Rus web sitesi: Moskova saldırısından sonra yaklaşık 100 kişi hala kayıp

Moskova yakınlarındaki Crocus Konser Salonu (EPA)
Moskova yakınlarındaki Crocus Konser Salonu (EPA)
TT

Rus web sitesi: Moskova saldırısından sonra yaklaşık 100 kişi hala kayıp

Moskova yakınlarındaki Crocus Konser Salonu (EPA)
Moskova yakınlarındaki Crocus Konser Salonu (EPA)

Rus haber sitesi Baza dün (Çarşamba), geçen hafta Moskova yakınlarında meydana gelen ve silahlı kişilerin konsere gidenlere otomatik silahlarla saldırarak konser salonunu ateşe verdiği eylemin ardından yaklaşık 95 kişinin hâlâ kayıp olduğunu bildirdi.

Reuters'e göre Crocus Konser Salonu'na düzenlenen saldırının resmi bilançosu şu anda 140 ölü ve 182 yaralı. Ancak Rusya'nın güvenlik güçlerine yakınlığı ile bilinen Baza haber sitesi, kayıp yakınlarının çağrılarına dayanarak acil servislerin derlediği listelerde 95 kişinin daha kayıp olarak yer aldığını belirtti.

Sitede yer alan haberde: “Bu listeler, terör saldırısından sonra yakınlarının akıbetini öğrenemediği ancak yaralı ve ölü listelerinde yer almayan kişileri içeriyor. Bu kişilerden bazıları öldü ama kimlikleri henüz belirlenmedi" ifadeleri yer aldı.



AB'den Filistin'e 68 milyon avroluk insani yardım

AB'den Filistin'e 68 milyon avroluk insani yardım
TT

AB'den Filistin'e 68 milyon avroluk insani yardım

AB'den Filistin'e 68 milyon avroluk insani yardım

AB Komisyonundan yapılan açıklamada kararın, "Gazze'deki devam eden insani krizin kötüleşmesi ve sahadaki ihtiyaçların sürekli artması doğrultusunda" alındığı bildirildi.

Açıklamada 68 milyon avronun, halihazırda Gazze'de Filistinli sivillere insani yardım sağlayan kuruluşlara tahsis edileceği belirtildi.

Açıklamada, söz konusu yardımla Filistinlilere gıda, sağlık, barınma ve su desteğinin sağlanmasının amaçlandığı aktarıldı.


Washington’daki üniversite öğrencilerinin eylemi polis ablukası altında sürüyor

Washington’daki üniversite öğrencilerinin eylemi polis ablukası altında sürüyor
TT

Washington’daki üniversite öğrencilerinin eylemi polis ablukası altında sürüyor

Washington’daki üniversite öğrencilerinin eylemi polis ablukası altında sürüyor

Polis önce GWU’nun bahçesine çadır kuran protestocu öğrencilere müdahale ederek kampüs dışına çıkarmak istedi. Öğrencilerin direnmesi üzerine üniversite kampüsü içindeki bahçeyi demir bariyerlerle abluka altına alarak giriş ve çıkışları engelledi. Bahçede mahsur kalan öğrencilere diğer arkadaşları ve bazı öğretim görevlileri bariyerlerin arkasından slogan atarak destek oldu.

Üniversitenin bahçe kısmını demir bariyerlerle çevreleyen kampüs polisi gösteri yapan öğrencilerin ihtiyaçlarını gidermek için ana binadaki tuvaletleri dahi kullanmasına izin vermiyor. Bahçeye geçici tuvalet kuran öğrenciler, tuvalet gereksinimlerini orada karşılıyor. İçeride mahsur kalan arkadaşlarına yiyecek ve içecek getiren diğer öğrenciler, bir yandan da attıkları sloganlarla onlara destek oldular. Bası GWU öğretim görevlileri de öğrencilerine destek verdi.

George Washington Medya ve Halkla İlişkiler bölümünde Kamu Diplomasisi ve Küresel İletişim Enstitüsü Direktörü Doç. Dr. William Youmans, başka üniversitelerdeki meslektaşlarının, öğrencilerine destek verirken polis şiddetine maruz kalmasını ve gözaltına alınmalarını utanç verici bulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"Protestoculara karşı aşırı şiddet gösterildiği yerler oldu. Hem profesörlere hem de öğrencilere... Ve bu tamamen istenmeyen bir olay. Buna hemen bir son vermek gerekir. Çünkü bu, olayları daha da tırmandıracak. Bunlar ülke olarak değerlerimizle ters düşen uygulamalar. Maalesef üniversite yönetimi korku ile hareket ediyor. Gerek Kongreden, gerek yerel hükumetten, gerekse bağışçılardan büyük baskı görüyorlar. Üniversitemizin temel değeri olan karşılıklı düşünce alışverişini desteklemek yerine bunları yapıyorlar.”

Kampüste mahsur kalan öğrencilere ABD ordusunda görev yapmış gaziler de destek veriyor. Bunlardan biri de eski bir ABD istihbarat subayı olan Josephine Guilbeau. Polisin göstericilere karşı sert tutumunun geri teptiğini ifade eden Guilbeau, "Buradaki insanların sayısı, polis bunu durdurmak için ne yaparsa yapsın, daha da artacak. Bu daha başlangıç." dedi.

Kendini Meredyth olarak tanıtan bir kadın da öğrencilere annesiyle destek oluyor. Ona göre Amerikan halkı gençlerin sesine kulak vermeli. Genç anne "Üniversiteler bizleri etik ve ahlaki yönden önderlik ettikleri için çok temel bir görev görüyor. Umarım daha fazla Amerikalı uyanır ve daha fazla ölüm görmek istemeyen bu genç jenerasyona kulak verir. Daha fazla çocuğun ölmesine gerek yok. Ben bir anneyim ve daha fazla ölmüş çocuk görmek istemiyorum." sözleriyle duygulu anlar yaşadı.

ABD'de Filistin'e destek eylemleri her geçen gün yeni bir üniversiteye yayılıyor.

Columbia Üniversitesi yönetiminin Gazze'deki soykırımı destekleyen şirketlere sağladığı mali yatırımlara tepki göstermek için öğrencilerin, kampüs bahçesinde başlattıkları oturma eylemi 10'uncu gününe ulaştı.

Eylemler bu süre zarfında 22 farklı üniversiteye sıçradı ve her geçen gün yeni bir kampüste protesto çadırları kuruluyor. ABD'nin başkenti Washington'da eylemcilerin merkezi haline gelen George Washington Üniversitesinin bahçesi, Amerikan Dışişleri Bakanlığı Binasına 350 metre mesafede bulunuyor.


İsrailli hükümet yetkilisine göre, Netanyahu "barış anlaşması imzalanmasını" engelliyor

İsrailli hükümet yetkilisine göre, Netanyahu "barış anlaşması imzalanmasını" engelliyor
TT

İsrailli hükümet yetkilisine göre, Netanyahu "barış anlaşması imzalanmasını" engelliyor

İsrailli hükümet yetkilisine göre, Netanyahu "barış anlaşması imzalanmasını" engelliyor

İsrail devlet televizyonu KAN'a konuşan ismi açıklanmayan yetkili, "Netanyahu, kesinlikle anlaşmaya varmak istemiyor, zorluk ve engel çıkartıyor." dedi.

"Gelecek birkaç gün içinde (Filistinli gruplarla) bir anlaşmaya varmanın mümkün olduğuna" dikkati çeken İsrailli yetkili, Başbakan Netanyahu, anlaşma sürecini engellemek amacıyla (Mısır tarafının halihazırdaki teklifi dışında) kapsamlı bir anlaşma üzerinde çalışılmasını istedi." iddiasında bulundu.

İsrailli güvenlik birimlerinin Gazze’deki İsrailli esirlerin kurtarılması için bu anlaşmanın son fırsat olduğuna inandıklarını belirten yetkili, İsrailli güvenlik kurumları ve çoğu siyasi kurumun, Mısır’ın yeni önerisine yeşil ışık yakmak istediğini ileri sürdü.

İsrail’de muhalefet, Netanyahu’yu "siyasi sebeplerden dolayı" Filistinli gruplarla anlaşmaya varılmasını engellemekle suçluyor.

Mısır, Katar ve ABD, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına varılması, iki taraf arasında esir ve tutukluların değişimi amacıyla İsrail ile Hamas arasında aylardır dolaylı müzakereler yürütüyor.

Hamas’ın, İsrail saldırılarının sonlandırılması, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nden çekilmesi ve Filistinlilerin Gazze Şeridi’nin kuzeyine geri dönmeleri taleplerinin Tel Aviv yönetimince reddedilmesi nedeniyle görüşmeler henüz sonuçlanamadı.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 685’i çocuk, 9 bin 670'i kadın olmak üzere 34 bin 356 Filistinli öldürüldü, 77 bin 368 kişi yaralandı.


Hollanda Başbakanı Rutte: NATO'nun güney kanadının Türkiye'nin liderliğine ihtiyacı var

Hollanda Başbakanı Rutte: NATO'nun güney kanadının Türkiye'nin liderliğine ihtiyacı var
TT

Hollanda Başbakanı Rutte: NATO'nun güney kanadının Türkiye'nin liderliğine ihtiyacı var

Hollanda Başbakanı Rutte: NATO'nun güney kanadının Türkiye'nin liderliğine ihtiyacı var

 

Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Vahdettin Köşkü'nde görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Görüşmede, gündemde yer alan konuların ele alındığını söyleyen Rutte, ikili nitelikte konular olduğunu ancak jeopolitik önem taşıyan meselelerin de konuşulduğunu kaydetti.

Rutte, "Türkiye belirleyici bir rol oynuyor. Bunu yaparken de Gazze'deki durumu çözmeye yönelik çabalar sarf ediyor. Aynı zamanda Ukrayna'daki bu korkunç savaşla ilgili de çabaları var. O bakımdan siz önemli bir rol oynamaktasınız." diye konuştu.

Türkiye'nin bu ihtilafları çözüme kavuşturma gayreti içerisinde olduğunu vurgulayan Rutte, "Türkiye jeopolitik bir aktör. Türkiye'nin (bölgede) çok etkisi var." dedi.

Rutte, Türkiye ve Hollanda ilişkilerinin uzun yıllara dayandığını dile getirerek, görüşmede Gazze ve Ukrayna dahil olmak üzere birçok meselenin konuşulduğunu aktardı.

NATO Genel Sekreterliğine adaylığının söz konusu olduğunu söyleyen Rutte, şunları kaydetti:

"Türkiye NATO'da çok önemli bir müttefik. ABD'nin ardından Türkiye NATO bünyesindeki en büyük ikinci askeri gücü temsil ediyor. Türkiye zorlu bir bölgede, zor komşuları olan bir coğrafyada yer alan bir ülke. Maalesef gündeminde terörizm var."

Görüşmede terörle mücadelenin de ele alındığını kaydeden Rutte, "Bütün bu bölgede ve genel transatlantik ilişkilerinin istikrarı bakımından NATO'nun güney kanadının Türkiye'ye ihtiyacı var, Türkiye'nin liderliğine ihtiyacı var." ifadesini kullandı.


Dışişleri Bakanlığı: Sayın Cumhurbaşkanımızın hedef alınması, İsrail hükümetinin ruh halinin göstergesidir

Dışişleri Bakanlığı: Sayın Cumhurbaşkanımızın hedef alınması, İsrail hükümetinin ruh halinin göstergesidir
TT

Dışişleri Bakanlığı: Sayın Cumhurbaşkanımızın hedef alınması, İsrail hükümetinin ruh halinin göstergesidir

Dışişleri Bakanlığı: Sayın Cumhurbaşkanımızın hedef alınması, İsrail hükümetinin ruh halinin göstergesidir

Dışişleri Bakanlığı, İsrail Dışişleri Bakanı'nın sosyal medyadan yaptığı paylaşıma ilişkin "Gerçekleri tüm çıplaklığıyla dile getiren Sayın Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) hedef alınması, İsrail hükümetinin ruh halinin göstergesidir." ifadesini kullandı.

Bakanlık, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın X sosyal medya platformundan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili yaptığı paylaşıma ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, İsrail Dışişleri Bakanı Katz'ın paylaşımının "ciddiyetsiz ve seviyesiz bir açıklama" olduğu vurgulandı.

Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi:

"Gerçekleri tüm çıplaklığıyla dile getiren Sayın Cumhurbaşkanımızın bu şekilde hedef alınması, İsrail Hükümetinin içinde bulunduğu ruh halinin göstergesidir. İsrail Hükümetinin tüm üyeleri adalet önünde mutlaka hesap vereceklerdir. Türkiye, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı zulmü korkusuzca ve yüksek sesle dile getirmeye devam edecektir."

İsrail Dışişleri Bakanı Katz, X sosyal medya platformunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili bir görsel paylaşmıştı.


Japonya'da turistlere set çekme kararı alındı

3 bin 776 metrelik dağ, Asya ülkesinin en turistik yerlerinden biri (AFP)
3 bin 776 metrelik dağ, Asya ülkesinin en turistik yerlerinden biri (AFP)
TT

Japonya'da turistlere set çekme kararı alındı

3 bin 776 metrelik dağ, Asya ülkesinin en turistik yerlerinden biri (AFP)
3 bin 776 metrelik dağ, Asya ülkesinin en turistik yerlerinden biri (AFP)

Davranışlarına dikkat etmeyen yabancı turistlerden bunalan Japon yetkililer, meşhur Fuji Dağı'nda fotoğrafçıların yoğunluk oluşturduğu popüler bir noktaya bariyer kurma kararı aldı. 

Fujikawaguchiko kasabasındaki bir yetkili, 2,5 metre yüksekliğinde ve 20 metre genişliğindeki fileyi hafta içinde yerleştirmeyi planladıklarını duyurdu. 

Adının açıklanmaması koşuluyla Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan yetkili, "Kurallara saygı gösteremeyen bazı turistler yüzünden bunu yapmak zorunda kalmamız üzüntü verici" dedi. 

Ülkenin en yüksek dağı, Fujikawaguchiko'nun pek çok yerinden çekilebiliyor. Ancak aktif volkanın Lawson adlı marketin arkasında görülmesi, yasak noktasını diğerlerinden ayırıyor. Özellikle yabancı turistleri cezbeden şey; Japonya'daki yaygın market ağının, ülkenin bir başka sembolü olan Fuji Dağı'yla aynı karede yer alması.

Yetkili durumu şöyle açıklıyor:

Sosyal medyada bu noktanın çok Japon bir yer olduğuna dair bir nam salındı ki bu da popüler bir fotoğraf mevkii olmasını sağladı.

Tüm uyarılara ve işaretlere rağmen kaldırımlardaki ve fotoğraf için en iyi nokta olduğu iddia edilen diş kliniğinin çatısındaki yoğunluk giderilemeyince "son çare olarak" dev bariyer kararı alınmış. 

Yetkili, durumun değişmesi halinde geri adım atabileceklerini, zira bu kararı hiç almamış olmayı dilediklerini vurguluyor. 

Asya ülkesi pandemi kısıtlamalarından sonra turizmi teşvik etti. Ancak burada yakalanan başarı, mutsuzluğa da yol açtı. 

Bu yıl aşırı turizmle mücadele önlemlerini artıran Japonya, Kyoto'daki geyşa bölgesine giden ziyaretçilerin ara sokaklara girişini yasaklama kararı almıştı. 

Daha önce görülmemiş sayıda turistin gittiği ülkede aylık üç milyon turist barajı martta kırılarak yeni bir rekora imza atılmıştı. 

Diğer yandan Venedik, Kanarya Adaları, Amsterdam gibi yerlerden de turizmin neden olduğu sorunlarla alakalı haberler ve kararlar geliyor. 

Independent Türkçe, AFP, Guardian


Trump'ın ekibinin FED'in bağımsızlığına darbe planı deşifre oldu

Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)
Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)
TT

Trump'ın ekibinin FED'in bağımsızlığına darbe planı deşifre oldu

Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)
Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın ekibinin, Merkez Bankaları Sistemi'nin (FED) bağımsızlığını azaltmaya yönelik planlar yaptığı öne sürüldü.

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Wall Street Journal'ın (WSJ) haberinde, Trump'ın müttefiklerinden oluşan küçük bir grubun, FED'in bağımsızlığını azaltmayı hedefleyen 10 sayfalık bir plan hazırladığı yazıldı. 

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen yetkililerin iddialarına dayandırılan haberde, grupta kimlerin yer aldığına dair bilgi paylaşılmadı.

Söz konusu plana göre ekip, faiz belirlerken FED'in Trump'a danışmasını zorunlu hale getirmek istiyor. 

Ayrıca Trump'a FED Başkanı Jerome Powell'ı istediği zaman görevden alma yetkisi verilmesi hedefleniyor. 

Normal şartlarda Powell'ın görev süresi 2026'da bitiyor. Trump, kasımda yapılacak seçimleri kazanması durumunda plan kapsamında Powell'ı bu tarihten önce görevden alabilir.

Trump'a yakın kaynaklar, 77 yaşındaki siyasetçinin danışmanlarına sık sık "faizin düşük tutulmasını istediğini ve bu süreçte söz sahibi olmadığı için hayal kırıklığı yaşadığını" söylediğini savundu.

Kaynaklar, ayrıca Trump'ın Powell'ın yerine FED'in başına geçecek bir kişi aradığını da belirtti. Konuşulan isimlere dair herhangi bir bilgi paylaşılmadı. 

2017-2021'de görev yapan Trump, Powell'ı 2018'de FED'in başına getirmişti. Ancak Trump, bu yıl şubatta yaptığı açıklamada, Demokrat rakibi ABD Başkanı Joe Biden ve Powell'ın "birlikte çalıştığını" iddia etmişti.

Trump, FED Başkanı'nın Demokratlara avantaj sağlayacak şekilde politika belirlediğini ileri sürerek "Bir daha seçilirsem Powell'ı FED Başkanı olarak atamayacağım" demişti. 

Haberde, Trump'ın söz konusu planlardan haberdar olup olmadığının bilinmediği belirtildi. Öte yandan bazı kaynaklar, eski ABD Başkanı'nın planları gizlice onayladığını savundu.

Trump'ın seçim kampanyası sözcüleri Susie Wiles ve Chris LaCivita iddiaları yalanlamazken, "Kampanya yetkililerinden veya Trump'ın kendisinden gelmediği sürece söylenenler resmi kabul edilmemelidir" dedi. 

Cumhuriyetçi Kuzey Dakota Senatörü Kevin Cramer, FED'in bağımsızlığının çok önemli olduğunu vurgulayarak, böyle bir hamleyi desteklemeyeceğini söyledi.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Reuters, CNN


Rusya, Ukrayna'ya karşı savaşan Amerikalının gizemli ölümünü tartışıyor

Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
TT

Rusya, Ukrayna'ya karşı savaşan Amerikalının gizemli ölümünü tartışıyor

Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)

ABD yurttaşı Russell Bentley'in Moskova kontrolündeki Ukrayna topraklarında ölümü Rusya'da tepki yarattı. 

Ukrayna'nın doğusunda yer alan Rus ayrılıkçıların elindeki Donetsk'te geçen hafta yaşamını yitirdiği bildirilen Bentley'nin ölümü, Rusya'da ultramilliyetçilerden tepki topladı.

Rus devletine ait medya kuruluşu RT'nin genel yayın yönetmeni Margarita Simonyan, 19 Nisan'da Telegram hesabından yaptığı paylaşımda, 64 yaşındaki Teksaslının öldüğünü yazmıştı. Bentley'nin ölüm sebebi henüz netleşmedi. 

Bentley, Ukrayna ordusunun Donetsk'teki Petrovski bölgesine 8 Nisan'da düzenlediği topçu saldırısının ardından kaybolmuştu. Donetsk polisi, Bentley'nin bulunması için arama çalışması başlatıldığını bildirmişti.

Eşi Lyudmilla da "Teksas" lakaplı Bentley'nin Rus ordusuna ait 5. Tank Tugayı'ndaki askerler tarafından kaçırıldığını öne sürmüş ve serbest bırakılmasını istemişti.

2014-2017'de Donetsk'teki Kremlin yanlısı ayrılıkçıların safına katılarak buradaki Vostok Taburu'nda Ukrayna'ya karşı savaşan Bentley, 2021'de Rusya pasaportu da almıştı. 

Vostok Taburu'ndan yapılan açıklamada, Bentley'nin ölümünden sorumlu olanların tespit edilip cezalandırılması istendi. Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian, taburdan gelen açıklamanın, Bentley'nin Ukrayna saldırısında öldürülmediğine işaret ettiğini yazdı.

fv gfv
Bentley, Kremlin'e bağlı Sputnik'de muhabirlik de yapmıştı (@bentleyrussell / Instagram)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, 24 Şubat 2022'de savaşı başlatmadan kısa süre önce bağımsızlığını tanıdığı Donetsk Halk Cumhuriyeti yönetimi, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını bildirdi. 

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), Bentley'nin ölümünün ultramillyetçileri ayağa kaldırdığını yazdı.

Blogger Yegor Guzenko, Telegram'daki paylaşımında, Bentley'nin ölümüyle Rus paralı asker şirketi Wagner lideri Yevgeni Prigojin'in ölümü arasında paralellik kurarak, "Teksas öldürüldü! Pek çok kardeşimizi öldürdükleri gibi. Prigojin'i ve doğruyu söyleyen ve dürüstçe Rusya'yı savunan herkesi öldürdükleri gibi!" ifadelerini kullandı.

Geçen yıl haziranda Kremlin'e karşı isyan başlatan Prigojin'in ağustosta bindiği uçak seyir halindeyken patlamıştı. Prigojin ve yanındaki 10 kişi ölmüştü. Olayın ardından gözler Kremlin'e çevrilmiş, sözcü Dmitri Peskov olaydan Moskova'nın sorumlu olmadığını iddia etmişti.

Ukrayna'da Kremlin yanlısı eski milletvekili Oleg Tsaryov da Telegram'da Bentley'nin ölümüne tepki göstererek "Suçlular bulunup cezalandırılmazsa kendinizi başka olaylara hazırlayın. Unutmayın ki basında sadece medyatik ünlülerin hikayeleri yer alıyor. Medyatik olmayan ve bilmediğimiz kaç kişinin hikayesi vardır" diye yazdı.

Tsaryov, ekimde silahlı saldırıya uğramış, suikast girişimini Ukrayna Güvenlik Servisi üstlenmişti. Kremlin'in savaşın ilk günlerinde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'yi devirip yerine Tsaryov'u getirmeyi planladığı da bildirilmişti.

Independent Türkçe, Guardian, Wall Street Journal, Reuters


ABD, Gazze'deki yüzer limanın inşaatına başladı

Gazze'deki liman çalışmalarına katılacak askerleri taşıyan lojistik destek gemilerinden SP/4 James Loux, 12 Mart'ta ABD'den ayrılmıştı (AP)
Gazze'deki liman çalışmalarına katılacak askerleri taşıyan lojistik destek gemilerinden SP/4 James Loux, 12 Mart'ta ABD'den ayrılmıştı (AP)
TT

ABD, Gazze'deki yüzer limanın inşaatına başladı

Gazze'deki liman çalışmalarına katılacak askerleri taşıyan lojistik destek gemilerinden SP/4 James Loux, 12 Mart'ta ABD'den ayrılmıştı (AP)
Gazze'deki liman çalışmalarına katılacak askerleri taşıyan lojistik destek gemilerinden SP/4 James Loux, 12 Mart'ta ABD'den ayrılmıştı (AP)

ABD, Gazze Şeridi'ne yardım ulaştırılmasını sağlayacak geçici limanın inşaatına başladı. 

Pentagon Sözcüsü Patrick Ryder, dünkü açıklamasında ABD ordusuna ait askeri gemilerin, limanın ilk kısmının inşaatına katıldığını söyledi. 

Ryder, limanın yapımında aralarında mühendislerin de yer aldığı yaklaşık bin ABD askerinin görev yapacağını belirtti. Askerlerin, ABD Başkanı Joe Biden'ın emri uyarınca karaya ayak basmayacağı bildirildi.

Biden, Gazze Şeridi'ne yardımların hızlandırılması için yüzen liman inşa edileceğini geçen ayki konuşmasında duyurmuştu. 

Bölgenin en büyük şehri konumundaki Gazze'ye inşa edilecek liman aracılığıyla günde yaklaşık 2 milyon kişiye yemek verilmesi planlanıyor.

Ryder, İsrail'in karadan yardım çabalarını engellediğine işaret ederek, yüzen liman sayesinde insani yardımların Gazze'ye daha etkili şekilde ulaştırılacağını belirtti. İnşaatın gelecek ay tamamlanması öngörülüyor.

Diğer yandan yardımların Gazzelilere nasıl dağıtılacağına dair henüz net bir plan yok. 

Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian'ın aktardığına göre, Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Gıda Programı (WFP), yardımların dağıtımını üstleneceğini belirtirken, çalışanlarının güvenli koşullarda görev yapması için teminat sağlanmasını istedi.

Kimliğinin paylaşılmasını istemeyen bir BM yetkilisi, limanın muhtemelen üç bölüme ayrılacağını söyledi. Buna göre iskeleden gelen yardımların bırakılacağı bölümde İsrail ordusundan görevliler yer alacak. Yardımlar buradan iskeleye aktarılacak, daha sonra da teknelerle dağıtım noktasına taşınacak. 

Yetkili, dağıtımın BM tarafından görevlendirilen Filistinli şoförler tarafından yapılmasının planlandığını savundu. ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times, Pentagon'un bunu henüz doğrulamadığını aktardı.

Biden yönetiminden adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, limana yardımların Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üzerinden gönderileceğini söyledi. GKRY'de yardımların nerede toplanacağına veya nasıl bir koordinasyon sağlanacağına dair bilgi paylaşılmadı. 

ABD'li kaynak, yardım paketlerinin hem çıkış noktasında hem de Gazze'ye ulaştığında İsrailli yetkililer tarafından denetleneceğini ifade etti. 

Independent Türkçe, Guardian, New York Times


Yardım savaşı bitti, Ukrayna savaşının ise sonu yok

Ukrayna'nın doğusundaki Dovhenke köyünde yaşayan ve bir misket bombasının kalıntılarını gösteren çiftçi, (AFP)
Ukrayna'nın doğusundaki Dovhenke köyünde yaşayan ve bir misket bombasının kalıntılarını gösteren çiftçi, (AFP)
TT

Yardım savaşı bitti, Ukrayna savaşının ise sonu yok

Ukrayna'nın doğusundaki Dovhenke köyünde yaşayan ve bir misket bombasının kalıntılarını gösteren çiftçi, (AFP)
Ukrayna'nın doğusundaki Dovhenke köyünde yaşayan ve bir misket bombasının kalıntılarını gösteren çiftçi, (AFP)

Refik Huri

Doğrudan taraflarından daha büyük ve tek başına bir yeni çok kutuplu dünya düzenine yol açamayacak kadar küçük savaşta, kesin olan belirsizliktir.

Kongre'de Cumhuriyetçilerin Ukrayna'ya ek yardım sunulmasına karşı kurmuş oldukları duvar, son oylamada, yine Beyaz Saray ve Demokratlar ile anlaşan Cumhuriyetçilerin önemli bir kesimi tarafından yıkıldı. Başkan Joe Biden'ın aylar önce talep ettiği ve Ukrayna için 61 milyar dolar, İsrail için 24 milyar dolar, Tayvan ve Hint-Pasifik bölgesi için 8 milyar dolar içeren yardım paketinin tamamı onaylandı. Ukrayna'nın bu yardıma güvenmesi ve kendisini uzun süre beklemesi, füze ve uçaksavar füzelerinin tükenmesi arasında sorulan soru şu; Avrupa'nın yardımlarıyla birlikte bu yardım, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşın gidişatında neyi değiştirir?

Yardımın kabul edilmesinin hemen ardından Moskova'dan gelen cevap, bunun savaşın gidişatında hiçbir şeyi değiştirmeyeceği, sadece kaosu ve acıları artıracağı yönündeydi. Washington'un hızlı yanıtı ise bu yardımın, Ukrayna'nın 2024 sonuna kadar ayakta kalmasını garanti edeceğini söyleyen CIA Direktörü William Burns'ten geldi.

Ancak savaşın gidişatı hep tek yönde ilerleyen bir çizgide olmadı, aksine dairesel ve bazen iki yönde hareket etti ve etmeye de devam ediyor. Bir yerde Rusya başarılı olurken, başka bir yerde Ukrayna başarılı oldu. Bazı yerlerde ise başarı ve başarısızlık dönüşümlüydü. Doğu Avrupa Vakfı Başkanı Viktor Lach ile hukuk ve uluslararası ilişkiler uzmanı Elena Khamilivka’nın raporunda, "Batı'nın şu ana kadarki desteği Ukrayna'nın zaferi için değil, daha ziyade çöküşünü önlemek içindi" denildi. Eski Polonya Savunma Bakanı Radek Sikorski'nin görüşüne göre, "Ukrayna'nın savaşı kazanıp kazanmayacağı belli değil ama Rusya'nın kaybettiği kesin."

Eski ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Samuel Charrap ise “kazanılamaz bir savaş”tan bahsediyor. Buna karşılık Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin “Rusya yenilmezdir” iddiasında ısrar ederken ölçü nihayetinde sahadır ve sahanın arkasında olan da budur.

Son haftalarda sahadaki manzaraya göre Rusya doğu Ukrayna'da ilerledi, Rus ordusu diğer bölgelerde kaybettiklerini geri kazanmaya hazırlanıyor, Ukrayna'yı Karadeniz'deki ana ve son limanından mahrum bırakmak için Odessa üzerindeki baskısını artırıyor. Buna karşılık Ukrayna Karadeniz'deki Rus filosunu hedef alma, Kırım Yarımadası'nda operasyonlar yürütme kapasitesini artırırken, geçen yılki karşı taarruz başarısızlığından da dersler çıkarmış durumda. Aralarındaki fark ise Rusya'nın kaynaklarının büyük, silah üretiminin fazla ve zaten yorgun olan Batı'nın yorgunluğu üzerine bahse girmekten asla yorulmayacak olmasıdır.

Rusya’nın aksine Ukrayna günlük olarak Batı’dan gelecek silah ve mühimmata ihtiyaç duyuyor ama kendi topraklarını savunuyor. Rus işgali Ukrayna vatanseverliğini güçlendirdi ve yeni yardım paketinden sonra çatışmaların daha da yoğunlaşacağı aşikâr. Çözüme yönelik müzakerelere kapının açık olduğunu gösteren hiçbir şey yok.1940'tan 2021'e kadar olan verileri kullanan Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'ne göre "Ülkeler arasındaki savaşların yüzde 26'sı bir ay içinde, yüzde 25'i bir yıl içinde sona erdi. Bir yılı aşan her savaş ise onlarca yıl sürdü.” Ukrayna savaşı üçüncü yılına girerken, bunu “özel askeri operasyon” olarak tanımlamakta ısrar eden Moskova, geçtiğimiz günlerde artık savaş halinde olduğunu itiraf etti. Bunu üçüncü dünya savaşı olarak değil, küreselleşmiş bir savaş olarak gören Batı ise Putin'in yenilgisinden olduğu kadar zaferinden de korkuyor görünüyor. Amerikalı strateji uzmanı Friedman'ın dillendirdiği son görüş ise şu: “Ukrayna savaşı bitti ama kimse onu nasıl sonlandıracağını bilmiyor. Kimse amacına ulaşacak bir konumda değil, ancak bir çözüme ulaşmak da son derece zor."

Moskova ile Kiev arasında arabuluculuk teklifinde bulunanların hangi talepleri duydukları bir sır değil; Rusya, daha fazlasını elde etme hırsı ile birlikte, Ukrayna'yı biri Batı ile olan, diğeri Rusya'ya katılan iki ülkeye bölecek Kore modeline dayanan bir çözümden daha azını kabul etmiyor. Ukrayna ise Rusya’nın Kırım Yarımadası dahil işgal ettiği tüm bölgelerden çekilmesinden daha azını talep etmiyor veya savaşta tüm toprakların özgürleştirmesi ve 1991 Bükreş Antlaşması'na dönmekten başka bir hedef koymuyor. Söz konusu anlaşmada ABD, İngiltere ve Rusya’nın, Sovyetler Birliği'nden beri sahip olduğu nükleer silahlardan vazgeçmesi karşılığında, Ukrayna'ya kendi sınırları içinde egemenliğini garanti ediyordu. Ukrayna nükleer silahlardan vazgeçti ama Putin taahhüdünü yerine getirmedi.

Ukrayna bir yerde her ilerleme kaydettiğinde Moskova'nın yanıtı nükleer bir gücü yenmenin imkânsız olduğu yönünde oluyor. Ancak Şanghay'daki Fudan Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü Dekan Yardımcısı Profesör Feng Yujun, savaşın gidişatını etkileyecek dört faktör belirliyor: “Ukrayna'ya uluslararası destek, rekabetin endüstriyel güç, komuta ve kontrol, iletişim ve istihbarat sistemlerinin birleşimi etrafında döndüğü modern savaşın doğası, Ukrayna direnişinin seviyesi ve bilgi.” Feng Yujun, Putin'in iktidarda uzun süre kalması nedeniyle, bir bilgi kozası içinde sıkışıp kaldığına inanıyor. Rusya'nın yenilgisinin ve işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesinin kaçınılmaz olduğunu kaydediyor. Dahası nükleer bir güç olan ABD'nin Kore'den, Vietnam'dan ve Afganistan'dan çekildiğine dikkat çekerek, nükleer bir gücün mağlup edilemeyeceği söylemiyle alay ediyor. Doğrudan taraflarından daha büyük ve tek başına bir yeni çok kutuplu dünya düzenine yol açamayacak kadar küçük bir savaşta kesin olan, belirsizliktir.