BM'nin kutsal kitaplara ilişkin kararı, Türkiye'nin girişimiyle UNESCO ayrımcılık kararına eklendi

BM'nin kutsal kitaplara ilişkin kararı, Türkiye'nin girişimiyle UNESCO ayrımcılık kararına eklendi
TT

BM'nin kutsal kitaplara ilişkin kararı, Türkiye'nin girişimiyle UNESCO ayrımcılık kararına eklendi

BM'nin kutsal kitaplara ilişkin kararı, Türkiye'nin girişimiyle UNESCO ayrımcılık kararına eklendi

Türkiye'nin girişimiyle, kutsal kitaplara karşı işlenen suçları uluslararası hukukun ihlali kapsamında sayan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul kararı, BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) ırkçılık, ayrımcılık ve nefret suçlarına ilişkin kararında yer aldı.

Türkiye'nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, bu yılki UNESCO'nun 219. Yürütme Kurulu Toplantısı'nda, Türkiye'nin öncülüğünde, ırkçılık, ayrımcılık ve nefret suçları ile ilgili UNESCO karar tasarısında, kutsal kitaplara karşı işlenen suçların uluslararası hukukun ihlali olduğunu beyan eden BM Genel Kurul kararını eklettiklerini ifade etti.

Aybet, geçen yıl UNESCO'nun 216. Yürütme Kurulu Toplantısı'nda, ırkçılık, ayrımcılık ve nefret suçları ile ilgili karara, İslamofobi ile mücadeleyi de dahil ettiklerini belirtti.

Büyükelçi Aybet, toplantıda yaptığı konuşmaya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

"Her türlü nefret suçu ile mücadeleyi desteklediğimizi belirtirken, son yıllarda İslam karşıtlığı suçlarının endişe verici bir şekilde arttığını vurguladım. UNESCO'nun bu konuda BM kararları ile uyumlu hareket etmesi gerektiğini kaydettim. Karar tasarısı, önerdiğimiz değişikliklerle kabul edildi. Mücadeleye devam."

BM Genel Kurulu'nda Temmuz 2023'te, Fas tarafından sunulan, dini inançları nedeniyle kişilere ve kutsal kitaplar ile dini mekanlara yönelik her türlü şiddeti uluslararası hukukun ihlali olarak tanıyan karar oy birliğiyle kabul edilmişti.



Oval Ofis'teki ‘tuzaklar’ yabancı liderlerin içeri girerken iki kez düşünmesine neden olabilir

ABD Başkanı Donald Trump Oval Ofis'in ışıklarını kararttı ve Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa'yı beyaz Güney Afrikalılara karşı soykırım suçlamalarıyla yüzleştirdi. (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump Oval Ofis'in ışıklarını kararttı ve Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa'yı beyaz Güney Afrikalılara karşı soykırım suçlamalarıyla yüzleştirdi. (EPA)
TT

Oval Ofis'teki ‘tuzaklar’ yabancı liderlerin içeri girerken iki kez düşünmesine neden olabilir

ABD Başkanı Donald Trump Oval Ofis'in ışıklarını kararttı ve Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa'yı beyaz Güney Afrikalılara karşı soykırım suçlamalarıyla yüzleştirdi. (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump Oval Ofis'in ışıklarını kararttı ve Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa'yı beyaz Güney Afrikalılara karşı soykırım suçlamalarıyla yüzleştirdi. (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump dün Oval Ofis'in ışıklarını kararttı ve Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa'yı kameralar önünde yabancı bir lidere yönelik son jeopolitik tuzağının hedefi haline getirdi.

Beyaz Saray tarafından maksimum etki için hazırlandığı belli olan ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin şubat ayındaki ziyaretini anımsatan sıra dışı bir sahnede Trump, Ramaphosa'nın karşısına Güney Afrika'da beyaz karşıtı soykırım, toplu katliam ve toprak gaspı iddialarını da içeren sahte suçlamalarla çıktı.

Bu durum bir kez daha Trump'ın, tarihsel olarak yabancı devlet adamlarına saygı gösterme yeri olan Oval Ofis'i, güçlü olduğu konularda daha az güçlü ülkelerden gelen ziyaretçileri utandırmak ya da onlara baskı yapmak için kullanma isteğini ortaya koydu.

Trump'ın başkanlık konutunu bu tür gösteriler için eşi benzeri görülmemiş bir şekilde kullanması, yabancı liderlerin kamuoyu önünde küçük düşme potansiyeli nedeniyle davetlerini kabul etme konusunda iki kez düşünmelerine neden olabilir. Bu tereddüt, Çin'in yakınlaşma arayışında olduğu dost ve ortaklarıyla bağlarını güçlendirmesini zorlaştırabilir.

Eski Başkan Barack Obama döneminde ABD'nin Güney Afrika Büyükelçisi olan Patrick Gaspard, Trump'ın Ramaphosa ile görüşmesini ‘utanç verici bir gösteriye’ dönüştürdüğünü söyledi. Şu anda Washington'daki Amerikan İlerleme Merkezi'nde kıdemli araştırmacı olan Gaspard, X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Trump'ın şartlarına göre iş yapmak kimse için iyi değil” ifadesini kullandı.

Oval Ofis'teki toplantının, özellikle Trump'ın gümrük vergilerini uygulamaya koymasının ardından ABD ile Güney Afrika arasında gerilen ilişkileri yeniden tesis etmek için bir fırsat olması bekleniyordu. Ayrıca Trump'ın temelsiz ‘beyaz soykırım’ suçlamaları ve beyaz azınlığı yeniden yerleştirme teklifi nedeniyle yükselen tansiyonu düşürmesi de amaçlanıyordu.

Görüşmenin samimi bir şekilde başlamasının ardından Trump, ışıkların kısılması ve Güney Afrika'da beyazların zulüm gördüğünü göstermeyi amaçlayan video ve makalelerin gösterilmesi talimatını verdi. Ramaphosa, Trump'ın suçlamalarına yanıt vermeye hazır görünüyordu, ancak böyle bir siyasi tiyatro beklemiyordu. Ev sahibinin sunumunu çürütmeye çalışırken dikkatli ve sakin görünen Ramaphosa, ABD Başkanı’nı doğrudan eleştirmedi.

Ramaphosa, Katar'ın Air Force One'ın yerine Trump'a teklif ettiği lüks jete atıfta bulunarak “Üzgünüm size verecek bir uçağım yok” diye espri yaptı.

Beyaz Saray, görüşmenin Ramaphosa'yı zor durumda bırakmak için mi düzenlendiği ya da böyle bir taktiğin yabancı liderleri bu tür ziyaretler yapmaktan caydırıp caydırmayacağına ilişkin soruya yanıt vermedi. Ramaphosa ile yapılan görüşme, Trump'ın Zelenskiy ile birkaç ay önce yaptığı ve ikili arasında gürültülü bir çatışmaya dönüşen görüşmede yaşananlara benzer şekilde gelişmedi.