Washington, Venezuela'ya petrol yaptırımlarını yeniden uygulayacak

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
TT

Washington, Venezuela'ya petrol yaptırımlarını yeniden uygulayacak

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)

Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Amerikalı yetkililer dün (Çarşamba), Başkan Nicolas Maduro'nun muhalifleri "bastırmaya" devam etmesi nedeniyle ABD'nin Venezuela'ya petrol yaptırımlarını yeniden uygulayacağını doğruladı.

Joe Biden'ın yönetiminden yetkililer, Caracas'ın Maduro'ya karşı rakiplerin başkanlık seçimlerine katılmasını engelledikten sonra, ilerleme sağlamak için Washington tarafından belirlenen son tarih olan 18 Nisan itibarıyla taahhütlerini yerine getirmediğini belirtti.



Trump seçimleri kaybetmesi halinde destekçilerinin şiddete başvurma ihtimalini göz ardı etmiyor

ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)
ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)
TT

Trump seçimleri kaybetmesi halinde destekçilerinin şiddete başvurma ihtimalini göz ardı etmiyor

ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)
ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)

ABD merkezli CNN televizyonu eski ABD Başkanı Donald Trump’ın, önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerini kaybetmesi halinde destekçilerinin şiddete başvurma ihtimalini göz ardı etmediğini bildirdi.

Time dergisine verdiği ve fün yayınlanan röportajda Trump, “Bence kazanacağız. Tabii kazanamazsak durum değişir. Bu her zaman seçimin adil olup olmamasına bağlı” ifadelerini kullandı.

CNN'e göre bu ayın başlarında yapılan ve iki oturumda gerçekleşen röportaj sırasında Trump önce seçimleri kazanamazsa 6 Ocak 2021'de ABD Kongre (Capitol) Binası Baskını’na benzer bir şiddet olayının yaşanmasına ihtimal vermedi.

Hatırlanacağı üzere Trump, 2020 yılındaki başkanlık seçimlerinde kaybedince Kongre  Binası’na yapılan baskından önce destekçilerini Washington'da toplamış ve onlara Kongre Binasını terk etmeleri çağrısında bulunmayı reddetmişti.

Röportajda “Bence büyük bir zafer kazanacağız ve herhangi bir şiddet olayı yaşanmayacak” diyen Trump, dergi tarafından daha sonra telefonla gerçekleştirilen röportajın ikinci kısmında gelecekle ilgili görüşlerini aktarırken biraz daha üstü kapalı bir üslup benimsedi. 2020 yılındaki başkanlık seçimlerinde komplolar kurulduğu için bunun şiddet yanlısı bir grubu Kongre Binası’na baskın yapmaya kışkırttığını iddia eden Trump, “Geçen sefer yaptıkları şeyleri yapabileceklerini sanmıyorum” dedi.

CNN’in aktardığına göre Trump, siyasi kariyeri boyunca seçim sonuçlarını kabul etmeyi ya da yenilgiyi kabullenmeyi hep reddetti. Trump, 2016 yılında Cumhuriyetçi Parti’nin önseçimleri sırasında Iowa eyaletinde ikinci olduktan sonra, Teksas Senatörü Ted Cruz'u hile yapmakla suçlamış, yeni bir seçim yapılması çağrısında bulunmuştu.

Röportajda ayrıca Kongre Binası baskını sırasında işledikleri suçlar nedeniyle hüküm giyen yüzlerce kişiyi affetme vaadini yineleyen Trump, birçoğu şiddet suçu işlediğini kabul etmiş ya da jüri tarafından suçlu bulunmuş olan bu kişileri ‘rehineler’ olarak nitelendirdi.

Time dergisinin konuyla ilgili olarak kendisine yönelttiği “Onları affetmeyi düşünür müydünüz?” sorusuna Trump, “Bunu düşünürdüm, evet, kesinlikle düşünürdüm” yanıtı verdi.


Filistin yanlısı öğrenci protestoları sırasında Kaliforniya Üniversitesi’nde arbede

Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)
Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)
TT

Filistin yanlısı öğrenci protestoları sırasında Kaliforniya Üniversitesi’nde arbede

Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)
Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)

ABD televizyon kanalları tarafından yayınlanan görüntülere göre bugün (Çarşamba) Los Angeles’taki Kaliforniya Üniversitesi’nde (UCLA) Filistin yanlısı protestolar sırasında arbedeler yaşanırken, ABD genelindeki üniversiteler, benzer protestoları kontrol altına almakta zorlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın CNN'den aktardığı habere göre söz konusu arbedeler, şafak vakti Filistin yanlısı gruplar ile İsrail yanlısı protestocular arasında başladı.

Los Angeles Belediye Başkanlığı Sözcüsü Zach Seidel, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Los Angeles polisinin ‘üniversite yetkililerinin kampüste destek sağlama talebine derhal yanıt verdiğini’ bildirdi.

Televizyon görüntülerinde karşıt görüşlü protestocuların birbirlerine sopalarla vurduğu, metal bariyerleri parçaladığı ve havai fişek attığı görüldü.

Üniversite Rektörü Gene D. Block, söz konusu olaylardan önce yaptığı açıklamada ‘üniversite mensupları ve üniversiteyle bağlantısı olmayan diğer kişiler’ de dahil olmak üzere protestocuların geçen hafta kampüste çadır kurdukları konusunda uyarıda bulunmuştu.

Üniversitenin internet sitesinde dün (salı) yayınlanan bildiride, “Filistin yanlısı protestocuların bir kısmı ve alana gelen İsrail yanlısı protestocular barışçıl faaliyetlerde bulundular. Ancak diğerlerinin davranışları açıkçası şok edici ve utanç vericiydi. Çeşitli şiddet olaylarına tanık olduk. Bu olaylar kampüsümüzdeki pek çok kişiyi, özellikle de Yahudi öğrencilerimizi endişe ve korku içine soktu” ifadeleri yer aldı.

UCLA’daki öğrenci gazetesi Daily Bruin, İsrail yanlılarının kampüste Filistin yanlısı protestolar için kurulan bir çadırı kaldırmaya çalıştığını bildirdi.

ABC kanalına bağlı KABC tarafından yayınlanan hava görüntülerinde, ellerinde sopalar ve coplar bulunan kişilerin, Filistin yanlısı protestocuları korumak için kurulan ve bazıları pankart ya da şemsiye taşıyan tahta kalaslardan oluşan derme çatma barikatlara saldırdığı görüldü.

Dün geç saatlerde New York polisi UCLA’ya baskın düzenleyerek, bazıları bir akademik binayı ele geçirmiş olan onlarca Filistin yanlısı protestocuyu gözaltına aldı ve yaklaşık iki haftadır orada bulunan bir protesto çadırını dağıttı.

Hamas’ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine yönelik operasyonu ve ardından İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısı, 2020'deki ırkçılık karşıtı protestolardan bu yana ABD'deki en büyük öğrenci gösterileri dalgasını ortaya çıkardı.


Anket: Trump, Biden ile arasındaki farkı kapatıyor

Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Anket: Trump, Biden ile arasındaki farkı kapatıyor

Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

Reuters ve Ipsos tarafından gerçekleştirilen ortak bir anket, ABD Başkanı Joe Biden’ın önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimleri öncesinde eski Başkan Donald Trump'a karşı yüzde bir puanlık bir üstünlüğe sahip olduğunu gösterdi. Anket sonuçları, Trump’ın iş kayıtlarında tahrifat yapmakla ilgili olarak hakkında adli suçlamaların olduğu bir dönemde açıklandı.

İki gün süren ve dün sona eren ankete katılan seçmenlerin yaklaşık yüzde 40'ı, başkanlık seçimleri bugün olsa Demokrat Parti'nin adayı olan Başkan Biden'a oy vereceklerini söylerken, Cumhuriyetçi Parti'nin adayı eski Başkan Trump'a oy vereceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 39’du.

Oysa Reuters ve Ipsos tarafından 4-8 Nisan tarihleri arasında yapılan bir diğer ankette Biden, Trump'ın dört puan önündeydi. Anket, 5 Kasım seçimlerine altı ay kala, çoğu halen kararsız olan seçmenlerin oluşturduğu yaklaşık yüzde 3 puanlık bir hata payına sahipti.

Ankete katılanların yaklaşık yüzde 28'i kime oy verecekleri konusunda kararsız olduklarını ve çekimserlik de dahil olmak üzere başka seçeneklere yönelebileceklerini belirtti.

Ankete katılanların yüzde 8'i, bağımsız adaylardan biri olan aşı karşıtı aktivist Robert Kennedy Jr'ın Trump ve Biden ile birlikte oy pusulasında yer alması halinde ona oy vereceğini açıkladı.

Anketler adaylara verilen destekle ilgili önemli göstergeler olsa da az sayıda eyalet genellikle başkanlık seçiminin galibini belirleyen ABD Seçiciler Kurulu'nda (Electoral College) dengeyi değiştirebiliyor.

Öte yandan hem Biden hem de Trump, kıyasıya geçmesi beklenen yarış öncesinde önemli zorluklarla karşı karşıyalar.

Trump, nisan ayının büyük bir bölümünü kendisine karşı açılan dört ceza davasının ilkinin görüldüğü Manhattan'daki bir mahkeme salonunda geçirdi.

Biden (81) ise yaşıyla ilgili endişelerin yanı sıra İsrail'in Gazze'deki savaşına verdiği destek nedeniyle kendi partisi olan Demokrat Parti'den  bir kesimin ağır eleştiri oklarının hedefinde.


Baby Reindeer hayranları birbirlerine 2020 tarihli diziyi öneriyor

12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)
12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)
TT

Baby Reindeer hayranları birbirlerine 2020 tarihli diziyi öneriyor

12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)
12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)

Richard Gadd'ın Netflix hiti Baby Reindeer, izleyicilerin daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyor; hayranların birbirine önerdiği bir dizi hariç...

İskoç yazar ve başrol oyuncusu Richard Gadd'ın kendi gerçek hikayesinden uyarladığı dizi, Donny Dunn karakteriyle ısrarlı takipçisi (stalker) Martha Scott'ın ilişkisini konu alıyor.

İki dizi de gerçek olaylara dayanıyor

Dünyanın dört bir yanındaki izleyicileri büyüleyen Baby Reindeer'ı daha da etkili kılan şey, yaratıcısı ve başrol oyuncusu Gadd'ın yaşadığı gerçek olaylara dayanması. 

Dizinin otobiyografik anlatımı, komedyenin hayatının en zor anlarını yeniden canlandırdığı gerçeğiyle daha da yıkıcı hale geliyor.

Bu gibi diziler nadir olsa da Baby Reindeer'a fazlasıyla benzeyen etkileyici bir yapım daha var: Michaela Coel'in yarattığı ve başrolünde oynadığı BBC draması I May Destroy You.

Oyuncu ve yazar Coel, baş karakter Arabella'yı yaratırken kendi deneyimlerinden yola çıkmış ve cinsel saldırıya uğrayan bir yazar olarak yaşadıklarını anlatıyor.

"Bu benim de hikayem"

Coel, dizinin gösterime girdiği yıl olan 2020'de Jimmy Fallon'la yaptığı bir söyleşide, "Arabella karakterinde kendimden esinlendim, özellikle de başlangıçta" diyerek eklemişti:

O, bir yazar ve işine ara veriyor, bir şeyler içmek için dışarı çıkıyor. İçkisine ilaç katılıyor ve tanımadığı kişiler tarafından cinsel saldırıya uğruyor. Bu benim de hikayemdi... Ama dizi aynı zamanda çok daha fazlası hakkında.

Tıpkı Baby Reindeer gibi Coel'in dizisi de zaman zaman komik, bazen yıkıcı ve gerçek olaylara dayandığı için son derece etkileyici. Bu nedenle Baby Reindeer izleyicileri, diziyi beğnenlere bir diğer etkileyici drama olan I May Destroy You'yu öneriyor.

"Böyle hissettiren tek dizi"

Bir Reddit kullanıcısı, Gadd'ın "kırılganlığını ve çiğliğini" överken, bir diğeri de "I May Destroy You, bu diziye kadar izlediğim ve böyle hissettiren tek dizi" dedi. 

Üçüncü bir kişiyse ekledi: 

İkisi de benim için 10 numara 5 yıldız. Ve bu travmatik deneyimleri paylaşabilmek kolay olmasa gerek.

Başka bir izleyici de şöyle yazdı:

Richard Gadd'ın Baby Reindeer'ını izlerken Michaela Coel'in I May Destroy You'sunu hatırlayan biri olarak yalnız değilim.

Independent Türkçe, Dexerto, Reddit, Unilad, The Tonight Show Starring Jimmy Fallon


Donald Trump, Time'a konuştu: "İki devletli çözüm artık çok zor"

Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)
Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)
TT

Donald Trump, Time'a konuştu: "İki devletli çözüm artık çok zor"

Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)
Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump, ülkenin köklü haber dergisi Time'a verdiği söyleşide, tekrar seçilmesi halinde izleyeceği politikaları anlattı.

Time'ın politika editörü Eric Cortellessa'ya konuşan Trump, kasımda yapılacak başkanlık seçimlerini kazandığında birçok konuda daha agresif bir siyaset yürüteceğini belirtti.

Dün yayımlanan söyleşide Trump, Gazze savaşında iki devletli çözüme düşük ihtimal verdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: 

Bir zamanlar iki devletli çözümün işe yarayabileceğini düşünüyordum. Ancak bu artık çok ama çok zor görünüyor. Bunu başarmak gerçekten çok daha zor olacak.

Trump, seçilmesi durumunda İsrail'e gönderilen askeri yardımları durdurup durdurmayacağına yönelik soruyu yanıtlamazken, 7 Ekim saldırılarını önleyemeyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yöneltilen eleştirileri haklı bulduğunu söyledi. 

"Benim dönemimde terör yoktu. IŞİD'i yüzde 100 temizledik" diyen 77 yaşındaki siyasetçi, İran ve İsrail'in savaşa girmesi durumunda Tel Aviv yönetimini destekleyeceklerini de belirtti.

Meksika sınırından yasadışı yollarla ülkeye giren göçmenlerle ilgili sert önlemler alacağını söyleyen Trump, bu kişilerin sınırdışı edilmesi için Ulusal Muhafızları görevlendireceğini ifade ederek, "Eğer onlar beceremezse ordunun başka birimlerini devreye sokarım" dedi.

Cumhuriyetçilerin lideri, kayıtdışı göçmenler için "Bunlar sivil değil. Bunlar ülkemize yasadışı şekilde giren kişiler" ifadelerini de kullandı.

ABD'de radikal sağcılar ve Trump destekçileri, 6 Ocak 2021'de, 3 Kasım 2020 seçiminin sonuçlarının onaylanmasına yönelik oturumun düzenlendiği Kongre binasını basmıştı.

Trump, rakibi ABD Başkanı Joe Biden'a karşı kaybetmesi durumunda tekrar böyle bir senaryo yaşanabileceğini ima ederek şöyle konuştu: 

Bence kazanacağız. Tabii kazanamazsak durum değişir. Bu her zaman seçimin adil olup olmamasına bağlı.

Eski Başkan, Kongre baskınından suçlu bulunanlarla ilgili af çıkarmayı "kesinlikle değerlendireceğini" de sözlerine ekledi.

Trump, kürtaj uygulamalarını tamamen eyaletlerin insiyatifine bırakacağını ve Roe-Wade Kararı'nın iptalinden memnun olduğunu söyledi.

1973 tarihli karar, ülke genelinde kürtaj hakkını anayasal olarak garanti altına alıyordu. ABD Yüksek Mahkemesi, Haziran 2022'de kararı iptal ederek, konuyla ilgili kanunların düzenlenmesini eyaletlerin kontrolüne bırakmıştı. Bunun ardından ülke genelinde büyük protestolar patlak vermişti.

Trump, kürtaj yaptıran kadınlarla ilgili hukuki işlem başlatılmasına yönelik kararları eyaletlerin vermesini sağlayacağını belirterek "Benim böyle bir durumda rahatsızlık duyup duymamamın meseleyle ilgisi yok. Tüm yetkiler eyaletlerde olacak" dedi. Trump, federal çapta uygulanacak bir kürtaj yasağı getirip getirmeyeceğiyle ilgili soruyuysa yanıtlamadı.

Diğer yandan Biden'ın seçim kampanyası yöneticisi Julie Chavez Rodriguez, Trump'ın açıklamalarına ilişkin "Söyledikleri pek şüpheye yer bırakmıyor. Tekrar seçilirse tüm ülkede geçerli olacak bir kürtaj yasağı getirecek" dedi.

Independent Türkçe, Time, Axios, CNN, Times of Israel


ABD İsrail-Hamas ateşkesine şimdi ulaşmakta 'kararlı'

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (Reuters)
TT

ABD İsrail-Hamas ateşkesine şimdi ulaşmakta 'kararlı'

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken bugün İsrail ziyareti sırasında ABD'nin İsrail ile Hamas Hareketi arasında rehinelerin serbest bırakılması ve bir ateşkes anlaşmasına varılması konusunda ‘kararlı’ olduğunu açıkladı.

Blinken, Tel Aviv'de İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüşmesinde yaptığı açıklamada, “Bu zor zamanlarda bile ateşkese ulaşmaya, (Gazze’de tutulan İsrailli) rehineleri evlerine geri getirmeye ve bunu hemen yapmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.


Belgeler: Beyaz Saray Gazze'den bazı Filistinlileri mülteci olarak kabul etmeyi düşünüyor

ABD Başkanı Joe Biden (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden (AFP)
TT

Belgeler: Beyaz Saray Gazze'den bazı Filistinlileri mülteci olarak kabul etmeyi düşünüyor

ABD Başkanı Joe Biden (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden (AFP)

ABD’deki bazı resmi belgeler, Başkanı Joe Biden yönetiminin, Gazze Şeridi'nde savaş devam ederken bazı Filistinlileri mülteci olarak kabul etmeyi düşündüğünü ortaya koydu.

CBS News tarafından ulaşılan belgelere göre geçtiğimiz haftalarda ABD’nin resmi kurumlarından bazı üst düzey yetkililer, ABD’de doğrudan ABD vatandaşlığı ya da daimi oturma izni olan kişiler Gazze’deki yakınlarının ülkeye kabul edilmesine ilişkin bazı olası seçeneklerin detaylarını görüştüler.

Söz konusu belgelerde Gazze'den Mısır'a kaçan ve ABD’de yakınları olan Filistinlilerin ülkeye kabul edilmesi amacıyla ABD Mülteci Kabul Programının kullanılmasını öngören bir öneri tartışılıyor.

Belgelere göre ABD'li yetkililer, eğer ABD'de yakınları varsa Gazze dışından da Filistinlileri ülkeye mülteci olarak kabul etmeyi düşünüyorlar.

Belgelerde ABD’de yakınları olan Gazzelilerin ‘uygunluk, sağlık ve güvenlik’ gibi çeşitli kontrollerin ardından ABD'ye uçmaya ve mülteci statüsü almaya hak kazanacakları belirtiliyor. Mültecilik statüsü, kişilere ABD’de daimi ikamet izni almalarına ve konut bulmalarına yardımcı olmak ve ABD vatandaşlığına giden yolda önlerini açmak gibi yeniden yerleştirme avantajları elde etmelerini sağlıyor.

Bir Beyaz Saray sözcüsü Fox News kanalına yaptığı açıklamada, ABD’nin Gazze’de savaşın başlamasından bu yana bin 800'den fazla ABD vatandaşının ve ailelerinin Gazze'den ayrılmasına yardımcı olduğunu ve çoğunun ABD'ye geldiğini söyledi.

Sözcü, açıklamasını şöyle sürdürdü:

Başkan Biden'ın yönlendirmesiyle biz de yardım ettik. Ciddi sağlık sorunları olan ve kanser tedavisi gören çocuklar gibi özellikle durumu kritik olan kişilerin zarar görmemeleri ve bölgedeki yakın hastanelerde tedavi edilmeleri için yardım etmeye devam edeceğiz.

Sözcü ayrıca ABD'nin Filistinlilerin Gazze'den ya da Batı Şeria'dan zorla yerinden edilmesi ve Gazze Şeridi’nin sınırlarının yeniden çizilmesine yol açacak her türlü adımı kategorik olarak reddettiğinin altını çizdi.

Hamas tarafından yönetilen Gazze’deki Sağlık Bakanlığı tarafından aktarılan verilere göre Gazze'deki savaşta şimdiye kadar çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 34 binden fazla insan öldü.


‘Parçalanmış demokrasi’... Gazze Savaşı’nda Fransız üniversiteleri ne yaptı?

Fransız çevik kuvvet polisi, Pazartesi günü bir öğrenci oturma eylemini dağıtmak için Sorbonne Üniversitesi kampüsüne girmeye hazırlanıyor. (EPA)
Fransız çevik kuvvet polisi, Pazartesi günü bir öğrenci oturma eylemini dağıtmak için Sorbonne Üniversitesi kampüsüne girmeye hazırlanıyor. (EPA)
TT

‘Parçalanmış demokrasi’... Gazze Savaşı’nda Fransız üniversiteleri ne yaptı?

Fransız çevik kuvvet polisi, Pazartesi günü bir öğrenci oturma eylemini dağıtmak için Sorbonne Üniversitesi kampüsüne girmeye hazırlanıyor. (EPA)
Fransız çevik kuvvet polisi, Pazartesi günü bir öğrenci oturma eylemini dağıtmak için Sorbonne Üniversitesi kampüsüne girmeye hazırlanıyor. (EPA)

Fransa Başbakanı Gabriel Attal, altı ayı aşkın bir süredir devam eden ve en az 34 bin kişinin ölümüne neden olan Gazze Şeridi'ndeki katliamı protesto etmek için ABD'den Fransız üniversitelerine ve enstitülerine ulaşan öğrenci hareketine karşı yetkililerin sert tutumunu somutlaştırmak istiyor.

Endişe verici sayıdaki ölüme ek olarak on binlerce yaralı ve açlıktan ölüm gibi başlıkları olan bu insani kriz, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'i Gazze'yi İkinci Dünya Savaşı'nda tamamen yok edilen Alman şehirlerine benzetmeye sevk etti.

Attal geçtiğimiz Cumartesi günü, Paris'teki Siyasal Bilimler Enstitüsü'nde devam eden öğrenci gösterilerini ‘üzücü ve şok edici bir hareket’ olarak yorumlayarak, “Öğrencilerimize ve öğretim görevlilerimize kendi kurallarını dayatmaya çalışan aktif ve tehlikeli bir azınlığa tolerans gösterilmeyecektir” dedi.

ferth
Fransa Başbakanı Gabriel Attal, geçtiğimiz Cumartesi günü bir dizi yetkiliyle birlikte gerçekleştirdiği tur sırasında (AFP)

Sloganı ‘eğitim sektörüne güç ve prestij kazandırmak’ olan Başbakan, enstitü ve üniversitelerin kapatılmasını ve eğitimin engellenmesini eleştirerek, oklarını ‘siyasi güçlere’, özellikle de ‘çalışmaların devamını engellemeye çalışan azınlığın’ provokatörü olarak gördüğü Boyun Eğmeyen Fransa Partisi’ne (LFI) yöneltti.

Sorbonne Üniversitesi

Siyasal Bilimler Enstitüsü'nde yaşananlar tarihi Sorbonne Üniversitesi'ne de sıçradı ve onlarca öğrenci üniversitenin avlusunda oturma eylemi yaptı. Üniversite yönetimi güvenlik güçlerini çağırmadan önce oturma eylemini dağıtmak, çadırları kaldırmak ve protestocuları uzaklaştırmak için müdahale etti.

Yaygın olarak dolaşıma sokulan videolar polisin protestoculara karşı uyguladığı şiddeti gözler önüne serdi. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, güvenlik güçleri geldiğinde orada bulunan Sorbonne öğrencisi Louis Mazer şunları söyledi: “Birçok Amerikan üniversitesinde olduğu gibi biz de çadırlar kurduk. Filistin'de yaşananlar ve Gazze Şeridi'nde devam eden soykırım hakkında farkındalık yaratmak için elimizden geleni yapıyoruz. Polis hızla geldi, çadırları yıktı, öğrencileri yakalarından tutup yerlerde sürükledi. Bu kabul edilemez. Tamamen şok olduk.”

frgbthyn
Gazze yanlısı öğrenciler Pazartesi günü Paris'teki Sorbonne Üniversitesi önünde protesto gösterisi düzenledi. (EPA)

Üniversite kampüsünde yaşananları protesto etmek amacıyla Sorbonne'un dışında yüzlerce öğrenci, polis müdahalesini ve Gazze Şeridi'nde devam eden katliamı protesto eden spontane bir gösteri düzenlendi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bir polis kaynağı şiddet kullanıldığını reddederek, ‘tahliye işleminin sadece birkaç dakika sürdüğünü ve herhangi bir sorun yaşanmadan barışçıl bir şekilde gerçekleştirildiğini’ doğruladı.

Daha önce, günlerce süren öğrenci protestolarının ardından Siyasal Bilimler Enstitüsü yönetimi, öğrenci temsilcileriyle protestoculara karşı yasal işlemleri geri çekme ve Perşembe gününü Gazze'deki durumla ilgili bir diyaloğa ayırma konusunda anlaşmaya vararak kampüste polis müdahalesini önlemeyi başarmıştı.

Sorbonne Üniversitesi ve Siyasal Bilimler Enstitüsü öğrencileri, İsrail'in kınanması ve İsrail ile bu iki eğitim kurumu arasındaki iş birliğinin sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Fransa Ulusal Öğrenci Birliği, geçtiğimiz Pazartesi günü bir bildiri yayınlayarak üniversitelerde ‘yoğunlaştırılmış seferberlik’ çağrısında bulundu. Aşırı solcu LFI da destekçilerini eylemcilere destek vermeye ve katılmaya çağırdı.

Fransa Ulusal Öğrenci Birliği bir açıklama yayınlayarak ‘seferberlik’ çağrısında bulundu ve ‘kendilerini susturma girişimleri’ olarak nitelendirdiği bu durumu kınamak için ‘meşru’ gördükleri tüm yöntemlere başvuracaklarını duyurdu.

Yargıya başvurmak

Öğrencilerin sesini bastırmak ve kampüslerde protestoların genişlemesini önlemek için güvenlik güçlerinin kullanılmasına paralel olarak, Gazze'ye destek açıklamalarını caydırmak için kullanılan bir başka araç daha var: mahkemeye gitmek ve şikâyette bulunmak.

Sayıları onlarca olan bu şikayetler iki ana suçlama etrafında dönüyor: ‘terörizmi yüceltmek ve antisemitizm’. Söz konusu suçlama ve şikayetlere üç kuruluş öncülük ediyor: Avrupa Yahudi Örgütü, Fransa'daki Yahudi Kurumları Temsil Konseyi ve Fransız Yahudi Gençliği.

Davaların boyutunu göstermek için geçtiğimiz Ekim ayından bu yana ‘terörizmi yüceltmek’ ya da ‘antisemitizm’ suçlamasıyla 386 dava açıldığını belirtmek yeterli olacaktır.

LFI parlamento grubu başkanı Mathilde Panot dün (Salı), yaklaşık yedi ay önce, 7 Ekim'de yaptığı ve Hamas'ın yaptıklarını ‘Filistin güçlerinin silahlı saldırısı’ olarak nitelendirdiği bir açıklamaya dayanılarak Avrupa Yahudi Örgütü tarafından ‘terörizmi yüceltme’ suçlamasıyla Paris'teki Kriminal Polis Müdürlüğü merkezine geldi.

gbfthn ht
Boyun Eğmeyen Fransa Partisi (LFI) parlamento grubu başkanı Mathilde Panot, dün (Salı) ifade vermeden önce açıklamalarda bulunuyor. (AFP)

Aynı gün Filistin asıllı Fransız avukat Rima Hasan, Le Crayon dergisine verdiği ve Hamas'ın yaptıklarını ‘meşru bir eylem’ olarak nitelendirdiği röportaj nedeniyle benzer bir suçlamayla ifade vermeye çağrıldı.

Avrupa Parlamentosu seçimleri için LFI listesinden aday olan Rima Hasan, bu iddiaya yanıt olarak ‘açıklamasının bağlamından koparıldığını’ ve hangi taraftan gelirse gelsin ‘terörizmi’ doğal olarak kınadığını söyledi. Panot ifade vermeye gitmeden önce, yüzlerce protestocu Panot'un ifade vermeye çağrılmasını ve uygulanan siyasi sansürü kınamak üzere toplandı. Panot yaptığı kısa konuşmada, “Hangi demokraside siyasi aktivistlere ve sendikacılara karşı terörle mücadele yöntemleri kullanılır?” diye sordu.

İsrail lobisi

Panot, “Beni ve diğerlerini ‘terörizmi yüceltmek’ ve ‘antisemitizm’ suçlamalarıyla kovalayan İsrail yanlısı kuruluşlara, açtıkları davaların bizi susturamayacağını söylemek istiyorum” dedi.

Rima Hasan da ‘Gazze katliamları’ olarak tanımladığı olaylara atıfta bulundu. Ünlü Fransız-Yahudi avukat Gisele Halimi'nin bir zamanlar söylediği “Dünya Holokost'un barbarlığın mutlak sonu olacağını ummadı mı?” ifadesini aktararak Gazze Şeridi'nde yaşananların da benzer bir Holokost olduğunu ima etti.

fvgtyhn
Filistin asıllı Fransız avukat Rima Hasan, dün (Salı) Boyun Eğmeyen Fransa Partisi (LFI)  tarafından düzenlenen bir mitingde konuşuyor. (AFP)

Eski cumhurbaşkanı adayı ve LFI lideri Jean-Luc Melenchon, 23 Nisan'da X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, bazı isimlerin ifade vermeye çağrılmasını “Gazze'deki katliamı korumak için tasarlanmış, Fransız demokrasi tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olay” olarak nitelendirdi.

Melenchon'un kendisine de Rima Hasan'ın katılımıyla Lille kentinde düzenlenmesi planlanan basın toplantısından iki kez menedildiğinde yaptığı açıklamalar nedeniyle Eğitim Bakanı’nın talebi üzerine soruşturma açıldı.

Melenchon dün X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Rima Hasan’a atıfta bulunarak “Fikirleri nedeniyle polis soruşturması altında olan bir aday var. Fransız demokrasisi paramparça olmuş durumda ve dünya bize hayretle bakıyor” ifadelerini kullandı.

En büyük iki topluluk

LFI, muhalifleri tarafından Gazze savaşını istismar etmek ve ‘seçimlerde oy toplamak amacıyla’ Filistinlilerin yanında yer almakla suçlanıyor. Aşırı sağ ve geleneksel sağ, eski Başbakan Edouard Philippe'in lideri olduğu Ufuklar Partisi ve eski bakan François Bayrou'nun lideri olduğu Demokratik Hareket ile birlikte partiyi en çok eleştirenler arasında yer alıyor.

Her seçim döneminde Melenchon ve partisine yönelik saldırılar yoğunlaşıyor. Sağ kesim, eleştirmenlerin iddia ettiği gibi özellikle büyük şehirlerin banliyölerindeki göçmenlerin, onların çocuklarının ve Müslümanların oylarını çekmeye çalışan LFI’yı ‘solcu-İslamcı ittifak’ olarak adlandırmayı seviyor.

LFI, Haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri için Gazze'deki Filistinlilerin savunulmasını, kampanyasının ana odağı haline getirdi. Gazze savaşı, Batı Avrupa'daki en büyük Müslüman ve Yahudi topluluklarının yaşadığı Fransa'da son derece bölücü bir nitelik taşıyor.

Savaşın başlangıcında Fransız yetkililer kamu düzenini bozacağı endişesiyle Filistin yanlısı gösterileri yasaklamıştı. Ancak mahkeme kararları hükümetin kararlarını bozdu. O tarihten bu yana her Cumartesi başkent sokaklarında ve birçok Fransız şehrinde gösteriler düzenleniyor.


İran milyarder Babek Zencani'nin idam cezasını iptal etti

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

İran milyarder Babek Zencani'nin idam cezasını iptal etti

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Yaklaşık 8 yıldır idam cezasıyla yargılanan İranlı ünlü milyarder iş insanının cezası 20 yıl hapse çevrildi.

48 yaşındaki Babek Zencani, ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delmek için petrol bakanlığına ait paraları zimmetine geçirmek de dahil bir dizi suçtan 2016'da suçlu bulunmuş ve idama mahkum edilmişti.

İran yargısı, af talebinin Yargı Erki Başkanı ve bu tür davalarda son sözü söyleyen ülkenin yüce lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından onaylandığını açıkladı.

Iran International'ın, Yargı Sözcüsü Asghar Cihangir'e atfederek aktardığına göre; Zencani'nin hapiste geçirdiği son yıllarda yurtdışındaki malvarlığının bulunması için yargıyla işbirliği yapmayı kabul etmesi ve böylece tüm paranın hükümete iade edilmesinin ardından bu af çıkarıldı.

Zencani'nin cezasının hafifletilmesi kararı, ABD'nin yıllardır ülkeye uyguladığı yaptırımların ardından İran hükümetinin gelir elde etme çabalarına işaret ediyor olabilir. 

İran'ın en zengin iş insanlarından Zencani, 2013'te dönemin Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani tarafından şirketleri aracılığıyla milyarlarca dolarlık petrol gelirini sakladığı suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Zencani'nin yaklaşık 13,5 milyar dolar serveti olduğu ve kozmetikten otelciliğe, petrolden bankacılığa kadar uzanan 60'tan fazla şirketin yer aldığı bir ağı kontrol ettiği söyleniyordu.

Devletin 2,7 milyar dolar tutarındaki parasını alıkoymakla suçlanan Zencani, ülkenin ceza kanunu kapsamındaki suçların en ağırı "yeryüzünde fesat çıkarmak"tan suçlu bulunmuştu.

Kendi ifadesine göre Zencani, Türkiye'den Malezya ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne uzanan şirketler ağı aracılığıyla yıllarca milyarlarca dolarlık petrol anlaşmaları düzenlemiş. İş insanı, İran'daki bir dergiye verdiği röportajda, 10 milyar dolarlık bir servet elde etse de borcunun da bu miktara yakın olduğunu söylemişti. 

İran'ın kamuoyunca bilinen zengin iş insanlarından Zencani, İran hükümetinin yurtdışına petrol satmak için bazı engelleri aşmasını sağlamadaki rolü nedeniyle uluslararası yaptırımlarla karşı karşıya kalmıştı. Bunlar arasında Aralık 2012'de Avrupa Birliği'nin ve Nisan 2013'te ABD'nin yaptırımları da bulunuyor.

İran, 2014'te milyarder iş insanı Mahafarid Emir Hüsrevi'yi 2,6 milyar dolarlık devlet bankası dolandırıcılığından hüküm giydikten sonra idam etmişti. 
Independent Türkçe


Gazze müzakerelerinde Netzarim Koridoru’na Arap güçlerinin konuşlandırılması önerildi

İsrail, askerlerini Netzarim Koridorundan çekmede esneklik gösterdi (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
İsrail, askerlerini Netzarim Koridorundan çekmede esneklik gösterdi (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Gazze müzakerelerinde Netzarim Koridoru’na Arap güçlerinin konuşlandırılması önerildi

İsrail, askerlerini Netzarim Koridorundan çekmede esneklik gösterdi (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
İsrail, askerlerini Netzarim Koridorundan çekmede esneklik gösterdi (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Aişe

Hamas üyelerinin Gazze'nin kuzeyine geçmesini engellemek için Gazze'ye Arap güçlerinin konuşlandırılmasını öngören barışı koruma planı çerçevesinde Mısırlı birlikler konuşlandırılacak.

İsrail ve Hamas Hareketi’nin Gazze’de ateşkes için bir çerçeve anlaşmaya varmış olabileceğine dair çıkan haberlerin ardından Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehrinde gayri resmi çadırlarda yaşayan yaklaşık 1,5 milyon yerinden edilmiş Gazzelinin kuzeydeki evlerine dönmelerine izin verilmesi bekliyor.

Mısır'ın Arap Altılısı’nın desteğiyle üzerinde çalıştığı ateşkes anlaşması üç aşamadan oluşuyor. Ancak Gazzeliler en çok, evleri ve konutları yıkılan yerinden edilmiş Gazzelilerin Gazze Şeridi'nin kuzeyine geri dönmesine izin verilmesi kararıyla ilgileniyorlar.

Ancak yerinden edilenler, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'ni ikiye bölen ve yerinden edilenlerin geri dönüşünü engelleyen ‘Netzarim Koridoru’ (749 nolu otoyol) adında askerlerin konuşlandırıldığı bir yol inşa etmesinin ardından kuzeydeki evlerine dönmeleri için hangi mekanizmaların hayata geçirileceğini öğrenmek istiyorlar.

Müzakerelerde düğüm çözülmeye başladı

Savaşın başında İsrail, Gazze’nin kuzey sakinlerine mahallelerini boşaltmalarını ve güneye gitmeleri talimatı verdi. Yaklaşık 1,5 milyon kişi bunun üzerine güneye gitti. İsrail ordusu, yerlerinden edilen Gazzelilere, ancak şiddetli çatışmalar sona erdiğinde ve Hamas ortadan kaldırıldığında geri dönmelerine izin verileceğini bildirdi.

İsrail, yaklaşık beş ay süren çatışmaların ardından Gazze'nin kuzeyini Hamas Hareketi’nden temizlediğini ve ağır silahlarla çatışma döneminin sona erdiğini duyurdu, ancak yerinden edilen Gazzeliler, evlerine dönmelerine izin vermedi.

trg5jy
Hamas Hareketi, Arap güçlerinin Gazze Şeridi'nde konuşlandırılmasını kabul etti (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Yerinden edilen Gazzelilerin geri dönüşü meselesi, Hamas’ın ateşkes ve esir takas anlaşmasına varmak için şart koşması ve İsrail’in bunu reddetmesi nedeniyle son dört aydır arabulucular tarafından yürütülen tüm müzakerelerde bir engele dönüştü ve savaşı geçici olarak da olsa durduracak bir anlaşmaya varılmasını engelledi.

Mısır'ın İsrail ve Hamas Hareketi arasında doğrudan yaptığı arabuluculuk sayesinde Tel Aviv, yerinden edilenlerin Gazze Şeridi’nin kuzeyine geri dönmelerini kabul etti. Ancak geri dönüşler sırasında Gazzelilerin geçeceği yollar üzerinde İsrail askerlerinin olması endişe yarattı.

Arap ülkelerinin yerinden edilen Gazzelilerin güvenli olarak geri dönmeleri çabaları

İsrail sık sık askerlerinin yerinden edilenlerin geri dönüşleri sırasında üstlerinin ve eşyalarının aranması süreçlerini yerinde gözlemleri istediğini belirtti. Fakat Hamas Hareketi, Filistin halkı için küçük düşürücü ve aşağılayıcı bulduğu bu teklifi reddetti.

Hamas, Netzarim Koridoru’nun açılmasını ve Gazzelilerin kuzeye özgürce dönmesine izin verilmesini istedi. İsrail ise bu meseleye temkinli yaklaşıyor. Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığına göre İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, yaptığı bir açıklamada “Hamas üyelerinin Gazze Şeridi'nin kuzeyine topluca geri dönmesinden endişeliyiz. Çünkü bu, Hamas yönetiminin Gazze Şeridi'nin tamamında geri gelmesi anlamına gelecektir” dedi.

Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kamil, Gazze’de yerinden edilenlerin aralarında Hamas üyeleri olmadan geri dönüşleri meselesini çözmek için, Mısır'ın Gazze'de ateşkesle ilgili planının detaylarını görüşmek üzere güvenlik yetkililerinden oluşan bir heyetin başında İsrail'e gitti.  Heyet yaptığı görüşmelerde ateşkes anlaşmasının şartlarını, İsrail ordusunun Netzarim Koridoru’ndan çekilmesini ve Gazze'deki ana yollarda hareket özgürlüğünün sağlanmasını içerecek şekilde genişletti.

Gazzelilerin kuzeye geri dönüşünü düzenleyecek profesyonel bir heyet

Mısır'ın görüşüne göre sadece yerinden edilen sivillerin kuzeye girmesine izin verilmesi ve bunun için de geri dönenlerin üstlerinin ve eşyalarının aranması ve güvenlik kontrolünden geçirilmeleri gerekiyor. Bunun için de bu görevi denetleyecek kurum ve bunu yerine askeri güçlerin olması gerekiyor.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN tarafından aktarıldığına göre Tel Aviv, Hamas ile bir çerçeve anlaşmasına yapmakla ilgilendiğinden yerinden edilen Gazzelilerin kuzeye geri dönüşünü kabul ederken ordu güçlerinin Netzarim Koridorundan geri çekilmesi konusunda da esneklik gösterdi.

Hamas Hareketi’nin müzakere heyeti, ateşkes ve esir takası anlaşmasıyla ilgili görüşmelerde ve incelemelerde bulunmak üzere Mısır'ın başkenti Kahire'den ayrılırken İsrail’in müzakere heyeti, yerinden edilenlerin geri dönüşü anlaşmasına son rötuşların yapılması ve anlaşmadaki boşlukların doldurulması amacıyla Mısır'a geldi.

fdbrg
İsrail, Gazze’nin kuzey sakinlerinden mahallelerini boşaltmalarını ve güneye gitmelerini istedi  (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İsrail’in müzakere heyeti, ağırlıklı olarak profesyonellerden oluşuyor. İstihbarat teşkilatları Şin Bet ya da Mossad’ın başkanları heyette yer almıyor. İsrail heyeti, Gazze Şeridi’nin güneyinden kuzeyindeki evlerine dönen yerinden edilenlerin Mısır güçleri tarafından aranacağı ve İsrail'in de denetim sürecini görüntü sağlayıcılar aracılığıyla izleyeceği bir öneri geliştirmeye çalışıyor.

Öneriye göre Mısır güçleri Netzarim Koridoruna konuşlanacak ve üç noktada geri dönen Gazzelilerin üzerleri ve eşyaları aranacak. İsrail böylece Hamas'a önemli bir taviz verdirmiş ve Hamas üyelerinin Gazze Şeridi’nin kuzeyine geçmesini engelleme hedefine ulaşmış oldu.

Önerinin ayrıntıları

İslami Cihad Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed el-Hindi tarafından açıklanan önerinin detaylarına göre İsrail ordusu, Netzarim Koridorundan önce kıyı şeridinden Selahaddin Caddesi'ne kadar, iki hafta sonra Selahaddin Caddesi'nden İsrail sınırına kadar olmak üzere iki aşamada çekilecek.

Hindi, Arap güçlerinin Gazze'ye konuşlandırılmasından bahsetmezken konuyla ilgili açıklama Hamas’tan geldi. Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Basim Naim, yaptığı açıklamada “İsrail güçlerinin tamamen çekilmesiyle birlikte vatandaşların Gazze Şeridi'ndeki mahallelerine dönmesini istiyoruz. İsrail’e ve ordusuna hizmet etmek için değil, Filistin halkına yardım etmek için Arap güçlerinin Gazze’ye konuşlandırılması önerisini memnuniyetle karşılıyor ve buna karşı çıkmıyoruz” ifadelerini kullandı.

Hamas Hareketi, Arap güçlerinin Gazze’ye konuşlandırılması önerisini memnuniyetle karşıladı

Arap güçlerinin Gazze’ye konuşlandırılması da dahil olmak üzere çeşitli seçeneklerin ve önerilerin ortaya konduğunu söyleyen Naim, “Bu çözümlerin pratik olmadığını ve başarılı olamayacak alternatifler olduğunu düşünmemize rağmen bunu memnuniyetle karşıladık” dedi.

Aslında Arap güçlerinin Netzarim Koridoruna konuşlandırılması, bu güçlerin barışı korumak üzere Gazze'de konuşlandırılmalarının ilk adımı olacak. İsrail tarafından ortaya atılan bu öneri, ABD ve uluslararası taraflarca desteklendi. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun onayından sonra öneri üzerinde çalıştı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Ortadoğu turu sırasında yanında taşıdığı ve Arap Altılısı  Dışişleri Bakanları toplantısında sunduğu Gazze'de barış gücü konuşlandırılmasını öngören plana göre hukukun üstünlüğünün korunması ve savaşın sona ermesinden sonra güvenlik boşluğu oluşmaması ve kaos yaşanmaması amaçlanıyor. Ayrıca Filistinli bir teknokrat hükümetin Gazze'deki Hamas rejimine alternatif bir hükümet sistemi inşa etmesine ve yardımların ulaştırılmasına uygun ortam oluşturulması hedefleniyor.

Askeri analist Tümgeneral Celal Ebu Şehab, Gazze'de bir Arap barış gücünün konuşlandırılmasını iyi bir plan olarak nitelendirdi.  Ebu Şehab, Hamas'ın yeniden toparlanmasını engelleyecek bir güç isteyen ABD başta olmak üzere planın uluslararası tarafların desteğini aldığını vurguladı.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.