Moldova’da merkezi yönetim ile Gagauz Özerk Yeri arasında ilişkiler geriliyor

Moldova'ya bağlı Gagauz Özerk Yeri Başkanı Yevgeniya Gutsul’un Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesi, Kişinev-Komrat ilişkisindeki sorunları ve Gagauz Türklerinin haklarını yeniden gündeme taşıdı.

AA
AA
TT

Moldova’da merkezi yönetim ile Gagauz Özerk Yeri arasında ilişkiler geriliyor

AA
AA

Gagauz Özerk Yeri Başkanı Gutsul, geçen hafta Rusya’nın Soçi şehrinde Dünya Gençlik Forumu toplantısına katıldı. Burada Gutsul, Rus lider Putin ile de görüştü.

Moldova yönetimi, Gutsul'un Putin ile görüşmesini olumlu karşılamadı.

Gagauz yönetimindeki Şor partisi, açıklamasında, görüşme nedeniyle Gutsul’un gözaltına alınması için Moldova yönetiminin hazırlık yaptığını ileri sürdü.

Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu da aynı gün Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştü.

Sandu, görüşmeye ilişkin açıklamasında, "Macron'la görüşmemiz, Rusya ve temsilcilerinin ülkeme ilave baskı uygulama yönündeki yeni girişimleri bağlamında gerçekleşiyor." ifadesini kullandı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Sandu’nun yasaların arkasına saklanarak Gutsul ile hesaplaştığını ileri sürdü.

Eski Moldova Cumhurbaşkanı İgor Dodon da Gutsul’un Rusya ziyaretiyle ilgili "Moldova'nın bölge yönetimlerine baskı yapıyorlar, faaliyetlerini engellemeye çalışıyorlar, maske gösterileri yapıyorlar, bütçe gelirlerini kesiyorlar, ülke içinde destekleri olmadığından onlar da bunu Moldova dışında arıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Kişinev-Komrat gerginliği seçimlerde de hissedildi

Gagauz Özerk Yeri’nde Mayıs 2023'te yapılan başkanlık seçimini muhalefette bulunan ve Rus yanlısı politikalarıyla bilinen Şor partisi mensubu Yevgeniya Gutsul kazandı.

Bölgede daha başkanlık seçimlerinin yapıldığı gün Moldova Yolsuzlukla Mücadele Merkezi, Gagauz Özerk Yeri Merkez Seçim Komisyonunda "usulsüzlük yapıldığı" gerekçesiyle aramalar gerçekleştirdi.

Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu, "Seçimde çok sayıda ihlalin yapıldığına ilişkin hiç şüphe yok." ifadesini kullanırken, dönemin Gagauz Özerk Yeri Başkanı İrina Vlah, Moldova yönetimine tepki göstererek, “Seçim organlarımız baskıya maruz kalıyor.” açıklaması yaptı.

Vlah, bölgenin statüsüne saygı duyulması gerektiğinin altını çizdi.

Başkanlığa seçilen Gutsul da kendisine ve ailesine baskı yapıldığını söyledi.

Gagauz Özerk Yeri’nin başkenti Komrat’ta seçim komisyonunda aramalar yapılması nedeniyle protestolar da düzenlendi.

Başkan Gutsul’un hükümet üyeliği hala onaylanmadı

Cumhurbaşkanı Sandu, Yevgeniya Gutsul’un seçilmesinden sonra Gagauz Özerk Yeri Başkanı’nın hükümetteki üyeliğini hala onaylamadı. Yasalara aykırı olan bu durum Kişinev ve Komrat arasındaki ilişkileri olumsuz etkiliyor.

Bölgenin özerklik haklarının işlerliğinde sorunlar var

Gagauz Türkleri, 1994'te kazandıkları özerklik statüsüyle Moldova'da halk olarak tanınsa da hakların işlerliği konusunda sorunlar yaşamaya devam ediyor.

Gagauz Özerk Yeri’nin kuruluş kanunuyla, Moldova’da 1994’ten bu yana çıkarılan kanunlar uyumlu hale getirilemiyor.

Bu da özerkliğin işlemesi ve bu kapsamda tanınan yetkilerin tam anlamıyla kullanılmasıyla ilgili belirsizliklere yol açıyor.

Söz konusu belirsizlikler hangi görev veya yetkinin Gagauz yönetiminde, hangilerinin merkezi hükümette olması gerektiği konusunda tartışmalara yol açarak Gagauzların özerklik haklarını farklı uygulamalarda kaybetmesine neden olabiliyor.

Gagauz Özerk Yeri’nin özerklik statüsünün anayasada garanti edilmesi gerekiyor

Bu çerçevede, 2017'de Moldova'nın idari bölgesel yapısı, idari ademimerkeziyetçilik ve yerel kamu yönetimi ile ilgili hazırlanan 3 yasa tasarısının Moldova yönetimi tarafından onaylanması bekleniyor.

Gagauz Özerk Yeri’nin özerklik statüsünün Moldova Anayasası tarafından garanti edilmemesi sorunu da Gagauz halkı için hayati önem taşıyor.

Moldova’da çeşitli alanlarda reformların gerçekleştirilmesi sırasında Gagauz Özerk Yeri, sahip olduğu özel statü nedeniyle bu fırsatlardan yararlanamayabiliyor.

Bu da Gagauz Özerk Yeri’nin ülkenin yerel kamu yönetimi sisteminde sıradan bir bölge olarak görülmesine neden oluyor.

Statüsündeki belirsizlik nedeniyle Gagauz Özerk Yeri, merkezi yönetimin vergi sisteminde yaptığı değişikliklerden de olumsuz etkilenerek vergi toplama hakkını da kaybetti.

Moldova’da oluşturulan vergi bölgelerinin merkeze bağlı olması, Gagauz Türklerinin ekonomik ve sosyal alanlarda bağımsız olması konusunda zorluklara sebep oluyor.

Kişinev ile Komrat arasındaki bir diğer politika farkı da Rusya-Ukrayna savaşı konusunda görülüyor.

Moldova, Rusya-Ukrayna savaşında Batılı devletlerin yanında saf alırken, Gagauz yönetimi tarafsız kalmayı tercih ediyor. Gagauz yönetimi Ukrayna’dan gelen mültecilere insani yardımlarda bulunmayı ihmal etmiyor.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.