ABD ile İsrail, Refah için ‘inandırıcılığı olan’ bir planı görüştü

Beyaz Saray sözcüsü: Nasıl bir yol izleyeceklerini anlamamız gerekiyor

Gazze şehrindeki Şifa Hastanesi yakınlarında dün düzenlenen İsrail bombardımanının neden olduğu yıkım, 1 Nisan 2024 (AP)
Gazze şehrindeki Şifa Hastanesi yakınlarında dün düzenlenen İsrail bombardımanının neden olduğu yıkım, 1 Nisan 2024 (AP)
TT

ABD ile İsrail, Refah için ‘inandırıcılığı olan’ bir planı görüştü

Gazze şehrindeki Şifa Hastanesi yakınlarında dün düzenlenen İsrail bombardımanının neden olduğu yıkım, 1 Nisan 2024 (AP)
Gazze şehrindeki Şifa Hastanesi yakınlarında dün düzenlenen İsrail bombardımanının neden olduğu yıkım, 1 Nisan 2024 (AP)

ABD’li ve İsrailli yetkililer iki saat süren ve görüntülü arama şeklinde gerçekleşen bir görüşmede, İsrail’in askeri operasyonlarını genişletme eğilimlerinin yanı sıra Tel Aviv'in burada saklandıklarını söylediği Hamas liderlerinin peşine düşmek için Gazze'nin en güneyindeki Refah'a kara operasyonu düzenleme konusundaki ısrarı görüşüldü.

Görüşmeye ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi ve her iki taraftan yetkililer katıldı.

Biden'ın danışmanları haftalardır ABD'nin Refah’a kara operasyonuna nasıl bir yanıt vermesi gerektiği konusunda ‘farklı seçenekleri’ değerlendirirken ABD'li yetkililer, İsrail'i, Refah’a ‘insani bir felakete yol açacağını’ söyledikleri bir kara operasyonu başlatması halinde ‘uluslararası tecrit’ riskiyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardılar.

ABD'li yetkililer ayrıca Refah’ın İsrail ordusu tarafından karadan ve denizden kuşatılması, Mısır'ın uyarıları çerçevesinde Mısır sınırının güvenliğinin sağlanması ve Refah kenti ile Mısır arasındaki sınıra kameralar ve sensörler yerleştirilmesi, olası kaçakçılık faaliyetlerinin önüne geçilmesi için yüksek bir duvar inşa edilmesi ve gelişmiş teknolojik cihazlarla donatılması planı da dahil olmak üzere şehirle ilgili alternatif planlara ilişkin önerilerde bulundular.

dsfrbr
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karine Jean-Pierre basın toplantısında konuşurken (AP)

Öte yandan Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karine Jean-Pierre, önümüzdeki cuma günü devam etmesi beklenen ABD-İsrail görüşmelerinde ABD heyetine Başkan Joe Biden'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Sullivan’ın liderlik ettiğini belirterek “Nasıl bir yol izleyeceklerini anlamamız gerekiyor ve bu konuda çok hızlı hareket etmek istedik” ifadelerini kullandı.

ABD-İsrail görüşmelerin yüz yüze yapılması planlanmıştı. Ancak ABD'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) görüşülen ve Gazze'de acil ateşkes çağrısında bulunan karar taslağını bu kez veto etmemesi üzerine İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, yüz yüze görüşmeleri iptal etti. Görüşmeler, Netanyahu’nun bu kararından bir hafta sonra, tele konferans yoluyla gerçekleşti.

İnandırıcılığı olan planlar

ABD, İsrail’i Refah’tan Gazze Şeridi’nin orta kesimlerine ve kuzeyine doğru yerinden edilen sivillere güvenli sığınaklar sağlanmasını öngören, inandırıcılığı olan planlar sunmaya çağırdı. ABD, -Gazzeli sivillerin güvenliğinin sağlanması şartıyla- bazı alternatif planlar sundu. Bunlar arasında İsrail ve ABD arasında paylaşılan istihbarat bilgilerine dayanan, belirli hedeflere odaklanan ve Hamas yapısını hedef alan nokta atışı askeri operasyonlar da yer alıyor. Bunun yanında ABD, Refah'taki operasyonları koordine etmek için ortak operasyon odası kurulması, böylece İsrail'in bu planlara uyup uymadığının kontrol edilmesi ve sivil kayıplarını önlemek için ABD’li uzmanlardan oluşan bir heyetin gönderilmesi gibi öneriler de sundu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu defalarca kez, Gazze Şeridi'nin geri kalan kısmında olduğu gibi, ‘Hamas’ın diğer üyelerinin de ortadan kaldırılması için’ İsrail’in şehre girebilmesi gerektiğini söylerken ABD, insani sebeplerle ve şehrin bir milyon 300 binden fazla Filistinliye ev sahipliği yapması nedeniyle insani bir felaket yaşanmasından korktuğu için buna karşı çıkıyor.

fdebrtn
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilen Filistinlilerin çadırları (AFP)

Biden yönetiminin Refah’a kara operasyonuna karşı çıkmasının kendisini bu işten vazgeçiremediğini açıklayan Netanyahu, geçtiğimiz hafta ABD Kongresi üyelerine ‘İsrail'in bekasının tehlikede olduğunu’ belirterek İsrail'in Refah'a girmekten başka seçeneği olmadığını söyledi. İsrail Başbakanı, Gazze’de yerinden edilen ve Refah'a sığınan Filistinlilerin rahatlıkla başka yerlere gidebileceklerini iddia etti.

ABD ile İsrail heyetleri arasında video konferans şeklinde gerçekleşen görüşmenin öncesinde Başkan Joe Biden ve yönetimi, aylarca sivilleri başka bölgelere nakletmeye ve korumaya yönelik inandırıcılığı olan bir plan ortaya koyulmadan Refah'a geniş çaplı bir saldırı başlatılmaması için İsrail'e hem kamuoyu önünde hem de kapalı kapılar ardında gerçekleşen görüşmelerde defalarca kez çağrıda bulundu.

Refah’a olası kara operasyonu, İsrail ile onun en yakın müttefiki, finansörü ve silah tedarikçisi ABD arasındaki derin anlaşmazlıklardan birine sebep oldu. ABD, İsrail'in Gazze’de kıtlığı önlemek için gıda ve diğer malların girişi adına daha fazlasını yapması gerektiğini zaten açıkça ifade etti. Beyaz Saray yetkilileri, İsrail hükümetinin Gazze'deki savaşı ele alma biçimi karşısından giderek artan memnuniyetsizliklerini artık gizlemiyorlar.

ABD Başkanı Joe Biden, iki gün önce Gazze’deki sivil ölümleri karşısında duyduğu üzüntüyü dile getirmişti. New York'taki seçim kampanyası çerçevesinde katıldığı bir etkinlikte Biden, İsrail'i bu durumun sonuçları konusunda uyararak “İsraillilerden ve Filistinlilerden olmak üzere çok fazla masum kurban var” dedi. Ancak ‘İsrail'in bekasının tehlikede olduğunun unutmaması gerektiğini’ vurgulayan Biden, “Aslında çok sayıda masum sivilin, özellikle de çocukların ölümüne yol açan eylemleri durdurmalıyız” şeklinde konuştu.

Diğer taraftan Beyaz Saray’dan yapılan bir açıklamada, İsrail ordusunun iki haftadır kuşatma altında tuttuğu ve ardından çekildiği Gazze'nin en büyük sağlık merkezi Şifa Hastanesi’nde cesetler olduğuna dair ‘son derece rahatsız edici’ haberlerden sonra İsrail'den bu konuda daha fazla bilgi talep edileceği belirtildi.

Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) aktardığına göre Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre Washington'da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Eğer bu haberler doğruysa çok rahatsız edici. Daha fazla bilgi almak için İsrail hükümetiyle iletişime geçeceğiz” ifadelerini kullandı.

Beyaz Saray Basın Sözcüsü tarafından yapılan açıklama öncesinde Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, yıkılan Şifa Hastanesi yerleşkesinde bazıları çürümüş onlarca ceset bulunduğunu duyurmuştu. AFP’ye konuşan Şifa Hastanesi doktorları ve siviller, en az 20 cesedin olduğunu söylediler.



Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
TT

Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki petrol tankerine el koyup Karakas yönetimine yeni yaptırımlar getirmesiyle Karayipler'de gerginlik arttı.

ABD Başkanı Donald Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada Venezuela açıklarındaki petrol tankerine "iyi bir gerekçeyle" el koyduklarını savunmuştu. Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa ABD'nin hamlesi "hırsızlık ve uluslararası korsanlık eylemi" diye nitelenmişti.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, X'ten yaptığı paylaşımda operasyonun görüntülerine yer vermiş, tankerin Venezuela'dan İran'a petrol taşıyarak yaptırımları deldiğini öne sürmüştü.

Amerikan medyasında yer alan haberlerde, el konan tankerin adının Skipper olduğu yazılmıştı. ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah arasındaki petrol kaçakçılık ağında rol oynadığı gerekçesiyle Skipper'ı 2022'de yaptırım listesine almıştı.

80 milyon dolarlık petrole el kondu

Wall Street Journal'ın analizine göre el konan tankerde yaklaşık 80 milyon dolar değerinde petrol var, bu da Venezuela'nın aylık ithalatının yaklaşık yüzde 5'ine denk geliyor.

ABD'nin tankere baskın düzenleyerek Venezuela yönetimini ekonomik felce uğratmak istediği yazılıyor. Ham petrol satışları Latin Amerika ülkesinin ihracat gelirlerinin yüzde 90'ından fazlasını oluşturuyor.

Diğer yandan Washington, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun eşi Cilia Flores'in üç yeğenini, Maduro'yla bağlantılı bir iş insanını ve Venezuela petrol sektöründe faaliyet gösteren 6 nakliye şirketini yaptırım listesine eklediğini de dün duyurdu.

ABD'nin son hamleleriyle bölgedeki gerginlik tırmanırken Maduro, dün yaptığı açıklamada ülkede uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu Tren de Aragua kartelini etkisiz hale getirdiklerini savunarak, Trump'ın asıl amacının Venezuela petrolünü çalmak olduğu iddiasını yineledi.

Trump petrolün peşinde mi?

ABD Enerji Enformasyon Dairesi'ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD'nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği ve devlete ait enerji şirketi PDVSA üzerindeki kontrolün sıkılaştırılması nedeniyle bu potansiyeli tam olarak kullanamıyor.

Ülkede faaliyet gösteren tek Amerikan şirketi olan petrol devi Chevron'un üretimi de Washington'ın yaptırımları nedeniyle düşmüştü.

Beyaz Saray, Karayipler'deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela'nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunuyor.

Ancak BBC'nin analizinde, Venezuela'daki petrol üretimini yeniden artırmanın on milyarlarca dolara mal olabileceğine dikkat çekiliyor. Diğer yandan ABD'nin yaptırımları hafifletmesi halinde Chevron'un kârının hızlıca artabileceği yazılıyor.

Bunlara ek olarak petrolün gelecekte önemini yitirmeye başlayacağı öngörüsü paylaşılıyor. Ekonomi analiz şirketi Capital Economics'ten David Oxley şunları söylüyor:

Petrol talebi bir anda düşüşe geçmeyecek ancak eskisi gibi artmaya da devam etmeyecek. Talebin zayıfladığını görüyoruz ve 2030'ların sonlarında düşüşe geçeceğini tahmin ediyoruz. Venezuela petrol sektörüne yatırım yapan herkes şunu düşünmek zorunda: Buna değer mi?

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 22 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 87 kişiyi öldürdü.

Independent Türkçe, BBC, Wall Street Journal, New York Times


İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.