Kuzey Kore, Japonya'nın iki ülke arasında zirve düzenlenmesi talebini reddetti

Kim Yo Jong, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un kız kardeşi (Arşivler - AFP)
Kim Yo Jong, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un kız kardeşi (Arşivler - AFP)
TT

Kuzey Kore, Japonya'nın iki ülke arasında zirve düzenlenmesi talebini reddetti

Kim Yo Jong, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un kız kardeşi (Arşivler - AFP)
Kim Yo Jong, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un kız kardeşi (Arşivler - AFP)

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong, "iki ülke arasında zirve düzenlenmesi talebinde bulunan" Japonya ile görüşmeyeceklerini açıkladı.

Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansının (KCNA) haberine göre, lider Kim'in kız kardeşi Kim Yo-jong, Japonya Başbakanı Kişida Fumio'nun, vatandaşlarının Kuzey Kore tarafından kaçırılması olayını tekrar gündeme getirmesine ilişkin açıklama yaptı.

Kuzey Kore İşçi Partisi Merkez Komitesinde de üst düzey yetkili olan Kim Yo-jong, iki ülke ilişkilerinin "siyasete" konu olmaması gerektiğini belirtti.

Kim Yo-jong, Japonya'nın Kuzey Kore ile "yeni bir sayfa açmak için ilk adımı atma niyeti" olmadığını vurguladı.

Japonya'nın tutumunu "bir kez daha açıkça" anladıklarını kaydeden Kim Yo-jong, "Kuzey Kore Japonya ile irtibata geçmeyi ve görüşmeyi reddediyor." ifadesini kullandı.

Öte yandan, Japonya'nın resmi Kyodo ajansının haberine göre Kişida, Kim Yo-jong'un ifadelerine doğrudan cevap vermeyi reddetti.

Kişida, Japonya'nın Pyongyang yönetimi ile problemlerin çözülmesine yönelik çabalarını sürdüreceğini belirtti.

- Kuzey Kore, Japonya'nın aralarında zirve düzenlenmesi talebinde bulunduğunu duyurmuştu

Kim Yo-jong, 25 Mart'ta, Japonya Başbakanı Kişida'nın iki ülke arasında zirve düzenlenmesi talebinde bulunduğunu bildirmişti.

Kuzey Kore ile Japonya ilişkilerinde yeni sayfa açılmasının Tokyo'nun "kararına" bağlı olduğunu belirten Kim Yo-jong, Japonya ile geçmişlerinin "güvensizlik ve yanlış anlaşılmalarla dolu ve bu ilişkinin geliştirilmesinin imkansız" olduğunu vurgulamıştı.

Kim Yo-jong, Japonya'nın "kaçırma konusunu" gündeminde tuttuğu sürece ilişkilerinin gelişemeyeceğini savunmuştu.

Kuzey Kore'nin kaçırdığı Japon vatandaşları konusu

Kuzey Kore'nin kaçırdığı Japon vatandaşları, iki ülke ilişkilerini geçmişten bu yana en fazla etkileyen konulardan biri.

Japonya, Kuzey Kore'nin 1970 ve 1980'lerde vatandaşlarının Kuzey Kore ajanlarınca kaçırıldığını savunuyor. Kuzey Kore'nin söz konusu kişileri, istihbaratçılarına Japonca öğretmeleri ve casusluk yapma konusunda eğitmeleri için kullandığı tahmin ediliyor.

Kuzey Kore, 2002'de başkent Pyongyang'da düzenlenen bir zirve sırasında, 1970'li ve 1980'li yıllarda ülkeye kaçırılan 13 Japon vatandaşının varlığını kabul etmişti.

Pyongyang yönetimi bu kişilerden 5'inin zirvenin ardından evlerine dönmesine izin vermiş, diğer 8 Japon vatandaşının ise öldüğünü ileri sürmüştü. Japonya söz konusu 8 vatandaşın öldüğüne inanmıyor ve onların da iadesini talep ediyor.



Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
TT

Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçkin üniversitelerle mücadelesinin başlamasından sadece birkaç gün sonra, federal göçmenlik görevlileri mart ayında New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki yurdunda Filistinli öğrenci Mahmud Halil'i gözaltına aldı.

Trump yönetimi, Filistinlileri destekleyen diğer yabancı öğrencileri gözaltına alarak ve Halil'in en önde gelen aktivistlerinden biri olduğu Filistin yanlısı öğrenci protesto hareketine tanık olan Columbia, Harvard ve diğer özel eğitim kurumlarına verilen milyarlarca dolarlık araştırma hibelerini iptal ederek mücadelesini artırırken, Halil üç aydan fazla bir süre Louisiana kırsalındaki bir gözaltı merkezinde tutuldu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre 30 yaşındaki Halil, “Soykırıma karşı durduğum için hiç pişman değilim… Doğru olanı savunduğum için, yani savaşa karşı çıktığım ve şiddete son verilmesi çağrısında bulunduğum için pişman değilim” ifadelerini kullandı.

Halil, hükümetin kendisini susturmaya çalıştığına ama aksine bunun kendisine daha geniş bir platform sağladığına inanıyor.

Halil serbest bırakıldıktan sonra New York'a döndüğünde havaalanında Trump'ın siyasi muhaliflerinden Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez tarafından karşılandı. Gözaltına alındığı için doğumunu kaçırdığı eşi ve küçük oğluyla buluştuğu sırada destekçileri Filistin bayrakları salladı.

İki gün sonra Columbia Üniversitesi'nin Manhattan kampüsü yakınlarındaki katedralin merdivenlerinde düzenlenen bir mitingin yıldızı oldu ve burada üniversite yetkililerini eleştirdi.

Geçtiğimiz hafta, 2025 New York Belediye Başkanlığı seçimleri öncesinde Demokrat Parti ön seçimini kazanan Filistin yanlısı Zohran Mamdani ile birlikte coşkulu kalabalığın karşısına çıktı.

Halil şunları söyledi: “Bu durumda olmayı ben seçmedim; Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) seçti... Bunun elbette hayatım üzerinde büyük bir etkisi oldu. Dürüst olmak gerekirse halen yeni gerçekliğim üzerine düşünmeye çalışıyorum.”

Mayıs ayındaki mezuniyet törenine katılamayan Halil gözaltından işsiz olarak çıktı. Uluslararası bir yardım kuruluşunun siyasi danışman olarak çalışması için yaptığı teklifi geri çektiğini söyledi.

Hükümet temyiz başvurusunu kazanıp onu tekrar gözaltına alabilir. Bu nedenle Halil önceliğinin oğlu ve diş hekimi eşiyle mümkün olduğunca çok zaman geçirmek olduğunu ifade etti.

Suriye'deki bir Filistin mülteci kampında doğan Halil'in eşi Dr. Nur Abdullah ABD vatandaşı. Halil'e geçen yıl ABD'de kalıcı oturma izni verildi.

Yüksek lisans öğrencisi olarak 2022 yılında New York'a taşındı ve Columbia Üniversitesi yönetimi ile üniversitenin İsrail ordusunu destekleyen silah üreticileri ve diğer şirketlere yaptığı yatırımlara son vermesini talep ederek kampüs parkında eylem yapan protestocular arasındaki başlıca öğrenci müzakerecilerinden biri oldu.

Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

Halil herhangi bir suçla itham edilmedi. Ancak ABD hükümeti geniş kapsamlı bir göçmenlik yasasına dayanarak onun ve diğer bazı Filistin yanlısı uluslararası öğrencilerin ‘yasal ancak tartışmalı’ konuşmalarının ABD'nin dış politika çıkarlarına zarar verebileceği gerekçesiyle sınır dışı edilmeleri gerektiğini savundu.

Davaya bakan federal yargıç, Trump yönetiminin Halil'i sınır dışı etmek için öne sürdüğü temel gerekçenin, ifade özgürlüğü haklarının anayasaya aykırı bir şekilde ihlal edilmesi olduğuna hükmetti. Hükümet karara itiraz ediyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Abigail Jackson sorulara cevaben şunları söyledi: “Bu ifade özgürlüğü ile ilgili değil, Hamas teröristlerini desteklemek ve kampüsleri güvensiz hale getiren ve Yahudi öğrencileri taciz eden kitlesel protestolar düzenlemek için ABD'de bulunma hakkı olmayan kişilerle ilgili.”

Columbia Üniversitesi'nin politikasına meydan okuma

Halil, antisemitizm bahanesini kınadı ve Yahudi öğrencileri protesto hareketinin ‘ayrılmaz bir parçası’ olarak tanımladı. Hükümetin, Trump'ın Amerikan karşıtı, Marksist ve ‘radikal sol’ ideolojilerin hâkim olduğunu söylediği Amerikan yüksek öğretimini yeniden şekillendirmek için ‘antisemitizmi’ bahane olarak kullandığını söyledi.

Trump yönetimi Columbia'ya ve diğer üniversitelere, çoğunlukla biyomedikal araştırmalar için verilen federal hibe parasının, hükümet kimi kabul ettikleri, işe aldıkları ve ne öğrettikleri konusunda daha fazla denetime sahip olmadıkça devam etmeyeceğini bildirdi ve ‘daha fazla entelektüel çeşitlilik’ çağrısında bulundu.

Harvard'ın aksine Columbia Üniversitesi, hükümetin hibeleri aniden iptal etmesine itiraz etmedi ve Trump yönetiminin protestolarla ilgili kuralların sıkılaştırılması yönündeki bazı taleplerini, finansmanın yeniden başlatılmasına yönelik müzakerelerin ön koşulu olarak kabul etti.

Halil, Columbia'nın eylemlerini yürek parçalayıcı olarak nitelendirdi. Halil, “Columbia, yükseköğretim kurumlarının nasıl yönetildiğine dair her ayrıntıya müdahale etmesine izin vererek kurumu Trump yönetimine teslim etti” dedi.

Columbia Üniversitesi yönetimi, müzakereler devam ederken akademik özerkliği korumanın ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtti.

Columbia Üniversitesi Sözcüsü Virginia L. Abrams, üniversite yetkililerinin Halil'in nitelendirmesine ‘kesinlikle katılmadıklarını’ ifade etti.

Abrams yaptığı açıklamada, “Columbia Üniversitesi, Halil de dahil olmak üzere, öğrencilerin güçlü bir şekilde inandıkları konularda konuşma hakkını tanır... Ancak üniversitenin, kampüsteki herkesin ayrımcılık ve tacizden uzak bir kampüs topluluğuna katılabilmesini sağlamak için kurallarına ve politikalarına uyması da önemlidir” ifadelerini kullandı.

Halil, Columbia ve Trump'ın hedefindeki diğer üniversiteleri öğrencilerine kulak vermeye çağırdı.

Halil sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Öğrenciler, bu kampüsün insan hakları ve uluslararası hukuka nasıl uyabileceğine ve tüm öğrencileri nasıl kapsayabileceğine dair net bir plan sundular... Meselelerin neresinde dururlarsa dursunlar herkes kendini eşit hissedecek... Üniversite yönetimi öğrencileri dinlemek yerine siyasi baskıya boyun eğmeyi tercih ediyor.”