İran, İsrail'in herhangi bir hamlesine ‘derhal karşılık verme’ sözü verdihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4973691-i%CC%87ran-i%CC%87srailin-herhangi-bir-hamlesine-%E2%80%98derhal-kar%C5%9F%C4%B1l%C4%B1k-verme%E2%80%99-s%C3%B6z%C3%BC-verdi
İran, İsrail'in herhangi bir hamlesine ‘derhal karşılık verme’ sözü verdi
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (DPA)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İsrail'i, Tahran'ın gerçekleştirdiği askeri saldırıya yanıt olarak herhangi bir İran çıkarını hedef alması halinde ‘derhal ve en üst düzeyde yanıt’ vermekle tehdit etti.
Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığı habere göre Abdullahiyan verdiği bir röportajda “İsrail yeni bir maceraya atılırsa cevabımız derhal ve en üst düzeyde olacaktır” dedi.
Abdullahiyan, “İsrail'e saldırmaktaki amacımız İsrail'i uyarmak ve İsrail hükümetine karşılık verme kabiliyetimiz olduğu mesajını vermekti. Biz bölgede kaos ve çatışma çemberini genişletmek istemiyoruz. Bunu yapan Netanyahu” diyerek İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya atıfta bulundu.
Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) göre Abdullahiyan, İran'ın bölgedeki ABD üslerini ya da çıkarlarını hedef almayacağını yineledi.
İran, İsrail'in iki hafta önce Şam'daki İran konsolosluk binasını bombalamasına karşılık olarak İsrail'e yaklaşık 300 insansız hava aracı (İHA) ve füze fırlattı.
Trump yönetimindeki Mehmet Öz'den kredi kartı gafı
Dr. Mehmet Öz, Fox News röportajında kredi kartlarının nasıl çalıştığını tam olarak anlamadığını ağzından kaçırdı (Fox News)
ABD Medicare ve Medicaid Merkezleri Yöneticisi Dr. Mehmet Öz, kredi kartlarının nasıl çalıştığını tam olarak kavrayamadığını ağzından kaçırdı.
Saygın bir kalp cerrahıyken televizyon sunucusuna dönüşen Öz, Amerika'nın en büyük sağlık sigortası şirketlerinin önceden yetkilendirmeyi kolaylaştırma taahhüdünü tartışmak üzere Fox News'teki Ingraham Angle programına katıldı.
Prosedürlerin onaylanmasını kredi kartı işlemlerine benzeten kafa karıştırıcı bir örnek veren Öz, istemeden de olsa bir itirafta bulundu: Kredi kartlarının nasıl çalıştığını bilmiyor.
Çarşamba günü Laura Ingraham'a, "Bir gösterge tablosu konusunda ısrar ettik. Ne yaptıklarını kamuoyuna açıklamak zorundalar" dedi.
Örneğin bu yılın sonuna kadar bu incelemeleri anlık olarak yapıp yapamayacağınızı bilmek istiyoruz.
200 milyon dolar net serveti olduğu tahmin edilen Öz "Kredi kartı gibi" diye devam etti.
Bir şey satın almak için makineye kartı koyduğunuzda, size önceden yetki vermiyorlar. Bankada paranız ya vardır ya da yoktur.
Kredi kartı şirketleri, paranın harcanıp harcanamayacağını belirlemek için her işlemde önceden yetkilendirme yapıyor. Bu da kartın geçerli olup olmadığını, yeterli kredi ve herhangi bir dolandırıcılık belirtisi olup olmadığını kontrol etmeyi içeriyor.
Kişiler ayrıca bankada fiziksel olarak bulunmayan parayı ödeme kartlarından ödünç alıp harcıyor.
Öz, görünüşe göre tıbbi onayların kredi kartı kontrolleri gibi hızlı ve otomatik olması gerektiğini söylemeye çalışıyordu.
Medicare ve Medicaid Yöneticisi Mehmet Öz (solda) ve Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanı Robert F. Kennedy Jr. pazartesi günü Washington D.C.'de sağlık sigortasını tartışmak üzere düzenlenen basın toplantısında (AFP)
UnitedHealthcare, Aetna, Cigna ve Humana, pazartesi günü daha az tıbbi prosedürün önceden yetkiye tabi tutulması da dahil çeşitli önlemleri kabul eden düzinelerce sağlık sigortası şirketi arasındaydı.
Şirketler bunu gerçekleştirirse, hastalar daha az bürokrasiyle uğraşmak zorunda kalacak, daha hızlı tedavi onayları alacak ve daha iyi bakım sürekliliğine sahip olacak.
Pazartesi günü gazetecilere konuşan Öz, taahhüdün "bir zorunluluk olmadığını" söyledi ve ekledi:
Bu, sektörün kendini göstermesi için bir fırsat.
Medicare ve Medicaid Merkezleri Yöneticisi, sigortacıların diz sorunlarını teşhis ve tedavi etmek için yaygın, basit bir prosedür olan diz artroskopisi için ön onayları ortadan kaldırmasını istediğini de söyledi.
Çarşamba günü Öz, Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanı Robert F. Kennedy Jr.'la birlikte doğrudan sigorta sektörüne seslenerek eski modellerinin "verimsiz" olduğunu söyledi.
Ingraham'a yöneticileri açıkça azarlamasını anlatırken "Bakan Kennedy bunun yanlış olduğunu düşünüyor, Başkan da bunun yanlış olduğunu düşünüyor, bir anlaşma yapmamız gerekiyor" dedi .
Ya siz yaparsınız ya da biz sizin yerinize yaparız ve eğer bir araya gelip bunu çözerseniz ve gerçekten bir taahhütte bulunursanız çok daha az acı verici olur.