İsrail Gazze’deki tüp bebek merkezini vurdu: 5 bin embriyo yok oldu

Merkez, çocuk sahibi olamayan yüzlerce Filistinli çiftin son umuduydu. Merkezin kurucusu: “(Bu çiftlerin) başka şansları olmayacak!”

Çocuk sahibi olmak için tedavi masraflarını mücevherlerini ve mallarını satarak ödeyen çiftler vardı (Reuters)
Çocuk sahibi olmak için tedavi masraflarını mücevherlerini ve mallarını satarak ödeyen çiftler vardı (Reuters)
TT

İsrail Gazze’deki tüp bebek merkezini vurdu: 5 bin embriyo yok oldu

Çocuk sahibi olmak için tedavi masraflarını mücevherlerini ve mallarını satarak ödeyen çiftler vardı (Reuters)
Çocuk sahibi olmak için tedavi masraflarını mücevherlerini ve mallarını satarak ödeyen çiftler vardı (Reuters)

Kapakları açık haldeki sıvı nitrojen tanklarından birinin dibinde, yok edilen embriyoların olduğu küçük ve renkli cam tüplerle dolu bir sepet vardı.

İsrail, 2023 aralığında Gazze Şeridi’nin en büyük embriyo merkezi olan Al Basma IVF isimli doğum merkezini vurduğunda, şiddetli patlama sonucu embriyo ünitesinin bir köşesinde bulunan ve sıvı nitrojen içeren beş tankın kapakları yerinden söküldü.

Nitrojenin buharlaşmasıyla dolapların içindeki sıcaklık arttı ve 4 binden fazla embriyo ile henüz döllenmemiş bin sperm ve yumurta örneği yok oldu.

Tek seferlik bir patlamaydı, ancak çok büyük bir tahribata yok açtı. İsrail'in yaklaşık 2,3 milyon insanın yaşadığı Gazze Şeridi'ne yönelik altı ayı aşkın bir süredir devam eden askeri operasyonunun görünmeyen bedellerinden sadece biriydi.

5 bin can

Nitrojen tanklarındaki bu embriyolar, çocuk sahibi olmakta sorun yaşayan yüzlerce Filistinli çiftin son umuduydu.

Cambridge mezunu jinekolog ve kadın doğum uzmanı Bahaddin Galayini (73), Al Basma Tüp Bebek Merkezi’ni 1997 yılında kurmuştu. Dr. Galayini, kurucusu olduğu Al Basma Tüp Bebek Merkezi’ni vurulmasıyla ilgili olarak “Bu 5 bin canın ne anlama geldiğini ve ebeveynleri için geçmişte ve gelecekte ne demek olduklarını çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.

5th5y
Tek seferlik bir patlamaydı, ancak çok büyük bir tahribata yok açtı ve savaşın görünmeyen bedellerinden sadece biriydi (Reuters)

Merkeze başvuran çiftlerin en az yarısının, artık döllenebilir sperm ya da yumurta üretmeyecek durumda olmalarından dolayı çocuk sahibi olmak için başka bir şansları olmayacağını vurgulayan Dr. Galayini, “Kalbim milyonlarca parçaya bölündü” dedi.

İsrail ordusunun basın ofisi dün Reuters'ın olayla ilgili sorusu üzerine haberlerin araştırıldığı yanıtını verdi.

Tel Aviv, Gazze’de sivil altyapıyı kasıtlı olarak hedef aldığı iddialarını reddederken Gazze’deki tıbbi tesislerde Hamas üyelerini faaliyet gösterdiğini iddia ediyor.

Dayanılmaz

Saba Caferavi için üç yıl süren tüp bebek tedavisi aynı zamanda zorlu bir psikolojik sınavdı. Yumurtalıklarından örnek alma süreci acı vericiydi ve hormon iğnelerinin güçlü yan etkileri olmuştu. İki kez tekrarlanan başarısız gebe kalma girişiminin neden olduğu keder ise dayanılmazdı.

Saba (32) ve eşi, doğal yollardan çocuk sahibi olamadıkları için Gazze Şeridi'nde yaygın olarak başvurulan tüp bebek tedavisini denemeye karar verdiler.

Filistin Merkezi İstatistik Bürosu'nun (PCBS) verilerine göre Gazze'de genellikle büyük aileler bulunuyor ve nüfusun neredeyse yarısını 18 yaşın altındakiler oluşturuyor. Aynı veriler, Gazze’deki doğurganlık oranının kadın başına 3,38 gibi yüksek bir seviyede olduğunu gösterirken, İngiltere'de bu oran 1,63’tür.

Gazze Şeridi'ndeki yoksulluğa ve tüm imkansızlıklara rağmen gebe kalmakta zorlanan çiftlerin tüp bebek tedavisine başvurduklarını söyleyen Dr. Galayini, çiftlerin çocuk sahibi olabilmek için televizyon gibi ev eşyalarını ya da mücevherlerini satarak tedavi masraflarını karşıladıklarını belirtti.

Gazze Şeridi'nde en az dokuz klinikte, tüp bebek (IVF) tedavisi uygulanıyor. Kadından alınan yumurtalar ve erkekten alınan spermler bu merkezlerde döllendirilerek kadınların doğuma uygun hale gelecekleri zamana kadar donduruluyorlar. Gazze'deki dondurulmuş embriyoların çoğu Al Basma Tip Bebek Merkezi'nde saklanıyordu.

Sevincim kursağımda kaldı

Geçtiğimiz yıl eylül ayında ilk başarılı tüp bebek denemesinde gebeliği başlayan Saba, “7 Ekim saldırısında duyduğum haberlere inanamadım” dedi.

Hamas, Saba’nın ilk ultrasonundan iki gün önce İsrail’e karşı Aksa Tufanı Operasyonu’nu gerçekleştirdi ve İsrail istatistiklerine göre saldırı sonucunda bin 200 kişi öldü, 253 kişi rehin alındı.

Hamas'ı yok etmeye ant içen İsrail'in Gazze'ye başlattığı geniş çaplı saldırıda ise Gazze'deki sağlık yetkililerine göre 33 binden fazla Filistinli öldürüldü.

Saba endişeliydi ve hamileliğine ve bebeğine bir şey olmasından korkuyordu.

sdergth
İsrail ordusunun basın ofisi olayla ilgili soruya haberlerin araştırıldığı yanıtını verdi (Reuters)

Saba, ultrasona giremezken Dr. Galayini, Saba için beş embriyonun daha saklandığı kliniğini kapatmak zorunda kaldı.

İsrail saldırıları yoğunlaştıkça, merkezdeki uzmanlardan Muhammed Acur, bu beş embriyonun saklandığı tanktaki sıvı nitrojen seviyeleri konusunda endişelenmeye başladı. Her bir tanktaki sıcaklığı eksi 180 santigrat derecenin altında tutmak için tankların her ay yeniden nitrojenle doldurulması gerekiyor. Bununla birlikte tanklar elektriksiz çalışıyor.

Dinlenmesi gerekiyordu, ama..

Fakat savaşın patlak vermesinin ardından Acur, sadece bir parti sıvı nitrojen satın alabildi. Çünkü İsrail, Gazze'ye sağlanan elektriği ve giren yakıtı kesti. Tedarikçilerin çoğu iflas etti.

İsrail tankları geçtiğimiz ekim ayı sonlarında Gazze'ye girdiğinde, askerler tüp bebek merkezinin çevresindeki sokakları kapattı. Bu yüzden Acur, embriyoların saklandığı tankları incelemeye gitmesi tehlikeli bir hal aldı.

fergth
Çocuk sahibi olmakta zorlanan çiftler, Gazze’deki yoksulluğa ve imkansızlıklara rağmen tüp bebek tedavisine başvuruyorlar (Reuters)

Saba son derece hassas olan gebeliğini koruyabilmek için dinlenmesi gerektiğini biliyordu ama güvenli hiçbir yer yoktu. Bir binanın altıncı katında olan evine çıkmak için merdivenleri kullanması gerekiyordu, çünkü elektrik kesintisi nedeniyle asansör çalışmıyordu. Yandaki binayı yerle bir eden bir bombanın patlaması sonucu dairesinin camlarını kırılan Saba, yiyecek ve su bulmakta da zorlanıyordu.

Saba’nın dinlenmesi gerekiyordu, ama o kadar endişeli ve korkmuş hissediyordu ki bebeğini kaybedeceğine dair belirtiler görülmeye başladı.

Eşiyle birlikte evlerini terk edip güneye, Han Yunus’a gitmek zorunda kalan Saba'nın küçük bir kanama geçirdi, fakat korkulan olmadı.

Ardından eşiyle birlikte 12 Kasım'da Mısır'a geçen Saba, başkent Kahire'deki bir tıp merkezinde ultrasona girdi. Çift burada ikiz bebekleri olacağını öğrendi. Ancak birkaç gün sonra Saba, sancılandı. Ardından kanaması olan Saba, karnında ani bir kayma hissiyle hastaneye gitti. Ne yazık ki düşük çoktan başlamıştı. Saba, “Şu an bile hastanedeki çığlıklarımın ve ağlamalarımın sesi kulaklarımda. Bebeklerimin acısı dinmedi” ifadelerini kullandı.

Saba, savaşın tüm hızıyla devam ettiği Gazze’ye dönmek, dondurulmuş embriyolarını almak ve tekrar tüp bebek tedavisini denemek istiyordu, ama artık çok geçti.

Bir İsrail füzesinin hedef aldığı merkezin zemin kattaki embriyo laboratuvarının havaya uçtuğunu söyleyen Dr. Galayini, laboratuvarın kasıtlı olarak hedef alınıp alınmadığı bilinmediğini, ancak merkezdeki tüm embriyoların kaybedildiğini belirterek “Tek bir füzeyle 5 bin cana kıyıldı” dedi.

Bölgeden haber yapan bir Reuters muhabiri, tüp bebek merkezinin halen enkaz halinde ve İsrail saldırısı sonucu tahrip olmuş laboratuvar malzemeleriyle dolu olduğunu, molozlar arasında kapakları açık halde sıvı nitrojen tankları gördüğünü aktardı. Muhabir, tanklardan birinin dibinde, yok edilen embriyoların olduğu küçük ve renkli cam tüplerle dolu bir sepetin olduğunu da sözlerine ekledi.



Senatör Risch, Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan, küresel güvenlik ve ekonominin geleceğinde kilit bir rol oynuyor

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ı karşılıyor, 13 Mayıs 2025. (Reuters)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ı karşılıyor, 13 Mayıs 2025. (Reuters)
TT

Senatör Risch, Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan, küresel güvenlik ve ekonominin geleceğinde kilit bir rol oynuyor

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ı karşılıyor, 13 Mayıs 2025. (Reuters)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ı karşılıyor, 13 Mayıs 2025. (Reuters)

Önde gelen Cumhuriyetçi Senatör Jim Risch, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Beyaz Saray ziyaretinin önemini “Suudi Arabistan, küresel güvenlik, ekonomi ve barışın geleceğinde stratejik bir ortak ve kilit bir aktördür” ifadesiyle özetledi.

Ziyaretle eş zamanlı olarak Şarku'l Avsat, mevcut ve eski ABD yetkililerinin beklenen ekonomi, güvenlik, siyaset ve savunma sonuçları hakkındaki görüşlerini aldı.

ABD yönetiminin hazırlıkları, Washington'un Suudi Arabistan ile çeşitli alanlarda ilişkileri ilerletmeye verdiği önemi yansıtıyor.

Bölgesel istikrar

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Jim Risch, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, “Ortadoğu'nun son birkaç yılda önemli ölçüde değişmesi ve bölgenin yeni bir rota çizmesiyle, Suudi Arabistan birçok konuda önemli bir lider olacak” dedi.

hy
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Jim Risch (Arşiv)

Risch, şu anda normalleşmenin zorluğunu ve karmaşıklığını kabul etmekle birlikte, bu adımın ‘içinde bulunulan fırsat anını kalıcı bir refah dönemine dönüştürebileceğini’ düşünüyor. Bu, Riyad'ın Filistin devletinin kurulması için bir çözüm bulunana kadar normalleşmenin müzakere masasında yer almayacağını ısrarla vurguladığı bir dönemde geliyor.

cvfdg
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) eski Komutanı General Joseph Votel, 2016 yılında Senato oturumunda konuşuyor. (Getty Images)

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) eski Komutanı General Joseph Votel ise bu ziyareti ‘ABD'nin Ortadoğu'da halen hayati ulusal güvenlik çıkarları olduğunu’ gösteren bir işaret olarak değerlendirdi. Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın ‘önemli bir bölgesel ortak’ olduğunu belirterek, ‘bu ziyaretin dünyanın çok önemli bir bölgesinde bölgesel istikrarı teşvik etmeye yönelik bir adım olacağını’ umduğunu ifade etti.

Savunma, ekonomi ve siyaset anlaşmaları

ABD Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşar Yardımcısı ve Joe Biden'ın eski Libya Özel Temsilcisi adayı Jennifer Gavito, söz konusu ziyaretin ‘Suudi Arabistan'ın Trump'ın Ortadoğu stratejisinde kilit bir ortak olarak konumunu etkili bir şekilde pekiştirdiğini’ düşünüyor. “Trump'ın mayıs ayında Suudi Arabistan'ı ziyaretinden bu yana, büyük yatırım anlaşmalarının yönetimin ekonomik hedeflerinin merkezinde olduğu açıktı. Aynı derecede önemli olan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin Suriye ve Gazze gibi bölgedeki politikalar konusunda Trump üzerindeki etkisidir” diyen Gavito, iki ülke arasındaki jeopolitik ortaklığın, daha yakın savunma ve güvenlik bağları kurma anlaşmalarıyla güçlenerek gelişmeye devam edeceğini öngörüyor.

ty
ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz mayıs ayında Riyad'da Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın huzurunda Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile bir araya geldi. (SPA)

Ziyaret gündemine ekonomik açıdan bakıldığında, ABD Kara Kuvvetleri'nin eski Yemen Ataşesi Adam Clements, ‘ister Gazze Şeridi’nin yeniden inşası, ister Lübnan’daki altyapının yeniden kurulmasına yardım, ister Suriye’deki yeniden imar çabaları olsun ABD’nin kesinlikle Suudi Arabistan ile bir ortaklık arayacağını’ söyledi. Eski diplomat, Şarku’l Avsat’a konuşurken ‘bunların son derece büyük projeler olduğunu ve ABD’nin bu hedeflere ulaşmak için Suudi Arabistan ile iş birliği yapmaya çalışacağını’ ifade etti.

Güvenlik açısından ise Clements, ABD'nin ‘Gazze'de sahada uygulanabilecek herhangi bir askeri yaptırım mekanizması için en azından siyasi destek’ aradığına inanıyor. Washington, siyasi-askeri geçiş aşamasında Lübnan'da destek ve Hizbullah'ı silahsızlandırma çabaları için Suudi Arabistan'a da başvuracak. ABD, Suriye'deki güvenlik yapısını ve güvenlik altyapısını güçlendirmek için de Suudi Arabistan'ın desteğine ihtiyaç duyacak.

Savunma taahhüdü

Eurasia Group'un Ortadoğu'dan sorumlu yönetici direktörü Firas Maksad, ziyaretin ‘bu önemli ikili ilişkide kaydedilen ilerlemeyi vurguladığını’ söyledi. O, bu ilişkinin ‘ABD ile Çin arasındaki rekabetten ziyade ABD'nin normalleşmeyi teşvik etme çabalarından kaynaklanarak’ daha da güçleneceğini düşünüyor.

Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda Maksad, ziyaret sırasında önemli açıklamalar yapılacağını ifade etti. Bunlar arasında ABD'nin Suudi Arabistan'ı savunma konusundaki açık taahhüdü, F-35 savaş uçakları ve MQ-9 Reaper insansız hava araçlarını içeren büyük silah anlaşmaları, teknolojik iş birliği ve gelişmiş yapay zekâ çiplerinin transferi konusunda anlaşmalar yer alıyor.

Maksad, Trump'ın Suudi Arabistan'a, krallığın Vizyon 2030 kapsamında geçirdiği dönüşüm sürecini desteklemek için gerekli olan gelişmiş Amerikan teknolojilerinin yanı sıra, gelişmiş güvenlik garantileri de sunacağını düşünüyor. Maksad, üst düzey ABD'li yetkililerin ‘Trump'ın Suudi Arabistan'a sunmaya hazırlandığı şeyin, Amerika'nın Japonya'ya sunduğundan daha fazla bir savunma taahhüdü olduğu’ yönündeki sözlerini aktardı.


Netanyahu, Batı Şeria'da İsrailli "aşırılıkçıların" uyguladığı şiddeti kınadı

İşgal altındaki Batı Şeria'da Metzad Yahudi yerleşim biriminin yakınında inşa edilen yasadışı bir yerleşim biriminin tahliyesi ve yıkımı sırasında İsrail güvenlik güçleri ile yerleşimciler arasında çıkan çatışma, 17 Kasım 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da Metzad Yahudi yerleşim biriminin yakınında inşa edilen yasadışı bir yerleşim biriminin tahliyesi ve yıkımı sırasında İsrail güvenlik güçleri ile yerleşimciler arasında çıkan çatışma, 17 Kasım 2025 (AFP)
TT

Netanyahu, Batı Şeria'da İsrailli "aşırılıkçıların" uyguladığı şiddeti kınadı

İşgal altındaki Batı Şeria'da Metzad Yahudi yerleşim biriminin yakınında inşa edilen yasadışı bir yerleşim biriminin tahliyesi ve yıkımı sırasında İsrail güvenlik güçleri ile yerleşimciler arasında çıkan çatışma, 17 Kasım 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da Metzad Yahudi yerleşim biriminin yakınında inşa edilen yasadışı bir yerleşim biriminin tahliyesi ve yıkımı sırasında İsrail güvenlik güçleri ile yerleşimciler arasında çıkan çatışma, 17 Kasım 2025 (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün akşamı işgal altındaki Batı Şeria'daki yerleşimcileri temsil etmediğini söylediği "aşırılık yanlıları" tarafından gerçekleştirilen şiddet eylemlerini kınadı ve konuyu "kişisel olarak" ele alacağına söz verdi.

Netanyahu'nun açıklamaları, Beytüllahim yakınlarındaki Filistin köyü Jaba'ya yönelik saldırının ardından geldi. Saldırının, İsrail yetkililerinin aynı bölgedeki bir karakolu tahliye etmesine misilleme olduğu anlaşılıyor.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), 1967'den beri İsrail işgali altında olan Batı Şeria'da yaklaşık yirmi yıldır veri toplarken, ekim ayında "kayıplara, mal hasarına veya her ikisine birden neden olan yerleşimci saldırılarında" keskin bir artış kaydetti.

Fransız Haber Ajansı AFP’de yer alan açıklamasında Netanyahu, "Yahudiye ve Samariye'deki (Batı Şeria) yerleşimcileri temsil etmeyen ve adaleti kendi ellerine almaya çalışan bir avuç aşırılıkçının kışkırttığı şiddetli isyanları çok ciddiye alıyorum" dedi.

"Bu konuyu bizzat ele almayı ve ilgili bakanları en kısa sürede toplantıya çağırarak bu ciddi duruma yanıt vermeyi düşünüyorum."

Saldırı, dün yüzlerce polis ve askerin, Kudüs'ün güneyindeki Guşh Etzion yerleşim biriminde bulunan yasadışı Tzur Misgavi karakolunu buldozerlerle yıkmasının ardından gerçekleşti.

Çatışmalar çıktı ve askerler sis ve ses bombası attı.

Yahudi terörizmi

İsrail'in işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs hariç, Batı Şeria'da Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı kabul ettiği yerleşimlerde şu anda 500 binden fazla İsrailli yaşıyor. Bunların arasında yaklaşık üç milyon Filistinli de bulunuyor.

Netanyahu hükümetindeki aşırı sağcı bakanların teşvikiyle yerleşimciler tarafından kurulan bu yerleşim karakolları, İsrail yasalarına göre yasadışı olsa da çoğu yetkililer tarafından yasallaştırılıyor.

defrt
İşgal altındaki Batı Şeria'da Metzad Yahudi yerleşim biriminin yakınında inşa edilen yasadışı yerleşimci karakolunun tahliyesi ve yıkımı sırasında, 17 Kasım 2025 (AFP)

İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid, Jaba’daki saldırıyı kınayarak, “şiddet yanlısı suçluların sert bir şekilde cezalandırılması gerektiği" gerekçesiyle "şiddetin giderek arttığı yeni bir aşama" olarak nitelendirdi. Sol görüşlü Demokrat Parti lideri Yair Golan ise "Yahudi terörizminin (...) kontrolden çıkmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Filistinlilere karşı doğrudan eylemde bulunmayı savunan aşırılıkçı yerleşimcilerden oluşan Hilltop Youth hareketine bağlı bir Telegram grubu, yanan bir aracın videosunu şu başlıkla yayınladı: "Hilltop'a sadece birkaç dakika uzaklıktaki Beytüllahim bölgesindeki Jaba köyü bugün boşaltıldı."

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar ise bu isyancıların "İsrail Devleti'ne zarar verdiğini, Yahudiliği karaladığını ve yerleşim projesine zarar verdiğini" söyledi.

"Gelişim ve genişleme"

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, hükümetin kamu düzenini korurken "yerleşimleri geliştirmeye ve genişletmeye" devam edeceğini söyledi ve şiddet yanlısı yerleşimcileri "suçlu anarşistler" olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Katz'ın Kasım 2014'te savunma bakanı olarak atanmasının ardından aldığı ilk kararlardan biri, işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere saldırmakla suçlanan Yahudi yerleşimcilere yönelik idari gözaltı kararlarının iptal edilmesi oldu.

İsrail ordusu yaptığı açıklamada, yerleşimci saldırılarının "komutanları ve askerleri savunma ve terörle mücadele gibi temel görevlerinden uzaklaştırmasından" duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Batı Şeria'nın sivil işlerinden sorumlu aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Tzur Misgavi yerleşiminin tahliyesini, yetkililerin inşaat projesi yürüttüğü arazide sakinlerinin yasadışı olarak yaşadığını söyleyerek haklı çıkardı.

Açıklamasında, "Kimse bana yerleşim yeri inşa etmeyi öğretemez" ifadesini kullandı.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri, 1967'den bu yana hem sol hem de sağ kanattan tüm İsrail hükümetleri döneminde devam etmiş ve mevcut yönetim döneminde, özellikle Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nde savaşın başlamasından bu yana önemli ölçüde artmıştır.


Trump, Suudi Arabistan'a F-35 savaş uçağı satışı yapacaklarını açıkladı

Gelişmiş ABD F-35 savaş uçağı (Arşiv)
Gelişmiş ABD F-35 savaş uçağı (Arşiv)
TT

Trump, Suudi Arabistan'a F-35 savaş uçağı satışı yapacaklarını açıkladı

Gelişmiş ABD F-35 savaş uçağı (Arşiv)
Gelişmiş ABD F-35 savaş uçağı (Arşiv)

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ABD ziyareti öncesinde, ABD'nin Suudi Arabistan'a Amerikan yapımı F-35 savaş uçakları satışı gerçekleştireceğini duyurdu.

Trump dün Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada “Bunu yapacağız ve F-35 savaş uçaklarını satacağız. Onlar (Suudiler) her zaman harika bir müttefik olmuştur” dedi.

 Trump ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın bugün Beyaz Saray'da bir araya gelmesi planlanıyor.

Reuters'a göre anlaşmanın tamamlanması, Ortadoğu’daki askeri güç dengesini değiştirebilecek ve Suudi Arabistan'ın caydırıcılık denklemini ve savunma ve stratejik yeteneklerini güçlendirebilecek önemli bir politika değişikliğini temsil ediyor.

Riyad'ın milyarlarca dolarlık potansiyel bir anlaşma kapsamında 48 adet F-35 savaş uçağı satın almak istediğini bildiren Reuters, bu ayın başlarında, anlaşmanın Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın ziyaretinden önce ABD Savunma Bakanlığı'nda (Pentagon) önemli bir engeli aştığı kaydetti.

Trump'ın açıklamalarının ardından, savaş uçağı üreticisi Lockheed Martin'in hisseleri yüzde 1,1 oranında değer kazandı.