ABD Senatosu, İç Güvenlik Bakanı Mayorkas aleyhindeki azil maddelerini reddetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD Senatosu, İç Güvenlik Bakanı Mayorkas aleyhindeki azil maddelerini reddetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Demokratların çoğunlukta olduğu ABD Senatosu, "ülkenin güney sınırında güvenliği sağlayamadığı" suçlamasıyla azli istenen İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas aleyhindeki iki azil maddesini reddetti.

ABD Senatosu Genel Kurulunda yapılan iki ayrı oylamada Demokratlar, Mayorkas'ın azlini öngören maddelerin "yargılama duruşmasına geçilmeden" reddedilmesini sağladı.

Temsilciler Meclisinin daha önce kabul ederek gönderdiği ve Mayorkas'ın görevinden azlini talep eden maddeleri ele almak üzere yemin ederek toplanan Genel Kurul, Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasında tartışmalara sahne oldu.

"ABD-Meksika sınırında güvenliği sağlayamadığı" iddiasıyla Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisindeki azil oylamasında iki farklı başlıkta suçlanan Mayorkas'ın azlini talep eden maddeler Senato'da okundu.

Genel Kurulda ayrı ayrı oylanan iki azil maddesinin ilkine ilişkin oylamada, Cumhuriyetçilerin 48 evet oyuna karşılık Demokratların 51 hayır oyu ile Mayorkas hakkındaki ilk madde reddedildi.

Daha sonra ikinci azil maddesiyle ilgili yapılan oylamada ise 49 evet oyuna karşılık 51 hayır oyu ile ikinci madde de reddedilmiş oldu.

- Demokratlar ve Cumhuriyetçiler birbirini suçladı

Demokrat Çoğunluk Lideri Chuck Schumer, oturumların başında yaptığı konuşmalarda, Mayorkas aleyhindeki azil maddelerinin reddedilmesi için çağrıda bulundu ve kapsamlı duruşmaya geçilmesine gerek olmadığını savundu.

Schumer, azil konusunun siyasi bir araç olarak kullanılmaması gerektiğini belirterek, bu konuda Cumhuriyetçileri suçladı. Mayorkas'ın ağır bir suç veya kabahat işlemediğini savunan Schumer, maddelerin en hızlı şekilde oylanması gerektiğini ifade etti.

Schumer'in bu çağrısına itiraz eden Cumhuriyetçi senatörler ise kapsamlı yargılamanın yapılacağı duruşmalara geçilmesi gerektiğini savundu.

ABD Temsilciler Meclisi, şubat ayında kabul edilen ve İç Güvenlik Bakanı Mayorkas'ın "ülkenin güney sınırında güvenliği sağlayamadığı" iddiasıyla görevinden azlini öngören azil maddelerini dün resmen Senato'ya göndermişti.

Senato'da Mayorkas'ın yargılama sonucunda suçlu bulunup görevinden alınabilmesi için en az 3'te 2 çoğunluğun "evet" oyu kullanması gerekiyordu.

Eski ABD Başkanı Donald Trump, biri 2019 yılında Ukrayna ile ilişkiler konusunda, diğeri 2021 yılında Kongre baskını konusunda iki kez Temsilciler Meclisi'nde azil istemiyle suçlanmış, her iki konuda da Senato'daki yargılamalarda aklanmıştı.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.