaki bazı müttefiklerini üzdü.

Haber sitesi Semafor, Trump’ın seçim kampanyası ekibine yakın bir kaynağın, Loomer'ın Trump'ın zayıflıklarını daha da kötüleştireceğine dair ciddi endişeler olduğunu söylediğini aktardı. Semafor’a göre kampanya ekibine yakın bir başka kaynak ise Loomer'ın rolünü küçümsedi ve Trump’ın Harris ile olan münazarasının hazırlıklarına dahil olmadığını söyledi.

Düzenli olarak Trump'ı destekleyen etkinliklere katılan Loomer, daha önce de Trump'ın Florida'daki malikanesinde görülmüştü. Loomer, Bu yılın başlarında Trump’ın uçağıyla Iowa'ya gitmiş ve Trump burada düzenlenen bir etkinlikte onu sahneden selamlamıştı. Trump, ayrıca Truth Social hesabında Loomer tarafından yayınlanan videoları paylaşmıştı.

Loomer, geçtiğimiz hafta 11 Eylül saldırılarının yıldönümünü anma töreninde Trump'ın yanında göründükten sonra Trump'ın seçim kampanyasında çalıştığı iddialarını reddetti. Misafir olarak davet edildiğini söyleyen Loomer, “Beni arayan ve adeta takıntılı bir şekilde bugün onlarla konuşmamı isteyen birçok muhabir için cevabım ‘hayır’. Hikayelerim ve araştırmalarım üzerinde çalışmakla çok meşgulüm. Sizin komplo teorilerinizi tartışacak vaktim yok” ifadelerini kullandı.

Peki, Trump Loomer hakkında ne diyor?

Trump, iki gün önce Kaliforniya'da düzenlenen bir basın toplantısında Loomer'ın sadece bir ‘destekçisi’ olduğunu ve Harris ya da 11 Eylül hakkındaki son yorumlarından haberdar olmadığını belirterek “Laura'yı kontrol altına alamam, ne istiyorsa onu söylemeli, o özgür bir ruh” dedi.

Bu açıklamadan birkaç saat sonra Trump, sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, “(Laura'nın) yaptığı açıklamalara katılmıyorum. Ama beni destekleyen milyonlarca insan gibi Laura da Marksistlerin ve radikal sol faşistlerin bana saldırmasını ve beni acımasızca karalamasını izlemekten yoruldu” yazdı.