‘İran saldırısı’ dünyanın dikkatini Gazze’deki trajediden uzaklaştırdı mı?

İsrail saldırısında akrabalarının öldürülmesinin ardından ağlayan Filistinli bir kadın (Reuters)
İsrail saldırısında akrabalarının öldürülmesinin ardından ağlayan Filistinli bir kadın (Reuters)
TT

‘İran saldırısı’ dünyanın dikkatini Gazze’deki trajediden uzaklaştırdı mı?

İsrail saldırısında akrabalarının öldürülmesinin ardından ağlayan Filistinli bir kadın (Reuters)
İsrail saldırısında akrabalarının öldürülmesinin ardından ağlayan Filistinli bir kadın (Reuters)

İran'ın İsrail'e saldırısı Tel Aviv'in hava savunmasını test etti ve Washington'la bozulan ilişkisini en azından geçici olarak onardı. Ancak diğer yandan Gazze'deki savaşı ve kıtlığı manşetlerden ve diplomatik gündemden uzaklaştırdı.

The Guardian'a göre, altı aydan fazla süren savaşın ardından sivil nüfusun neredeyse tamamının yerinden edildiği ve açlık çektiği Gazze'de, dikkatlerdeki bu değişim şiddetli bir şekilde hissedildi.

“Sempati İsrail'e kaydı”

Şu anda beş çocuğuyla birlikte Refah'ta bir çadırda yaşayan 52 yaşındaki eski Filistin Yönetimi çalışanı Beşir Alyan, “Ülkeler ve insanlar eskiden bize sempati duyardı ama şimdi sempati İsrail'e kaydı. İsrail bir gecede madur oldu” dedi.

Ailesinin Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) tarafından sağlanan gıda yardımlarıyla geçindiğini ve günde sadece iki öğün yemek yediğini söyleyen Alyan, altı ayda 20 kilo kaybettiğini de sözlerine ekledi.

Alyan, “Daha fazla yardım getirmesi ve Gazze'ye saldırıyı durdurması için İsrail'e uygulanan uluslararası baskı artık geçmişte kaldı” dedi.

Alyan ayrıca, “İran'ın meseleleri bizim meselelerimiz değil. Onlar sadece kendi çıkarlarının peşindeler” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Joe Biden, özellikle yedi World Central Kitchen (WCK) yardım çalışanının Gazze'deki bir İsrail saldırısında öldürülmesinin ardından, yardım çalışanlarını koruması, işlerini kolaylaştırması ve Gazze'ye daha fazla yardım girmesine izin vermesi için İsrail üzerindeki baskıyı arttırıyor.

ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) Başkanı Samantha Power, geçtiğimiz hafta Gazze Şeridi'nde kıtlık yaşandığını doğrulayan ilk yetkili oldu. ABD ve İngiltere’de ise Gazze'deki koşullar göz önüne alındığında İsrail'e silah satışının yasallığı konusunda tartışmalar yaşandı.

Bu baskı karşısında İsrail, Gazze'ye yardım ‘yağdıracağını’, insani yardım çalışanlarının saldırıya uğramadan yardım ulaştırabilmeleri için onlarla koordinasyonu geliştireceğini, kıtlığın en yoğun yaşandığı kuzey Gazze'ye doğrudan geçişler açacağını ve Aşdod Limanı üzerinden gıda girişine izin vereceğini açıkladı.

Gazze'yi terk etmek

İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırıya karşılık olarak İran'ın hafta sonu gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırı, ABD ve diğer müttefiklerini farklılıklarını bir kenara bırakıp İsrail'in yanında durmaya zorladı.

Başta Gazze Şeridi'nde yaşayanlar olmak üzere Filistinlilerin hareket özgürlüğünü savunmak amacıyla kurulmuş İsrailli bir sivil toplum kuruluşu olan Gisha'nın İcra Direktörü Tanya Hari, “Tüm gözler İsrail ve İran arasındaki tehlikeli gerilime çevrilmişken, diğer ülkelerin Gazze'yi yalnız bırakmasından endişe duyuyoruz” dedi.

Hari sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz ay yardım erişimini genişletmek için atılan adımlar ne yazık ki yetersiz ve krizi anlamlı bir şekilde ele almıyor. Ancak İsrail üzerindeki uluslararası baskının azalması daha fazla Gazzeli’nin hayatını riske atıyor. Dünya bu felaketi görmezden gelemez.”

ABD'nin İran saldırısından sonra dikkati o kadar dağılmış görünüyor ki, üst düzey yetkililer geçen hafta öncelik verdiklerini iddia ettikleri yardım sevkiyatlarını takip etmekte zorlanıyorlar.

dfrbtg
Gazze Şeridi’ne insani yardım taşıyan tırlar (Reuters)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada ABD'nin bölgedeki sivillere daha fazla yardım sağlama konusundaki kararlılığını sürdürdüğünü söyledi.

Kirby, MSNBC'ye verdiği röportajda “Yardımlar sadece son birkaç gün içinde önemli ölçüde arttı. Bu önemli ama devam etmesi gerekiyor” dedi.

Kirby ayrıca geçtiğimiz hafta içinde Gazze'ye toplam iki bin kadar yardım tırının ulaştığını doğruladı ki bu rakam BM'nin o dönem için verdiği rakamların çok üzerinde. Doğru olsa bile bu rakam BM'nin Gazze'de baş gösteren kıtlığı hafifletmek için gerekli olduğunu söylediği günlük 500 yardım tırının çok altında.

Refah saldırısı

Dünya İran saldırısına odaklanmışken İsrail'in Refah'a saldırı düzenleme sözünü yerine getirebileceğine dair endişeler de artıyor.

Dün CNN'e konuşan iki İsrailli kaynak, İsrail'in bu hafta Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a kara saldırısı düzenlemek üzere ilk adımlarını attığını, ancak İran'ın son saldırısına nasıl bir yanıt vereceğini düşünürken bu planları ertelediğini söyledi.

İsrailli bir yetkili ise İsrail'in halen Refah'a kara saldırısı düzenlemekte kararlı olduğunu doğruladı. Ancak sivil tahliyelerin ne zaman yapılacağı ve saldırının ne zaman gerçekleşeceği hâlâ belirsizliğini koruyor.

Son aylarda Refah'a sığınan Gazzeli Hikmet el-Mısri, İsrail'in güney kentine saldırma ihtimalini bir ‘felaket’ olarak nitelendirdi.

El-Mısri, “Refah tüm Gazzelilerin nefes aldığı akciğerdir. Yardım için tek geçiş noktasıdır. İsrail Refah'a saldırırsa tüm bu mülteciler nereye gidecek?” ifadelerini kullandı.

Bir milyondan fazla insan kuzeydeki çatışmalardan kaçarak Refah'ta çadırlarda ve geçici barınaklarda yaşıyor. ABD, İsrail'in sivilleri korumak için net bir planı olmadığı sürece operasyona devam edemeyeceğini söyledi.



Polis, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırıyla ilgili ikinci bir şüpheliyi arıyor

Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
TT

Polis, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırıyla ilgili ikinci bir şüpheliyi arıyor

Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)

ABD'li yetkililer, cumartesi günü Brown Üniversitesi'nde meydana gelen ve 2 kişinin ölümüne, 9 kişinin de yaralanmasına neden olan silahlı saldırıyla ilgili olarak ikinci bir şüpheliyi arıyor.

Polis, soruşturmacıların, şüpheliye yakın yerde görülen bir kişinin kimliğinin belirlenmesi konusunda vatandaşlardan yardım istediğini belirtti.

Rhode Island eyaletinin kuzeydoğusunda yer alan Providence şehri polisi, yüzü net olarak görünmeyen şahsın üç fotoğrafını yayınladı. Şahsın koyu mavi kıyafetler giydiği, başının örtülü olduğu ve bir çanta taşıdığı görülüyor.

Daha önce, kolluk kuvvetleri yaklaşık 1,73 boyunda ve orta yapılı, koyu renkli kıyafetler, yüz maskesi ve yün şapka giyen bir şüphelinin birkaç fotoğrafı ve videosunu yayınlamıştı. Kimliği henüz bilinmiyor.

Yetkililer, failin tespit edilip tutuklanmasına yol açacak her türlü bilgi için 50 bin dolarlık ödül teklif etti ve şüphelinin "silahlı ve tehlikeli" olduğu konusunda uyarıda bulundu.

Cumartesi günü, Brown Üniversitesi'ndeki mühendislik ve fizik binasında, sınavların yapıldığı sırada bir silahlı saldırgan ateş açarak 2 öğrenciyi, Ella Cook ve Mohammad Aziz Omorzokov'u öldürdü ve isimleri açıklanmayan 9 kişiyi de yaraladı.

Pazar günü bir kişi gözaltına alındı, ancak delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Brown Üniversitesi dün, sosyal medyada bir öğrencisine yönelik yapılan suçlamaları kınayan açıklama yayınladı.


Trump, Venezuela'ya petrol ambargosu uyguladı ve hükümetini "terörist devlet" olarak ilan etmekle tehdit etti

ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)
ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)
TT

Trump, Venezuela'ya petrol ambargosu uyguladı ve hükümetini "terörist devlet" olarak ilan etmekle tehdit etti

ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)
ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, Karayipler'deki ABD askeri operasyonlarını genişletme hazırlıkları gibi görünen bir hamleyle, Venezuela'ya giden ve gelen yaptırım uygulanan petrol tankerlerine "tam bir abluka" emri verdi ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro hükümetini terör örgütü ilan etmekle tehdit etti.

Trump, Venezuelalı yetkililerin "benzeri görülmemiş bir şok" yaşayacağını söylerken, Maduro liderliğindeki Venezuela "rejimini" "yabancı bir terör örgütü" olarak nitelendirdi.

ABD başkanının emrinin, özellikle Çin olmak üzere küresel pazarlara ulaşmak için yaklaşık 30 tankere bağımlı olan Venezuela petrol ihracatını sekteye uğratacağından şüphe yok.

Trump'ın kararı küresel endişeye yol açtı. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Venezuelalı mevkidaşı Iván Gil'e, Pekin'in Karayipler'deki "korkutma" ve "zorbalık" politikasına karşı olduğunu söyledi.

BM Genel Sekreteri António Guterres, hem Amerika Birleşik Devletleri'ni hem de Venezuela'yı gerilimi azaltmaya ve itidal göstermeye çağırdı.

Meksika Cumhurbaşkanı Claudia Sheinbaum da Birleşmiş Milletler'i Venezuela'da "kan dökülmesini önlemeye" çağırdı.


Trump, Suriye'de öldürülen 3 Amerikalının naaşlarının ülkelerine getirilmesi törenine katıldı

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)
TT

Trump, Suriye'de öldürülen 3 Amerikalının naaşlarının ülkelerine getirilmesi törenine katıldı

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün Suriye'de hafta sonu DEAŞ mensubu olduğundan şüphelenilen bir saldırgan tarafından öldürülen iki ABD askeri ve bir sivil tercümanı anma törenine katıldı.

Trump, cenazelerin aileleriyle birlikte, Hava Kuvvetlerinin "yurtdışından Amerika Birleşik Devletleri'ne onurlu bir şekilde geri getirilmesi" olarak adlandırdığı tören için Delaware'deki Dover Hava Kuvvetleri Üssü'ne geldi. ABD ordusu, ABD ve Suriye birliklerinden oluşan bir konvoyu hedef alan saldırganın iki askerini ve bir sivil tercümanı öldürdüğünü açıkladı. Trump saldırıyı korkunç olarak nitelendirdi ve intikam yemini ederek, öldürülen üç kişiyi "büyük vatanseverler" olarak tanımladı. Saldırıda üç ABD askeri de yaralandı.