Trump, başkanlık seçiminin dengelerini değiştirebilecek bir davayla karşı karşıya

Eski ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump, başkanlık seçiminin dengelerini değiştirebilecek bir davayla karşı karşıya

Eski ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump bugün (Pazartesi) New York'ta başlayacak ve hapis cezasına yol açabileceğinden ötürü başkanlık seçiminin dengelerini değiştirebilecek dava nedeniyle ABD tarihinde bir ceza mahkemesine çıkan ilk eski başkan olacak.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre dava bugün yerel saatle 09:30'da New York Manhattan'daki bir mahkemede, Cumhuriyetçi milyarderin emlak grubu Trump Organization'a ait muhasebe belgelerinde tahrifat yapmaktan suçlu olup olmadığına karar verecek jüri üyelerinin seçimiyle başlıyor.

Savcılığa göre sahte belgeler, 2016 seçim kampanyasının son aşamasında pornografik film oyuncusu Stormy Daniels'a 10 yıl önce Trump ile yaşadığı ve eski ABD başkanının reddettiği cinsel ilişkiyi örtbas etmek için yapılan 130 bin dolarlık ödemenin gizlenmesini sağladı.

Beyaz Saray'ı kaos içinde terk ettikten üç yıldan fazla bir süre sonra 77 yaşındaki Trump teorik olarak hapis cezasıyla karşı karşıya. Bu durum, ABD Başkanı Joe Biden'dan intikam almak istediği 5 Kasım'daki başkanlık seçimlerinde aday olmasını engellemeyecek, ancak seçim kampanyasını benzeri görülmemiş bir duruma sokacak.

“Özgürlüğümü elimden almak istiyorlar”

Richmond Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Carl Tobias AFP’ye verdiği demeçte, “Zorluklar çok büyük. Çünkü Trump ve avukatları şu ana kadar biri Demokrat Joe Biden'ın kazandığı 2020 seçimlerinin sonuçlarını yasadışı yollardan bozmaya çalışmakla, diğeri de gizli belge tutmakla suçlanan iki davayı geciktirmeyi başardılar” dedi.

Tobias ayrıca, uzmanların zayıf bulduğu Stormy Daniels davasının ‘seçimden önce karara bağlanacak tek dava olabileceğini’ belirtti.

Trump'ın avukatları son günlere kadar, duruşma tarihini ertelemek için temyize başvurmaya devam etti. Dün akşam Pensilvanya'da düzenlenen bir mitingde eski ABD Başkanı Trump kendisini bir kez daha hukuki ve siyasi zulmün kurbanı olarak gösterdi.

Trump, destekçilerine “Düşmanlarımız benim özgürlüğümü elimden almak istiyor. Çünkü ben onların sizin özgürlüğünüzü elinizden almalarına asla izin vermeyeceğim” dedi ve ifade vereceğini doğruladı.

Trump’ın kampanya ekibi davayı ‘Amerikan demokrasisine doğrudan bir saldırı’ olarak nitelendirdi. Yapılan açıklamada, “Bu suçlamalar seçimlere müdahale etmek amacıyla tamamen uydurulmuştur” ifadesi yer aldı.

Manhattan Adliyesi duruşma süresince yoğun güvenlik önlemleri altında olacak. Zira Trump yanlısı ve karşıtı protestoların düzenlenmesi bekleniyor. Duruşmalar kapalı kapılar ardında yapılacak olsa da dava dünya medyasında geniş yer bulacak.

Duruşma, altı ila sekiz hafta sürecek tartışmaların ardından Trump'ın davada ‘suçlu’ ya da ‘suçsuz’ olduğuna karar verecek olan 12 Manhattan vatandaşının seçilmesiyle başlayacak.

130 bin dolar

Trump'a bir yıl önce yöneltilen ve her biri dört yıla kadar hapisle cezalandırılabilen ‘muhasebe belgelerinde tahrifat yapmak’ suçlamasıyla ilgili 34 suçlamaya karşılık milyarder suçsuz olduğunu savundu. Diğer davalarda da yaptığı gibi, Beyaz Saray'a geri dönmesini engellemeyi amaçlayan ‘acımasız taciz’ kampanyasını kınadı.

Trump'ın bugün itibariyle yargılandığı dava, 2016'da kazandığı seçim kampanyasının son günlerine kadar uzanıyor.

Dava, eski pornografik film oyuncusu Stormy Daniels'a, Trump'la 10 yıl önce yaşadığı cinsel ilişkiyi örtbas etmesi için 130 bin dolar ödenmesiyle ilgili.

Savcı Alvin Bragg'e göre, bu operasyonun amacı Cumhuriyetçi adaya zarar verebilecek bilgileri örtbas etmek olduğu için seçim yolsuzluğu anlamına geliyor.

Davanın zorluklarından biri de Trump'ın bu ödemeler hakkında ne bildiğini tespit etmek olacak.

Daniels'a Trump'ın isteği üzerine ödeme yaptığını savunan ve bu davada federal mahkemede mahkûm edilen eski avukatı Michael Cohen, savcılığın kilit tanıklarından biri olacak.



Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
TT

Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)

Rabia Abdusselam

Cezayir'in 1954 yılında Fransa’nın sömürgeciliğine karşı başlattığı Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümü kutlamaları sıradan bir etkinlik değildi. Ülke, 132 savaş uçağı ve insansız hava aracı (İHA), yüzlerce tank ve Rus yapımı İskender-E mobil kısa menzilli balistik sistemi gibi benzeri görülmemiş yeni silahların tanıtıldığı devasa bir askeri geçit törenine tanık oldu.

Cezayir bu büyüklükte bir askeri geçit törenini ilk kez düzenlemiyor. Bundan iki yıl önce, bağımsızlığının 60’ıncı yıldönümünde yetkililer, Cezayir hükümetinin 30 milyon euro (32 milyon dolar) ayırdığı büyük bir askeri geçit törenini düzenledi. Bu durum, askeri gücü göstermesinin arkasında yatan sebepler ve bu askeri geçit törenlerinin verdiği mesajlar hakkında soru işaretleri yarattı.

Askeri geçit töreninde, medya tarafından ‘Cezayir'in uyuyan canavarı’ olarak anılan Rus ordusunun envanterindeki versiyonu 500 kilometre, dışarıya ihraç edilen versiyonu 280 kilometre menzile sahip olan Rus yapımı İskender-E balistik füze sisteminin tanıtılması heyecan yarattı. Törende, yüksek savaş kabiliyetine sahip etkili bir silah olan BM-30 Smerç çok namlulu roketatar sistemi, çok sayıda hedefi tespit ve takip edebilen ve balistik füzeleri ve çeşitli uçakları püskürtme ve imha etmede üstün yeteneklere sahip olan S-300 karadan havaya füze savunma sistemi ve D-30 obüslerinin yanı sıra hareket halindeki düşman hedefleri hassas bir şekilde imha edebilen BARQ lazer güdümlü anti tank füze sistemleri başta olmak üzere savunma ve saldırı silahları ile modern füze sistemlerinden oluşan bir cephanelik de sergilendi.

Ordunun silahlarının modernizasyonu

Törende Hava Kuvvetlerinin sahip olduğu silahlar da vardı. S-90 ve P-350 nakliye uçakları, S-130 taktik nakliye uçağı ve Ilyushin Il-76 havada yakıt ikmal uçağının yanında Suhoy-24 ve Suhoy-30 savaş uçakları uçuş yaptı. Cezayir Donanması da Akdeniz sularında Cercera, el-Hakkar ve Ouarsenis denizaltıları ve düşman topraklarının derinliklerindeki kara hedeflerini uzun mesafelerden yok etmek için derin denizden karaya kanatlı füzeler fırlatan ve gemileri ve denizaltıları yok etmek için torpido ve uzun menzilli füzeler kullanabilen Varshavyanka sınıfı denizaltısı gibi etkileyici gösterilerle geçit törenine katıldı.

Cezayir'in 2025 yılı genel bütçesi, Cezayir ordusu ve Savunma Bakanlığı bütçesinde 2024 bütçesine kıyasla ve 2018 yılından bu yana tahmini üç milyar dolarlık bir artışla 25 milyar doların üzerinde kayda değer ve kesintisiz bir artış olduğunu ortaya koyarken, askeri geçit töreni Cezayir'in savunma sektörüne her yıl harcadığı paranın büyüklüğünü gösterdi. Cezayir’in Savunma Bakanlığı ve ordu bütçeleri, yetkililerin ordunun teçhizat ve silahlarını yenileme ve modernize etme ve hatta gelişmiş silah sistemleri edinme arzusu nedeniyle rekor bir artışa tanık oldu. 2023 yılında 18 milyar dolar olan savunma bütçesi, 2024 yılında 22 milyar dolara yükselirken 2025 bütçesinde ise 25,1 milyar dolara ulaştı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, terörizm, Sahel bölgesindeki huzursuzluk, suç oranları, gizli göç ve insan kaçakçılığı ile ilgili artan güvenlik sorunları ve Cezayir'in etrafının Mali, Nijer ve Libya gibi güvenlik ve siyaset alanında zayıflıklarla boğuşan bir grup ülkeyle çevrili olması gerçeği göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar. Kasaba Merbah Ouargla Üniversitesi’nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü ve uluslararası ilişkiler uzmanı olan Dr. Mebruk Kahi, Al-Majalla'ya yaptığı değerlendirmede, askeri geçit törenlerinin özellikle zamanlaması açısından iktidarın hem yurt içine hem de yurt dışına göndermek istediği siyasi mesajı ve hedefleri olduğunu söyledi.

Ordu ve halk arasındaki kutsal bağ

Bu mesajların hem yurt içinde hem de yurt dışındaki meselelerle ilgili olduğunu söyleyen Dr. Kahi, “Bunlar askeri düzeyde elde edilen başarıları tanıtmak ve Cezayir ordusunun vatanı savunmak ve korumak için tamamen hazır olduğuna dair bir güven mesajı göndermenin yanı sıra ordunun halkla olan ve Cezayir'in birliğini baltalamak niyetiyle kurulan pek çok komployu boşa çıkaran ilişkisini güçlendirmeyi amaçlayan bir girişim” ifadelerini kullandı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, artan güvenlik sorunları göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar.

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı habere göre Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, ordunun kara, hava ve deniz kuvvetleri ile jandarma, polis, sivil savunma ve sınır güçlerinin seçkin mensuplarının katıldığı bu geçit töreninin açılış konuşmasında çeşitli mesajlar verdi. Kısacası yetkililer, askeri geçit töreninin Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümünün boyutlarına ve temsil ettiklerine uygun olmasını sağlamaya ve emaneti koruyanların fedakarlıklarının karşılığını vermeye istekliydiler. Bu tören, halk ile onun kalbinde yer alan Cezayir ordusunun yüksek bir vatanseverlik duygusu, sarsılmaz bir bağlılık ve saf bir vatanseverlikle çalışan mensupları arasındaki kutsal bağın gücünü ifade ediyor.

ASCDvfg
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Cezayir Devrimi'nin 70’inci yıldönümü vesilesiyle düzenlenen askeri geçit töreni sırasında askeri bir aracın üzerinden törene katılanları selamlarken, 1 Kasım 2024 (AP)

Törende yaptığı konuşmada ordunun savunma doktrinini ve ülkenin güvenliğinin ve istikrarının korunması ilkesini yineleyen Cumhurbaşkanı Tebbun, Cezayir ordusunun misyonu sınırları savunmak olan bir barış, güvenlik ve konsantrasyon gücü olarak görülmesine dayanan sabit savaş doktrinini teyit eden bir mesaj verdi. Tebbun, bu mesajda “Cezayir Halk Ulusal Ordusu'nun doktrini bir savunma doktrinidir ve silahları sadece ulusal egemenliği korumanın yanı sıra ülkemizin uluslararası ve bölgesel taahhütleri ve anayasal ilkelerimiz ve kurallarımız çerçevesinde uluslararası hukuka saygı doğrultusunda uluslararası barış ve güvenliğe katkıda bulunmaya yöneliktir” dedi.

Cezayir ayrıca, Mağrip bloğu projesine yönelik mevcut yönelimi yansıtan birden fazla anlamı olan bir imajı vurgulamak istiyordu.

Tebbun, gözden geçirme faaliyetlerinin hedeflerini anlamak için bölgesel riskler ve zorluklarla ilgili dikkate değer önemli mesajlar da verdi. Mebruk Kahi, “Mali ve Nijer gibi ülkelerdeki siyasi yapının kırılganlığı ve yönetimin zayıflığı nedeniyle Sahel bölgesinde yaşananlar ve Sahra meselesindeki gelişmeler nedeniyle mesaj açık. Cezayir barışçıl çözümlere olan bağlılığını vurguluyor, ama bu onun zayıf olduğu anlamına gelmiyor. Aksine Kuzey Afrika ve Sahel bölgesinin güvenliğinin garantörü olacak güce sahip olduğunu göstermeye çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Fransa'ya gönderilen mesajlar

Cezayir ayrıca, Fas'ın Sahra üzerindeki egemenliği konusundaki son tutumu ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un geçtiğimiz hafta Fas parlamentosunda yaptığı konuşmada teyit ettiği görüşlerinin ardından Fransa'ya doğrudan bir mesaj göndermeye çalışıyor. Macron, konuşmasında Sahra'nın geleceğinin ‘sadece Fas'ın egemenliği altında ve özerklik önerisi çerçevesinde olabileceğini’ vurguladı. Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Prof. Nurussabah Aknuş, “Bu görüntü, özerklik seçeneğine meseleyi çarpıtarak ve BM'nin meşru çerçevesinden çıkarıp yerleşim mantığına çekerek tamamen tasfiye etme eğiliminde olan ya da olabilecek Fransa ve diğer ülkelere bir cevap niteliğindedir” diye konuştu.