Ağabey sayısının geylik ihtimalini artırması araştırılıyor: "Türkiye'de de durum böyle"

Bilim insanları, hipotezle ilgili daha fazla çalışma yürütülmesini istiyor (Unsplash)
Bilim insanları, hipotezle ilgili daha fazla çalışma yürütülmesini istiyor (Unsplash)
TT

Ağabey sayısının geylik ihtimalini artırması araştırılıyor: "Türkiye'de de durum böyle"

Bilim insanları, hipotezle ilgili daha fazla çalışma yürütülmesini istiyor (Unsplash)
Bilim insanları, hipotezle ilgili daha fazla çalışma yürütülmesini istiyor (Unsplash)

ABD'deki Stetson Üniversitesi'nden Scott Semeyena, ağabey sahibi olmanın erkeklerde eşcinsellik ihtimalini artırması üzerine yapılan araştırmalara atıfta bulunarak, bunun bunun dünyanın farklı bölgelerinde yapılan çalışmalarda da görüldüğünü savundu.

Evrimsel ve kültürel psikoloji alanında uzmanlaşan Semeyena, 1960'lardan beri araştırılıp 1990'larda "kardeş doğum sırası ve erkeklerin cinsel yönelimi" (fraternal birth order and male sexual orientation) adını alan hipotezle ilgili çalışmaları değerlendirdi. 

Semeyena, ABD'de kamu bağışlarıyla fonlanan Ulusal Halk Radyosu'na (NPR) verdiği söyleşide, bu tezin öne sürdüğü bağlantıları birçok ülkede gözlemlediklerini belirterek şu ifadeleri kullandı: 

Bu model Kanada ve ABD'de gözlemlendi fakat durum bunun ötesine geçiyor. Modelin Samoa gibi ülkelerde var olduğuna yönelik pek çok doğrulama söz konusu. Meksika'nın güneyinde de görülüyor. Ayrıca Türkiye ve Brezilya gibi yerlerde de var.

Semeyena ve ekibi, 12 Aralık'ta yayımladıkları makalede, Samoa'da yaptıkları 10 yıllık saha çalışmasının sonuçlarını paylaştı. 

Akademisyen, hiç kardeşi olmayan bir erkeğin başlangıçta eşcinsel olma olasılığının yüzde 2 ila 3 arasında değiştiğini, hesaplama için yüzde 2'yi sabit aldığını söyledi. Araştırmacı, kardeş doğum sırası tezine göre bu olasılığın, her ağabeyle birlikte yüzde 33 arttığına dikkat çekti. 

Buna göre bir ağabeye sahip erkeklerin eşcinsel olma olasılığı yaklaşık yüzde 2,6'yken, ikinci ağabey denkleme girdiğinde bu olasılık yaklaşık yüzde 3,5'e yükseliyor. 

Diğer yandan bilim insanı, bunun doğrudan tek başına belirleyici bir unsur olmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:  

Birden fazla ağabeye sahip erkekler yine de karşı cinse ilgi duyabilir. Pek çok eşcinselin hiç erkek kardeşi olmayabilir ya da bu kişiler kardeşlerin en büyüğüdür. Ağabeye sahip olmak kesinlikle cinsel yönelimi belirleyen tek etki değil.

Semeyena, bu çalışmasında Türk akademisyenlerin konuyla ilgili 2014'te yayımladıkları bir makaleye de işaret etti. Çalışmayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Yakın Doğu Üniversitesi'nden İpek Sönmez, Ali Bozkurt ve Özlem Hekim Bozkurt yapmıştı.

Independent Türkçe, NPR, New York Post



Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze, Grönland ve Kanada’yla ilgili tartışma yaratan açıklamalarının, Tayvan meselesine olası yansımalarını inceledi. 

Trump, Grönland'ı ABD toprağına katmak istediğini söylemiş, bunun için askeri yöntemlere başvurma tehdidinde bulunmuştu. Kanada’yı ABD’nin “51. Eyaleti” haline getirme planı da eleştirilmişti.

Bunlara ek olarak Cumhuriyetçi lider, ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” ve İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönen bölgeyi “Ortadoğu’nun Rivierası’na” dönüştüreceğini söylemesiyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti. 

WP’nin analizinde Trump’ın “emlakçı” yaklaşımının, Çin lideri Şi Cinping’in Tayvan’la “birleşme” planlarında daha agresif davranmasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Ryan Hass şu yorumları paylaşıyor: 

Trump'ın söylemi, Tayvan'da Çin'in ekmeğine yağ sürüyor. Trump'ın, toprak sınırlarının güç ve zor kullanma yoluyla belirlenmemesi gerektiği ilkesini hiçe sayan her açıklaması, Pekin'deki propagandacılar tarafından muhtemelen heyecanla karşılanıyor.

Analizde, Çin’in son üç yıldır Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını artırdığına dikkat çekilirken, Şi’nin de Trump’la benzer söylemleri kullanarak adayı işgal etmeye çalışabileceği ileri sürülüyor. 

Cumhuriyetçi lider, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken çip sektörünü sekteye uğrattığını, üretimin Amerikan firmaları tarafından yürütülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ayrıca Tayvan’ın kendi savunması için yeterli yatırımı yapmadığını iddia etmişti.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı olarak atadığı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine getirdiği Mike Waltz, Çin karşıtı tutumlarıyla tanınıyor. Rubio, Çinli mevkidaşı Wang Yi’yle ocakta telefon görüşmesi yapmış ve Pekin’in Tayvan’a yönelik “zorlayıcı eylemlerinden” endişe duyduklarını iletmişti.

Bunların yanı sıra Trump’ın ek ithalat vergileri de Çin-ABD hattında yeni bir ticaret savaşının sinyallerini veriyor. Öte yandan analizde, Trump ve Şi’nin uzun vadede ticari ilişkileri koparmak yerine geliştirmek isteyeceğine de işaret ediliyor. Böyle bir durumda Trump’ın Tayvan’ı “pazarlık kozu” olarak kullanabileceği yorumu yapılıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC