İran, Şam’daki diplomatik misyonuna "İsrail'in saldırısında" 2 general dahil 7 yetkilinin öldüğünü açıkladı

Öldürülen lider Muhammed Rıza Zahedi'nin arşiv fotoğrafında (Mehr Ajansı)
Öldürülen lider Muhammed Rıza Zahedi'nin arşiv fotoğrafında (Mehr Ajansı)
TT

İran, Şam’daki diplomatik misyonuna "İsrail'in saldırısında" 2 general dahil 7 yetkilinin öldüğünü açıkladı

Öldürülen lider Muhammed Rıza Zahedi'nin arşiv fotoğrafında (Mehr Ajansı)
Öldürülen lider Muhammed Rıza Zahedi'nin arşiv fotoğrafında (Mehr Ajansı)

İran Devrim Muhafızları Ordusu, Şam’daki diplomatik misyonuna "İsrail'in düzenlediği" saldırıda 2 generalin de aralarında olduğu 7 kişinin öldüğünü duyurdu.
Devrim Muhafızları Ordusu, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına düzenlenen saldırıya ilişkin yazılı açıklama yayımladı.

Açıklamada, İran'ın Şam Büyükelçiliği yerleşkesindeki konsolosluk binasına İsrail tarafından füze saldırısı düzenlediği belirtilerek, saldırıda Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi ve Tuğgeneral Muhammed Hadi Hac Rahimi ile 5 yetkilinin hayatını kaybettiği belirtildi.

Saldırıda hayatını kaybedenlerin isimlerinin ise Hüseyin Emanullahi, Mehdi Celaleti, Muhsin Sadakat, Ali Aga Babayi ve Ali Salihi Ruzbehani olduğu açıklandı.

İran basını, İsrail'in İran'ın Şam Büyükelçiliği yerleşkesindeki konsolosluk binasına hava saldırısı düzenlediğini ve saldırıda Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi'nin de aralarında olduğu en az 5 kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu.

İran'ın Şam Büyükelçisi Hüseyin Ekberi, İsrail'in İran'ın Şam Büyükelçiliği yerleşkesindeki konsolosluk binasını F-35 savaş uçaklarından fırlatılan 6 füzeyle hedef aldığını açıklamıştı.

Ekberi, İsrail'in saldırısına ülkesinin "hızlı, doğrudan ve güçlü" şekilde karşılık vereceğini ifade etmişti.

Suriye'de son aylarda defalarca İran'a ait hedeflere hava saldırıları düzenleyen İsrail ise şu ana kadar saldırıyı üstlenmedi.

İran'ın Şam Büyükelçisi: İsrail'in saldırısına "hızlı, doğrudan ve güçlü" karşılık verilecek
İran'ın Şam Büyükelçisi Hüseyin Ekberi, İsrail'in, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına düzenlediği hava saldırısına ülkesinin "hızlı, doğrudan ve güçlü" şekilde karşılık vereceğini söyledi.

İran resmi haber ajansı IRNA'ya göre, İran'ın Şam Büyükelçisi Ekberi, İsrail'in İran'ın Şam Büyükelçiliği yerleşkesindeki konsolosluk binasını F-35 savaş uçaklarından fırlatılan 6 füzeyle hedef aldığını belirtti.

Saldırıda diplomatlar ve askeri danışmanların da aralarında olduğu en az 5 kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Ekberi, hayatını kaybedenlerin kesin sayısı ve isimlerinin enkaz kaldırma çalışmalarının ardından açıklanacağını ifade etti.

İranlı Büyükelçi, İran'ın saldırıya "hızlı, doğrudan ve güçlü" şekilde karşılık vereceğini sözlerine ekledi.

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad, İranlı mevkidaşı ile görüştü
Öte yandan Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad, saldırıya uğrayan İran'ın Şam Büyükelçiliği yerleşkesini ziyaret ederek İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ı telefonla aradı.

Burada basına açıklama yapan Suriyeli Bakan, "Masumların ölümüne neden olan bu terör saldırısını şiddetli şeklinde kınıyoruz. Suriye, İran'ın yanında durmaya devam edecektir. İsrail'in bu saldırısı Gazze'de Filistin halkına karşı yürüttüğü savaşta yaşadığı sefil başarısızlığın bir göstergesidir." ifadelerini kullandı.

İsrail, diplomatik misyonlarında alarm durumuna geçti
İsrail'den Kanal12'nin haberine göre, Suriye'de İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan komutan Zahidi'nin düzenlenen hava saldırısında hayatını kaybetmesiyle Tel Aviv yönetimi, diplomatik misyonlarında alarm durumuna geçti.

İsrail güvenlik makamlarının, İran'ın suikaste İsrail'in dünya genelindeki diplomatik misyonlarına saldırarak karşılık verebileceğini değerlendirdiği aktarıldı.

Suriye'de kendisine atfedilen diğer saldırılarda olduğu gibi Tel Aviv yönetimi Şam'da İran'ın konsolosluk binasına düzenlenen saldırıyı resmi olarak üstlenmedi.

İsrail basınına göre Şam'daki İran konsolosluğuna hava saldırısında öldürülenler askerdi
İsrail ordu radyosunun haberinde, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına düzenlenen saldırıda ölenlerin tamamının İran'ın askeri personeli olduğu ve İranlı diplomatların zarar görmediği aktarıldı.

Saldırıda öldürülen İran'ın Devrim Muhafızları Ordusu komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi'nin Lübnan, Suriye ve Filistin'deki silahlı gruplardan sorumlu olduğu, "Tahran'ın bölgedeki vekilleri aracılığıyla İsrail'e saldırıları ve özellikle de İsrail içindeki silahlı saldırıları yönettiği" öne sürüldü.

Saldırıda öldürülen Zahidi'nin kara güçlerinin yanı sıra hava unsurlarından da sorumlu olduğu paylaşıldı.

Şam’daki saldırıda öldürülen İranlı Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi, askeri kariyeriyle dikkat çekiyor
Suriye’nin başkenti Şam’da bulunan İran Konsolosluğu’na yönelik saldırıda hayatını kaybeden İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi, Suriye ve Lübnan'da üstlendiği kritik görevlerle biliniyor.

AA muhabirinin İran medyasından derlediği bilgilere göre, Tuğgeneral Zahidi, 2 Kasım 1960 yılında İran’ın İsfahan kentinde dünyaya geldi.

Devrim Muhafızları'na 1980 yılında katılan Zahidi, İran-Irak savaşında saha komutanlığı yaptı.

Zahidi, 1986-1991 yılları arasında İmam Hüseyin 14. Tümen Komutanlığı yaptıktan sonra 1995 yılında kısa süreliğine Devrim Muhafızları Ordusu Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevini üstlendi.

Devrim Muhafızları Ordusu Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini 2005-2008 yılları arasında sürdüren Zahidi, 2008-2016 yılları arasında Kudüs Gücü’nde faaliyet gösterdi ve Devrim Muhafızları Ordusu’nun Suriye ve Lübnan’da görev yapan komutanıydı.

Zahidi 2016-2019 yılları arasında ise Devrim Muhafızları Operasyonlar Komutan Yardımcılığı görevinde bulundu.

İran medyasında yayınlanan görüntülerde, Zahidi’nin ABD’nin Uluslararası Bağdat Havaalanı yakınındaki saldırısında öldürülen Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutan General Kasım Süleymani ve aynı gücün hali hazırdaki komutanı İsmail Kaani başta olmak üzere İran’ın üst düzey komutanları ile farklı tarihlerde yayınlamış fotoğraflarına yer verildi.

Suriye'nin Dera ilinde İran destekli gruplara hava saldırısı düzenlendi
AA’nın yerel kaynaklardan aldığı bilgiye göre, aidiyeti bilinmeyen savaş uçakları, Dera’nın batısındaki Mariye köyünde, Beşşar Esedd rejimi saflarındaki İran destekli gruplara saldırı düzenledi. Saldırıda İran destekli gruplara ait bir karargah hedef alındı.

Suriye rejimine yakın sosyal medya hesapları ise, Dera ilinin Mariye köyü yakınlarındaki saldırıları, İsrail’e ait savaş uçaklarının düzenlediğini iddia etti. Söz konusu saldırıya ilişkin, İsrail tarafından ve Suriye rejiminden henüz açıklama yapılmadı.

ABD, İran'ın Şam'daki konsolosluğuna düzenlenen saldırı konusunda "beklemede"
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, günlük basın brifinginde, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği belirtilen saldırıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Saldırıyı gördüklerini ancak şu aşamada İsrail ve bölgedeki ilgili ülkelerle görüşmelerin sürdüğünü aktaran Miller, saldırıya ilişkin sağlıklı şekilde bilgileri toplamaya çalıştıklarını söyledi.

Saldırının İsrail tarafından yapıldığını teyit veya inkar etmeyen Miller, ilgili taraflarla görüşmelerinin ardından saldırının faili ve bölge için ne anlama gelebileceğine ilişkin değerlendirme yapacaklarını dile getirdi.

Miller, "Spesifik olarak bu saldırıya ilişkin yorum yapmayacağım çünkü bir sonuca ulaşabilmek için daha fazla bilgi edinmemiz lazım. Genel bir prensip olarak biz elbette bölgede tansiyonun yükselmesinden endişe duyarız. Bölgede çatışmanın yayılmasına neden olabilecek herhangi bir eylemden ötürü endişe duyarız." diye konuştu.

Birleşik Arap Emirlikleri saldırıyı kınadı
İran resmi haber ajansı İRNA'ya göre, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığı, Şam'daki İran Büyükelçiliği'ne ait bir merkezin "İsrail tarafından" hedef alınmasının ardından açıklama yaptı.

Açıklamada, "BAE, Suriye'nin başkenti Şam'daki İran diplomatik misyonunun hedef alınmasını kınadı." ifadeleri yer aldı.

Açıklamada, kınama dışında başka bir ayrıntıya yer verilmedi.

Hamas, İran'ın Şam’daki diplomatik misyonuna düzenlenen saldırıyı kınadı
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, İsrail saldırılarına karşı Suriye ve İran'la dayanışma mesajı verildi.

Açıklamada, "İsrail'in söz konusu saldırısı, uluslararası hukukun açık ihlalidir. Bu, hem Suriye hem de İran'ın egemenliğine yönelik saldırıdır ve tehlikeli bir gerilimdir." ifadeleri yer aldı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK), Gazze Şeridi ve bölgeye saldırılarını durdurması için İsrail makamlarını caydıracak adımlar atması çağrısının yapıldığı açıklamada, İsrail'in uluslararası güven ve istikrarı baltaladığına işaret edildi.



Dünyada ilk kez bir böcek türüne yasal hak tanındı

Yerli halklar, Meliponini arılarının kendilerine gıda ve ilaç sağladığını söylüyor (Wikimedia Commons)
Yerli halklar, Meliponini arılarının kendilerine gıda ve ilaç sağladığını söylüyor (Wikimedia Commons)
TT

Dünyada ilk kez bir böcek türüne yasal hak tanındı

Yerli halklar, Meliponini arılarının kendilerine gıda ve ilaç sağladığını söylüyor (Wikimedia Commons)
Yerli halklar, Meliponini arılarının kendilerine gıda ve ilaç sağladığını söylüyor (Wikimedia Commons)

Dünyada ilk kez bir böcek türüne yasal haklar tanındı. Peru'da yaşayan bir arı grubunu kapsayan gelişme, koruma çalışmalarında önemli bir adıma işaret ediyor.

Amazon Ormanları'nda yaşayan Meliponini arı sınıfı, bal arısı (Apis mellifera) kuzenlerinden farklı olarak iğne taşımaz. 

Peru'nun yerli halkları tarafından Kolomb öncesi dönemden beri yetiştirilen bu arılar, yağmur ormanlarında polen taşıyıcı rolü üstlenerek biyoçeşitliliği ve ekosistemi korumada kilit rol oynuyor. 

Grubun bilinen 500 türünün yaklaşık yarısı Amazon'da yaşıyor ve kakao, kahve ve avokado gibi bitkileri de içeren floranın yüzde 80'inden fazlasının tozlaşmasında rol oynuyor.

Ancak Meliponini arıları iklim krizi, ormansızlaşma, pestisit kullanımı ve  diğer arı türleriyle rekabet yüzünden ciddi bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 

Peru'nun iki belediyesinde kabul edilen yasalar artık bu böceklerin sağlıklı ekosistemlerde yaşama, üreme ve gelişme haklarını garanti altına alıyor.

Bu iğnesiz arıların yasal haklar elde etmesi, kimyasal biyolog Rosa Vásquez Espinoza'nın yerli halklarla birlikte yıllar süren çalışmaları sayesinde mümkün oldu.

Kovid-19 pandemisinde yerli halklar ilaç bulamadıklarında bu arıların balını kullanıyordu. Bir meslektaşının ricası üzerine 2020'de balı inceleyen Espinoza çarpıcı sonuçlarla karşılaştı.

Guardian'a konuşan bilim insanı "Yüzlerce tıbbi molekül gördüm, tedavi potansiyeli taşıdığı bilinen moleküller" diyerek ekliyor: 

 Üstelik çeşitlilik de gerçekten çok fazlaydı. Bu moleküllerin antiinflamatuvar, antiviral, antibakteriyel, antioksidan, hatta kanser önleyici etkileri olduğu biliniyor.

Bu nedenle saha çalışmalarını genişleten araştırmacı, yerli halktan uzmanlarla birlikte ormanın derinlerine keşif gezileri düzenledi. Nesillerdir devam eden geleneksel arıcılık yöntemlerini kaydettiler.

Ancak kısa süre sonra ciddi bir sorun olduğu fark edildi: Arıcılar, eskiden arı kolonilerini yarım saatte bulurken, artık saatler sürüyordu.

Espinoza, "Farklı topluluk üyeleriyle konuşuyorduk ve ilk söyledikleri 'Artık arılarımı göremiyorum' oldu" diye anlatıyor.

Biyoloğun yaptığı çalışmada, endüstriyel çiftliklerden uzak bölgelerdeki arıların bile balında pestisit izlerine rastlandı.

Meliponini arılarının korumaya ihtiyaç duyduğuna karar veren Espinoza ve meslektaşları, ilk olarak bu hayvanların tanınması için çaba gösterdi.

Araştırmaları sayesinde 2024'te, Meliponini arılarını Peru'ya özgü yerli türler olarak resmen tanıyan bir yasa kabul edildi. Peru yasaları yerli türlerin korunmasını gerektirdiği için bu kritik bir adımdı.

Daha sonra bu yıl ekimde Satipo, 22 Aralık Pazartesi de Nauta belediyeleri dünyada bir ilke imza atarak bu böcekleri yasal hak sahibi olarak tanımladı. 

Earth Law Center'ın Latin Amerika direktörü ve kampanyanın parçası olan Constanza Prieto gelişmeyi şöyle değerlendiriyor: 

Bu yönetmelik, doğayla ilişkimizde bir dönüm noktası: Meliponini arılarını görünür kılıyor, onları hak sahibi özneler olarak tanıyor ve ekosistemlerin korunmasında temel rol oynadıklarını onaylıyor.

Hukuk uzmanları yeni yasaların habitat restorasyonunu, daha sıkı pestisit kontrollerini ve genişletilmiş araştırmaları zorunlu kılabileceğini söylüyor.

Düzenlemeyi Peru genelinde uygulamaya koymak için bir imza kampanyası düzenlenirken, Bolivya, Hollanda ve ABD gibi ülkelerdeki koruma grupları da kendi bölgelerindeki arılar için benzer yasal yaklaşımları inceliyor.

Independent Türkçe, Guardian, Interesting Engineering


Trump'la Musk nasıl barıştırıldı?

Elon Musk, Trump'ın seçim kampanyasına verdiği destekle gündem olmuştu (Reuters)
Elon Musk, Trump'ın seçim kampanyasına verdiği destekle gündem olmuştu (Reuters)
TT

Trump'la Musk nasıl barıştırıldı?

Elon Musk, Trump'ın seçim kampanyasına verdiği destekle gündem olmuştu (Reuters)
Elon Musk, Trump'ın seçim kampanyasına verdiği destekle gündem olmuştu (Reuters)

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in Donald Trump ve Elon Musk arasında arabuluculuk yaptığı ortaya çıktı.

Dünyanın en zengin kişisi, yeni Donald Trump yönetiminin ilk aylarında Hükümet Verimliliği Bakanlığı'nın (DOGE) başına getirilince manşetlerden düşmemişti. 

Ancak Musk'ın, Trump'ın Büyük Güzel Yasa Tasarısı'nı sert bir dille eleştirmesinin ardından ikili arasındaki ipler haziranda kopmuştu. 

Trump, elektrikli otomobil teşviklerini kestiği için Musk'ın "çıldırdığını" söylemişti. 

Amerika Partisi'ni kuracağını öne süren Musk "Büyük bombayı patlatmanın zamanı geldi" diyerek Trump'ın Jeffrey Epstein dosyasında adının geçtiğini iddia etmişti.

İkili suikastla öldürülen sağcı aktivist Charlie Kirk'ün eylüldeki cenaze töreninde bir araya gelerek buzları eritmişti. 

Washington Post, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in perde arkasında ikiliyi nasıl yumuşattığını dünkü haberinde işledi. 

41 yaşındaki Cumhuriyetçi'nin ekibiyle birlikte büyük çaba göstererek Amerika Partisi'nin kurulmasını engellediği bildirildi. 

Vance'in bunun için hem Musk'a hem de çevresine baskı yaptığı ifade edildi.

Washington Post, Musk-Trump ilişkisinin yumuşamasıyla birlikte teknoloji milyarderinin 2026'daki ara seçimlerde yarışacak Cumhuriyetçi adaylara bağış yapmaya başladığını belirtti. 

Aylar boyunca uğraşan Vance'in de 2028'de başkan adayı olup Musk'tan destek görmeyi planladığı öne sürüldü. 

Musk'ın kasımda Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman şerefine Beyaz Saray'da verilen akşam yemeğine katıldığı hatırlatıldı. 

Musk-Trump ilişkisinin hâlâ hassas bir dengede durduğu aktarılan haberde Jared Isaacman'ın NASA Direktörlüğü'ne atanmasının önüne engeller çıkarılmasının teknoloji milyarderini kızdırdığı da ifade edildi. 

ABD Başkanı Donald Trump, "geçmişteki bağlantılarını yeniden değerlendirdikten sonra" adaylığını haziranda geri çektiği milyarder iş insanı Isaacman'ı, NASA Direktörlüğü görevine yeniden aday gösterdiğini kasımda açıklamıştı.

Musk'ın iyi ilişkilere sahip olduğu bilinen Isaacman, önceki haftalarda resmen bu göreve getirilmişti. 

Isaacman, 2021 ve 2024'te Musk'ın SpaceX roketleriyle uzaya çıkmıştı.

Independent Türkçe, Washington Post, Daily Beast, Gizmodo


ABD, Venezuela topraklarını vursa da Maduro dans ediyor

Maduro, başkent Karakas'taki bir etkinlikte Bobby McFerrin'in meşhur Don't Worry Be Happy şarkısının sözlerine eşlik ederek "Endişelenme, mutlu ol" dedi (AP)
Maduro, başkent Karakas'taki bir etkinlikte Bobby McFerrin'in meşhur Don't Worry Be Happy şarkısının sözlerine eşlik ederek "Endişelenme, mutlu ol" dedi (AP)
TT

ABD, Venezuela topraklarını vursa da Maduro dans ediyor

Maduro, başkent Karakas'taki bir etkinlikte Bobby McFerrin'in meşhur Don't Worry Be Happy şarkısının sözlerine eşlik ederek "Endişelenme, mutlu ol" dedi (AP)
Maduro, başkent Karakas'taki bir etkinlikte Bobby McFerrin'in meşhur Don't Worry Be Happy şarkısının sözlerine eşlik ederek "Endişelenme, mutlu ol" dedi (AP)

ABD tehdidi altındaki Nicolás Maduro denizdeki ablukanın ardından ülkesinin topraklarına saldırı düzenlenmesine rağmen görevden ayrılacağına dair herhangi bir sinyal vermiyor.

Donald Trump, Venezuela liderinin zamanının dolduğunu öne sürerken 63 yaşındaki siyasetçi son haftalarda katıldığı etkinliklerde dans ederken görülüyor. 

Wall Street Journal (WSJ), ABD'nin askeri yığınağı ve petrol gemilerine uygulanan ablukayla karşı karşıya olan Maduro'nun kendine güvenini hem ülkesine hem de dünyaya göstermeye çalıştığını bildiriyor. 

Amerikan gazetesi, ekonominin büyük ölçüde devlet kontrolüne alındığı Venezuela'da Maduro'nun ihaleleri yandaşlarına vererek kendi konumunu güçlendirdiğini iddia ediyor. 

13 yılı aşkın süredir iktidarda olan lider, ülkeden kaçacağı iddialarına rağmen mitinglerde "Bizi devrim yolunda asla çıkaramayacaklar. Sonsuza kadar zafer!" diyor. 

Geçmişte ABD adına Venezuela'yla pek çok müzakere yapan eski diplomat Thomas A. Shannon Jr., 14 yıllık iktidarın ardından 2013'te ölen Hugo Chávez'in ülkeyi devrime ve anti emperyalizme inandırdığını söylüyor:

Chavezciler ne kadar yoz, zalim ve suçlu olursa olsun Latin Amerika'da onlardan başka anti emperyalist solcu kaldığına inanmıyor. Bu pozisyonlarından vazgeçmek istediklerini sanmıyorum.

Önceki haftalarda Nobel Barış Ödülü'nü almak için gizli bir operasyonla Venezuela'dan Norveç'e giden María Corina Machado ise Oslo'da yaptığı konuşmada "Müzakereyle ya da değil Maduro iktidardan düşecek" dedi. 

Geçmişte Chávez'e danışmanlık yapan Amerikalı avukat Eva Golinger, Maduro için şu yorumu yaptı:

Trump'ın Kim Jong-un'u övdüğünü, eski El Kaide liderini Beyaz Saray'a çağırdığını görünce 'Neden onunla müzakere edemeyim ki?' diye düşünüyor. Kanımca ülkeyi terk edeceğine orada ölmeyi tercih eder.

Diğer yandan Donald Trump, Venezuela'nın topraklarına ilk kez saldırı düzenlediklerini duyurdu. 

Cuma günü yaptığı açıklamada saldırının geçen hafta düzenlendiği dışında pek bir bilgi vermeyen ABD Başkanı teknelere uyuşturucu yüklenen bir limanı vurduklarını dün söyledi. 

CNN de kaynaklarına dayandırdığı haberde saldırıda drone kullanıldığını bildirdi. 

Karakas yönetimi hâlâ konuya dair sessizliğini koruyor. 

İnsan hakları ihlalleri ve siyasi mahkumlara işkenceyle suçlanan Maduro yönetimi, kendi doğal kaynaklarına göz diken ABD'nin bu iddiaları kullandığını savunuyor. 

ABD, Karakas yönetiminin kartellerle işbirliği yaptığını da iddia ediyor. Venezuela ise Washington'ın ülkede darbe planladığını öne sürüyor. 

ABD eylülden beri Karayipler ve Pasifik Okyanusu'ndaki teknelere uyuşturucu ticaretiyle mücadele iddiasıyla saldırılar düzenliyor.

En az 105 kişinin öldürüldüğü operasyonlar, yargısız infaz eleştirilerinin hedefi oluyor. 

"Uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele" gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu geçen ay başlattığını duyuran ABD'nin Venezuela'ya askeri hareket düzenlemesi ihtimali haftalardır dünya gündeminde.

Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etti.

Trump, iki hafta önce Venezuela limanlarında yaptırıma tabi tankerlere "tam abluka" uygulanması talimatını verdi.

Washington, geçen ay yabancı terör örgütü olarak ilan ettiği Güneşler Karteli'nin (Cartel de los Soles) liderinin Maduro olduğunu savunuyor. 

Beyaz Saray, Maduro'nun tutuklanması veya mahkum edilmesine ilişkin bilgi sağlanması karşılığında verilecek ödülü iki katına çıkararak 50 milyon dolara yükselttiğini 8 Ağustos'ta duyurmuştu.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, CNN, Reuters