Rusya'yı hedef tahtasına koyan DEAŞ-Horasan terör örgütü hakkında ne biliyoruz? https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4927706-rusyay%C4%B1-hedef-tahtas%C4%B1na-koyan-dea%C5%9F-horasan-ter%C3%B6r-%C3%B6rg%C3%BCt%C3%BC-hakk%C4%B1nda-ne-biliyoruz
Rusya'yı hedef tahtasına koyan DEAŞ-Horasan terör örgütü hakkında ne biliyoruz?
Moskova'da kanlı saldırının gerçekleştiği yerin yakınında konuşlanan Rus güvenlik güçleri. (EPA)
ABD'li bir yetkili Reuters'a yaptığı açıklamada, dün (cuma) Moskova yakınlarında bir konseri hedef alan ve en az 115 kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı saldırıyı DEAŞ'ın üstlendiğini doğrulayan istihbarata sahip olduklarını açıkladı.
Peki DEAŞ’ın Afganistan kolu olan ve Rusya'ya saldırı gerçekleştiren DEAŞ-Horasan hakkında ne biliyoruz?
DEAŞ-Horasan ne zaman ve nerede ortaya çıktı?
DEAŞ-Horasan, 2014'ün sonlarında Afganistan'ın doğusunda ortaya çıktı ve aşırı vahşetiyle kısa sürede ün kazandı. ‘Horasan’ adı, İran, Türkmenistan ve Afganistan'ın bir kısmını kapsayan bir bölgeye verilen eski bir kelimeden türetilmiştir.
DEAŞ'ın bölgedeki en aktif uzantılarından biri olan örgütün üye sayısı 2018'de zirveye ulaştıktan sonra düşüşe geçti. Taliban ve ABD güçleri örgüte ağır kayıplar verdirdi.
ABD, DEAŞ-Horosan gibi Afganistan'daki radikal örgütlere karşı istihbarat faaliyetlerini arttırma kabiliyetinin, ABD güçlerinin 2021'de ülkeden çekilmesinden bu yana azaldığını söyledi.
Örgüt hangi saldırıları gerçekleştirdi?
DEAŞ-Horasan'ın Afganistan içinde ve dışında camilere yönelik saldırılar da dahil olmak üzere birçok saldırı geçmişi bulunuyor.
Bu yılın başlarında ABD, örgütün İran'da yaklaşık 100 kişinin ölümüne yol açan iki bombalı saldırı gerçekleştirdiğini doğrulayan yazışmaları ele geçirdi.
Eylül 2022'de örgüt militanları Kabil'deki Rusya Büyükelçiliği’nde ölümlere neden olan bir intihar saldırısının sorumluluğunu üstlendi.
Örgüt, 2021 yılında ABD'nin Afganistan'dan kaotik tahliyesi sırasında 13 ABD askerinin ve onlarca sivilin ölümüne neden olan Kabil Uluslararası Havalimanı saldırısından da sorumluydu.
Bu ayın başlarında ABD'nin Ortadoğu'daki en üst düzey generali, DEAŞ-Horasan'ın Afganistan dışındaki ABD ve Batı çıkarlarına ‘altı aydan kısa bir süre içinde ve hiçbir uyarıda bulunmadan’ saldırabileceğini söylemişti.
Örgüt Rusya'ya neden saldırıyor?
DEAŞ-Horasan'ın dün Rusya'da gerçekleştirdiği saldırı büyük bir tırmanışı temsil etse de uzmanlar örgütün son birkaç yıldır Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı olduğunu söylüyor.
Washington merkezli bir araştırma grubu olan The Soufan Centre'dan Colin P. Clarke, “DEAŞ-Horosan son iki yıldır dikkatini Rusya'ya odakladı ve propagandasında Putin'i defalarca eleştirdi” dedi.
Washington merkezli Wilson Centre'dan Michael Kugelman, DEAŞ-Horasan'ın ‘Rusya'yı Müslümanlara sürekli zulmeden faaliyetlerin suç ortağı olarak gördüğünü’ söyledi.
Kugelman'a göre örgüt içinde Moskova'yla husumeti olan Orta Asyalı bir dizi militan da yer alıyor.
Suriye'de muhaliflerin ilerleyişini dünya basını nasıl gördü?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5087527-suriyede-muhaliflerin-ilerleyi%C5%9Fini-d%C3%BCnya-bas%C4%B1n%C4%B1-nas%C4%B1l-g%C3%B6rd%C3%BC
Suriye'de muhaliflerin ilerleyişini dünya basını nasıl gördü?
Halep sokakları çatışmadan da kaçanların etkisiyle boşaldı (AFP)
Suriye yıllar sonra yeniden dünya basınının manşetlerinde yer almaya başladı. Beşar Esad yönetiminin müttefiklerinin başka yerlerdeki çatışmalarla boğuşmasını değerlendiren Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) ve diğer örgütler yıllar sonra yeniden Suriye topraklarında ilerliyor.
6 gündür süren çatışmaların akıbeti merak edilirken farklı ülkelerdeki medya organlarının konuyu işleyişi de farklı oldu.
BBC: Esad'ın üzerini çizmek için çok erken
Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin Uluslararası Haberler Editörü Jeremy Bowen, "Suriye'deki isyancıların saldırısı hayret verici ama Esad'ın üzerini çizmek için çok erken" başlığıyla bir analiz yazdı.
"Bazı Suriyeliler rejimi, isyanı hakimiyeti altına alan cihatçılara kıyasla daha iyi bir seçenek olarak görüyor. Ancak diğer Esad karşıtı gruplar, ki bunlardan çok sayıda var, ayaklanırsa rejimi bir kez daha ölümcül bir tehlikeye girebilir" ifadeleri kullanıldı.
HTŞ'nin saldırıya Saldırıyı Püskürtme Operasyonu adını verirken de İslami referanslardan kaçındığı ve bu sayede El Kaide gibi bir "terör örgütü" olmadığı intibasını yaratmayı amaçladığı vurgulandı.
"Esad rejimini normalleştirmek, Avrupa'nın çıkarlarına karşı"
12 dilde yayın yapan Fransa merkezli uluslararası yayın kuruluşu Euronews, Bosnalı bir adalet aktivisti olan Refik Hodzic'in konuyla ilgili makalesini kullandı.
"Esad rejimini normalleştirmek, Avrupa'nın çıkarlarına karşı" başlıklı yazıda Suriye rejimini uluslararası camiaya kabul etmenin, savaş suçları işleyen diktatörlere kötü mesaj vereceği vurgulandı.
Daha fazla mültecinin Avrupa'ya sığınmak isteyeceği ve bunun da kıtadaki istikrarı daha da sarsacağı savunuldu.
Avrupa'nın yaptırım ve diplomatik tecrit politikasını sonuç alana kadar sürdürmesini öneren yazar; Türkiye, Lübnan, Ürdün gibi ülkelere yardım edilmesi ve Suriye'de sonuç vermeyecek "güvenli bölgelerden" medet umulmaması gerektiğini öne sürdü.
"Batı sevinsin mi üzülsün mü?"
CNN ise Rusya'nın Suriye iç savaşına uçaklarıyla müdahil olmasından sonra rahatlayan Esad'ın son 8 yıldır en büyük zorlukla karşı karşıya olduğunu bildirdi.
Amerikan kanalına konuşan Aslı Aydıntaşbaş, Batı'nın "Muhalefet Suriye'nin en büyük ikinci kenti Halep'i ele geçiriyor diye alkış tutmakla İslamcıların kontrolüne geçtiği için üzülmek" arasında kaldığını söyledi.
"Operasyonun Türkiye, ABD ve İsrail tarafından desteklendiği görülüyor"
Esad yönetiminin müttefiklerinden Rusya'da devlete bağlı RT, Kanadalı gazeteci Eva Bartlett'in "Suriye'deki teröristler ne elde etmeye çalışıyor?" başlıklı analizini yayımladı.
HTŞ'nin operasyonu Ukrayna istihbaratından aldığı silahlar ve ekipmanla gerçekleştirdiği iddiasına yer verildi.
"Suriye'nin istikrarsızlaştırılması ve İsrail'in karşısındaki 'Direniş Ekseni'nin zayıflatılmasına yönelik son çaba da Türkiye, ABD ve İsrail tarafından desteklendiği görülen bu saldırılar oldu" dendi.
İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için Türkiye askerlerinin Suriye topraklarından çıkmasını şart koşan Esad'ın fikir değiştirmesi için Ankara'nın bu operasyonu desteklemiş olabileceği iddiası da analizde yer aldı.
İran'dan karşı destek mesajı
Esad rejiminin ayakta kalmasını sağlayan İran da Press TV aracılığıyla Şam yönetimine destek veriyor.
Ayaklananları "tekfirci teröristler" diye tanımlayan devlet televizyonu, İran Devrim Muhafızları Ordu Sözcüsü General Ali Muhammed Naini'nin "Onlar muhalif savaşçı değil, Siyonist rejimle ABD'nin paralı askerleri" ifadesini aktardı.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin dün Şam'da Beşar Esad'la görüşüp destek sözü verdiği de hatırlatıldı.
Arakçi bugün de Ankara'da mevkidaşı Hakan Fidan'la görüştü.
Al Mayadeen'den "İsrail'e gönderilen ihtiyaç listesi" haberi
Hizbullah'a yakın görülen Beyrut merkezli medya kuruluşu Al Mayadeen de benzer bir çizgiyi sürdürerek bu operasyonun İsrail'in lehine olduğunu bildirdi.
Bir haberde İsrail'in eski askeri istihbaratçılarından Mordechai Kedar'ın iddialarına yer verildi.
Öğretim görevlisi, Suriye'deki muhaliflerle iletişime geçtiğini ve onların "Suriye ve Lübnan'ı kontrol etmek" şartıyla İsrail'le ilişkileri normalleştirmeye sıcak baktığını söyledi.
Kedar, Suriye'nin kuzeyindeki silahlı örgütlerden "detaylı bir liste" alıp onların ihtiyaçlarını İsrail'deki üst düzey yetkililere aktardığını bildirirken İsrail'in çıkarlarına uygun davrandıkları sürece yardım edilmesi gerektiğini savundu.
Venezuela'dan tüm Latin Amerika ülkelerinde yayın yapan Telesur televizyonunun internet sitesinde Al Mayadeen'den alınan bilgiler aktarıldı. Suriye ordusunun "Son 24 saatte 400 teröristi öldürdük" açıklaması ve karşı saldırı hazırlığına vurgu yapıldı.
"İsrail, İran'ın Hizbullah'a silah göndermesinden korkuyor"
İsrail gazeteleri de konuya yakından ilgi gösteriyor.
Haaretz'e göre, İsrail'in liderleri hem Hizbullah'ın dikkatini Suriye'ye çevirmesiyle Lübnan'la sağlanan ateşkesin devam edeceğini düşünüyor hem de İran'ın durumu fırsat gibi görüp Esad'a yardım bahanesiyle Hizbullah'a silah göndereceği endişesini taşıyor.
Times of Israel de aynı iddiayı sürdürerek cumartesiyi pazara bağlayan gece İran'dan Suriye'ye giden bir uçağın, Hizbullah'a silah gönderildiği şüphesiyle İsrail uçakları tarafından engellendiğini bildirdi.
"Türkiye niye şimdi Halep cephesini açıyor?"
Suudi Arabistan'ın haber portalı Al Arabiya, Al Majalla Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Hamidi'nin "Türkiye niye şimdi Halep cephesini açıyor?" diye sorduğu yazıya sayfalarında yer verdi.
Bu operasyonla birlikte Suriye'deki "üç mini devlet" arasında neredeyse son 5 yıldır sabit kalan cephe hatlarının değiştiği bildirildi.
Ülkenin yüzde 65'inin Rusya ve İran destekli Esad rejimi tarafından kontrol edildiği, YPG'nin ağırlıkta olduğu ABD destekli milislerden oluşan Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yüzde 25 civarında bir alan kapladığı, üçüncü bölgeninse Türkiye'nin desteklediği örgütler ve HTŞ'nin kontrolündeki kuzey kısımlar olduğu aktarıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Esad'ı normalleşmeye zorlama ve Donald Trump'ın ABD Başkanlığı'na dönüşü öncesinde daha fazla pazarlık kozu elde etmek için SDG'yi kuşatma gibi amaçları olabileceği savunuldu.
2019'da kontrol ettiği bölgelerden kısmen çekilen Amerikan askerlerini hatırlayan SDG'nin benzer bir durumun tekrarından korktuğu da belirtildi.
Şinhua: Uluslararası toplum gerginliğin azaltılması çağrısında bulunuyor
Çin devlet haber ajansı Şinhua da tarafsız kalmaya özen gösteren yayın kuruluşlarından biri oldu.
"Uluslararası toplum, isyancıların devasa saldırısı sırasında gerginliğin azaltılması çağrısında bulunuyor" başlıklı haberde "sürpriz" diye nitelenen operasyonun Suriye ordusunu zor duruma soktuğu ve sıcak çatışmalara bir yenisinin eklenmesinin Ortadoğu'da endişe yarattığı bildirildi.
Independent Türkçe, Al Arabiya, Al Mayadeen, BBC, CNN, Euronews, Haaretz, Press TV, RT, Şinhua, Telesur, Times of Israel