ABD, İsrail'deki iktidar koalisyonuna nasıl bakıyor?

Gantz'ın Washington ziyareti, ABD'nin savaşın devamına ilişkin uluslararası baskıyı önlemek için yeni parlamento seçimlerini hızlandırma arzusunu gösteriyor.

ABD Dışişleri Bakanı Anthoy Blinken, eski İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile görüştü. (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Anthoy Blinken, eski İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile görüştü. (AFP)
TT

ABD, İsrail'deki iktidar koalisyonuna nasıl bakıyor?

ABD Dışişleri Bakanı Anthoy Blinken, eski İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile görüştü. (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Anthoy Blinken, eski İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile görüştü. (AFP)

ABD'nin İsrail içindeki hamleleri, yaklaşan başkanlık seçimleri ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD eski Başkanı Donald Trump'ın dönüşüne dair iddiaları nedeniyle, ortak siyasi sahnenin yönetilmesiyle ilgili birçok engel ve sorunla karşı karşıya kalacak.

İsrail Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz'ın ABD yönetiminden bir dizi üst düzey yetkiliyle görüşmek üzere Washington'a yaptığı ziyaret, Netanyahu’nun koalisyonu içinde Gazze savaşına ilişkin anlaşmazlıkların arttığının bir göstergesi olarak değerlendirildi. Gantz, ziyareti çerçevesinde ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken’la görüştü.

Mevcut İsrail hükümeti içinde yaşanan gerilimler ne olursa olsun ABD yönetimi, İsrail içinde güçlü ve merkezi bir oyuncudur. Böyle bir konumda bulunan ABD yönetimi oyunun kurallarını gerçekten değiştirmek istiyor. Diğer yandan İsrail'in pozisyonu ne olursa olsun, en azından taktiksel olarak İsrail'i sakinleşmeye zorlamak için sadece Amerikan değil, uluslararası baskı çerçevesinde de sükunetle hareket edilmelidir.

ABD'nin Gantz'ı davet etmesi, Netanyahu üzerinde bir baskı hamlesi olarak da yorumlanabilir. Ayrıca Biden yönetiminin Gantz ile iş birliği yapmayı tercih ettiği şeklinde de yorumlanabilir. Aynı zamanda, savaş konusunda uluslararası ve iç baskılardan kaçınmak için yeni parlamento seçimlerini hızlandırmaya yönelik bir başka mesaj olarak da anlaşılabilir.

Spesifik hedefler

ABD yönetimi, birkaç seçenek üzerinde çalışıyor. Bunlardan ilki mevcut koalisyonun bileşenlerini değiştirmeye çalışmak. Çünkü İsrail'deki mevcut gelişmeler ABD yönetimini siyasi ve partizan ortamdaki istikrarsızlık durumuyla başa çıkma yönünde ilerlemeye teşvik ediyor ve şu anda tüm koşullar buna izin veriyor. Öyle ki hükümetin kendi içinde, Likud Partisi içinde, Savaş Kabinesi içinde çatışmalar devam ediyor. Bu da ABD yönetiminin Yair Lapid, Benny Gantz ve diğerleri gibi bazı isimlere güvenerek mevcut ortamdan istifade etmeye çalıştığını doğruluyor.

ABD yönetimi söz konusu isimlerin çatışmaya girerek baştakilerle mücadele edebileceğini düşünüyor. Siyasi ya da partizan yolun sonunda, ateşkesin ardından bir ulusal birlik hükümeti kurulabilir. Bu hükümetin amacı İsrail'deki tüm gelişmelerle yüzleşecek koşulları hazırlamak olmalıdır. Öncelikler bağlamında böyle yapılmalıdır. Çünkü İsrail hükümeti içinde bir gerilim durumu yaşanıyor. Aşırılık yanlısı Yahudilerin askere gitmeyi reddetmesi de buna dahil. Sağcı Yisrael Beiteinu (Evimiz İsrail) Partisi lideri Avigdor Liberman, İsrail hükümetinin sonuna geldiğini ve Netanyahu'dan kurtulmanın İsrailliler için bir ödül olduğunu belirtti.

İkinci olarak ABD yönetimi, İsrail’deki siyasi ve partizan ortamı Netanyahu'nun mevcut durumun devamlılığını kontrol edemediği gerçeğine dayanarak değerlendiriyor. Netanyahu, inatçılığına, kibrine ve olayların üstesinden gelme çabalarına rağmen mevcut düzene hâkim değil. Dolayısıyla Netanyahu’nun İsrail'in başında olması, bir sonraki manzaraya ilişkin soru işaretlerini artırıyor. Likud Partisi içinde de Netanyahu’nun devam etmesi yönünde bir istek yok. Bilakis Netanyahu’nun ezeli rakibinin revaç bulma ihtimali var.

Dolayısıyla mücadele Likud Partisi’nin dışından değil içinden başlayabilir. Çünkü muhalefet, sembolleriyle birlikte tekrarlanan politikalar alanında manevralar yapıyor. Bu da Netanyahu'nun hileleri göz önüne alındığında faydalı olmayabilir. Bu yüzden ABD yönetimi, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns ile Dışişleri Bakanlığı’ndan ve istihbarattan yetkin bir ekibi sahnenin yönetimine müdahale etmek için görevlendirdi. ABD, ikinci aşama anlaşmasını tamamlamak ve ateşkes anlaşmasını sonuçlandırmak için değil, İsrail'de olup bitenlerle yüzleşmek için harekete geçti.

Ciddi yönelimler

ABD'nin doğrudan kararı, İsrail’e yardımı kesmek ve üst düzey siyasi ve parti yetkilileriyle temaslar ve toplantılar düzenleyerek kamuya açık bir şekilde sürece müdahale etmekti. Buradaki amaç, Netanyahu'ya sadece sakinleştirici adımlarla değil, ABD'nin algılarını kabul etmesi konusunda baskı yapmaktı. Zira ABD yönetimi, İsrail'e yönelik  federalizm ve acil acil durum koşulları altında yapılan büyük askeri ve stratejik desteğine rağmen, ABD yönetimini Amerikan çıkarlarına zarar veren ayrıntılara dahil eden İsrail hükümetine karşı önemli pozisyonlar benimsemesinin olumsuz yansımalarına maruz kalıyor.

ABD yönetiminin, Trump'ın başkanlık seçimlerinin ön turunda geri dönmesinin yanı sıra, ABD Başkanı Joe Biden'ın popülaritesindeki ciddi düşüşten gelecek tepkiden korktuğu açık. Bu, ABD içinde bir çatışmaya yol açabilir ve Amerikan politikasının acilen gözden geçirilmesini ve özellikle Başbakan Netanyahu'nun Amerikan fikirlerini kabul etme konusundaki inatçılığı göz önüne alındığında, uygunsuz bir zamanda önerilmiş olabilecek bir rotanın düzeltilmesi yönünde baskı girişiminde bulunulmasını gerektirebilir. Veya Yerleşimciler ile Harediler arasındaki çatışmaların, İsrail'in içini etkilemeye devam etmesi çerçevesinde ele alınarak düzenlenmesi ve yönlendirilmesi yüksek bir ihtimaldir.

ABD yönetimi, artan kitlesel hareket dalgasından, dönemsel protestoların patlak vermesinden ve esir ailelerinin baskılarından da korkuyor. İsrail'in bir hükümet olarak içinde bulunduğu diğer önemli gelişmeler, ABD'nin mevcut davranışları üzerinde daha fazla yansımaya yol açabilir. Ayrıca ABD yönetiminin özellikle bölgedeki ana çıkarlarını korumaya odaklanmaya başlamasıyla birlikte siyasi ve stratejik yolda ilerleme isteği bulunuyor. İşte bu noktada, artan zorluklar karşısında tutarlı ABD-Arap bölgesel fikir birliğine ve ortaklıklara yönelik bir girişim inşa edilme çabasında bulunulabilir.

Disiplinli referanslar

Her şeye rağmen, ABD'nin planlanan hamlesi, İsrail içindeki iş birliği alanlarına odaklanarak üzerinde mümkün olan en kısa sürede çalışılabilecek acil ve ivedi bir vizyon olarak karşımıza çıkıyor. Hükümetin kurulmasından önceki aşamalarda ABD yönetimi, Smotrich ve Ben-Gvir gibi iktidara gelip hükümete giren bazı isimlere müdahale ederek, onları dışlamaya çalıştı. ABD'nin Kudüs Büyükelçiliği, her iki ismin de bakanlığa hiç girmemeleri ve koalisyon bileşenlerine katılmalarını talep etti. Bu, Netanyahu tarafından reddedildi ve o sırada hükümetini kurmaya başladı.

Bu artık değişiyor. Netanyahu kalsın ya da partisinden atılsın, ABD yönetimi koalisyonu parçalamaya ve farklı temeller üzerinde yeni bir koalisyon kurmaya çalışıyor. Netanyahu'nun gücü, uyumu ve tüm krizlerle yüzleşme, fırtınaya boyun eğmeme ve içinden geçme becerisi teyit edilmesine rağmen bu kuvvetle muhtemel. Bu durum Netanyahu'yu öne sürülebilecek politikalarla yüzleşmeye itecektir. Ancak siyasi farklılıkların artması ve Gantz'ın hükümetten çekilmesi halinde kapıların ardına kadar açılacağı söyleniyor. Bu, hükümetin performansından zaten memnun olmayan ve 7 Kasım saldırısından Netanyahu'nun kendisini sorumlu tutan vatandaşların daha geniş çaplı protestolarına kapı açacaktır. Gazze Şeridi'nde ‘ertesi gün’ politikası için bir ilkeler belgesi olarak bilinen bu belge, İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamında zaman sınırı olmaksızın hareket özgürlüğünü elinde tutmasını ve Gazze Şeridi'nde bir güvenlik bölgesi kurulmasını içeriyor. Bu belge aynı zamanda Gazze Şeridi'nde İsrail kentlerine bitişik bir güvenlik bölgesi kurulmasını, İsrail'in Gazze ile Mısır arasındaki güney sınırını kapatmaya devam etmesini ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) kapatılarak yerine başka uluslararası yardım kuruluşlarının getirilmesini de içeriyor.

Bu bağlamda, özellikle Savaş Kabinesi'ndeki generallerin birçoğunun gidebileceği düşünüldüğünde, mevcut gelişmeler aslında ABD tarafının meydana gelebilecek her türlü gelişme karşısında hareket etme ve harekete geçme yeteneği ile bağlantılı olacaktır. Benny Gantz'a siyasi sıfatından ziyade askeri sıfatıyla katılıyorlar; bu konu farklı bir zeminde ele alınıyor. Bunun gerçek sonuçları, önümüzdeki dönemde herhangi bir gerçek değişim olması durumunda görülebilecektir.

İsrail'de yaklaşan değişimden bahsetmek aslında mevcut koalisyonun kapsamının genişletilmesiyle bağlantılıdır. Ayrıca, muhalif güçleri de dahil etme eğilimiyle, yani tüm seçeneklerle yüzleşen bir ulusal birlik hükümeti kurmaya yönelik eğilimle bağlantılıdır. İsrail'de yaklaşan değişim hakkında konuşmak, ateşkesin ilk aşamasına girmesini takip eden dönemde savaşın kuzeye yayılma olasılığı ile ilgilidir. Aynı zamanda, Hizbullah'ın yönlendirmeleri üzerinde çalışmak için belirli haftaları beklemekle alakalıdır. Askeri rolün gelişimi ve Hizbullah'a karşı büyük ve gerçek bir tehlike olarak kullanılması, farklı bir askeri-stratejik bağlamda ele alınabilir.

Bu durum ABD ve Fransa'yı, Batı Şeria cephesinden Gazze'nin kuzey cephesine doğru çalışabileceği bir yol çemberine yerleştiriyor. Öyle ki, Ramazan ayı boyunca kanlı çatışmaların yaşanması bekleniyor. Ayrıca güvenlik güçlerinin gözleri önünde artan yerleşimci dalgasına karşı uyarılar da geliyor. İsrail hükümetindeki bazı bakanların kışkırtmaları, ABD'nin bu konuyu engellemek için hızlı bir şekilde harekete geçmesini gerektiriyor. Her halükârda belirli ve kontrollü baskılar altında, farklı bir siyasi gerçeklik için bu meseleyle ilgilenmek gerekiyor. Tüm bunlar farklı bir siyasi gerçeklik temelinde ele alınmalı, her durumda belirli ve kontrollü baskılar altında değerlendirilmelidir.

Sonuç

ABD'nin İsrail içindeki hamleleri, ortak siyasi sahnenin yönetilmesiyle ilgili birçok engel ve sorunla karşılaşacaktır. ABD başkanlık seçimleri yaklaşırken, Netanyahu'nun eski Başkan Trump'ın geri döneceği yönündeki iddiaları, meseleyi tepeden halletmek ve mevcut fırsatlardan yararlanmakla ilgili olacak.

Dolayısıyla ABD'nin mevcut İsrail hükümetinin bileşenlerinde gerçek bir değişiklik yapma girişimleri, öncelikle İsrail'in iç işlerine hizmet edecek şekilde durmayacak. Bu, Arap ve İslam toplulukları ve bazı siyahi lobiler de dahil olmak üzere Amerikan kesimlerinin gidişatını düzeltmek, mevcut ABD yönetimine ve onun Biden tarafından temsil edilen liderliğine karşı önyargılı tutumlarını değiştirmek için çok geç kalmış olabilecek bir girişimdir. Özellikle Washington'un İsrail'i himaye konusundaki destekleyici rolünün ardından  önümüzdeki dönemde  Biden yönetimine yönelik baskıların artacağı düşünüldüğünde Amerikan çıkarlarına zarar verecektir.

Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Yükselen bölgesel güçler Kremlin'in nüfuzuna meydan okumaya mı başlıyor?

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 8 Kasım 2023'te Dağlık Karabağ'da silahlı kuvvetlere hitap ederken (Reuters)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 8 Kasım 2023'te Dağlık Karabağ'da silahlı kuvvetlere hitap ederken (Reuters)
TT

Yükselen bölgesel güçler Kremlin'in nüfuzuna meydan okumaya mı başlıyor?

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 8 Kasım 2023'te Dağlık Karabağ'da silahlı kuvvetlere hitap ederken (Reuters)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 8 Kasım 2023'te Dağlık Karabağ'da silahlı kuvvetlere hitap ederken (Reuters)

Rusya ve Azerbaycan arasında son günlerde artan gerilim, Rusya'nın üç yıldan uzun süredir devam eden Ukrayna savaşına tam anlamıyla müdahil olmasının en önemli yansımalarından birine dikkat çekti. İlişkilerdeki mevcut bozulma türünün ilk örneği değil; zira öncesinde iki ülke arasında bir tür yabancılaşmaya zemin hazırlayan sarsıntılar yaşanmış, bu da son gelişmeye tırmanma eğilimi kazandırmış ve kötümser beklentilere yol açmıştı. Askeri bir çatışma senaryosu pek olası görünmese de, bazı uzmanların bunu olası senaryolar arasına koyması bile iki ülke ilişkilerindeki mevcut sarsıntının geçici olmadığını, aksine eski Sovyet coğrafyasındaki denge hesaplarında önemli bir gelişmeyi yansıttığını gösteriyor. Bu da Kremlin'e doğrudan meydan okuma mesajları gönderebilecek bölgesel güçlerin ortaya çıktığına işaret ediyor.

Mevcut durumun nedenleri

Moskova ve Bakü arasındaki ilişkiler, Rusya'da Azerbaycan vatandaşlarına yönelik toplu gözaltı operasyonunun ardından ciddi şekilde gerildi. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı 28 Haziran'da, Yekaterinburg'da 50 Azerbaycan vatandaşının gözaltına alınmasıyla ilgili olarak Rusya'nın Bakü Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Pyotr Volkovich'i çağırdı. Azerbaycan medyası, gözaltına alınanların kötü muamele ve aşağılanmaya maruz kaldığı sert gözaltı operasyonlarına ilişkin haberler yayınladı.

fgru76
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i Ağustos 2024'te Bakü'de karşılarken (EPA)

Rus anlatısı, cinayetler de dahil olmak üzere ciddi suçlara karışanların kovuşturulmasıyla sınırlıydı. Uygulamada, Sverdlovsk bölgesi Merkezi Soruşturma Servisi Soruşturma Departmanı'nın ‘bir dizi cinayet işlediğinden ve cinayete teşebbüs ettiğinden şüphelenilen etnik bir suç grubunun’ ortaya çıkarıldığını belirten verilerine göre, Azerbaycan asıllı Rus vatandaşı tüccar ve iş adamlarını hedef alan bir faaliyet yürüten organize suç şebekelerinden bahsediliyordu.

u78ı
Kazakistan'ın Aktau şehri yakınlarında düşen Azerbaycan Havayolları'na ait Embraer yolcu uçağının kurbanlarından birinin naaşının bulunduğu tabutu taşıyan görevliler (Reuters)

Ancak bu gerekçeler, Azerbaycan vatandaşlarının yargılandığı suçların bir kısmının neredeyse çeyrek asır öncesine dayandığını savunan Azerbaycan tarafını ikna etmedi. Bu durum, bu dosyanın şu anda açılmasının ardındaki gerçek nedenlere ilişkin şüpheleri arttırdı.

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, kolluk kuvvetlerinin baskınları sırasında ‘iki Azerbaycanlının vahşice öldürüldüğünü’ kaydederek, Rusya'ya ‘güçlü tepkisini’ ifade etti.

Bakanlık yaptığı ayrı bir açıklamada, Moskova'yı ‘acil bir soruşturma’ yürütmeye ve ‘bu kabul edilemez şiddetin sorumlularını derhal adalete teslim etmeye’ çağırdı.

Buna karşılık Rusya Dışişleri Bakanlığı, Rusya'nın Bakü Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Pyotr Volkovich'in ‘Azerbaycan tarafına gerekli açıklamaları yaptığını ve durumun kolluk kuvvetlerinin kontrolü altında olduğunu yinelediğini’ bildirdi.

Bakü bu açıklamadan ikna olmadı ve hemen ertesi gün, 29 Haziran'da, Azerbaycan Parlamentosu, İkili Parlamenter İşbirliği Komisyonu toplantısı için Moskova'ya yapılması planlanan ziyareti iptal etme kararı aldı.

fgthy
Kazakistan'ın Aktau şehri yakınlarında düşen Azerbaycan Havayolları'na ait Embraer yolcu uçağı kazasında hayatını kaybeden genç bir adamın 28 Aralık'ta Bakü'de düzenlenen cenaze töreninden (Reuters)

Parlamenterler buna gerekçe olarak ‘etnik temelde Azerbaycanlılara yönelik kasıtlı, hedefli ve yargısız infazlar ve şiddet’ ile ‘bu tür vakaların son zamanlarda tekrarlanmasını’ gösterdiler. Aynı gün Azerbaycan Kültür Bakanlığı ülkedeki tüm Rus kültürel etkinliklerinin (konserler, festivaller, performanslar, sergiler, vs.) iptal edildiğini duyururken, Trend Haber Ajansı da Rusya Federasyonu Başbakan Yardımcısı Aleksey Overçuk'un Bakü ziyaretinin iptal edildiğini açıkladı.

Hızla gelişen kriz

Azerbaycan güvenlik güçlerinin Sputnik Azerbaycan'ın ofislerine baskın düzenlemesi ve iki Rus gazeteciyi tutuklaması Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın sert tepkisine yol açtı.

Bu gelişmelerde dikkat çekici olan ‘Ukrayna etkisinin’ hızla ortaya çıkmasıdır. Moskova, Ukrayna'nın ‘Rusya-Azerbaycan ilişkilerini germeye çalıştığı’ ve bir çatışmanın fitilini ateşlediği uyarısında bulunurken, Rus gazeteleri ve önde gelen yazarlar Bakü'yü ‘bağları koparmaya, ilişkilerin ortak temellerini zayıflatmaya ve iki ülkeyi askeri çatışma yoluna sokmaya’ dayalı ‘Ukrayna senaryosunu takip ettiği’ konusunda uyardı.

Eski bir kriz için yeni nedenler

Bu, Rusya-Azerbaycan ilişkilerinin son aylarda ilk kez kötüleşmesi değil. Geçen yılın aralık ayı sonunda Bakü'den Grozni'ye gitmekte olan Azerbaycan Havayolları’na ait bir yolcu uçağı Kazakistan'ın Aktau şehri yakınlarında düşmüştü. Uçakta 67 kişi vardı ve ikisi mürettebat üyesi olmak üzere 38 kişi hayatını kaybetti. Ölenler arasında 25 Azerbaycan vatandaşı, 7 Rus ve 6 Kazak bulunuyordu. Kremlin, uçağın Grozni Havaalanı’na inmeye çalıştığı sırada bölgenin Ukrayna insansız hava araçları (İHA) tarafından saldırıya uğradığını belirtti.

sdfgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Zafer Günü dolayısıyla 9 Mayıs'ta Moskova'da düzenlenen askerî geçit törenine katıldı. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Kremlin’in internet sitesinden aktardığına göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 28 Aralık günü Azeri mevkidaşı İlham Aliyev'i arayarak, ‘Rus hava sahasında meydana gelen trajik olayda hayatını kaybedenlerin ailelerine derin ve içten taziyelerini sundu ve yaralılara acil şifalar diledi.’ Ertesi gün Aliyev, Azerbaycan Havayolları uçağının ‘dıştan hasar gördüğünü’ belirterek şunları söyledi: “İlk olarak Rus tarafı Azerbaycan'dan özür dilemelidir. İkinci olarak, suçunu kabul etmelidir. Üçüncü olarak da sorumluları cezalandırmalı, cezai olarak sorumlu tutmalı ve Azerbaycan'a ve yaralanan yolcu ve mürettebata tazminat ödemelidir.”

Bakü ilk kez Kremlin'e doğrudan bir meydan okuma gösterdi ve bu kadar güçlü bir tonda konuştu.

Şubat ayı başında Bakü, Moskova'yı ülkedeki Rusya Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar ve Uluslararası İşbirliği Ajansı’nın (Rossotrudniçestvo) faaliyetlerinin askıya alındığı konusunda bilgilendirmiş ve Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'ndan 1997'den beri hükümetler arası bir anlaşma temelinde faaliyet gösteren Rus Evi'ni kapatmasını talep etmişti. Aynı zamanda Azerbaycan, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nın (USAID) çalışmalarını da askıya aldı.

cdfgthy
Dönemin Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Brüksel'de, 14 Mayıs 2023 (AFP)

O dönemde Azerbaycan makamları, Rus medya kuruluşlarının çalışmalarını kısıtlamaya başlamış ve bu tutumlarını ‘yurtdışındaki Azerbaycan devlet yayınları ile ülkedeki yabancı gazetecilerin çalışma koşullarında dengenin yeniden sağlanmasını’ düzenleyen yeni bir yasa ile gerekçelendirmişlerdi. Bakü'ye göre bu denge, ülkedeki Sputnik muhabirlerinin sayısının, devlet tarafından işletilen AZERTAC ajansının Moskova'daki muhabirlerinin sayısına eşit olması gerektiği anlamına geliyordu.

Takip eden aylarda Bakü, Moskova'yı bir dizi Azeri medya kuruluşuna siber saldırı düzenlemekle suçladı. Ulusal parlamentonun bir üyesi olan Ramid Namazov, Moskova tarafından kontrol edildiğine inanılan hacker grubu Cozy Bear'ı bu saldırılara karışmakla suçladı ve bunları Rus parlamentosundan gelen bir direktifle ilişkilendirdi. Rusya suçlamalar hakkında yorum yapmadı.

Durum nasıl gelişebilir?

Kremlin etkinliklerin iptal edilmesini ve Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamalarını üzüntüyle karşıladı ve kolluk kuvvetlerinin eylemlerinin diplomatik ilişkilerin bozulması için bir gerekçe olamayacağını vurguladı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “Belki de Azerbaycan tarafının görüşüne göre bu tür gelişmelere neden olan olayların nedenlerini ve doğasını açıklamak için çalışmaya devam etmek önemlidir” dedi. Peskov'a göre devlet başkanları Vladimir Putin ve İlham Aliyev arasında bir görüşme şu anda planlanmıyor, ancak ihtiyaç duyulması halinde bu görüşme mümkün olan en kısa sürede gerçekleşecek.

Azerbaycanlı siyaset uzmanı ve Güney Kafkasya Araştırma Merkezi Başkanı Ferhad Memmedov, Rusya ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin iki lider arasındaki kişisel temasla bağlantılı olduğunu söyledi. “Uçak kazası olayından bu yana devlet başkanları arasında sadece bir temas kaydettik ve bu da bölge ülkelerinin bazı liderlerinin video konferans görüşmesinin bir parçasıydı” diyen Memmedov, Bakü'nün Moskova'nın uçak kazasına verdiği tepkiden memnun olmadığına ve bunun da Aliyev'in Moskova'daki Zafer Günü geçit törenine katılımını son anda iptal etmesine yol açtığına dikkat çekti. İki devlet başkanı arasında doğrudan iletişimin yokluğunda olumsuz olaylar arttı ve dışişleri bakanları düzeyinde çözülemeyen yollar geliştirdi. Memmedov, “Bu çatışma sarmalının giderek daha da kötüleştiğini görüyoruz” ifadesini kullandı.

gthy
Ukrayna-Rusya savaşındaki gelişmeleri ele almak üzere 14 Mayıs'ta Moskova'da düzenlenen üst düzey bir toplantıdan (Sputnik-Reuters)

Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri uzmanı Arkady Dubnov, “Hataları kabul etmek ve özür dilemek Rus yönetimi için bir norm değil” dedi. Bugün Azerbaycan'ın Rusya için, Rusya'nın Azerbaycan için olduğundan çok daha önemli olduğunu ifade eden Dubnov sözlerini şöyle sürdürdü: “Azerbaycan etkili bir bölgesel güç. Gücünü Türkiye'nin desteğinden aldığını düşünmek yanlış olur. Tam tersine, bugün Ankara'nın Bakü'yü kendi desteği olarak gördüğünü görüyoruz.”

Her iki taraf için de kazançlar ve kayıplar

Resmi olarak Bakü ekonomik açıdan Moskova'ya Moskova'nın Bakü'ye olduğundan daha bağımlı. Ancak savaş ve yaptırım koşulları altında, Kremlin için küçük ortakların önemi keskin bir şekilde artıyor.

Azerbaycan Devlet Gümrük Komitesi'nin verilerine göre Rusya ve Azerbaycan arasındaki ticaret 2024 yılında 4,8 milyar dolara ulaştı. Rusya, Ukrayna ile savaşın başlamasından bu yana detaylı gümrük istatistiklerini yayınlamayı durdurdu. Azerbaycan'ın Rusya'ya ürün ihracatı yüzde 1,5 azalarak 1,2 milyar dolara düşerken, Rus mallarının ithalatı yüzde 14,5 artarak 3,6 milyar dolara yükseldi.

Rusya'nın Azerbaycan'a ihracatının büyük bir kısmını petrol, doğalgaz, petrol ürünleri, değerli metaller ve metal ürünleri oluşturuyor. Azerbaycan Rusya'ya ağırlıklı olarak meyve ve sebze (toplam ihracatın yaklaşık yarısı) ve plastik tedarik ediyor.

Bakü ile iyi ilişkiler, özellikle uluslararası yaptırımlardan zarar gördüğü alanlarda Moskova için önemli. Örneğin Azerbaycan, Rusya'nın askeri-endüstriyel kompleksi için gerekli olan çift kullanımlı malları elde edebileceği ülkelerden biri.

Savaşın patlak vermesinden sonra Türkiye, kendi istatistiklerine göre, Batı'dan çift kullanımlı mal alımlarını bir buçuk kattan fazla artırdı ve bunları Azerbaycan da dahil olmak üzere Rusya'nın bir dizi komşusuna tedarik etti.

dfrgty
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 8 Kasım 2023'te Dağlık Karabağ'da silahlı kuvvetlere hitap ederken (Reuters)

Bakü'nün İkinci Kafkasya Savaşı'nda kazandığı zafer ve Dağlık Karabağ Bölgesi'ni yeniden ele geçirmesi, bölgesel güç dengesinde büyük bir değişikliğe yol açtı. Bakü ve Ankara'nın etkisi önemli ölçüde artarken, İran'ın ve Rusya'nın Güney Kafkasya bölgesindeki etkisi önemli ölçüde azaldı.

Savaş senaryosu pek olası değil ama...

İlginçtir ki bazı uzmanlar, Rusya ile Azerbaycan arasında bir savaş çıkabileceğine dair olası senaryolar öngörüyor. Bir Rus siyasi yorumcu, “Bakü, Rusya Federasyonu ile ikili ilişkilerini hızla tasfiye ediyor. Bu, savaşla sonuçlanan Ukrayna'nın yoludur” diye yazdı.

Bazı uzmanlara göre Ankara-Bakü ikilisi Moskova'nın Suriye ve Dağlık Karabağ'daki pozisyonlarının sarsılmasından yararlandı. Bazıları, nükleer endüstriden sorumlu Rosatom şirketinin aniden Türkiye'deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi’nin yüzde 49 hissesini satma niyetini açıklaması ve Türkiye'nin Tayfun balistik füzesini üç kez test etmesi gibi gözle görülür gerginlik belirtilerine işaret etti.

Aynı bağlamda Azerbaycanlı askeri uzman Agil Rüstemzade Polonya Radyosu'na verdiği demeçte, Azerbaycan ordusunun Rusya ile askeri çatışma senaryolarını çoktan çalıştığını söyledi. Rüstemzade’ye göre Rusya, dağlık arazi nedeniyle ülkesinin topraklarına büyük kuvvetler konuşlandıramayacak, ancak petrol sahalarına füze atabilecek. Ancak, ‘Ukrayna cephesinde Ruslar için kitle imha silahları kesinlikle gerekli’ olduğundan, askeri tırmanış riskini görmüyor.

Buna karşılık emekli Albay Anatoly Matviychuk askeri bir çatışmayı ihtimal dışı bıraktı. Matviychuk, “Türkler, Aliyev'in Rusya ile doğrudan bir çatışmaya girmesine izin vermeyecektir, çünkü bu hemen Karadeniz bölgesine ve Türkiye yönüne uzanacaktır” dedi.

Uzmanların çoğu daha büyük bir kötüleşme potansiyelini hafife alıyor. Ancak uzmanlara göre buradaki en önemli şey, mevcut gerilimin bölgedeki yeni güç dengesinin bir göstergesi olması.

Washington'daki Kennan Enstitüsü'nde uzman olan Maxim Trudolyubov, “Bakü'nün Moskova'ya meydan okumaya istekli olması, Azerbaycan'ın kendisini daha bağımsız bir oyuncu olarak konumlandırmasıyla birlikte bölgesel güç dengesinde bir değişime işaret ediyor. Bakü artık uysal bir küçük ortak rolünü oynamaya istekli değil. Bu, dış politika yapıcılar için Moskova'nın kırılganlıklarını vurgulayan ve bölgesel güçlerin onun etkisine nasıl meydan okumaya başladığını gösteren çok önemli bir hikâye” değerlendirmesinde bulundu.