31 Mart 2024 Yerel Seçimi sonuçları: Ana muhalefef partisi CHP, Türkiye genelinde önde

31 Mart 2024 Yerel Seçimi sonuçları: Ana muhalefef partisi CHP, Türkiye genelinde önde
TT

31 Mart 2024 Yerel Seçimi sonuçları: Ana muhalefef partisi CHP, Türkiye genelinde önde

31 Mart 2024 Yerel Seçimi sonuçları: Ana muhalefef partisi CHP, Türkiye genelinde önde

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde oy sayma işlemi devam ediyor. Başta üç büyükşehir olmak üzere partiler daha fazla belediye başkanlığı kazanmak için büyük bir yarış içinde.

AA'nın verilerine göre sandıkların yüzde 99,03'si açıldı. Türkiye geneli belediye başkanlığı seçiminde CHP yüzde 37,69 ile AK Parti'nin önünde yarışı sürdürüyor.

Kayıtlı 61 milyon 441 bin 882 seçmenin bulunduğu seçimde, 1 milyon 32 bin 610 genç ilk kez oy verecek. 34 siyasi partinin adayının yarışacağı seçimlerde, ülke genelinde, 206 bin 845 sandık kuruldu, yaklaşık bin de seyyar sandık oluşturuldu.

gtrynjt

Mansur Yavaş'tan ilk açıklama: 6 milyon Ankaralı kazandı

Ankara’da oy sayımı sürerken CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş’tan ilk açıklama geldi. Mansur Yavaş, “Ankara’da seçimi sosyal belediyecilik kazandı, 6 milyon Ankaralı kazandı.” dedi.

Türkiye yerel seçim için sandık başına gitti. Başkent Ankara’da 13 bin 253 sandıkta oy kullanıldı. Oy sayımı sürerken yarışı önde götüren CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ilk açıklamasını yaptı.

c sccsc

Yavaş’ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Geçen seçimde de aynı şeyleri yapmışlardı. Hiç ders almayanlar vatanseverlere iftira atanlar Ankara halkının yüce iradesi karşısında bir kez daha kaybettiler. Buradan tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Ankara’da seçimi beton kaybetti, yeşil kazandı. Ankara’da seçimi sosyal belediyecilik kazandı. Ankara’da seçimi imar baronları kaybetti, 6 milyon Ankaralı kazandı."

CHP lideri Özgür Özel'den seçim sonrası ilk açıklama

Türkiye genelinde oy sayım işlemi devam ederken CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kameralar karşısına geçerek açıklamalarda bulundu. Özel, "Bugün seçmen 22 yıllık Türkiye fotoğrafını değiştirmeye, yeni bir siyasi iklime kapı aralamaya karar verdi" dedi.

Özgür Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Adaylardan önce aday adaylarımıza, aday gösterilmedikleri halde partisini terk etmeyen, adaydan çok çalışarak destek veren, bu partinin bayrağı dalgalansın diye emek veren aday adaylarına ve bu örgütün isimsiz kahramanlarına, direklere bayrak asanlara, kapı çalanlara… Bütün parti emekçilerine, baba evinin bekçilerine, CHP örgütüne teşekkür ediyorum.

Seçim sonuçları göstermiştir ki bugün seçmen Türkiye’de yeni bir siyasetin kurulmasına karar verdi. Bugün seçmen 22 yıllık Türkiye fotoğrafını değiştirmeye, yeni bir siyasi iklime kapı aralamaya karar verdi.

Bugün seçmen Cumhuriyet’in 2. yüzyılının ilk seçimlerinde iktidar partisinin orantısız gücünü yerelden dengelemeye karar verdi.

Milletimiz sadece yerel yöneticilerin kim olacağına karar vermemiş, ülkemizin ve belediyelerin nasıl yönetilmemesi gerektiğine mesaj vermiştir.

Bu seçimin bir kaybedeni yoktur. Bizim başarımızın kimsenin hezimeti olmayacaktır, kimsenin hezimeti değildir.

Bugün hangi partiye oy vermiş olursa olsun kimsenin kaybetmiş hissetmesini istemiyoruz.

Halkımız iyi hizmeti ödüllendirmiş, kötü hizmeti ve kötü niyeti cezalandırmıştır.

Şehirlerimiz emin ellere teslim edilmiştir. Seçmenlerimiz partimizin yaşadığı değişimi onayladıklarını ve desteklediklerini ifade etmek gerekiyor.

Geçen mayısta yaşadığımız büyük üzüntüden sonra seçmenizde ortaya çıkan büyük duygusal kopuşa, CHP’nin kurultayı ve o kurultayda genel başkanı ve yönetimi seçimle değişen bir partinin var olduğunu gösteren başta Genel Başkanız Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bütün delegelerine çok şey borçluyuz.

Bugün elde ettiğimiz başarının en önemli mesajı şudur CHP artık başının üzerindeki görünmez yüzde 25'lik tavanı kırmıştır tuzla buz etmiştir.

dv dfs

Bu seçimlerde hiç bir siyasi parti ile ittifak kurulmadığı halde CHP'nin gücü ve seçmenin vicdanının sandıkta kurduğu türkiye ittifakı 2019 başarısını daha da büyütmüştür. Bu sonuçları bileri rehavete sevk edecek bir galibiyet olarak asla değil seçmenin bize açtığını bir kredi olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim. Tüm seçmen gruplarından gelen Türkiye siyasetinin akışını esastan değiştiren bu desteğin partimize büyük bir sorumluluk yüklediğinin farkındayız. CHP artık tüm demokratların partisidir aynı zamanda milliyetçi muhafazakar kürt demokratların aynı anda birlikte oy verebildikleri partidir. Bu seçmenleri CHP'li yaptık olarak okumuyoruz, bunu bize verdikleri bir görev olarak atlediyor bu emaneti başımızın üzerine koyuyoruz."

YSK Başkanı Yener: Oy kullanma süreci sorunsuz tamamlandı

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, YSK önünde basın mensuplarına açıklama yaptı.

Ahmet Yener, "44 siyasi partinin yarıştığı, 207 bin 848 sandıkta 61 milyon 441 bin 882 seçmenin oy kullanma süreci bazı münferit olaylar haricinde sorunsuz olarak tamamlanmıştır. Bu olaylar neticesinde yaralananlara acil şifalar diliyoruz, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ise başsağlığı diliyorum." ifadesini kullandı.

Sayım döküm işlemleri tamamlanan sandık sonuç bilgilerinin Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi'ne (SEÇSİS) girilmeye başlandığını, veri akışının devam ettiğini belirten Yener, "YSK, siyasi partilerimizle tüm veri girişlerini paylaşmaktadır. Aynı zamanda kurum içerisinde hazırlanan ekranda siyasi partilerimizin temsilcileri, anlık olarak seçim sonuçlarını izlemeye devam edeceklerdir. Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin ülkemize, milletimize, siyasi partilerimize hayırlı olmasını diliyorum." şeklinde konuştu.

 

 



Yeni ankette Amerikalıların en büyük endişesi ortaya çıktı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Yeni ankette Amerikalıların en büyük endişesi ortaya çıktı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Başkanı Donald Trump'ın defalarca "hiç bu kadar iyi durumda olmamıştık" diye ısrar etmesine rağmen, yeni bir ankete göre Amerikalıların en büyük endişesi hâlâ hayat pahalılığı.

SSRS'ın CNN için yaptığı son ankette, katılımcılardan, hayatı daha iyi hale getirmek için şansları olsaydı başkana odaklanmasını isteyecekleri tek bir konu seçmeleri istendiğinde, yüzde 32'si ekonomi veya hayat pahalılığına dair endişelerini dile getirdi.

CNN'in haberine göre bu oran Cumhuriyetçi seçmenler ve Cumhuriyetçi eğilimli bağımsızlar arasında yaklaşık yüzde 40'a yükseldi.

Karşılaştırma yapmak gerekirse, tüm katılımcıların sadece yüzde 5'i göç ve sınır güvenliğini, yüzde 1'i ise suç ve kamu güvenliğini seçti.

Bu anket, yaygın olarak takip edilen bir ölçüye göre ABD ekonomisine olan tüketici güveninin aralık ayında 5. ay üst üste düşmesinin ardından geldi.

Trump, konuşmalarında ve Truth Social paylaşımlarında, zaten bir "altın çağ" yaşadıklarını ve Amerika'nın "ülke olarak şimdiye kadarki en iyi noktada" bulunduğunu şiddetle savunuyor.

Geçen ay "Ekonomi alanındaki harika çalışmalarım henüz tam olarak takdir edilmese de takdir edilecektir!" diye ilan etmiş, aralıkta ise "Alım gücü kelimesi Demokratların bir oyunudur" diye eklemişti.

Ancak kanıtlar, takdirin hâlâ yetersiz olduğunu gösteriyor. CNN anketine katılanlar, "orta sınıfa yardım", "sağlık hizmetleri maliyetleri", "sosyal güvenliği koruma", "konut maliyetleri" ve "gıda fiyatları" gibi birçok ekonomik konuyu en büyük endişeleri olarak gösterdi.

SSRS anket şirketinin basın açıklamasında belirttiğine göre, bu oran tüm katılımcıların yüzde 32'sini oluşturuyor. Katılımcıların dikkat çekici bir şekilde yüzde 16'sı Trump'ın istifa etmesini söyleyeceklerini, yüzde 8'i "genel olarak olumlu yorumlarda" bulunacaklarını belirtti.

Salı günü, kâr amacı gütmeyen ticaret araştırma kuruluşu Conference Board, tüketici güven endeksinin ekimde 92,9'dan kasımda 89,1'e düştüğünü ve katılımcıların mevcut iş koşullarına ilişkin değerlendirmelerinin Eylül 2024'ten bu yana ilk kez olumsuz yönde olduğunu açıkladı.

Michigan Üniversitesi tarafından yapılan benzer bir anketse farklı sonuçlar gösterdi; tüketicilerin ruh hali aralık ayında ekime kıyasla hafifçe iyileşti.

Eski MAGA destekçisi ve şimdilerde Trump eleştirmeni olan Marjorie Taylor Greene, bu yılın üçüncü çeyreğinde tüketici harcamalarındaki artışın büyük ölçüde sağlık hizmetleri maliyetlerinden kaynaklandığını gösteren son verilere dikkat çekti.

X'te yaptığı açıklamada, "Aylardır Amerikalılar için sağlık hizmetleriyle ilgili mali kriz konusunda uyarıda bulunuyordum ve işte geldi" dedi.

Cumhuriyetçilerin bunu düzeltememesi, ara seçimlerde onlara çok pahalıya mal olacak. Bunu düzeltmek için hiçbir şey yapmayan Cumhuriyetçiler, Demokratları suçlayamaz.

Ancak seçmenler bunun yakın zamanda düzeltileceğine inanmıyor gibi görünüyor. CNN anketinde, Trump'ın onların söylediklerine önem vereceğine inanıp inanmadıkları sorulduğunda, katılımcıların yüzde 51'i "Hiç inanmayacak" yanıtını verdi. Yaklaşık yüzde 38'i ise aynı durumun Demokrat liderler için de geçerli olduğunu düşünüyor.

Independent Türkçe


Rusya, İsrail ile Suriye arasında güvenlik anlaşması için gizli arabuluculuk yapıyor

İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)
İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)
TT

Rusya, İsrail ile Suriye arasında güvenlik anlaşması için gizli arabuluculuk yapıyor

İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)
İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)

Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, Rusya’nın İsrail ile Suriye arasında bir güvenlik anlaşmasına varılması amacıyla gizli arabuluculuk yürüttüğünü, bu sürecin ABD yönetiminin bilgisi ve onayı dâhilinde ilerlediğini açıkladı.

İsrail devlet televizyonu Kan 11, Azerbaycan’ın şu anda üst düzey yetkililerin katıldığı toplantı ve görüşmelere ev sahipliği yaptığını; temasların Bakü’de sürdüğünü bildirdi.

Bilgi sahibi bir güvenlik kaynağı, Rus arabuluculuğuna rağmen İsrail ile Suriye arasındaki temaslarda hâlâ bir boşluk bulunduğunu, ancak son haftalarda sınırlı da olsa ilerleme kaydedildiğini söyledi.

Kan 11’e konuşan kaynaklar, Moskova ile Şam’ın ilişkileri güçlendirmek için çalıştığını; Rusya’nın geçen ay Lazkiye kıyı bölgesine asker ve askeri teçhizat sevk ettiğini aktardı. Aynı kaynaklar, İsrail’in Suriye’nin güneyinde Türkiye’nin varlığını pekiştirme girişimleri yerine, Rusya’nın sahadaki varlığını tercih ettiğini kaydetti.

Dün (çarşamba) Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani Moskova’yı ziyaret ederek Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile görüştü ve iki ülke ilişkilerinin stratejik düzeye taşınmasının hedeflendiğini belirtti.

İkili ilişkilerdeki en dikkat çekici gelişme ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, 15 Ekim’de Suriye’de geçiş döneminin başkanı Ahmed eş-Şera’yı kabul etmesi oldu. Görüşmede taraflar, stratejik ve siyasi ilişkilerin güçlendirilmesi ile enerji ve gıda alanlarında iş birliğinin önemine vurgu yapıldı.

İsrail’in Rusya ile iyi ilişkiler sürdürdüğü ve Tel Aviv’in Suriye dosyasında Moskova ile çıkar paylaşımı konusunda uzlaşı aradığı biliniyor. Mayıs ayından bu yana Putin ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Suriye başta olmak üzere çeşitli başlıkları ele alan dört uzun telefon görüşmesi yaptığı ifade ediliyor.

scd
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani’nin, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Moskova’da çarşamba günü gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare  (SANA)

Suriye Dışişleri Bakanlığı Enformasyon İdaresi, mayıstaki temasların ardından yaptığı açıklamada, Putin’in Suriye’yi bölmeye yönelik her türlü İsrail müdahalesini kesin biçimde reddettiğini ve Moskova’nın yeniden imar ile istikrarın sağlanmasına desteğini yinelediğini duyurmuştu.

cdfr
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Şam’da düzenlenen ortak basın toplantısından bir kare (EPA)

Tel Aviv’de ise “Türkiye nüfuzuna karşı Suriye’de Moskova ile ortak çıkarlar bulunduğu” değerlendirmesi yapılıyor. Maariv gazetesine göre Rusya, hem Türkiye hem de İsrail ile iyi ilişkiler sürdürüyor ve iki ülke arasında gerilimin tırmanmasını engellemeye çalışıyor. Aynı zamanda, tüm tarafların—Suriye dâhil—onayıyla ülkedeki pozisyonlarını korumayı hedefliyor.

dfgt
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, İstanbul’da cumartesi günü ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile yaptığı görüşmeler sırasında, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani’nin de hazır bulunduğu an (EPA)

ABD’nin İsrail-Suriye güvenlik düzenlemelerinde başat rolü üstlenmesine rağmen, Washington’un Rusya dâhil diğer müttefiklerden gelecek “olumlu katkılara” kapıyı kapatmadığı belirtiliyor.

Eski diplomat ve Suriye-Ortadoğu uzmanı akademisyen Mihail Harari’ye göre, Ahmed eş-Şera’nın Suriye’yi temkinli ve dengeli biçimde yönetmesi, ülkeye bölgesel ve uluslararası destek kazandırdı. Harari, İsrail’in Suriye’de kaosun sürmesini isteyen bir aktör gibi görünmekten kaçınması gerektiğini savundu.

Şarku’l Avsat’ın Harari’nin Maariv’de yayınlanan makalesinden aktardığı analize göre İsrail’in çıkarlarını sağlıklı yönetebilmesi için Şam ile bir güvenlik anlaşmasını hızla sonuçlandırması gerekiyor. Harari, son savaşta elde edilen askerî kazanımların siyasi kazanca dönüştürülmesinin, mevcut “pasif” tutumla mümkün olmayacağını ifade etti.


İsrail-Yunanistan-GKRY Zirvesi: Akdeniz'de bölgesel bir eksen

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 22 Aralık 2025'te Kudüs'te düzenlenen üçlü toplantının ardından yapılan ortak basın toplantısında GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile el sıkışıyor. (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 22 Aralık 2025'te Kudüs'te düzenlenen üçlü toplantının ardından yapılan ortak basın toplantısında GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile el sıkışıyor. (AFP)
TT

İsrail-Yunanistan-GKRY Zirvesi: Akdeniz'de bölgesel bir eksen

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 22 Aralık 2025'te Kudüs'te düzenlenen üçlü toplantının ardından yapılan ortak basın toplantısında GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile el sıkışıyor. (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 22 Aralık 2025'te Kudüs'te düzenlenen üçlü toplantının ardından yapılan ortak basın toplantısında GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile el sıkışıyor. (AFP)

Ömer Önhon

Başbakan Binyamin Netanyahu, bu hafta onuncu üçlü zirve için Yunan ve Kıbrıslı mevkidaşları Kiriakos Miçotakis ve Nikos Hristodulidis'i Kudüs'te ağırladı. Zirvenin ardından yayınlanan ortak bildirinin temel noktaları şöyleydi:

• Güvenlik, savunma ve askeri konularda mevcut üçlü iş birliğinin güçlendirilmesi.

• Deniz yollarının ve hayati altyapının yenilenen tehditlerden korunmasında koordinasyonun derinleştirilmesi.

• Enerji sektöründe ortak projelerin geliştirilmesi, elektrik şebekelerinin birbirine bağlanması ve yenilenebilir enerji girişimlerinin geliştirilmesi.

Netanyahu, üçlü zirveyi bugüne kadar yapılan tüm toplantıların en önemlisi olarak nitelendirdi. İlk üçlü zirve, Doğu Akdeniz'de doğal gaz rezervlerinin keşfedildiği 2016 yılında yapılmıştı. O dönemde Türkiye'nin İsrail ve özellikle Mısır ve bazı büyük Körfez ülkeleri başta olmak üzere çeşitli Arap devletiyle ilişkileri oldukça gergindi. Bu ittifak tarafından kurulan üçlü mekanizmanın özü, “Türkiye'ye karşı birleşik bir cephe oluşturmak ve doğal gaz kaynaklarının en uygun şekilde değerlendirilmesi için iş birliği yapmak” üzerine kurulu.

Basın toplantısında bir İsrailli gazetecinin, Türkiye'ye mesajlarının ne olduğu yönündeki sorusuna Netanyahu, Türkiye'nin adını anmadan şu yanıtı verdi: “Kimseyle çatışma arayışında değiliz. Bu, uluslararası kuralları, normları ve istikrarı savunmak için kurulmuş bir ittifaktır ve umarız test edilmek zorunda kalmaz.”

Daha sonra yine Türkiye'nin adını anmadan şunları ekledi: “Topraklarımız üzerinde yeniden imparatorluklar kurabileceklerini hayal edenlere şunu söylüyorum; bu olmayacak. Kendimizi savunmaya kararlıyız ve bunu yapabilecek durumdayız.”

Netanyahu bu sözleriyle, tarihsel haksızlıkları ve korkuları öne sürmeye ve “ortak tehditler” olarak algıladığı şeylerle yüzleşmek için ittifaklar kurmaya dayalı bir politikaya geri dönüyor. İsrail'in Filistinlilere yönelik politikaları nedeniyle Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler zaman zaman gerginleşmiş olsa da 1990'larda eşi benzeri görülmemiş bir zirveye ulaşmıştı. İsrail uçakları geniş Anadolu ovaları üzerinde eğitim tatbikatları yapmış ve yüz binlerce İsrailli turist Türkiye'nin güvenli ve misafirperver ortamında tatil yapmıştı.

Ancak, Recep Tayyip Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) 2002'de iktidara gelmesinden ve Netanyahu'nun başbakanlığından bu yana ilişkiler giderek kötüleşti.

Türk-İsrail ilişkileri, 2010 yılında İsrail güvenlik güçlerinin Gazze'ye yardım ulaştırmak için Akdeniz'deki uluslararası sularda seyreden uluslararası bir filonun parçası olan Mavi Marmara gemisine saldırmasıyla ağır bir darbe aldı. Daha sonra, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısının ardından dibi gördü.

Bugün ise iki ülke arasında bir soğuk savaş yaşanıyor ve Suriye ile Akdeniz'de doğrudan çatışma riski bulunuyor. İsrail, Türkiye'nin Ortadoğu'daki rolünü, özellikle Suriye'deki etkisini ve varlığını bir tehdit olarak görüyor; zira bu durum, bölgedeki operasyonel üstünlüğünü, özellikle Suriye ve Lübnan'da olumsuz etkileyebilir.

Yunanistan ve Türkiye NATO üyesi, ancak Ege Denizi'nde uzun süredir devam eden anlaşmazlıklar nedeniyle ilişkileri gergin. Bu anlaşmazlıklar arasında münhasır ekonomik bölge, kıta sahanlığı, karasuları ve bazı ihtilaflı adaların yasal statüsü ve ilgili denizcilik hakları konuları yer alıyor. Atina ve Ankara siyasi ve teknik mekanizmalar ağını korusa ve son iki yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Aralık 2023'te Atina'ya, Başbakan Kiriakos Miçotakis'in Mayıs 2024'te Ankara'ya yaptığı ziyaretler de dahil olmak üzere üst düzey temaslar yeniden canlanmış olsa da temel anlaşmazlıklarda çözümsüzlük sürüyor.

Kıbrıs adası, Doğu Akdeniz güvenlik mimarisinde merkezi fay hattı olmaya devam ediyor. 1974'ten beri ada, güneyde Kıbrıslı Rumlar (uluslararası alanda tanınan Kıbrıs Cumhuriyeti) ve kuzeyde sadece Türkiye tarafından tanınan Kıbrıslı Türkler arasında fiilen bölünmüş durumda. Nikosia (Lefkoşa), Kıbrıs meselesindeki pozisyonunu ilerletmek ve Türk nüfuzunu sınırlamak için uluslararası forumlardan ve ortaklıklardan sürekli olarak yararlandı. Bu bağlamda, güvenlik konuları, devam eden enerji ajandası ile birlikte İsrail, Yunanistan ve GKRY arasındaki üçlü iş birliği çerçevesinin ön saflarına yerleşti.

frgty
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, Kudüs'te yapılan üçlü toplantının ardından ortak basın toplantısında, 22 Aralık 2025 (AFP)

Yunanistan ve GKRY için İsrail ile iş birliğini derinleştirmenin en güçlü motivasyonu, gelişmiş teknolojik ve savunma yetenekleridir. Buna yapay zekâya olan artan ilgi, teknoloji transferi ve yüksek teknoloji sektörlerindeki yatırım bağları da dahildir. Savunma boyutu artık ikincil önemde değil; zira Yunanistan, füze topçu sistemleri de dahil olmak üzere İsrail ile büyük anlaşmalar yaptı ve Türkiye ile devam eden gerilimler arasında daha geniş hava ve füze savunma projeleri hakkında görüşmelerde bulunuyor. GKRY’nin, İsrail'in Barak-MX hava savunma sistemini teslim almaya başladığı da bildiriliyor. Türkiye bu anlaşmaya sert bir şekilde itiraz etti.

Zirveden önce üç ortağın, ortak bir “hızlı müdahale gücü” kurma niyetine dair haberler dolaşmıştı, ancak böyle bir girişim açıklanmadı. Anlatıldığına göre kavram tartışıldı, ancak nihayetinde kısmen NATO taahhütleriyle ilgili komplikasyonlardan kaçınmak, Türkiye ile gereksiz bir yüksek tansiyonu önlemek ve istenmeyen bölgesel sinyaller vermekten kaçınmak için ertelendi.

Bununla birlikte, zirveden bir gün sonra üç ülkenin askeri yetkilileri Nicosia'da ortak bir eylem planı ve Yunanistan ile İsrail arasında ikili bir askeri iş birliği programı imzaladı. Açıklanan unsurlar arasında, ortak özel operasyon birimi eğitimi ve insansız sistemler, özellikle dronlar ve elektronik savaş dahil olmak üzere yenilenen tehditler konusunda uzmanlık paylaşımı ile genişletilmiş bir ortak kara, deniz ve hava tatbikatı programı yer alıyor.

df
Türk gemisi “Mavi Marmara”, Hayfa Limanı’ndan Türkiye'ye dönüş yolculuğunda bir Türk römorkörü tarafından çekiliyor, 5 Ağustos 2010 (AFP)

Liderler ayrıca deniz güvenliğinin önemini vurguladılar ve GKRY’de Denizcilik Siber Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi'nin kurulmasını onaylayarak, bunu deniz yollarının ve hayati altyapının korunmasıyla doğrudan ilişkilendirdiler. Bu endişeler, uzun zamandır üçlü iş birliğinin temelini oluşturan enerji ve enerji güvenliği dayanaklarıyla kesişiyor.

Önce İsrail açıklarında, daha sonra Kıbrıs açıklarında keşfedilen açık deniz gazı, son çeyrek yüzyılda Doğu Akdeniz'in enerji haritası üzerindeki rekabeti ve pazarlığı yoğunlaştırdı. Buna karşılık Türkiye coğrafi konumu, yakınlığı ve mevcut altyapısı sayesinde kendisini önemli bir bölgesel merkez olarak konumlandırıyor ve bu da onu Rusya, Azerbaycan ve Orta Asya'dan Avrupa pazarlarına gaz ve petrol için tercih edilen bir transit güzergah haline getiriyor.

İsrail, GKRY ve Yunanistan, İsrail'den başlayıp Kıbrıs ve Girit'ten geçerek Yunanistan'a bağlanacak ve Türkiye'yi bypass edecek boru hattı aracılığıyla Avrupa'ya doğalgaz taşımak için alternatif bir rota arayışına girdiler. Ankara ayrıca GKRY, Yunanistan, İsrail, Mısır ve diğer birkaç ülkenin katılımıyla 2020 yılında kurulan Doğu Akdeniz Doğalgaz Forumu'ndan da dışlandı. Ancak, bin 900 kilometrelik kara ve deniz güzergahına sahip East-Med boru hattı olarak bilinen proje, maliyeti yüksek ve uygulanamaz olduğu gerekçesiyle reddedildi. Amerika Birleşik Devletleri'nin desteğini çekmesiyle 2022 yılında donduruldu. Ancak bugün, Ukrayna'daki savaşın yarattığı ortamda, üç ülke projeyi yeniden canlandırmaya çalışıyor.

csdf
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'taki BM Genel Merkezi'nde düzenlenen BM Genel Kurulu'nun 78. oturumu sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede, 19 Eylül 2023 (AFP)

Kudüs'te bir araya gelen liderler, Hindistan, Ortadoğu ve Avrupa'yı birbirine bağlaması planlanan Hindistan-Ortadoğu Ekonomik Koridoru (IMEC) projesini ilerletme konusundaki kararlılıklarını da vurguladılar. Koridor Hindistan'dan başlıyor, Ortadoğu'daki çeşitli Arap ülkelerinden ve İsrail'den geçerek GKRY’ne ulaşıyor ve ardından Yunanistan üzerinden Avrupa'ya bağlanıyor. Hindistan, 2025’teki askeri çatışma sırasında Türkiye'yi Pakistan'ın yanında yer almak ve ona insansız hava araçları sağlamakla suçlamış ve bu durum iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir bozulmaya yol açmıştı.

Üçlü (İsrail, Yunanistan ve GKRY), ortak bildiride, ABD'nin de katılımıyla “3+1” formatındaki görüşmelerinin önemini vurguladı. Başkan Donald Trump ve Recep Tayyip Erdoğan arasında, özellikle Trump yönetiminin Türkiye'ye Suriye ve Gazze'de özel bir rol vermesinden sonra sıcak bir ilişki olsa da İsrail Suriye'deki herhangi bir Türk varlığını reddediyor ve Ankara'nın Gazze için önerilen mekanizmalara katılımına şiddetle karşı çıkıyor. Şarku'l Avsat'ın al Majalla'dan aktardığı analize göre Netanyahu, aralık ayı sonunda Washington'da Trump ile yapacağı görüşmede büyük olasılıkla bu itirazları dile getirecek. Ayrıca ABD Başkanı’na, Gazze'deki 20 maddelik barış planının uygulanmasında Türkiye'ye alternatif olarak GKRY ve Yunanistan’ı önermesi de bekleniyor.

Buna karşılık, isminin açıklanmasını istemeyen bir Türk yetkili, GKRY ve Yunanistan'ın İsrail ile yakınlaşma yoluyla Türkiye'ye baskı yapma girişimlerinin, ikili ilişkileri iyileştirme ve Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarına zarar vereceğini vurguladı. İsrail ve bölgedeki bazı Arap devletlerinin Türkiye'nin katılımı konusundaki çekincelerini veya endişelerini dile getirebileceklerini ama Ankara'nın aksine GKRY ve Yunanistan'ın barış çabalarına katkıda bulunmak için gerekli güç ve bağlantılara sahip olmadığının açık olduğunu ve aslında, İsrail ile ittifaklarının onlara kazançtan ziyade bir yük gibi göründüğünü belirtti.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.