Rusya'yı hedef tahtasına koyan DEAŞ-Horasan terör örgütü hakkında ne biliyoruz?

Örgüt, Moskova'da bir konser salonuna düzenlenen ve çok sayıda kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıyı üstlendi.

Moskova'da kanlı saldırının gerçekleştiği yerin yakınında konuşlanan Rus güvenlik güçleri. (EPA)
Moskova'da kanlı saldırının gerçekleştiği yerin yakınında konuşlanan Rus güvenlik güçleri. (EPA)
TT

Rusya'yı hedef tahtasına koyan DEAŞ-Horasan terör örgütü hakkında ne biliyoruz?

Moskova'da kanlı saldırının gerçekleştiği yerin yakınında konuşlanan Rus güvenlik güçleri. (EPA)
Moskova'da kanlı saldırının gerçekleştiği yerin yakınında konuşlanan Rus güvenlik güçleri. (EPA)

ABD'li bir yetkili Reuters'a yaptığı açıklamada, dün (cuma) Moskova yakınlarında bir konseri hedef alan ve en az 115 kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı saldırıyı DEAŞ'ın üstlendiğini doğrulayan istihbarata sahip olduklarını açıkladı.

Peki DEAŞ’ın Afganistan kolu olan ve Rusya'ya saldırı gerçekleştiren DEAŞ-Horasan hakkında ne biliyoruz?

DEAŞ-Horasan ne zaman ve nerede ortaya çıktı?

DEAŞ-Horasan, 2014'ün sonlarında Afganistan'ın doğusunda ortaya çıktı ve aşırı vahşetiyle kısa sürede ün kazandı. ‘Horasan’ adı, İran, Türkmenistan ve Afganistan'ın bir kısmını kapsayan bir bölgeye verilen eski bir kelimeden türetilmiştir.

Krasnogorsk'taki silahlı saldırıdan bir gün sonra Crocus Belediye Binası önündeki anıta çiçek bırakan bir adam (AFP)
Krasnogorsk'taki silahlı saldırıdan bir gün sonra Crocus Belediye Binası önündeki anıta çiçek bırakan bir adam (AFP)

DEAŞ'ın bölgedeki en aktif uzantılarından biri olan örgütün üye sayısı 2018'de zirveye ulaştıktan sonra düşüşe geçti. Taliban ve ABD güçleri örgüte ağır kayıplar verdirdi.

ABD, DEAŞ-Horosan gibi Afganistan'daki radikal örgütlere karşı istihbarat faaliyetlerini arttırma kabiliyetinin, ABD güçlerinin 2021'de ülkeden çekilmesinden bu yana azaldığını söyledi.

Örgüt hangi saldırıları gerçekleştirdi?

DEAŞ-Horasan'ın Afganistan içinde ve dışında camilere yönelik saldırılar da dahil olmak üzere birçok saldırı geçmişi bulunuyor.

Bu yılın başlarında ABD, örgütün İran'da yaklaşık 100 kişinin ölümüne yol açan iki bombalı saldırı gerçekleştirdiğini doğrulayan yazışmaları ele geçirdi.

Rusya Soruşturma Komitesi'nin basın servisi tarafından yayınlanan bir videodan alınan ekran görüntüsünde saldırıda kullanılan mühimmatlar gözüküyor. (AP)
Rusya Soruşturma Komitesi'nin basın servisi tarafından yayınlanan bir videodan alınan ekran görüntüsünde saldırıda kullanılan mühimmatlar gözüküyor. (AP)

Eylül 2022'de örgüt militanları Kabil'deki Rusya Büyükelçiliği’nde ölümlere neden olan bir intihar saldırısının sorumluluğunu üstlendi.

Örgüt, 2021 yılında ABD'nin Afganistan'dan kaotik tahliyesi sırasında 13 ABD askerinin ve onlarca sivilin ölümüne neden olan Kabil Uluslararası Havalimanı saldırısından da sorumluydu.

Moskova'nın batı ucundaki Crocus Belediye Binası'nın yakınında, bir kurbanın cesedinin yanında duran insanlar. (AP)
Moskova'nın batı ucundaki Crocus Belediye Binası'nın yakınında, bir kurbanın cesedinin yanında duran insanlar. (AP)

Bu ayın başlarında ABD'nin Ortadoğu'daki en üst düzey generali, DEAŞ-Horasan'ın Afganistan dışındaki ABD ve Batı çıkarlarına ‘altı aydan kısa bir süre içinde ve hiçbir uyarıda bulunmadan’ saldırabileceğini söylemişti.

Örgüt Rusya'ya neden saldırıyor?

DEAŞ-Horasan'ın dün Rusya'da gerçekleştirdiği saldırı büyük bir tırmanışı temsil etse de uzmanlar örgütün son birkaç yıldır Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı olduğunu söylüyor.

Washington merkezli bir araştırma grubu olan The Soufan Centre'dan Colin P. Clarke, “DEAŞ-Horosan son iki yıldır dikkatini Rusya'ya odakladı ve propagandasında Putin'i defalarca eleştirdi” dedi.

Moskova'nın dışındaki Krasnogorsk'ta meydana gelen silahlı saldırının ardından Crocus Belediye Binası Konser Salonu’nda çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler. (AFP)
Moskova'nın dışındaki Krasnogorsk'ta meydana gelen silahlı saldırının ardından Crocus Belediye Binası Konser Salonu’nda çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler. (AFP)

Washington merkezli Wilson Centre'dan Michael Kugelman, DEAŞ-Horasan'ın ‘Rusya'yı Müslümanlara sürekli zulmeden faaliyetlerin suç ortağı olarak gördüğünü’ söyledi.

Kugelman'a göre örgüt içinde Moskova'yla husumeti olan Orta Asyalı bir dizi militan da yer alıyor.



Türkiye, Afrika'daki varlığını silah ve ticaretle güçlendiriyor

Türkiye, Afrika'ya çok sayıda ticari ve askeri teklifte bulunuyor (Reuters)
Türkiye, Afrika'ya çok sayıda ticari ve askeri teklifte bulunuyor (Reuters)
TT

Türkiye, Afrika'daki varlığını silah ve ticaretle güçlendiriyor

Türkiye, Afrika'ya çok sayıda ticari ve askeri teklifte bulunuyor (Reuters)
Türkiye, Afrika'ya çok sayıda ticari ve askeri teklifte bulunuyor (Reuters)

Sagir el-Haydari

Fransa'nın Afrika'daki nüfuzunun gerilediği ve Rusya ve Çin gibi diğer küresel güçlerin kıtada nüfuz mücadelesine girdiği bir dönemde, Türk diplomasisi, çok sayıda silah kullanarak kaynak zengini Afrika kıtasında daha geniş kapsamlı bir varlık gösterme arayışında kararlılıkla ilerliyor.

Türkiye, son dönemde Afrika ülkelerine Bayraktar İHA'ları gibi Türk askeri teçhizatı tedarik ederek verimli askeri ortaklıklar kurmayı başardı. Ancak iş bununla da bitmiyor, Ankara’nın, Afrika Boynuzu gibi bölgelerdeki ciddi krizlerin yatıştırılmasını sağlayan arabuluculukları da bulunuyor.

Bu çabaların bir parçası olarak geçtiğimiz günlerde düzenlenen Antalya Forumu'na, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud başta olmak üzere çok sayıda Afrikalı yetkili katıldı. Ne var ki Ankara'nın oynamaya başladığı ileri rollere rağmen Fransa gibi diğer güçlerin yerini alıp alamayacağı belirsiz.

Stratejik ortak

Aralık 2024'te Türkiye Etiyopya ile Somali arasında arabuluculuk yapacağını duyurdu ve bu adım iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesiyle sonuçlandı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anlaşmayı “tarihi” olarak niteledi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Türkiye, Afrika'daki diplomatik varlığını önemli ölçüde pekiştirdi. Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, 2002 yılında 12 olan büyükelçilik sayısı, 2022 yılında 44 büyükelçilik ve konsolosluğa yükseldi. Bu arada Ankara'daki Afrika diplomatik temsilcilikleri 2008'de 10 iken 2023'te 38'e çıktı.

Siyasi araştırmacı Taha Avdetoğlu, “Türkiye, Fransa gibi diğer sömürgeci ülkelerin aksine, Afrika kıtasındaki varlığını stratejik bir ortak olarak güçlendirmeyi başardı. Coğrafi konumu ve birçok alandaki uzmanlığından yararlanarak uzun vadeli ilişkiler geliştirdi, Afrika, Türkiye'nin jeostratejik çıkarları için önemli bir derinlik haline geldi” değerlendirmesinde bulundu.

fdghyjukı
Türkiye Afrika kıtasındaki varlığını stratejik bir ortak olarak güçlendirmeyi başardı (Reuters)

Avdetoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye'nin, askeri üs kurmuş olduğu Somali'de, enerji güvenliği ve petrol arama gibi birçok kanaldan nüfuzunu artırmaya çalıştığını da gözlemledik. Türkiye, Afrika'da nüfuzunu tesis etme konusunda zorlu meydan okumalarla karşı karşıya kaldı. Özellikle uluslararası alanda Türkiye’nin rolünden derinden rahatsız olan bir diğer büyük güç olan Fransa ile karşı karşıya geldi. Türkiye yumuşak diplomasiyle başarıya ulaştı, dolayısıyla özellikle kıtada elde edilen başarıların ışığında, Türk-Afrika ilişkilerinin Ankara'nın dış politikasında önemli bir yer tutacağına inanıyorum. Bu sadece siyasi ve ekonomik yakınlaşmayla sınırlı kalmayacak, aynı zamanda savunma sanayi gibi hassas ve önemli bir alanı da kapsayacak.”

Nitekim Türkiye, birçok Afrika ülkesine askeri teçhizat temin etti ve Bayraktar İHA'ları şu anda kıta semalarında uçuyor. Bu adımların, Fransa'nın kıtadan güçlerini ve askeri teçhizatını çekmek zorunda kalmasının neden olduğu zararı telafi etme amacı taşıdığı düşünülüyor.

Ekonomik iş birliği

Türkiye'nin Afrika'ya olan ilgisi yeni değil. Ankara, 2005 yılında Afrika Birliği'nde daimi gözlemci statüsü elde etti ve o tarihten bu yana zorlu Afrika denkleminde kendine yer edinmeye çalışıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı, 2008'den bu yana yaklaşık 30 Afrika ülkesini ziyaret etti ve kobalt ve uranyum gibi değerli madenlere ev sahipliği yapan kaynak zengini bu ülkelere yatırımların yönlendirilmesini istedi.

Avdetoğlu şunu da söyledi: “Türkiye, ekonomik iş birliğiyle Afrika'da ilişkiler kurdu ve güçlendirdi. Son yıllarda enerji ve altyapı yatırımlarını artırarak geniş bir diplomatik rol üstlendi. Afrika ülkelerinde yeni konsolosluklar açıldı, önemli insani yardımlar sağlandı, güvenlik ve askeri iş birliği arttı. Türkiye ile Afrika arasındaki ticaret hacmi 2003 yılında 3 milyar dolar seviyesinden 2023 yılında yaklaşık 35 milyar dolara yükseldi.”

Genişleyen nüfuz

Afrika meseleleri konusunda uzman siyasi araştırmacı Muhammed Turşin ise, “Türkiye'nin Afrika'daki nüfuzu, birçok bölgesel güç gibi, giderek genişlemeye başladı. Ankara bu nüfuzu uzun yıllar boyunca burslar, yardımlar, yardım projeleri ve sivil toplumu destekleme yoluyla yumuşak diplomasiyi kullanarak oluşturdu” dedi.

Turşin, yumuşak diplomasinin Afrika'da Türkiye’nin nüfuzunu güçlendirme ve pekiştirmede başarılı olduğunu, son olarak Türkiye’nin, askeri ortaklıklardan yararlanarak Afrika ülkelerine Bayraktar gibi gelişmiş silah sistemleri tedarik etmeye başladığını sözlerine ekledi.

Turşin’e göre “Türk stratejisi askeri ve ekonomik boyutlara dayandı ve genellikle yumuşak diplomasiyi kullandı. Ankara, pek çok uluslararası güçten farklı bölgesel yönelimlere sahip ve her zaman kendi çıkarlarını ve ortaklık kurduğu ülkelerin çıkarlarını ön planda tutuyor.”

Türkiye, Fransa'nın Burkina Faso, Nijer, Mali gibi ülkelerden çekilmesinden faydalanmaya çalışarak, bu ülkelere askeri teçhizat temin etmeyi teklif etti. Bayraktar İHA'ların teslim edildiği Mali gibi bunlardan bazılarıyla anlaşmalar yapılmış durumda.

Sınırlı güç ve kapasite

Erdoğan, son döneminde ülkesinin Afrika ile ticaret hacmini 75 milyar dolara çıkarma arzusunda olduğunu dile getirdi. Ancak Rusya ve Çin gibi diğer bölgesel güçlerin de aynı şeyi yapmaya çabaladığı bir ortamda Ankara'nın bunu başarabileceği belirsiz.

Türkiye'nin Afrika'da yaklaşık 71 askeri ataşesi bulunuyor ve askeri satışları, insansız hava araçları ve diğer ekipmanlarla birlikte yaklaşık 328 milyon dolara yükseldi.

Nijeryalı siyasi araştırmacı Muhammed Aval, “Türkiye'nin gücü ve kapasitesi, Rusya gibi doğrudan çatışmalara dahil olmuş diğer ülkelerle karşılaştırıldığında sınırlı. Ancak Ankara'nın politikasının olumlu bir yönü de var; müdahalede bulunduğunda riskleri azaltması” dedi.

Aval, “Türkiye'nin ekonomik ve ticari alan ile sınırlı kalması, kendisi açısından olumlu bir nokta. Ancak askeri teçhizatını tanıtma hamlesi, ulusal güvenlikleri üzerindeki olumsuz etkilerinden zaten korkan diğer Afrika ülkelerinin öfkesini uyandırabilir” diye ekledi. “Özellikle Sahel bölgesinde yeni nesil yöneticilerin yükselişiyle birlikte Türkiye'nin Afrika'da yaşanan siyasal ve ekonomik değişimleri dikkatle ele alması gerektiğini” vurguladı.

.