Müslüman çocukların oruç tutması Alman okullarında tartışma yarattı

Almanya'da 5,6 milyon Müslüman yaşıyor ve bunların yaklaşık yüzde 80'i oruç tutuyor.

 İki öğrenci Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a evlerde güneş enerjisinin nasıl çalıştığını anlatıyor. (AFP)
İki öğrenci Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a evlerde güneş enerjisinin nasıl çalıştığını anlatıyor. (AFP)
TT

Müslüman çocukların oruç tutması Alman okullarında tartışma yarattı

 İki öğrenci Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a evlerde güneş enerjisinin nasıl çalıştığını anlatıyor. (AFP)
İki öğrenci Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a evlerde güneş enerjisinin nasıl çalıştığını anlatıyor. (AFP)

İlham Talibi

Her yıl Ramazan Ayı’nın gelmesiyle birlikte, Alman okullarında küçük yaştaki Müslüman çocukların oruç tutmasına ilişkin tartışmalar, bunun akademik performanslarını ve sağlıklarını etkileyeceğini düşünenler ile Müslümanların isteklerine ve dini ritüellerini yerine getirme haklarına saygı duyulması gerektiğine inananlar arasında yeniden alevleniyor.

Ergenlik çağına ulaşmamış Müslüman öğrencilerin oruç tutması son yıllarda Almanya’da tartışmalara yol açtı ve öğretmenler küçük çocukların yorulmasından ve konsantre olamamasından duydukları endişeyi dile getirdi. İstatistiklere göre Almanya'da 5,6 milyon Müslüman yaşıyor ve bunların yaklaşık yüzde 80'i oruç tutuyor.

‘Solgun çocuklar’

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Çocuk ve Ergen Doktorları Meslek Birliği Başkanı Thomas Fischbach, küçük çocukların oruç tutmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Fischbach, “Ramazan Ayı’nda sık sık çok solgun çocuklar görüyoruz. Bazıları ‘bayıldıkları’ ya da baş veya karın ağrıları olduğu için okuldan doğruca bize geliyorlar. Müslüman ebeveynler küçük çocuklarına oruç tutmanın onlar için kötü olduğunu anlatmalı. Tüm Müslüman ebeveynlere çocuklarının yeterince su içtiğinden emin olmaları çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

FOTO ALTI:  Alman okullarındaki öğretmenler, küçük çocukların yorgunlukları ve konsantre olamamaları konusundaki endişelerini dile getirdi. (AFP)​​​​​
 Alman okullarındaki öğretmenler, küçük çocukların yorgunlukları ve konsantre olamamaları konusundaki endişelerini dile getirdi. (AFP)​​​​​

Bernd Rıdvan Bauknecht, Almanya'nın Bonn kentine bağlı Bad Godesberg'deki Elisabeth Silbert Okulu'nda İslam dini dersi veriyor. Bauknecht, “Müslümanların oruç tutması, entegrasyona yönelik bir adım olarak da anlaşılabilecek bu tartışmalar nedeniyle toplumda görünür hale gelebilir” diyor.

Okul saatlerinin ertelenmesi talepleri

​Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki bir ilkokulda, Ramazan Ayı’nın başlamasına kısa bir süre kala Müslüman velilerin cinsel eğitim derslerinden vazgeçilmesi yönündeki talepleri öğretmenleri şaşırttı. Bazı veliler çocuklarının derslerinin ve okul gezilerinin ertelenmesini talep ederken, Bauknecht bunun çok fazla olduğunu ve “Ramazan Ayı’nda Müslümanlar için hayatın normal seyrinde devam etmesinin gerekli olduğunu” söyledi. Okul gezilerinin her zaman tartışma konusu olduğunu ifade eden Bauknecht, “Meselenin çoğunlukla yedinci sınıf ve üzeri çocukları ilgilendirdiğinin farkındayım. Çünkü bazıları ilk kez oruç tutuyor ve sadece oruç tutmak istiyor. Zira onlar için bu ibadet bir tür meydan okuma” dedi.

Bauknecht'in gözlemlerine göre, daha büyük öğrenciler ‘genellikle sessizce oruç tutuyor’.

Almanya İslam Konseyi Başkanı Burhan Kesici ve meslektaşları 42 okulda İslam dinini öğretiyor ve öğrencilerine oruç tutmanın diğer sorumluluklardan kaçmak anlamına gelmediğini anlatıyor.

Kesici, “Oruç tutmak çocukların hastalanması ya da beden eğitimi derslerini aksatması için bir neden olmamalı” dedi.

Okullara uyarı mesajı

Avusturya'da bazı öğretmenler, sınıfta Ramazan'la nasıl başa çıkılacağı konusunda öğretmenlere yönelik sabit kuralların bulunmaması konusundaki endişelerini dile getirdi. Özellikle Viyana Eğitim Müdürlüğü'nden bilgi istendiğinde öğretmenler Avusturya İslam Dini Cemaati'nin yayınladığı Ramazan kılavuzlarına yönlendiriliyor. Bu nedenle Avusturya Çocuk ve Gençlik Savunma Örgütü ülkedeki okullara bir uyarı mektubu gönderdi. Avusturya federal eyaletlerinde çocuk haklarının korunması konusunda uzmanlaşmış bağımsız bir kurum olan örgüt, ‘giderek daha fazla sayıda Avusturyalı çocuğun Ramazan Ayı’nda oruç tuttuğunu’ belirtti.

Mektupta olası sonuçlar konusunda uyarıda bulunularak, “Son yıllarda, Ramazan Ayı’nda oruç tutan çocukların susuzluktan kaynaklanan düşük tansiyon nedeniyle sınıfta sık sık sağlık sorunları yaşamaları üzerine öğretmenlerden gelen taleplerin sayısı artmaktadır” denildi.

Uzlaşma sağlanması

Mektupta ayrıca, “Çocuklar hafta sonları oruç tutabilir ya da öğle vaktine kadar oruç tutmayı deneyebilirler” deniyor.

Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi de benzer bir öneride bulunarak şu açıklamayı yayınladı: “Çocuğun iki saat oruç tutmasıyla oruç tutmak eğlenceli hale gelebilir. Ayrıca çocuklar denemek isterse hafta sonları oruç saatleri de artırılabilir.”

Almanca öğretmeni ve İslamofobi’ye karşı bir aktivist olan Ali Dönmez, okullarda ırkçılıkla başa çıkma ve Ramazan Ayı hakkında atölye çalışmaları yapıyor. Dönmez ayrıca Instagram üzerinden bazı paylaşımlarda bulunuyor. Birçok ailede çocukların oruç tutması için bir uzlaşmaya varıldığını söyleyen Dönmez, “Örneğin çocuklar sadece öğlen 12'ye kadar oruç tutuyor ve yemeklerini normal bir şekilde yiyorlar” dedi.

Müslüman öğrencilerin gayrimüslim sınıf arkadaşlarını Ramazan Ayı’nda oruç tutmaya teşvik etmeleri Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD), Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Yeşiller Partisi'nden pek çok siyasetçinin endişelerini artırdı ve hatta 2021 yılının sonunda büyük bir tartışmaya yol açtı.

Bu sene Ramazan Ayı’nın başında Frankfurt şehrinin, Almanya'daki tüm dinlerin barış içinde bir arada yaşamasının bir işareti olarak ilk kez halka açık alanları aydınlatması dikkat çekicidir.



Rapor: İran, 12 günlük savaş sırasında 5 İsrail askeri üssünü doğrudan vurdu

 İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)
İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)
TT

Rapor: İran, 12 günlük savaş sırasında 5 İsrail askeri üssünü doğrudan vurdu

 İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)
İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)

The Telegraph’ın ulaştığı radar verilerine göre, İran füzeleri 12 günlük savaş sırasında beş İsrail askeri tesisini doğrudan vurmuş görünüyor.

Söz konusu saldırılar İsrailli yetkililer tarafından duyurulmadı. Katı askeri sansür yasaları nedeniyle ülke içinden rapor edilemiyor.

Bu saldırılar, her iki tarafın da mutlak zafer iddiasında bulunmaya çalıştığı iki düşman arasındaki sözlü savaşı daha da karmaşık hale getirecek.

İran'ın dini lideri Ali Hamaney (AFP)İran'ın dini lideri Ali Hamaney (AFP)

Savaş bölgelerindeki bomba hasarını tespit etmek için uydu radar verilerini kullanma konusunda uzman olan ABD merkezli Oregon Eyalet Üniversitesi akademisyenleri yeni verileri The Telegraph ile paylaştı.

Raporlara göre İsrail'in kuzey, güney ve orta kesimlerinde, aralarında büyük bir hava üssü, bir istihbarat toplama merkezi ve bir lojistik üssünün de bulunduğu, daha önce rapor edilmemiş beş askeri tesis İran füzeleriyle vuruldu.

The Telegraph'ın dün temas kurduğu İsrail ordusu yetkilileri, füze önleme oranları ya da üslerine verilen hasar konusunda yorum yapmayacaklarını ifade etti.

Bir ordu sözcüsü, “Söyleyebileceğimiz tek şey, ilgili tüm birimlerin operasyon boyunca operasyonel sürekliliği koruduğudur” dedi.

Askeri tesislere yönelik bu saldırılar, İsrail'in hava savunma sistemlerini deldiği bilinen, konut ve sanayi altyapısında büyük hasara yol açan 36 diğer saldırıya ilave olarak yapıldı.

Ülke genelinde konutlarda meydana gelen ciddi hasara rağmen sadece 28 İsraillinin hayatını kaybetmesi, ülkenin sofistike uyarı sisteminin ve halkın sığınakları disiplinli bir şekilde kullanmasının göstergesi.

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın The Telegraph’tan aktardığına göre İran füzelerinin büyük çoğunluğu önlenirken, sınırı geçmeyi başaran füzelerin oranı 12 günlük savaşın ilk sekiz gününde günden güne arttı.

Bunun nedenleri net olmamakla birlikte, gelişmiş ateşleme teknikleri ve İran'ın gelişmiş füzeler kullanıyor olma ihtimali olabilir.

Demir Kubbe, İsrail'in en ünlü hava savunma sistemi olsa da aslında havan topları gibi kısa menzilli mermilere karşı koruma sağlamak üzere tasarlanmıştır ve ülkenin kullandığı ‘katmanlı’ hava savunma sisteminin sadece bir parçasıdır.

Orta katmanda, 300 kilometreye kadar menzile sahip insansız hava araçları (İHA) ve füzeleri engellemek için optimize edilmiş Davut Sapanı hava savunma sistemi yer alıyor. En üstte ise uzun menzilli balistik füzeleri atmosfere girmeden önce etkisiz hale getiren Arrow (HITS) sistemi yer alıyor.

Sadece 9,7 milyon nüfuslu küçük bir ülke olan İsrail'de, ülkenin ünlü füze savunma sistemlerinin ihlal edilmesi şok etkisi yarattı.

Ülke içinde askeri hedeflerin vurulduğuna dair şüpheler arttı.

Ülkenin en tanınmış gazetecilerinden biri olan Kanal 13 televizyonundan Raviv Drucker geçen hafta şunları söyledi: “İran'ın füze saldırılarının birçoğu İsrail askeri üslerinde, bugüne kadar halen haber yapmadığımız stratejik yerlerde gerçekleşti... Bu durum insanların İranlıların ne kadar isabetli olduklarını ve pek çok yerde ne kadar büyük bir yıkıma yol açtıklarını anlamamalarına neden oldu.”

Oregon Eyalet Üniversitesi'nde araştırmacı olan Corey Sher, biriminin hem İsrail hem de İran'daki füze hasarının daha kapsamlı bir değerlendirmesi üzerinde çalıştığını ve sonuçları yaklaşık iki hafta içinde yayınlayacağını açıkladı.

Sher, hasarı değerlendirmek için kullandıkları radar sistemi verilerinin patlamaları tespit etmek için yapılı çevredeki değişiklikleri ölçtüğünü ve saldırıların kesin olarak doğrulanması için ya söz konusu askeri alanlardaki saha raporlarının ya da uydu görüntülerinin gerektiğini ifade etti.

The Telegraph tarafından yapılan veri analizi, ABD ve İsrail savunma sistemlerinin genel olarak iyi bir performans sergilediğini, ancak savaşın yedinci gününde füzelerin yaklaşık yüzde 16'sının geçmesine izin verdiğini gösteriyor.

Bu, İsrail ordusunun daha önce yaptığı ve başarı oranını ‘yüzde 87’ olarak veren tahminle büyük ölçüde uyumlu.