Rusya, satranç efsanesi Garry Kasparov'u "teröristler ve radikaller" listesine aldı

Kasparov, Ukrayna savaşına karşı açıklamalarıyla dikkat çekiyordu

Kasparov, dünya satranç şampiyonu ünvanını 1985'ten 2000'e kadar korumayı başarmıştı (Reuters)
Kasparov, dünya satranç şampiyonu ünvanını 1985'ten 2000'e kadar korumayı başarmıştı (Reuters)
TT

Rusya, satranç efsanesi Garry Kasparov'u "teröristler ve radikaller" listesine aldı

Kasparov, dünya satranç şampiyonu ünvanını 1985'ten 2000'e kadar korumayı başarmıştı (Reuters)
Kasparov, dünya satranç şampiyonu ünvanını 1985'ten 2000'e kadar korumayı başarmıştı (Reuters)

Kremlin yönetimi, Rus satranç efsanesi Garry Kasparov'u "teröristler ve radikaller" listesine ekledi.

60 yaşındaki eski dünya satranç şampiyonu uzun süredir Putin'e muhalif bir çizgi izliyordu ve Rusya'nın Ukrayna'da yürüttüğü savaşa karşı çıkan açıklamalarda bulunmuştu.

Kasparov'la ilgili kararın mali denetleme kurumu Rosfinmonitoring tarafından verildiği ifade edildi. Kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele gibi konularda etkili olan kurumun, ilgili listeye aldığı kişilerin banka hesapları da dondurulabiliyor.

Kasparov'un neden teröristler ve radikaller listesine eklendiğine ilişkin bir açıklama yapılmadı.

Ancak Kremlin'in Ukrayna savaşına karşı çıkan kişileri sıklıkla "radikal" ve "yabancı ajan" olarak fişlediği biliniyor.

Rus satranç efsanesiyse sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada kararla dalga geçti.

Kasparov yaptığı paylaşımda, "Benden çok Putin'in faşist rejimini anlatan bir onur" ifadelerini kullandı.

Gelmiş geçmiş en iyi satranç oyuncularından biri olarak görülen Kasparov, 10 yılı aşkın süredir siyasi aktivist olarak ABD'de yaşıyor.

Kremlin politikalarına karşı çıkan Kasparov, geçen yıl şubatta yaptığı açıklamada Batı ülkelerinden Kiev'e yönelik desteği artırmalarını istemişti.

Kasparov ayrıca, Ukrayna'nın savaşı kazanmasının Rusya'da demokrasiye geçiş için bir ön koşul olduğunu öne sürmüştü.

Rusya'da son dönemde birçok yazar, bilim insanı ve siyasetçi de terörist, radikal veya yabancı ajan olarak fişlenmişti.

Independent Türkçe, Kyiv Post, Politico



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”