Nijer, ABD ile 2012 yılında imzaladığı askeri iş birliği anlaşmasını tek taraflı olarak feshetme kararı aldı. Söz konusu anlaşmayla, terörizm ve organize suç tehlikesiyle karşı karşıya olan Afrika ülkesinde binden fazla asker konuşlandıran ABD, aynı zamanda Afrika'daki en büyük askeri üslerinden birini işletiyor.
Nijer'in bu kararı, ABD ile Nijer'de geçtiğimiz yılın ortasında askeri bir darbeyle iktidarı ele geçiren askeri cunta arasındaki müzakerelerin ardından geldi.
ABD, darbe nedeniyle diğer yaptırımların bir parçası olarak Nijer'e askeri desteklerini askıya almıştı. Ancak iki ülke arasındaki diplomatik kanallar açık kaldı ve Ağustos 2023'te müzakerelere başlandı. Bu kapsamda birkaç üst düzey ABD heyeti Nijer'i ziyaret etti.
Bocalayan müzakereler
Geçen hafta Nijer'i ziyaret eden ABD heyetinin seyahati öncesinde ABD Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yapılan açıklamaya göre heyette ABD’nin Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Molly Phee, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yetkilisi Celeste Wallander ve ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Michael Langley Langley yer alıyordu.
Bakanlıktan yapılan açıklamada heyetin 12 ve 13 Mart tarihlerinde Nijer'de kalacağı ve Anavatanı Koruma Ulusal Konseyi (Nijer'de iktidardaki askeri cunta) liderleriyle Nijer'in demokratik yola dönüşü ve güvenlik ve kalkınma alanlarındaki ortaklığın geleceği konusunda geçtiğimiz Ağustos ayından bu yana devam eden görüşmelere devam edileceği belirtildi.
Ancak ABD heyeti Nijer'deki kalış süresini bir gün daha uzatarak Başbakan Ali Lamine Zeine ile iki kez görüştü. Zeine son görüşmenin ardından sosyal medya hesabından “14 Mart 2024 perşembe günü, ABD’nin Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Molly Phee liderliğindeki üst düzey bir ABD heyetini kabul etme onurunu yaşadım. Bu heyeti ofisimde ağırlamaktan gurur duydum” açıklamasında bulundu.
Ordunun başbakan olarak atadığı Zeine’nin sözlerine rağmen ABD heyeti, başta iktidardaki askeri cuntanın lideri General Abdurrahman Tiani olmak üzere ordu liderleriyle görüşmeden Nijer'den ayrıldı.
Başbakan'ın ABD heyetinin başkanı Molly Phee'ye yönelik övgülerine rağmen Phee, ülkeyi yöneten askerlerin hoşnutsuzluğuyla Nijer'den ayrıldı.
Ani karar
ABD heyetinin Nijer topraklarını terk etmesinden saatler sonra, başında mavi koni şeklinde bir kep olan, soğuk ve son derece sakin yüz hatlarına sahip genç bir asker Nijer Devlet Televizyonu’na çıktı ve ABD ile askeri iş birliği anlaşmasının ‘derhal geçerli olmak üzere’ feshedildiğini duyuran bir bildiri okumaya başladı.
Bu genç subay Nijer Hükümet Sözcüsü Amadu Abdurrahman idi. Bildiride, “Hükümet, halkın istek ve çıkarlarını göz önünde bulundurarak, ABD askeri personeli ve ABD Savunma Bakanlığı'nın Nijer topraklarındaki sivil çalışanlarının statüsüne ilişkin anlaşmayı derhal geçerli olmak üzere iptal etmeye tüm sorumluluğuyla karar verdi” ifadeleri yer aldı.
Genç subay, ülkesinin kararını gerekçelendirirken ABD'nin askeri varlığını ‘yasadışı’ olarak nitelendirdi. “ABD tüm anayasal ve demokratik normları ihlal ediyor” diyen subay, 2012 yılında eski Cumhurbaşkanı Muhammed Yusuf döneminde iki ülke arasında imzalanan anlaşmanın ‘adil olmadığını’ da sözlerine ekledi.
Abdurrahman, askeri iş birliği anlaşmasının 6 Temmuz 2012 tarihinde ‘basit bir nota’ olarak adlandırdığı bir belgeyle ‘ABD tarafından tek taraflı olarak dayatıldığını’ vurguladı.
Kararı gerekçelendiren Abdurrahman, son ABD heyetinin ‘diplomatik normlara saygı göstermediğini’ belirterek, ABD hükümetinin Niamey'e varış tarihini ve heyetinin yapısını ‘tek taraflı’ olarak bildirdiğini söyledi. Bunu ‘küçümseyici bir tavır’ olarak nitelendiren Abdurrahman, heyetin başkanı olan Phee'yi sert sözlerle eleştirdi.
Amerikan varlığı
Resmi olmayan raporlara göre ABD, Nijer'in çeşitli bölgelerinde, çoğu özel kuvvetler ve hava kuvvetleri personeli olmak üzere, Nijer ordusunu terörle mücadele konusunda eğiten bin 100'den fazla Amerikan askeri konuşlandırmış durumda.
Nijer ile yapılan anlaşmanın başlangıcından bu yana ABD, insansız hava araçları (İHA) için bir askeri hava üssü inşa etmeye de başladı. 2016 yılında Nijer'in kuzeyinde bulunan Agadez'deki askeri hava üssünde çalışmalar tamamlandı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, ABD'nin Afrika'daki en büyük askeri üslerinden biri olan ve Mali, Burkina Faso, Cezayir, Libya, Çad, Nijerya, Togo ve Benin'den çok da uzak olmayan Nijer'in kalbindeki stratejik konumu sayesinde Sahra Çölü'nde olup biten her şeyi izleme imkânı sunan bu askeri üssün inşası 110 milyon dolara, bakımı ise yıllık 30 milyon dolara mal oldu.
Ancak Nijer'deki askeri yetkililerin, ABD’lilerin henüz yorum yapmadığı askeri iş birliği anlaşmasını tek taraflı olarak feshetme kararının (pazar günü öğleden sonra) ardından bu askeri varlık tehdit altına girdi. Bu karar, Nijer'in darbe liderlerinin iktidara geldikten hemen sonra terörle mücadele için görevlendirilen yaklaşık bin 500 Fransız askerinin ülkeden ayrılmasını talep etmelerini ve Paris ile yapılan bazı askeri anlaşmaları iptal etmelerini anımsatıyor. Terörle mücadele kapsamında Nijer'de görevlendirilen son Fransız askerleri 22 Aralık'ta ülkeden ayrıldı.
Ayının kollarında
Darbeden bu yana Nijer, Rusya ile müttefik olan komşuları Mali ve Burkina Faso ile yakınlaşıyor. Nijer henüz Moskova ile yakınlaştığını açıkça ilan etmemiş olsa da komşularıyla Rusya kampına katılmaya kapı açan askeri ve güvenlik anlaşmaları imzaladı.
ABD’nin Nijer'den çekilmesi ve Nijer'in Rus kampına girmesi durumunda Batı, Sahel bölgesinde terörle mücadelenin liderliğini ve hayati önem taşıyan bölgedeki son stratejik müttefikini de kaybetmiş olacak.
ABD’liler, darbe liderlerine kendileriyle Rus paralı asker grubu Wagner arasında herhangi bir iş birliğini kabul etmeyeceklerini bildirirken başından beri açık sözlüydüler ve bu konuda net uyarılarda bulundular.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Nijer'deki askeri darbeden günler sonra, geçtiğimiz Ağustos ayında yaptığı çeşitli açıklamalarda, “Wagner, Nijer'deki çalkantılı durumdan faydalanıyor” demişti. Blinken ayrıca darbeci liderlerin komşu Mali'de bulunan Wagner'den yardım aradığına dair ‘işaretler’ bulunduğunu ima etmişti.