BM Güvenlik Konseyi, Filistin'in üyelik talebini ilgili Komite'ye ileteceğini duyurdu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

BM Güvenlik Konseyi, Filistin'in üyelik talebini ilgili Komite'ye ileteceğini duyurdu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Malta'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Vanessa Frazier, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Filistin'in BM'ye tam üyelik başvurusunun resmi olarak "Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi'ne" ileteceklerini bildirdi.

BMGK Dönem Başkanı olarak Frazier, Filistin'in üyelik başvurusunun yeniden değerlendirildiği kapalı oturumun ardından basına açıklamada bulundu.

Bu süreçte herhangi bir BMGK üyesinin Filistin'in üyeliğine ilişkin bir karar tasarısı sunabileceğini de aktaran Frazier, "Bugün düzenleyeceğimiz BMGK oturumuyla gözlemci üye Filistin'in tam üyelik talebini resmi olarak 'Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi'ne' iletme kararı aldık." bilgisini verdi.

Frazier, Komite'nin Filistin'in 2011'deki üyelik talebini tekrar görüşeceğini, süreci nisan ayı içinde tamamlayacağını kaydetti.

- "İsrail iki devletli çözüme de karşı çıkıyor"

Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Komitenin Filistin'in üyelik başvurusunu esasen 2011'de değerlendirdiğini ve yeniden gözden geçirmesi gerektiğini düşünmediklerini söyledi.

Nebenzia, Komite'ye daha kısıtlı zaman verilmesini kararlaştırdıklarını dile getirdi.

İsrail'in Filistin'in üyeliğine karşı çıkmasını nasıl değerlendirdiklerine ilişkin ise Nebenzia, "İsrail iki devletli çözüme de karşı çıkıyor." dedi.

- Filistin, tam üyeliğin yeniden değerlendirilmesini talep etti

Filistin, 2011'de de BM'ye tam üyelik başvurusu yapmış ancak bu müracaat, BM Güvenlik Konseyinde gereken desteği alamamıştı.

Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, 2 Nisan'da yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup göndererek, üyelik başvurularının yeniden ele alınması için talepte bulunmuştu.

Guterres de 3 Nisan'da BM Güvenlik Konseyine mektup yazarak, Filistin'in talebini gündeme alma çağrısında bulunmuştu.

BM'ye yeni üye alma süreci önce Konseyde başlıyor. Görüşmelerin ardından Konseyin konuyu "Yeni Üyelerin Kabulü Komitesine" sevk etmesi bekleniyor.

Komitenin olumlu dönüş yapması halinde BM Güvenlik Konseyinin oylama yapması, olumlu karar için daimi üyelerinin hiçbirinin veto yetkisini kullanmaması ve 15 üyeden 9'unun "evet" oyu vermesi gerekiyor.

Konseyden olumlu karar çıkarsa, konu BM Genel Kuruluna sevk ediliyor. 193 üyeli BM Genel Kurulunda da üyeliğin onaylanması için oyların 3'te 2'sinin alınması gerekiyor.



İsrail'in saldırıları İran'ın nükleer kapasitesini ne kadar zayıflatabildi?

İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)
İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)
TT

İsrail'in saldırıları İran'ın nükleer kapasitesini ne kadar zayıflatabildi?

İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)
İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)

İsrail, 13 Haziran’dan beri başta nükleer tesisler ve askeri hedefler olmak üzere İran’daki birçok noktayı bombalamayı sürdürüyor. 

İsrail ordusu, savaş jetleriyle düzenlenen bombardımanlarda İran’ın İsfahan ve Natanz nükleer tesislerinde hasar meydana geldiğini bildirmişti. 

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun bugün duyurduğuna göre İsrail, Karaj ve Tahran’daki santrifüj geliştirme tesislerini de vurdu.

Ancak Guardian’ın analizinde, cuma gününden bu yana meydana gelen hasarın birkaç ay içinde onarılabileceği belirtiliyor. Ayrıca İsrail ordusunun saldırılarının, İran’da hem hükümetin hem de halkın nükleer caydırıcılıkta daha ısrarcı davranmasına yol açabileceğine dikkat çekiliyor. 

Dolayısıyla Tel Aviv yönetiminin hamlelerinin ters teperek Tahran’ın nükleer bomba geliştirme sürecini hızlandırabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan İsrailli bir yetkili, saldırılar sonucunda İran’ın nükleer bomba geliştirmesinin sadece birkaç ay geciktirilebileceğini söylüyor. 

Ancak CNN’in salı günkü haberinde yer verdiği ABD istihbarat bilgilerine göre Washington, Tahran’ın en az üç yıl daha nükleer bomba üretemeyeceğini öngörüyordu. Analizde, birkaç aylık bir gecikmenin böyle bir durumda önemsiz kaldığı yazılıyor. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Yükselen Aslan” operasyonunun ardından yaptığı açıklamalarda İran’ın nükleer silah geliştirmenin eşiğine geldiğini iddia etmişti.

Analizde, İsrail’in nükleer silah geliştirme programına dikkat çekilerek, Tahran yönetiminde birçok grubun buna karşı önlem olarak nükleer silaha sahip olmayı amaçladığı aktarılıyor. 

Adının açıklanmaması şartıyla konuşan, Ortadoğu’da deneyimli bir Batılı yetkili de İsrail’in saldırılarının Tahran’ın nükleer bomba çalışmalarını hızlandırma ihtimalini vurguluyor:

Bu olayların ardından İran’ın herhangi bir nükleer kapasitesi kalırsa, en hızlı şekilde silah geliştireceklerini düşünüyorum.

Analizde, İran’ın nükleer programının askeri yöntemlerle sonlandırılmasının tek yolunun Fordo tesisini imha etmek olduğu belirtiliyor. Kum şehrine yakın bir dağın 80 ila 90 metre altında inşa edilen bu nükleer tesis, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin merkezi. ABD ordusunun savaşa girmesi halinde burayı 13,6 tonluk bombalarla vurması gerekiyor. 

Netanyahu sadece İran’ın nükleer programını bitirmeyi değil, Tahran’da rejimi değiştirmeyi de amaçlıyor. Ancak İranlı sivilleri vurarak bunu elde etmesi zor görünüyor. Johns Hopkins Üniversitesi’nden Vali Nasr, “Gazze savaşının psikolojik etkisinin” de İsrail-İran çatışmalarında önemli rol oynadığını belirtiyor. 

Nasr, Gazze’deki yıkımla “uluslararası liberal düzenin İsrail’i kontrol altında tutabileceğine dair inancın boşa çıktığını” ifade ediyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, CNN