YSK Başkanı Yener, yerel seçim sonuçlarına itirazları değerlendirdi

Fotoğraf: Cem Genco/AA
Fotoğraf: Cem Genco/AA
TT

YSK Başkanı Yener, yerel seçim sonuçlarına itirazları değerlendirdi

Fotoğraf: Cem Genco/AA
Fotoğraf: Cem Genco/AA

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, 31 Mart'taki seçim sonuçlarına ilişkin AK Parti ve DEM Parti'nin 2'şer, CHP ve MHP'nin ise 1'er itirazının kabul edildiğini belirtti.

Yener, 31 Mart'taki Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonuçlarına itiraz sürecini YSK'de takip eden basın mensuplarıyla bayramlaştı.

Bayram sürecinde de mesaiye devam ettiklerini belirten Yener, dün itibarıyla olağan itiraz sürecinin sona erdiğini, olağanüstü itiraz sürecinin de 14 Nisan Pazar günü tamamlanacağını anımsattı.

Her seçim döneminin kendi koşulları içinde değerlendirilmesi gerektiğini ancak 2019'daki itiraz süreci ile 2024'teki itiraz süreci arasında çok fazla fark olmadığını rahatlıkla söyleyebileceğini dile getiren Yener, "Belki iller bazında farklılıklar olabilir. 2019'da itirazın hiç gelmediği ya da çok az geldiği illerden, bu dönem daha fazla gelmiş olabilir. Şu ana kadar süreç normal seyrinde devam ediyor." diye konuştu.

- 4 partinin 6 itirazı kabul edildi
Siyasi partilerin bulunduğu itirazların sonuçlarına ilişkin bilgiler veren Yener, şunları söyledi:

"Bu süreçte tüm siyasi partilerimizin itirazlarından kabul olanlar da var, ret olanlar da var. AK Parti'nin 2 yerde itirazları kabul edildi. Aynı şekilde CHP'nin 1 yerdeki itirazı kabul edildi. MHP'nin 1 yerde, DEM Parti'nin de 2 yerde kurulumuza intikal eden itirazları kabul edildi. Süreç devam ediyor. Bugün de saat 14.00'te kurulumuz toplanacak. Bayram sürecinde de diğer günlerde de öğleden sonra toplantılarımız devam edecek."

Yener, seçimlerle ilgili olağanüstü itiraz koşullarının yasada yer aldığına işaret ederek, "Siyasi partilerimizin genel merkezleri, bizim vermiş olduğumuz kararların, yasanın öngördüğü koşullarda tekrar incelenmesini talep ediyorlar. Bizlerin vermiş olduğu kararların tekrar gözden geçirilmesi talep ediliyor." ifadelerini kullandı.

Dünya Seçim Organları Birliğinin (A-WEB) YSK'yi "En İyi Uygulamalar ve Girişimler" alanında ödüle layık görmesini değerlendiren Yener, ödülün 2023'teki seçimler ile daha önce gerçekleşen seçim sürecine ilişkin gönderdikleri sunumların değerlendirilmesi neticesinde verildiğini belirtti.

Başkan Yener, "Bu sadece bizim dönemimizdeki kurumun faaliyetleriyle ilgili değil. 1950'den beri devam eden süreçte ülkemiz YSK'nin gerçekleştirmiş olduğu seçimlerdeki başarısının ödüllendirilmesi, taçlandırılması diye nitelendirebiliriz." dedi.

- 4 yerde seçim yenilenecek

Öte yandan Yener, yapılan itirazın kabul edilmesi nedeniyle Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesi, Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesi, Edirne'de bir belde ve Sivas'taki bir seçim bölgesinde seçimlerin yeniden yapılacağını belirterek, seçimlerin, seçim takvimi çerçevesinde 2 Haziran'da gerçekleşeceğini ifade etti.



İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Hüda Rauf

İran ile ABD arasındaki müzakereler, her iki müzakereci ve arabulucu tarafın iyimser ve olumlu açıklamalarıyla ilerleyen üç turdan sonra durdu. Dördüncü turun ertelenmesi, ABD-İran arasında geçici veya kalıcı bir anlaşmaya varılma şansı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana tüm göstergeler, hem İran hem de Amerikan tarafının bir anlaşma imzalamaya hazır ve niyetli olduğuna işaret etse de, şimdilik görüşmelerin üçüncü turda durmasının -ama bu geçici ve yakında dördüncü turla devam edecek gibi görünüyor- her bir tarafın istediği şeyin teknik ayrıntılarından ibaret olmayan başka nedenleri de vardı. Nitekim Washington'daki bazı taraflar İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasından bahsederken, diğerleri ise sıfır zenginleştirmeden bahsediyor ve İran her ikisini de reddediyor.

Trump yönetiminin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff, Tahran'ın uranyumu yüzde 3.67 oranında zenginleştirme hakkı olduğunu söylese de, ertesi gün İran'ın uranyum zenginleştirmemesi gerektiğini açıkladı. Ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın uranyum zenginleştiren tek nükleer olmayan ülke olmak istediğini söyledi.

Öte yandan İran'ın yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme imkânına sahip olması durumunda bu oranın barışçıl amaçlarla uyumlu olmadığı belirtiliyor. Zira birkaç hafta içinde yüzde 20, sonra yüzde 60 ve en sonunda da yüzde 90 zenginleştirme oranına ulaşabilir ki bu da silah üretmek için gereken oran.

Her iki taraftan gelen belirsiz açıklamalara rağmen İran ve Washington'un çok yakında bir anlaşmaya varma noktasında olduğu kesin. Ancak görüşmelerdeki duraklamanın bölgesel bir başka gelişmeyle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. İran'da Recai Limanı’nda ağır kayıplara yol açan ve etkileri halen devam eden bir patlama meydana gelirken, Husilerin İsrail hedeflerine yönelik saldırısı gerçekleşti. Husilere ait bir insansız hava aracı İsrail'deki enerji merkezini çevreleyen köprünün yakınına düşerek geniş çaplı bir hasara yol açtı. İsrail güvenlik birimlerinin yaptığı değerlendirmelerde, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yeni tip bir füze fırlattığı belirtiliyor. Saldırı üzerine İsrail, İran’ı hedef alma ve eleştirme bahanesi bulma fırsatını kaçırmayarak, Tahran’ı Husi saldırısının arkasında olmakla suçladı.

İran'ın yıllardır Husilere askeri, mali ve lojistik destek sağladığı biliniyor. Ancak İsrail, bu olayı İran'ı eleştirmek ve Washington ile yürüttüğü müzakereler kapsamında ona baskı yapmak için kullandı. Öte yandan İran da Husi saldırılarını, Washington'u Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmaları için Husileri etkileme gücüne sahip olduğuna ikna etmek amacıyla kullanıyor ve bu, İran'ın bilinen meseleleri birbirine bağlama politikasıyla örtüşüyor.

Daha sonra üçüncü tur görüşmelerin ardından müzakereler durdu, ama dördüncü tur görüşmeler yakın. Trump da Husiler ile Kızıldeniz'de ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulması ve ABD’nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırılarının durması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Bilhassa saldırılardan zarar gören Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz'e kıyısı olan bölge ülkeleri olduğu için, iki taraf arasındaki saldırıların durması, bölgede sükunetin sağlanması ve gerginliğin azalması için olumlu bir gösterge. Suudi Arabistan, Yemen'de gerginliğin azaltılması ve Yemen krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesi amacıyla bu anlaşmaya mutlaka destek verecektir. Ancak anlaşma diğer yandan, Trump'ın övünebileceği herhangi bir başarı elde etmek isteyen Washington'a baskı yaparak, İran ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda birbirlerini nasıl kullandıklarını da ortaya koydu.

Kaldı ki Washington ile Husiler arasındaki anlaşmaya ilişkin soru işaretleri de gündemde; anlaşma Trump'ın bölge ziyareti bitene kadar geçici mi olacak, yoksa devam mı edecek? Yemenli isyancılar sadece İsrail gemilerine saldırmaya devam ederse ne olacak? Bu durum İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durmasına yol açacak mı? Tüm bunlar önümüzdeki ziyaretten sonra cevapları daha da netleşebilecek sorular.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran, İsrail ve Husiler, mevcut süreçte çıkarlarını korumak için Amerikan rolünü kullanmayı, ondan faydalanmayı başardılar. Ancak gelişmeler henüz şekillenme aşamasında ve bunların kısa sürede çökecek geçici düzenlemelerle mi yoksa daha uzun süre devam edecek düzenlemelerle mi sonuçlanacağı belirsiz.