Blinken, Netanyahu ile ‘gergin’ olması beklenen bir görüşme yapmak üzere İsrail’e gitti

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
TT

Blinken, Netanyahu ile ‘gergin’ olması beklenen bir görüşme yapmak üzere İsrail’e gitti

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Gazze Şeridi’nde devam eden savaşa ilişkin ‘gergin’ olması beklenen bir toplantı yapmak üzere bugün İsrail’e gitti.

Ortadoğu’ya yönelik altıncı turunun son ayağı için Mısır’dan İsrail’e gelen Blinken’in, Gazze Şeridi’ne giren insani yardımın acilen artırılması gerektiğini vurgulaması ve İsrail’i Refah’ı işgal etmekten kaçınmaya çağırması bekleniyor.

Bu arada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), ABD’nin sunduğu, savaşın harap ettiği bölgede ‘derhal ateşkes’ çağrısında bulunan karar tasarısını oylaması planlanıyor.

Gazze Şeridi’ndeki en büyük hastane olan Şifa Tıp Kompleksi ve çevresi de dahil olmak üzere İsrail’in saldırıları devam ediyor.

İsrail ordusu, Pazartesi gününden bu yana kompleks ve çevresinde yaşanan çatışmalarda 140’tan fazla Filistinli ‘militanın’ öldürüldüğünü duyurdu.

Ordu sözcüsü Daniel Hagari dün akşam yaptığı açıklamada, “Şifa Tıp Kompleksi’ndeki operasyon devam ediyor. Bu, savaşın başlangıcından bu yana en fazla sayıda teröristi yakaladığımız bir operasyondur” dedi.

Blinken, savaşın başlamasından beş buçuk ay sonra, Gazze’de ateşkes sağlanmasına yönelik müzakerelerde ‘yakınlaşma’ olduğunu söyledi.

ABD’nin BM Misyonu Sözcüsü Nate Evans dün yaptığı açıklamada, ABD’nin Gazze Şeridi’nde ateşkes çağrısında bulunan karar tasarısının Cuma günü (bugün) BMGK’da oylamaya sunulacağını bildirdi.

Evans, “ABD son birkaç haftadır konsey üyeleriyle birlikte, rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak ve insani yardımların artmasına yardımcı olacak bir rehine anlaşmasının bir parçası olarak Gazze’de acil bir ateşkes sağlamayı hedefleyen devam eden diplomatik çabaları destekleyecek bir karar üzerinde ciddi bir şekilde çalışmaktadır” ifadelerini de kullandı.

AFP tarafından görülen karar tasarısında, her iki taraftaki sivilleri korumak ve Gazze’ye temel insani yardımların ulaştırılmasına olanak sağlamak için acil ve kalıcı bir ateşkese ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.



Şarku'l Avsat, Trump'ın Amerika'daki Lübnanlılara mesajının görüşmelerden imzaya kadar izlediği yolu ortaya koyuyor

 Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında düzenlenen seçim programı sırasında Trump'a hatıra plaketi verdi. (AP)
Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında düzenlenen seçim programı sırasında Trump'a hatıra plaketi verdi. (AP)
TT

Şarku'l Avsat, Trump'ın Amerika'daki Lübnanlılara mesajının görüşmelerden imzaya kadar izlediği yolu ortaya koyuyor

 Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında düzenlenen seçim programı sırasında Trump'a hatıra plaketi verdi. (AP)
Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında düzenlenen seçim programı sırasında Trump'a hatıra plaketi verdi. (AP)

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Detroit'teki Hasan Abbas Restaurant'ta ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump tarafından imzalanan bir mektuba atıfta bulundu. Bu vesileyle Berri, Lübnan kökenli ABD’li ailenin Trump'ı Lübnan'da bir çözüm ve ateşkes için baskı yapmaya, Lübnan ile İsrail arasında istikrar ve sükûneti yeniden tesis edecek bir planla ilerlemeye motive etmede oynadığı rolü ortaya koydu.

Trump'ın restoranı ziyaretinden yaklaşık bir hafta önce imzalanan ve topluluğun talebi üzerine günler öncesinden yayınlanan mektup, Trump'ın danışmanı Lübnan asıllı Amerikalı Massad Boulos ile görüşen Ali Abbas'a (Albert Abbas olarak biliniyor) göre tarihte bir başkanın seçmenlerine imzaladığı ilk yazılı taahhüt niteliğini taşıyor. Ali Abbas, Massad Boulos ile görüşerek, eyaletteki Arap toplumlarının güvenini ve kendisine verecekleri oyları kazanması karşılığında, Trump'ın Michigan'daki Lübnanlı ve Arap toplumlarının savaşı durdurma taleplerini desteklemesini istedi. Abbas ayrıca, İsrail'in savaşı yüzünden, Lübnanlı ve Filistinlilerin çektiği acıları durdurmak için Trump'ın baskı yapmasını talep etti.

Abbas, Şarku’l Avsat'a verdiği röportajda, “Boulos mesajı iletti. Trump da Lübnan toplumunu destekleme konusundaki kararlılığını, Ortadoğu ve dünyada barışı tesis etmek istediğini kanıtlayan imzalı bir mektubu gönderdi” açıklamasında bulundu.

Arap toplumları için ‘umut

Mektup, Trump'ın savaşı durdurmak için baskı yapması ve gücünü kullanması yönünde açık bir destek içeriyordu. Bu da oradaki Arap toplumlarına barışa ulaşmak ve istikrarı yeniden tesis etmek için ‘umut’ veriyordu. Lübnan toplumu üyeleri mektubu ‘barışa ulaşmak için bir fırsat’ olarak görüyor ve bunun ‘Demokratların toplumun taleplerini yerine getirmek için sunabileceği her türlü fırsattan daha üstün’ olduğunu belirtiyordu.

Abbas'ın ailesi

48 yaşındaki Abbas, 1970'li yıllarda ABD’ye göç eden Lübnanlı bir aileden geliyor. ABD'de doğup büyüyen Abbas, 1972'de ABD'ye göç eden ve 1980'lerde eski Başkan Ronald Reagan yönetimi ile Lübnanlılar arasında ‘elçi’ rolü oynayan babasının çalışmalarını sürdürerek, Arap toplumunda bir aktivist ve barış savunucusu oldu.

Abbas, siyasi bir aileden geldiğini söylemeyi reddediyor ve restoranlara yatırım yapan ailesinin savaşa karşı olduğunu; barışı sağlamak ve savaşların neden olduğu acıları durdurmak için hiçbir fırsatı kaçırmadığını vurguluyor.

Trump ve Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında (AP)Trump ve Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında (AP)

Harris'den Trump'a

Boulos ile kurulan iletişim, Harris'in kampanya temsilcileriyle kurulan benzer bir iletişimin ardından geldi. Harris'in dış politikayı değiştirmekle ilgilenmediği ortaya çıktıktan sonra hayal kırıklığı oluştu. Abbas açıklamasında: “Harris'in seçim kampanyası temsilcileriyle şehirde bir araya geldik. Ateşkes ve Lübnan halkının acılarını hafifletecek bir barışın sağlanması konusunda taleplerimizi ilettik. Ancak kampanya üyeleri bize Harris'in Lübnan, İsrail ve Filistinlilere yönelik mevcut dış politikayı değiştirmekle ilgilenmediğini söyledi. Onlara Dearborn'daki Lübnan toplumunun akrabaları olan Lübnanlılar olduğunu ve bu savaşın bir sonucu olarak öldüklerini, bu savaşın devam etmesinin daha fazla acıya yol açacağını söyledik. Ancak krize yönelik mevcut politikayı değiştirmek için herhangi bir taahhütte bulunmadılar ya da söz vermediler” ifadelerini kullandı.

Trump'ın kampanyası

Bu nedenle Lübnan toplumu Boulos ile yapılan ilk görüşmelerde aynı talepleri Trump tarafına iletmek üzere harekete geçti ve toplumun, Lübnan ve Gazze Şeridi'ndeki aileleri için duyduğu endişeleri kendisine iletti. Boulos ile Dearborn'da yapılan görüşmede de ‘eyaletteki Lübnanlılara ve Araplara umut vermek amacıyla’ aynı talepler dile getirildi ve Trump'ın şehre gelmesi ve ABD'deki Müslümanlar arasındaki ilişkilerin bir bütün olarak güçlendirilmesi karşılığında bu talepler konusunda sert bir tutum takınması istendi.

Trump'ın dünürü Massad Boulos da Trump ile Abbas arasında gerçekleşen görüşmede (AP)Trump'ın dünürü Massad Boulos da Trump ile Abbas arasında gerçekleşen görüşmede (AP)

Abbas sözlerini şöyle sürdürdü: “Boulos, Ortadoğu'da barış ve refah talebine olumlu yanıt verdi ve bunu Başkan Trump'a iletti. O da taahhüdün yazılı olması ve kendisi tarafından imzalanması talebimizi kabul etti ve günler sonra bize gönderdi. Tarihte ilk kez bir başkanın seçmenlerine verdiği sözü imzalaması bizi memnun etti ve gücünü kullanarak savaşı durdurmak ve barışı sağlamak için baskı uygulayacağına dair umut verdi. Trump'ın ekibi bize imzalı mektubu gönderdi, biz de mektubu buradaki topluluğa gösterdik ve isteğimiz üzerine yayınlayarak, dünya çapında milyonlarca kişinin barış için çalışma taahhüdünü görmesini sağladık.”

Söz konusu mektupta Trump, Lübnan toplumuna hitaben şunları yazdı: “Lübnan'daki dostlarınız ve aileleriniz, komşularıyla barış, refah ve uyum içinde yaşamayı hak ediyor. Bu da ancak bölgede barış ve istikrarla sağlanır.”

Ortadoğu'daki kaosa son verme ve üçüncü bir dünya savaşını önleme sözü veren Trump, bunun dünya barışını koruma vizyonunun bir parçası olduğunu vurguladı. Ayrıca ‘Lübnan halkının emniyet ve güvenliğini sağlamak için ABD'deki Lübnan toplumuyla birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini’ belirtti. Trump mektubunu şu sloganla sonlandırdı: “Barış için Trump'ı seçin.”

Trump'ın kabulü

Bu mesaj Lübnan ve Arap toplumunun kasım ayı başında Dearborn'da Trump'ı karşılamasında katalizör görevi gördü. Abbas, “Bu vaadin beklentilerimizi karşılamasını istedik ve Trump'ı restoranda karşıladığım konuşmamda buna değindim. Konuşmamda, medyada Müslümanlara yönelik söylemin değişmesini ve bizi stereotipleştirmekten vazgeçilmesini istedim” dedi.

Trump'ın kabulü sırasında restoranın önüne, üzerinde ‘Savaşa son verelim’ ve ‘Lübnan ve Gazze Şeridi'nde barışa destek olun’ yazılı pankartlar asılmıştı. “Ailelerimiz evlerinde acı çekiyor” diyen Albert Abbas başkan adayına hitaben şunları söyledi: “Ulusumuzun çıkarlarına öncelik vermenin ve herkes için kalıcı barışı sağlamanın zamanı geldi. Bu mevcut yönetim (Biden), insanlığın tüm yönlerinde sefil bir şekilde başarısız olmuştur. Trump'ın başkanlığını umutla bekliyor ve özellikle Lübnan ve Filistin'de barışın yeşereceği bir dönem hayal ediyoruz. Filistin yok edilirken sessiz kalamam. Lütfen akan kanı durdurmamıza yardım edin. Hiçbir para ve güç insan hayatının önüne geçmemelidir.”

Abbas Trump'ı ailesinin Dearborn'daki restoranında ağırladı. (AP) Abbas Trump'ı ailesinin Dearborn'daki restoranında ağırladı. (AP)

Trump ise görüşmede şunları söyledi: “Lübnan hakkında harika hislerim var. Lübnan'dan pek çok insan tanıyorum. Tüm bunları sona erdirmeliyiz, biz barış istiyoruz. Çok sayıda Lübnanlı ve Müslüman insan tanıyorum, Trump'ı seviyorlar, onunla iyi bir ilişkileri var. Onların oylarını istiyoruz, onların oylarına talibiz ve sanırım oylarını alacağız.”

Trump'ın konuşması

Trump'ın görüşmedeki konuşmasını ‘güçlü’ ve ‘ciddi’ olarak nitelendiren Abbas, “Biz barış istedik, Trump da hevesli ve duyarlıydı. Bu görüşmenin ardından Lübnanlılar ve Filistinliler için barışı sağlama konusundaki kararlılığını vurguladı. Lübnanlıları barış ve adalet isteyen barışçıl bir halk olarak tanıdığından bahsetti. Bu nedenle kendisine Ronald Reagan'ın barışla ilgili bir sözünden alıntı yaparak bir hatıra plaketi verdim. Bu plaket, Oval Ofis'te yer alacak” ifadelerini kullandı.

Hatıra plaketinde Reagan'dan şu alıntı yer alıyordu: “Barış çatışmanın olmaması değil, çatışmayı barışçıl yollarla çözme becerisidir.”

Albert Abbas, Trump'a bir plaket verdi. (AP)Albert Abbas, Trump'a bir plaket verdi. (AP)