Avustralya'da 6 kişiyi bıçaklayarak öldüren saldırganın kadınları hedeflediği belirlendi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Avustralya'da 6 kişiyi bıçaklayarak öldüren saldırganın kadınları hedeflediği belirlendi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 Avustralya'nın Sydney kentindeki alışveriş merkezinde 6 kişinin ölümüne sebep olan Joel Cauchi'nin kadınları hedef aldığı tespit edildi.

New South Wales Polisi Karen Webb, ABC News'e yaptığı açıklamada, cumartesi günü yaşanan bıçaklı saldırıda kadınların hedef alındığının "kesin" olduğunu söyledi.

"Saldırganın kadınları hedeflediği ve erkeklerden uzak durduğu benim için de dedektifler için de çok açık." ifadesini kullanan Webb, saldırganın kafasından geçenleri bilmedikleri için dedektiflerin saldırganı tanıyanları sorgulamasının önemli olduğunu kaydetti.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, Triple M radyosuna verdiği demeçte, olayda ölen tek erkeğin saldırgana müdahale etmeye çalışan güvenlik görevlisi Faraz Tahir olduğunu aktardı.

Eski bir polis olan Avustralya Temsilciler Meclisi Üyesi Josh Burns, X sosyal medya hesabından, saldırganın ideolojisinin "apaçık kadın nefreti" olduğu paylaşımında bulundu.

The Australian gazetesinin paylaştığı videoda, saldırganın babası Andrew Cauchi, oğlunun akıl hastalığı bulunduğunu dile getirdi. Cauchi, oğlunun neden kadınları hedef almış olabileceği sorusuna, "Bir kız arkadaş istiyordu ve hiçbir sosyal becerisi yoktu ve aklı başında değildi." yanıtını verdi.

- İlk defa 17 yaşında akıl hastalığı tanısı konuldu

Queensland Emniyetinden yapılan açıklamada, Cauchi'nin daha önce de polis tarafından bilindiği ancak memleketi Queensland'de hiçbir zaman tutuklanmamış veya suçlanmamış olduğu belirtildi.

Açıklamada, birkaç yıldır gezici şekilde yaşayan Cauchi'ye ilk defa 17 yaşında akıl hastalığı tanısı konulduğu kaydedildi.

- Olay

Sydney'deki alışveriş merkezinde cumartesi düzenlenen bıçaklı saldırıda 6 kişi hayatını kaybetmişti.

Saldırgan, olay yerinde kendisine müdahale eden polis memuru Amy Scott tarafından vurularak öldürülmüştü.

Saldırı nedeniyle Avustralya genelinde bugün tüm bayraklar yarıya indirildi.



Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
TT

Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, pazar günü Tahran'ın nükleer programı hakkında İran ile yapılacak yeni tur görüşmeler öncesinde, uranyum zenginleştirmenin ABD için "kırmızı çizgi" olduğunu vurguladı.

Taraflar, ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda anlaşmaya varmayı amaçlayan dördüncü tur görüşmelerini pazar günü Umman'da gerçekleştirecek.

Önceki turlarda olduğu gibi Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin liderliğinde gerçekleşmesi beklenen tur, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerin başarısız olması halinde ülkeyi bombalayacağı uyarısında bulunduğu Ortadoğu ziyaretinin öncesinde gerçekleşecek.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Witkoff daha önce ABD'nin, İran'ın uranyumu yalnızca barışçıl sivil amaçlar için kullanılacak seviyelere kadar zenginleştirmeye devam etmesi konusunda esneklik gösterebileceğini ima etmişti.

Ancak Witkoff, dün Amerikan haber sitesi Breitbart'a verdiği röportajda sert bir tavır takınarak, "İran'da bir daha asla zenginleştirme programı olamaz" ifadesini kullandı.

"Bu bizim kırmızı çizgimizdir" diyen Witkoff, "Zenginleştirme yok" dedi ve "bu da sökmek anlamına geliyor, silahlandırmamak anlamına geliyor ve bu da (İran'daki) üç zenginleştirme tesisi olan Natanz, Fordow ve Isfahan'ın sökülmesi gerektiği anlamına geliyor" şeklinde konuştu.

ABD de dahil olmak üzere Batılı ülkeler uzun zamandır İran'ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçluyor. Tahran ise bu iddiayı reddederek, nükleer teknolojiye sahip olma hakkını savunuyor ve programının tamamen barışçıl amaçlı olduğunu belirtiyor.

1980'den bu yana diplomatik ilişkilerini kesen İran ile ABD, Umman'ın arabuluculuğunda 12 Nisan'da nükleer program konusunda görüşmelere başladı.

Üç tur görüşme düzenlendi; bunlardan ikisi Maskat'ta, biri de Roma'daki Umman diplomatik misyonunun merkezinde gerçekleştirildi. Amman'a göre dördüncüsü 3 Mayıs'ta İtalya'nın başkentinde yapılması planlanıyordu, ancak "lojistik nedenlerle" ertelendi.

Trump, çarşamba günü İran'ın barışçıl amaçlarla uranyum zenginleştirme yeteneğini sürdürüp sürdürmeyeceği sorulduğunda, konunun hala açık olduğunu söyledi.

Buna karşın, onun yönetimindeki yetkililer bu konuda farklı tutumlar benimsediler.

Başkan Yardımcısı J.D. Vance çarşamba günü, "İnsanların nükleer enerji isteyip istememesi umurumuzda değil" dedi. Bizim bununla bir sorunumuz yok ama nükleer silah elde etmenize olanak sağlayacak bir uranyum zenginleştirme programınız olamaz, "Çizgimizi burada çekiyoruz."

Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın sivil amaçlı bile olsa tüm zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

İran'ın nükleer programı konusunda yaşanan gerginlik, Trump'ın ABD'yi 2015'te Tahran'ın büyük güçlerle imzaladığı anlaşmadan çekmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla arttı.

Anlaşmada, yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin kısıtlanması öngörülüyor. ABD'nin çekilmesinden sonra İran bir yıl boyunca anlaşmaya bağlı kaldı, daha sonra yavaş yavaş geri çekildi.

Anlaşma, uranyum zenginleştirme için tavanı yüzde 3,67 olarak belirlemişti, ancak İran şu anda askeri kullanım için gereken yüzde 90'ın çok da uzağında olmayan yüzde 60 oranında zenginleştirme yapıyor.