İsrail’den İran denklemini kırmak için “açık ve etkili bir karşılık” verme kararı

Tel Aviv, karşı atağı ile 'kısasa kısas' saldırılarını sona erdirmeyi umuyor ve masada üç senaryo var

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, güneydeki Julis Askeri Üssü’nde İran’a ait bir balistik füzenin kalıntıları yanında basın açıklaması yaparken (Reuters)
İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, güneydeki Julis Askeri Üssü’nde İran’a ait bir balistik füzenin kalıntıları yanında basın açıklaması yaparken (Reuters)
TT

İsrail’den İran denklemini kırmak için “açık ve etkili bir karşılık” verme kararı

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, güneydeki Julis Askeri Üssü’nde İran’a ait bir balistik füzenin kalıntıları yanında basın açıklaması yaparken (Reuters)
İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, güneydeki Julis Askeri Üssü’nde İran’a ait bir balistik füzenin kalıntıları yanında basın açıklaması yaparken (Reuters)

İsrail, İran'ın hafta sonu drone ve füzelerle gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırıya "açık ve kararlı" yanıt verme kararı aldı. İsrail merkezli Kanal 12 televizyonunun haberine göre İsrail, İran’ın son günlerde yaratmaya çalıştığı yeni denklemi, İranlıların yaratmasına izin vermediğini ve vermeyeceğini açıkça ortaya koymayı amaçlıyor.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın İran'ın İsrail’e saldırısında başarısız olduğunu ve İsrail'i caydırmakta da başarısız olacağını söylediği açıklaması da bu haberi teyit ediyordu. Gallant, açıklamasında “Bizimle savaşacak bir düşman varsa nerede olursa olsun onu nasıl vuracağımızı bileceğiz” ifadelerini kullandı. İsrail Savunma Bakanı, “İranlılar İsrail Devleti'ne karşı farklı bir caydırıcılık denklemi uygulayamayacaklar” dedi.

İsrail'in İran’a ne zaman saldıracağı bilinmiyor. İsrail Savaş Kabinesi'nin İran saldırısından sonra düne kadar beş kez toplandı, İran’ın saldırısına verilecek karşılığın zamanlaması ve nihai şeklini görüştü.

Karşı saldırı başlayana kadar ne zaman olacağı gizli kalacak olsa da İsrail'in İran’ın çıkarlarına zarar vereceği tahmin ediliyor.

İsrail ordusu, İran'ın cumartesi gecesi İsrail’e İHA’lar ve balistik füzelerle gerçekleştirdiği saldırının cezasız kalmayacağını vurguladı. İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari dün (Salı), güneydeki Julis Askeri Üssü’nde İran’a ait bir balistik füzenin kalıntıları yanında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Böyle bir saldırıya yanıt vermemek mümkün değil. İran cezasız kalmayacak” şeklinde konuştu. Açıklamasını İngilizce olarak yapan Hagari'ye göre dünya ‘İran'ın nükleer tehdidinden’ bahsederken, İran İsrail'de bir ateş çemberi yaratmak amacıyla alışılagelmiş bir tehdit oluşturuyordu.

fdtbgt
İsrail Genelkurmay Başkanı Orgeneral Herzi Halevi, pazartesi akşamı Nevatim Hava Üssü’nde konuşurken (AFP)

Öte yandan İsrail Genelkurmay Başkanı General Herzi Halevi, pazartesi akşamı İran’ın balistik füzelerinin isabet ettiği Nevatim Hava Üssü’nü ziyaret etti. Halevi, burada yaptığı açıklamada, İsrail'in, topraklarına çok sayıda İHA ve balistik füzeyle yapılan saldırıya karşılık vereceğini söyledi.

“Caydırıcılık mesajı”

İsrail parlamentosu (Knesset) Dış İlişkiler ve Güvenlik Komitesi Başkanı Yuli-Yoel Edelstein, İsrail'in İran saldırısına karşılık verirken hedefinin bir yandan Tahran'a caydırıcı bir mesaj gönderirken, diğer yandan bu düşmanca saldırılara son vermek olacağını vurguladı. İsrail'in karşı saldırı planlarken göz önünde bulundurduğu hususlar arasında Batılı güçlerin savaş konusundaki temkinli tutumunun, İran'a yönelik herhangi bir saldırının uçak mürettebatı için doğuracağı risklerin ve Gazze'ye yönelik yarım yılı aşkın süredir devam eden saldırıya odaklanma ihtiyacının olduğunu söyleyen Edelstein, “Karşılık vermek zorunda kalacağız. İranlılar karşılık verdiğimizi bilecekler. Bunun onlar için bir ders olmasını, bu dersin onlara egemen bir devlete sırf öyle istedikleri için saldıramayacaklarını öğretmesini umuyorum. Bu tür karşılıklı saldırıları sürdürmenin kendi çıkarlarına olmadığını anlamalarını bekliyorum. Topyekûn bir savaş arayışında değiliz. Dediğim gibi, intikam peşinde de değiliz” diye konuştu.

İsrail merkezli Kanal 13 televizyonu tarafından yapılan bir ankete göre İsraillilerin yüzde 29'u İran'ın derhal vurulmasını desteklerken, yüzde 37'si saldırının daha sonraki bir tarihe ertelenmesini istiyor. Yüzde 25'i ise böyle bir eyleme karşı çıkıyor.

Diplomatik seferberlik

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, İran'a karşı diplomatik seferberlik başlattığını açıkladı. Katz, İran’ın İHA’lar ve balistik füzelerle düzenlediği saldırıya verilmesi planlanan askeri karşılığın yanı sıra, İran'a karşı atılacak diplomatik bir adıma da öncülük ettiğini söyledi. İsrailli bakan X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, “Bu sabah 32 ülkeye mektup gönderdim ve onlarca dışişleri bakanı ve dünyanın önde gelen isimleriyle görüşerek İran'ın füze programına yaptırım uygulanması ve Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulundum” ifadelerini kullandı. Katz, halihazırda ABD'nin terör örgütleri listesinde yer alan ve Avrupa Birliği (AB) tarafından yaptırım uygulanan DMO'ya yaptırım uygulanmasına hangi hükümetlerin destek verdiğini açıklamaktan kaçındı.

Öte yandan Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, dün İsrail'e yapacağı ziyaret öncesinde yaptığı açıklamada, Tahran'ın hafta sonu İsrail'e düzenlediği saldırının ardından AB’yi İran'ın İHA teknolojisine yeni yaptırımlar uygulamaya çağırdı.

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) aktardığına göre İsrail'in Berlin Büyükelçisi Ron Prosor, ülkesinin İran'ın saldırısına yanıt olarak, İran'ın askeri tesislerini hedef alan bir karşı saldırı başlatacağını açıkladı. Berlin'de Almanya’nın Welt televizyon kanalına dün açıklamalarda bulunan Prosor, "İsrail, sivil hedeflere saldırmayacak" dedi. İsrailli büyükelçi, İsrail'in yanıtının ‘mollalar ve Ayetullahlara ait askeri tesislere yönelik olacağını’ belirtti. DPA’nın haberine göre karşı saldırıdan ödün verilemeyeceğini belirten Prosor, “Buna karşılık vermeliyiz. Bu caydırıcılığın çok net olması bölge için de önemli” dedi.

rfrgtfbg
Demir Kubbe Hava Savunma Sistemi’nin Kudüs yakınlarında konuşlu bataryası yanında duran bir İsrail askeri (AFP)

İsrail'in bir karşı saldırı başlatma niyetinde olduğunu vurgulayan, ancak detaylara girmeyen Prosor, “Bunun (karşı saldırının) ne zaman, nerede ve nasıl olacağı savaş konseyimiz tarafından belirlenecek” şeklinde konuştu. İsrailli diplomat ülkesinin müttefiklerine İsrail'in tutumunu anlamaları ve İran'a daha sert yaptırımlar uygulamaları çağrısında bulundu.

Prosor, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öncelikle -dostlarımız- ABD, İngiltere ve Almanya'yı dinliyoruz, ancak İran'ın herhangi bir provokasyon olmaksızın şimdiye kadar İsrail'e 300'den fazla füze fırlattığını ve İsrailli sivilleri öldürmek için elinden geleni yapmaya çalıştığını hatırlatmak isterim. Biz buna karşılık vermek zorundayız.”

Üç senaryo

Kanal 12 televizyonu, İsrail'in olası karşı saldırısı için sınırlı, ılımlı ve büyük olmak üzere üç senaryonun masada olduğunu bildirdi. Uzmanlar, sınırlı olarak verilecek karşılığın sadece bir siber saldırıdan ibaret olacağını, ılımlı saldırının küçük bir askeri üsse ya da tek bir askeri tesise sınırlı füze saldırısı ile birlikte bir siber saldırı olabileceğini, büyük bir saldırıda ise İsrail’in siber saldırılarla birlikte İran'ın stratejik merkezlerindeki askeri tesisleri doğrudan hedef alabileceğini söylediler.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre alınan karar doğrultusunda, karşı saldırıda en büyük sorumluluğu üstlenmesi beklenen İsrail Hava Kuvvetleri, geçmiş yıllarda prova edilen planlar da dahil olmak üzere tüm hazırlıklarını tamamladı.

İsrail Savaş Kabinesi'nin geçtiğimiz iki gün boyunca yaptığı toplantılarda iki önemli konuya değinildi. Bunlardan birincisi, bölgeyi savaşa sürüklemeyecek şekilde karşılık verilmesi, ikincisi ise ABD’lilerin kabul edebileceği bir karşılık verilmesiydi. Bu karşılığın da tam koordinasyon gerektirmeden ABD’lilerin koyduğu kurallar çerçevesinde olması gerekiyor.

Kanal 12'ye göre Savaş Kabinesi tarafından yapılan toplantılarda gündeme gelen bir diğer konu ise İran saldırısına karşı oluşturulan ittifaktı ve istişareler sonucu, hiçbir koşulda bu ittifaktan ödün verilmemesi konusunda mutabık kalındı.

fvrgbnt
Tahran'ın merkezindeki Valiasr Caddesi üzerinde İsrail'i vurabilecek İran füzelerinin gösterildiği propaganda amaçlı bir duvar resmi (EPA)

İran'ın cumartesiyi pazara bağlayan gece İsrail'i vurmasının ardından İsrail bir karşılık verilmesi gerektiğine karar vermiş, ancak ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesi sonrası İsrail’in derhal karşılık verme kararı geri çekilmişti.

Biden, İran saldırısının başarısız olduğunu ve bunun da İsrail için zafer olarak görüldüğünü belirterek, Netanyahu'dan bununla yetinmesini istedi. ABD Başkanı, Washington'ın İran'a karşı bir saldırıyı desteklemediğini ve buna dahil olmayacağını da belirtti.

İran'ın saldırısını püskürtme görevini üstlenen uluslararası koalisyona öncülük eden ABD yönetiminin kızdırılmaması meselesi, İsrail'deki tartışmaların düğümlendiği noktalardan biriydi.

İsrail merkezli Yediot Aharonot gazetesi, ABD’lilerin, Tahran’ın İsrail'e saldırarak karşılık verdiği Şam'daki konsolosluk binası saldırısıyla ilgili önceden bilgilendirilmedikleri için zaten kızdın olduklarını, bu yüzden Tel Aviv'in bu kez İran’a verilecek karşılığı önceden bildirme sözü verdiğini aktardı.

ABD, İsrail'in İran topraklarına ‘dar çerçeveli ve sınırlı’ bir saldırı planladığına dair istihbarat bilgisi alsa da İsrail, planın tamamıyla ilgili henüz ABD’yi bilgilendirmedi.

Ancak İsrail'in vereceği karşılığın topyekûn bir savaşa dönüşüp dönüşmeyeceği bilinmiyor.

İsrail Aliya (Yahudi göçü) ve Entegrasyon Bakanı Ofir Sofer, İsrail hükümetinin, bölgesel bir savaşa sürüklenme ihtimalini göz ardı etmediğini söyledi.

Sofer yaptığı açıklamada, “İran saldırısının ardından kabul edilemez bir gerçekle karşı karşıyayız ve bu denklemi değiştirmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

İsrail, Ukrayna’daki savaş sırasında Moskova ve Tahran arasında daha da güçlenen iş birliğinin mevcut çatışmalara yansıyan olası sonuçlarından çekiniyor.

İsrailli yetkililer, iki ülke arasındaki askeri teknoloji uzmanlığı alanındaki alışverişin, Tahran'ın savunma kabiliyetlerini geliştireceğinin altını çizdiler.

Yediot Aharonot gazetesi de Kremlin'in yakında Tahran'a modern savaş uçakları ve yeni hava savunma sistemleri teslim edebileceğini yazdı.

İsrail, Moskova-Tahran ilişkilerini, Ukrayna'daki savaştan sonra derinleşen bir stratejik ortaklık olarak görüyor.

İsrail bir yandan askeri hazırlıklarını sürdürürken, diğer yandan İran’a karşı diplomatik bir seferberlik başlatarak 32 ülkeyi DMO'ya ve İran füze programına yaptırım uygulamaya çağırdı.



Yaklaşık bin İsrailli İran adına casusluk yapıyor

İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
TT

Yaklaşık bin İsrailli İran adına casusluk yapıyor

İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024

İsrail gazetesi Haaretz dün, çoğu Yahudi yaklaşık bin İsrail vatandaşının para karşılığı İran adına casusluk yapmayı kabul ettiğini ortaya çıkardı.

Şimdiye kadar tutuklanan casusların çoğunun güvenlik sırlarına erişimi olmamasına ve verdikleri zararın nispeten sınırlı olmasına rağmen, İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet (Şabak) halen endişeli.

İsrailli güvenlik uzmanı Yossi Melman'a göre istihbarat servislerinin yetkilileri başlangıçta ‘düşmanla iş birliği yapanların’ toplumun uç kesimlerinden olduğunu düşünüyordu, ancak son zamanlarda ‘sıradan ve ana akımdan’ olarak tanımlanabilecek çok sayıda İsraillinin İran'la savaş sırasında bile İranlılarla temas kurmaya başladığı anlaşıldı.

Şabak ve Adalet Bakanlığı verilerine göre sadece geçtiğimiz yıl, İran adına casusluk yapmayı kabul eden İsraillilerin karıştığı 25'ten fazla olay ortaya çıkarıldı ve 35'ten fazla ciddi iddianame hazırlandı.

Pratikte casusluk vakalarının sayısı 7 Ekim 2023'ten bu yana iki katına çıkarken yaklaşık bin İsrailli, çoğunlukla sosyal ağlar aracılığıyla İran’ın casusluk servisleri tarafından temasa geçirildi.

Şimdiye kadar İran adına casusluk yaptığı suçlamasıyla sadece bir kişi hüküm giydi. Aşkelonlu eski bir iş adamı olan 72 yaşındaki Moti Mamman 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Olaya karışanların geri kalanları ise halen yargılanmayı bekliyor. Bazıları ya İran tarafından gelen iletişim girişimlerini görmezden geldi ya da reddetti, bazıları ise yanıt verdi. Buna karşın Şabak müfettişleri bu kişileri erkenden tespit edip devam etmemeleri konusunda uyardı.

Öte yandan Haaretz’e göre bu kişilerin çok azı para ile kandırıldıktan sonra kendilerine verilen görevleri yerine getirdi.

Haaretz'in haberine göre Şabak, yaklaşık iki yıldır İranlı istihbarat servisleriyle irtibata geçmeyi kabul eden yüzlerce İsraillinin yanı sıra onlarla iş birliği yapmayı ve devlete ihanet etmeyi kabul edenleri de engellemek için mücadele ediyor. Şabak, şüphelileri engelleme ve tutuklama konusunda başarılı olsa da İsraillileri İran adına casusluk yapmaktan caydırma konusunda başarısız oldu. İşte bu nedenle Şabak ve Başbakanlık Ulusal Enformasyon Servisi, ‘Kolay Para, Yüksek Fiyat’ başlıklı daha önce eşi ve benzeri görülmemiş ve istisnai bir ulusal propaganda kampanyası başlatmaya karar verdi.

Kampanya, bir asker hakkında başka bir ülkenin ajanıyla irtibat kurma ve düşmana bilgi sağlama suçlarından dava açılmasından bir gün sonra başlatıldı. Söz konusu asker, önceden bilgi sahibi olarak savaş sırasında İranlı kuruluşlarla bağlantı kurmuş ve bir miktar para karşılığında roketleri engelleme, Demir Kubbe bataryaları ve İran roketlerinin iniş yerleri hakkında bilgi aktarmıştı.

Melman'a göre İran'ın İsrail vatandaşlarını kendi adına casusluk yapmak üzere işe alması, son yıllarda endişe verici bir şekilde genişlemiş, muvazzaf ve yedek askerler de dahil olmak üzere çeşitli dini, etnik ve yaş gruplarından İsrail toplumunun geniş kesimlerini kapsar hale geldi.

Melman, İsrail tarihinde Sovyetler Birliği lehine ideolojik olarak motive edilen önceki casusluk vakalarından farklı olarak, olaya karışanların çoğunun ortak paydasının işin maddi karşılığı olduğunu söyledi. Bu değişimin İsrail toplumundaki değerler krizini ve toplumsal dayanışmadaki çöküşü yansıttığını belirten Melman, bu durumun yetkilileri ‘Kolay Para, Yüksek Fiyat’ başlıklı bir medya farkındalık kampanyası başlatmaya ittiğini söyledi.

Devlete ve kurumlarına karşı artan güvensizlik duygusunun ve caydırıcılık eksikliğinin bu olgunun daha da şiddetlenmesine katkıda bulunduğunu ifade eden Melman, bu durumu temel toplumsal değerlere bağlılığın azaldığının tehlikeli bir göstergesi olarak nitelendirdi.