Irak Başbakanı Sudani’nin ABD ziyaretinin ardından: Ortaklık konusunda anlaşma, uygulama konusunda anlaşmazlık söz konusu

ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’daki görüşmelerinin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile tokalaşırken, 15 Nisan 2024 (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’daki görüşmelerinin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile tokalaşırken, 15 Nisan 2024 (AFP)
TT

Irak Başbakanı Sudani’nin ABD ziyaretinin ardından: Ortaklık konusunda anlaşma, uygulama konusunda anlaşmazlık söz konusu

ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’daki görüşmelerinin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile tokalaşırken, 15 Nisan 2024 (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’daki görüşmelerinin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile tokalaşırken, 15 Nisan 2024 (AFP)

İyad Amber

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin Washington’a gerçekleştirdiği son ziyaret, Irak’ta 2003 yılındaki rejim değişikliğinden sonra Irak başbakanları tarafından ABD’ye gerçekleştirilen ziyaretlerden çok farklıydı. Bu farklılığın en önemli nedenlerinden biri, Sudani hükümetinin kurulmasının arkasında Şii siyasi güçleri olmasıydı. Irak’taki Şii siyasi güçlerin bazıları açıkça ABD karşıtıyken, bazıları siyasi sloganlarında halen ABD’nin Irak'taki askeri varlığına karşı direnişin bir işareti olarak silahlarını hava kaldırıyorlar.

Ziyaret, zamanlama açısından da eski ziyaretlerden farklı. Sudani ile ABD Başkanı Joe Biden arasında Beyaz Saray'da yapılan görüşme, İran'ın İsrail tarafından Şam'daki konsolosluğunun hedef alınmasına misilleme olarak Irak hava sahasından İsrail'e yüzlerce insansız hava aracı (İHA) ve balistik füzeyle hava saldırısı gerçekleştirdiği güne denk geldi. İsrail ve İran arasındaki bu askeri gerilim, Sudani ile görüşmesinin başında ‘ABD’nin İsrail’in güvenliğine olan bağlılığını’ vurgulayan Başkan Biden'ın açıklamalarında da yer aldı. Irak Başbakanı’nın yanıtı diplomatik bir tona sahipti. Ortadoğu’da olup bitenleri (açık sözlülükle ve ortaklık ruhuyla) değerlendirmedeki farklılığa dikkati çeken Sudani, uluslararası hukuk ilkeleri üzerinde mutabık kalındığını, sivillere yönelik saldırıların reddedildiğini ve diplomatik misyonların korunmasında uluslararası kanunlara ve normlara bağlı kalınması çağrısında bulunulduğunu söyledi.

Ziyarette gözlemlenen bir diğer farklılık ise Irak ile ABD arasındaki ilişkinin niteliğini tanımlamak üzere ‘ortaklık’ başlığı üzerinde anlaşmaya varılması oldu. Bu anlaşma, her ne kadar yeni değilse de ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Alina Romanowski’nin ‘gelecekteki Irak-ABD stratejik ortaklığı’ etiketiyle Iraklı siyasetçilerle görüşmeler başlattığından beri üzerinde çalıştığı meselelerden sonra ABD-Irak ilişkilerinin başlığı olarak vurgulanması onu yeni bir kimliğe bürüdü. Sudani hükümeti de bu ortaklığı gerçekleştirme ve ufkunu genişletme yolunda ilerliyor gibi görünüyor.

Sonuç olarak Sudani’nin Başkan Biden ile Beyaz Saray'da bir araya gelmesi, Irak Başbakanı’na rahat bir nefes aldırttı. Çünkü kısa süren görev süresi boyunca ABD’lilerle ilişkileri en ılımlı ve en gergin ilişkiler içinde olan ve Washington'a davet edilmeyen eski Başbakan Adil Abdulmehdi senaryosunun tekrarlanması tehlikesini ortadan kaldırdı. Kişisel düzeyde Sudani, bölgedeki gergin ortamın ve hükümetini kuran güçlerin açıkça ABD karşıtı tutumlarının benzerliğine rağmen Abdulmehdi’nin ABD’lilerle yaşadığı karmaşayı çözmeyi başardı.

Genişletilen güvenlik ortaklığı

Irak hükümetinden ABD’ye giden heyette güvenlik birimlerinin yetkilileri de yer aldı. Ancak Washington ziyaretinin ana hedefleri arasında, özellikle Irak'ta DEAŞ’a karşı savaşan Uluslararası Koalisyonun misyonunu sona erdirmek için müzakerelerin başlamasından sonra, güvenlik ortaklığının yeniden başlatılması konusu yoktu. Yine de Sudani'nin ziyaretinde Bağdat ve Washington arasındaki güvenlik alanındaki iş birliğinde bir dönüşüm olduğunun sinyalleri güçlü bir şekilde görüldü.

Biden'ın Sudani ile görüşmesinde ABD kuvvetlerinin Irak'tan ‘çekilmesi’ kelimesi geçmedi. Aksine ABD Başkanı, Irak'ın topraklarının ve halkının güvenliği için Iraklı güvenlik güçlerinin kabilyetlerini güçlendirmekte kararlı olduklarını vurguladı. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre hem Sudani hem de Biden, Yüksek Askeri Komisyon'un devam eden çalışmalarının yanı sıra ‘DEAŞ tehdidinin devam etmesi, operasyonel ve çevresel ihtiyaçlar ve Irak güvenlik güçlerinin kabiliyetlerinin arttırılmasını’ değerlendirecek olan üç çalışma grubunun çalışmalarına ve bu çalışmaların sonuçlarına bağlılıklarını ifade ettiler. Söz konusu gruplar, Uluslararası Koalisyon güçlerinin, Irak'taki rolünün ne zaman ve nasıl sona ereceğini belirlemenin yanında Irak Anayasası ve ABD-Irak Stratejik Çerçeve Anlaşması uyarınca sürdürülebilir güvenlik ortaklıklarına geçişin organize edilmesi için yukarıdaki faktörleri gözden geçirecekler.

Irak ve ABD arasında güvenlik ortaklığına geçişin en önemli göstergesi, Başkan Biden ve Başbakan Sudani’nin, güvenlik ortaklığının geleceğini konuşmak üzere bu yıl içinde ABD ve Irak arasında ikili bir güvenlik diyaloğu başlatma niyetinde olduklarını açıklamaları oldu. Bu tür niyetler her ne kadar ABD'deki başkanlık seçimlerinin sonucuna bağlı olsa da Bağdat ve Washington arasındaki güvenlik ortaklığının geleceği konusunda iki taraf arasındaki ilk anlaşmayı yansıtıyor.

xcdfrg
Bağdat'taki Irak Merkez Bankası'nın girişi, 25 Mart 2024 (AFP)

Sudani'nin ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile görüşmesi daha çok güvenlik ortaklığının ayrıntılarıyla ilgiliydi. ABD Savunma Bakanlığı’ndan (Pentagon) Sudani- Austin görüşmesiyle ilgili yapılan açıklamada, ‘yabancı bir ülkeye’ askeri malzeme satışlarının yanında güvenlik güçlerini destekleyen ve DEAŞ’la Mücadele Eğitim ve Donatım Fonu aracılığıyla finanse edilen çok çeşitli eğitim ve donatım faaliyetleriyle Iraklı güvenlik güçlerinin modernizasyonuna ve askeri kabiliyetlerinin arttırılmasına yönelik çabaların ele alındığı belirtildi. Açıklamada ayrıca – ABD Dışişleri Bakanlığı adına profesyonel askeri eğitim kursları olan Yabancı Askeri Finansman (FMF) ve Uluslararası Askeri Eğitim ve Talim Programları (IMET) aracılığıyla finanse edilen savunma hizmetleri de sunulduğu kaydedildi.

İsrail ve İran arasındaki askeri gerilim, ‘ABD’nin İsrail’in güvenliğine olan bağlılığını’ vurgulayan Başkan Biden'ın açıklamalarında da yer aldı. Irak Başbakanı Sudani’nin yanıtı ise diplomatik bir tondaydı.

Öte yandan Irak'ın esnek ödeme mekanizması Kredi Garantili Ödeme Planı’nı (Credit Assured Payment Schedule/CAPS) kullanarak yaklaşık 550 milyon dolarlık kredi çekmesini öngören bir ortak çalışma protokolü imzalandı. Irak, tüm ödemeyi peşin yapmak yerine taksitlere bölerek yapmasına izin veren bu mekanizmayı kullanma fırsatından yararlanan ilk ülke olacak. Pentagon'dan yapılan açıklamada çalışma protokolünün imzalanmasının Irak ve ABD arasındaki güvenlik ortaklığının şimdi ve gelecekteki gücüne işaret ettiği belirtildi.

Güvenlikten ekonomiye

Muhammed Şiya es-Sudani, beraberinde çok sayıda Iraklı işadamıyla Washington'ı ziyaret eden ya da ABD’li şirketlerle sözleşmeler imzalanmasına öncülük eden ilk Irak başbakanı değil. Ancak Başbakan Sudani, ekonomik ortaklığa giden yolun ABD’lilerle ilişkilerin güçlendirilmesinde güvenilebilecek yeni ufkun enerji alanında yatırım kapılarının açılmasından geçtiğini anlamış gibi gibi görünüyor.

Irak, ekonomisi petrole dayalı bir ülke olduğundan doğalgaz alanında yatırım yapma niyetinde. Bu yüzden de petrol ve doğalgaz alanında faaliyet gösteren ABD’li şirketlerle çeşitli görüşmeler ve Houston, Teksas'taki Baker Enerji Çalışmaları ve Araştırmaları Enstitüsü'nden bir heyetle toplantı yapıldı. 

ABD merkezli General Electric, Honeywell, Transatlantic Petroleum ve diğer bazı şirketlerle elektrik, petrol ve doğalgaz alanlarında 14 ayrı mutabakat zaptı ve ortaklık sözleşmesi imzalandı.

Bu mutabakatlar, ABD ile stratejik ortaklığın yeniden yapılandırılması ve bu ortaklığın güvenlik alanından ekonomik ortaklığa taşınması için yeni bir yol haritası olabilir. Ancak ekonomik ortaklığa geçiş sadece mutabakatlar yeterli değil. Gerek ABD ile ilişkileri tamamen reddeden bazı siyasi güçlerin varlığı olsun gerek devleti etkisi altına alan yolsuzluk vakaları olsun, gerek bürokratik engeller olsun gerekse hükümetin güvenliği sağlamada zayıf kaldığı petrol ve doğalgaz sahaları ile elektrik tesislerinin bulunduğu coğrafi bölgelerin devletin kontrolü dışındaki silah gruplarının varlığı olsun, söz konusu anlaşmaların, sözleşmelerin ve mutabakatların uygulanmasını engelleyen çeşitli iç zorluklarla yüzleşmeye karar verilmesi gerekiyor.

Sudani hükümetinin, ABD ile ekonomik ortaklığa geçişte tüm bu konuları ele alması, doğrudan eyleme geçmesi ve mutabakatlarla sözleşmelerin uygulanmasını takip etmesi gerekiyor. ABD’lilerle yeni bir ilişki biçimine doğru cesur ve net kararlar almazsa Sudani’nin güvenilirliği tehlikeye girmesi işten bile değil.

En büyük kazanan IKBY oldu

Öte yandan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesrur Barzani'nin Başbakan Sudani'den önce gerçekleştirdiği ABD ziyareti, Irak Yüksek Federal Mahkemesi’nin kararları nedeniyle Bağdat ile Erbil arasında yaşanan gerilimi, Sudani’nin Washington ziyareti sırasında ele alınacak önceliklerden biri haline getirmeyi başarmış gibi görünüyor.

xcdsrg
ABD saldırısında ölen bir arkadaşlarını cenaze törenine katılan Haşdi Şabi üyeleri, 26 Aralık 2023 (AFP)

Bu yüzden Biden-Sudani görüşmesinde IKBY’ye değinilmesi son derece önemliydi. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre Biden ve Sudani, IKBY’nin istikrarlı ve refah içinde bir Irak'ın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladılar. Biden’ın Başbakan Sudani ve hükümetinin IKBY ile devam eden sorunları çözecek kalıcı anlaşmalara ulaşma çabalarını överken daha fazla ilerleme kaydedilmesi için cesaretlendirdiği belirtilen açıklamada, ayrıca ABD’nin IKBY’de özgür, adil ve şeffaf seçimler yapılması başta olmak üzere Irak'ta demokrasinin güçlendirilmesini desteklediğini bir kez daha teyit ettiği aktarıldı.

Beyaz Saray açıklamasında Biden ve Sudani görüşmesinde IKBY’nin istikrarlı ve refah içinde bir Irak'ın ayrılmaz bir parçası olduğunun vurgulandığı belirtildi.

ABD merkezli bazı haber siteleri ve araştırma merkezleri, ABD'nin Erbil ile yaşanan ve Başbakan Sudani’nin IKBY’ye karşı tutumunu sertleştirmesinden ziyade Yüksek Federal Mahkeme'nin Erbil aleyhine aldığı kararların bir sonucu olan krizleri çözmesi için Sudani hükümetine baskı yapmasının önemini vurguladı.

Irak’taki dolar krizine çözüm getirmeyen ortaklık

Washington’a giden Irak heyetinde yer alan Irak Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamaları, Irak’ın ABD Merkez Bankası (Fed) ile olan sorunlarının ele alındığına dair herhangi bir işaret taşımıyordu. Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamaları Irak’ın Hazine Bakanlığı ve ABD Merkez Bankası ile olan sorunlarının ele alındığına dair herhangi bir izlenim vermiyordu. Merkez Bankası Başkanı, daha ziyade ortak komitelerin kurulmasına ilişkin daha önce yaptığı bir tekrarını yaparken Irak'ın mali geçiş süreçleri konusunda aldığı tedbirlere övgüde bulundu. Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamalarına göre ABD’den bir heyetin Irak Merkez Bankası'nın aldığı söz konusu tedbirleri görüşmek üzere Irak'ı ziyaret etmesi bekleniyor.

Bunun yanında Sudani hükümeti ve Irak Merkez Bankası yönetiminin Irak'tan yapılan dolar kaçakçılığı, kara para aklama ve ABD'nin yaptırım uyguladığı ülkelere finansman sağlanması gibi konuların ele alınmasına yönelik açık bir gündemi ve hatta bankacılık sektöründeki ihlallere ilişkin net bir stratejisi olmadığı görülüyor. Ayrıca doların resmi kur değeri ile kara borsadaki fiyatı arasındaki uçuruma çözüm bulacak bir mali politika taslağı dahi yok.

Irak Başbakanı ve Merkez Bankası Başkanı, ülkedeki dolar krizi ve yerel bankalara uygulanan yaptırımlar konusunda yeni bir vizyona ya da plana sahip olmadıkları aşikar. Bu yüzden ABD Hazine Bakanlığı’dan bir heyetle yapılan görüşmede, ABD'nin Irak’taki bankacılık sektörüne ve dolar kaçakçılığına karşı daha önceki itirazlarını yeniden dinlemekle yetindiler. Bu ziyarette yeni olarak yalnızca Irak'taki bankacılık ve finans sistemine yardımcı olmak için geliştirilmiş interaktif bir plan sunuldu. Söz konusu plan, Irak Merkez Bankası’nın para transferi konularındaki politikasının daha fazla incelenmesinin ve gözden geçirilmesinin yanı sıra Irak’taki bankacılık sektörüne yeni şartların getirilmesini de içerebilir. Ancak bunun, sorunu çözmekten ziyade daha da karmaşık hale getireceği kesin.

*Bu makale Şarkul Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
TT

İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)

İsrail’de Maliye ve Savunma bakanları, 2026 genel bütçesi hazırlıkları kapsamında Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin 144 milyar şekelden 112 milyar şekele düşürülmesi konusunda anlaşmaya vardı. Buna rağmen yeni bütçe, 2025 yılına kıyasla yaklaşık 20 milyar şekellik bir artış gösterdi. Artışın büyük bölümünün, Batı Şeria’daki yerleşim projelerini desteklemeye yönlendirileceği belirtildi.

Perşembeyi cumaya bağlayan gece, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Savunma Bakanı Yisrael Katz arasında uzun bir toplantı gerçekleştirildi. Katz’ın, bütçeyi İsrail ordusu komutanlığıyla koordineli şekilde hazırladığı ve ordunun 7 Ekim 2023’ten bu yana karşı karşıya kaldığı güvenlik tehditleri nedeniyle acil bir bütçe artışına ihtiyaç duyulduğunu vurguladığı bildirildi.

ty
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, zorluklarla başa çıkmak için bakanlığının bütçesinde artış talep etti. (DPA)

Bugün öğle saatlerinde İsrail hükümeti, 2026 yılına ilişkin 662 milyar şekellik yeni bütçeyi ezici çoğunlukla onayladı. Buna göre bütçe açığı, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 3,9’u olarak belirlendi. Bütçe, nihai onay için ilerleyen dönemde Knesset Genel Kurulu’na sunulacak.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre, Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin düşürülmesi, kamu hazinesi açısından bir kazanım olarak değerlendiriliyor. Ancak bütçenin yine de yaklaşık 20 milyar şekel artırılması, hazırlanan bütçedeki açığın ek yüzde 1 artmasına yol açarak toplamda yaklaşık yüzde 4’e ulaşmasına neden olacak.

Savunma Bakanı Yisrael Katz, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile yapılan anlaşmanın ardından yaptığı açıklamada, üzerinde uzlaşılan bütçenin gelecek yıl ortalamasında yaklaşık 40 bin yedek askerin göreve çağrılmasını temel aldığını söyledi. Katz, bu adımın, çok cepheli savaş koşullarında yedek askerlerin üzerindeki yükü hafifletmeyi amaçladığını belirtti.

İsrail ordusu ise bütçe hazırlıkları sırasında 60 bin yedek askerin göreve çağrılması yönünde talepte bulunmuştu.

Gazetenin aktardığına göre taraflar ayrıca, Batı Şeria’daki güvenliği artırmayı hedefleyen toplam 725 milyon şekellik bir bütçe paketinde uzlaştı. Üç yıla yayılan bu paketin; ulaşım yollarının korunması, yeni yolların yapımı, bölgede askeri üslerin inşası ve Ürdün sınır hattındaki projeleri kapsadığı bildirildi. Bu durum, özellikle doğu sınırı boyunca Batı Şeria’daki asker sayısının azaltılmasına yönelik örtülü bir mutabakat olduğu yorumlarına yol açıyor. Aynı zamanda, yeni yerleşim birimlerinin inşası, mevcutların güçlendirilmesi ve bu yerleşimlere hizmet edecek yolların açılması için çok daha fazla kaynağın ayrıldığı belirtiliyor.

xsdfrg
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Savunma Bakanlığı'na bütçenin azaltılması sürecindeki iş birliğinden dolayı teşekkür etti. (Reuters)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, Knesset’te yakında oylamaya sunulması beklenen askerlik yasasının, 2026 yılına kadar bütçeye milyarlarca şekellik ek yük getireceğini yazdı. Gazeteye göre, Haredi gençlerin askerlikten muaf tutulması, yedek askerler üzerindeki yükü ve Savunma Bakanlığı bütçesini daha da artıracak.

Haberde, düzenli birliklerin faaliyet maliyetlerinin yedek birliklerin maliyetinin yarısından fazla olduğu vurgulandı. Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın bu açığı kapatma yöntemi olarak zorunlu askerlik süresini üç yıla uzatmayı planladığı, Knesset’in ise Haredi gençleri zorunlu askerlikten muaf tutacak yasa tasarısını onaylayacağı belirtildi.

Gazete, düzenli birlikler ile yedek birlikler arasındaki maliyet farkının çok büyük olduğunu, bazı hesaplamalara göre farkın yaklaşık yüzde 50 civarında bulunduğunu aktardı. Hesaplamalara göre bir yedek asker İsrail’e aylık 48 bin şekel maliyet getirirken, zorunlu hizmetteki bir düzenli askerin maliyeti bunun ortalama yarısı kadar. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre, herhangi bir zamanda 60 bin yedek askerin maliyeti, savaş dönemi dışındaki yıllara göre çok daha yüksek olacak; 2026 yılı için yaklaşık 13-14 milyar şekel civarında öngörülüyor.

fth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Smotrich, büyümeyi yeniden canlandıracağını, İsraillilere ekonomik faydalar sağlayacağını ve genel bütçe içinde vergi indirimi yapılmasına olanak tanıyacağını düşünerek, bütçesini azaltma konusunda iş birliği yaptığı için İsrail Savunma Bakanlığı'na teşekkür etti.

İsrail hükümeti dün sabah, 2026 yılında İsrail ekonomisinin gidişatını belirleyecek olan bütçenin onaylanmasını görüşmek üzere bir toplantı düzenledi; Smotrich, geçirmeyi hedeflediği birçok reformu sundu.

Smotrich, yıllık bütçe açığının yüzde 3,2 ile 3,6 arasında olacağını, Savunma Bakanlığı ile yapılan anlaşma sonrasında ise yüzde 4'e ulaşacağını bildirerek İsrail hükümeti bakanlarını şaşırttı.

Gazze çevresindeki bazı yerleşim yerleri ve kasabaların belediye başkanları, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından yeniden inşa için ayrılan bütçenin azaltılmasına karar verilmesi üzerine İsrail hükümeti binası önünde protesto düzenledi.


Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
TT

Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman’ı yeni Mossad başkanı olarak atama kararı, kurum içinde hayal kırıklığıyla karşılandı. Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Yediot Aharonot’tan aktardığına göre, mevcut ve eski yetkililer bu değerlendirmeyi yaparken, birçok isim seçimin ‘sürpriz olmadığını’ belirtti.

Yetkililer, Netanyahu’nun Mossad içinden desteklediği adayları geri planda bırakarak Goffman’ı tercih etmesinin, onun istihbarat deneyiminin yetersizliği ve görevi erken bırakma ihtimali konusunda endişe yarattığını bildirdi. Buna karşılık Netanyahu’ya yakın çevreler, Goffman’ın ‘sadakati, sağduyusu ve agresif düşünme tarzının’ göreve uygun olduğunu savunuyor.

Netanyahu’nun bu yılın başlarında Şin-Bet’in (Şabak) başına kurum dışından David Zini’yi getirmesinin ardından, üst düzey Mossad yetkilileri benzer bir yaklaşımın tekrarlanmasını bekliyordu. Yetkililere göre Netanyahu, kendisine agresif, sadık ve ideolojik olarak uyumlu gördüğü isimleri kurum dışından seçmeyi tercih ediyor.

Eleştirmenler, bu adımın Netanyahu’nun ‘elitler’ ve ‘derin devlet’ olarak nitelendirdiği kesimlere karşı yürüttüğü daha geniş mücadelenin bir yansıması olduğunu savunuyor. Destekçileri ise Goffman’ın ‘güvenilir, ketum ve sadık’ bir isim olduğunu belirtiyor.

Bazı kaynaklar, atama sürecine ilişkin olarak Goffman’ın karar alınmadan önce Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu ile gayriresmi bir ‘görüşmeye’ çıktığını iddia etti. Başbakanlık Ofisi ise bu iddiayı “tamamen asılsız” diyerek reddetti.

frgt
Soldan sağa: Savunma Bakanı Yisrael Katz, Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Netanyahu’nun Özel Kalem Müdürü Tzachi Braverman, Katar'daki saldırılar sırasında bir komuta merkezinde istişare ediyor. (Şin-Bet)

Bazı yetkililer, Goffman’ın akıcı Rusça konuşmasına karşın İngilizcesinin sınırlı olmasının, özellikle diplomatik temaslarda zorluk yaratabileceğini belirtiyor. Buna karşılık destekçileri, İngilizce hâkimiyetinin Mossad’ın temel görevleri açısından kritik bir gereklilik olmadığını savunuyor. Öte yandan, birçok üst düzey savunma yetkilisinin atamanın ardından kurum içinde bir istifa dalgası beklediği bildirildi.

Netanyahu’nun, görev süresi sona eren Mossad Başkanı David Barnea’nın önerdiği adayları göz ardı ederek, istihbarat çevrelerinde yükselmemiş olan Goffman’ı tercih ettiği belirtildi. Başbakan’ın kararını yakından takip eden kaynaklar, tercihin ‘sadakat’ ve ‘temkinli muhakeme’ ile şekillendiğini aktarırken, eski bir üst düzey savunma yetkilisi Goffman’ı ‘Netanyahu’ya son derece bağlı bir isim’ olarak tanımladı ve atamayı ‘şaşırtıcı’ olarak nitelendirdi.

Goffman’ın meslektaşları, onu ‘disiplinli bir subay’ olarak tanımlıyor; ayrıca tarih ve askeri strateji üzerine çokça okuduğu ifade ediliyor.

dfrgt
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea Kudüs'te (DPA)

Askeri istihbaratta görev yapmış üst düzey bir yetkili, Goffman’ın ‘kurnaz ve cesur bir isim’ olduğunu söylemekle birlikte, bir Mossad başkanından beklenen operasyonel istihbarat geçmişine sahip olmadığını ifade etti.

Yetkili, “Sadece Rusça ve İbranice konuşuyor; İngilizce tek kelime bilmiyor. General rütbesini sadece bir yıl taşıdı ve bu büyüklükte bir kurumu hiç yönetmedi” dedi.

Buna karşılık, Netanyahu’ya yakın kaynaklar eleştirileri kesin bir dille reddederek Goffman’ın atanmasını ‘mükemmel bir tercih’ olarak nitelendirdi. Aynı kaynaklar, Goffman’ın Rusça bilgisi ve bölgesel hâkimiyetinin, Moskova’daki hassas görevlerde onu ‘eşsiz kıldığını’ savundu. Ayrıca askeri sekreter olarak Netanyahu’nun en yakın güvenlik danışmanı hâline geldiğini ve Hizbullah’ın üst düzey isimlerine yönelik suikastlar ile bu yıl İran’a karşı yürütülen operasyonlar da dahil olmak üzere önemli gizli faaliyetlerde rol aldığını belirttiler.

Goffman’la yakın çalışan bazı yetkililer ise onu ‘agresif ve alışılmışın dışında düşünen biri’ olarak tanımlıyor. Goffman’ın söz konusu özelliklerinin Mossad için kritik değer taşıdığı düşünülüyor. Bir yetkili, “Başbakan’ın en güvendiği güvenlik yardımcısı oydu; ne Genelkurmay Başkanı ne de Savunma Bakanı, her şeyde Goffman vardı” dedi.

Goffman’ın İngilizce eksikliğini sorun görenler olsa da, destekçileri Mossad’ın ana ilgi sahalarının (İran, Suriye ve Lübnan) İngilizce gerektirmediğini, buna karşın Rusça bilgisinin Moskova’nın İran ve diğer düşman aktörlerle olan ilişkileri nedeniyle önemli bir avantaj sağladığını vurguluyor.

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in bu hafta Goffman’la görüşerek kendisini tebrik ettiği ve ordu olarak görev değişiminde destek vereceklerini söylediği açıklandı. Mossad’ın görevden ayrılan başkanı David Barnea’nın da Goffman’la konuşup başarı dilediği belirtildi. Netanyahu ise birçok adayla görüştüğünü, Goffman’ı ‘olağanüstü mesleki yetenekleri’ nedeniyle seçtiğini söyledi. Başbakan ayrıca Goffman’ın, 7 Ekim 2023’te Hamas saldırısı sırasında evinden çıkarak çatışmaya katıldığını ve ağır yaralandığını hatırlatarak rolünü övdü.


İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
TT

İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)

İran devlet televizyonu, İran'ın deniz tatbikatının ikinci gününde Umman Denizi'ne ve stratejik Hürmüz Boğazı yakınlarına büyük füzeler fırlattığını bildirdi.

AP’nin haberine göre İran anakarasının derinliklerinden füze fırlatan paramiliter "Devrim Muhafızları"nın, dün başlayan tatbikatlarda Umman Denizi ve Hürmüz Boğazı yakınlarında bulunan komşu bölgedeki hedefleri vurduğu belirtildi.

Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)

Füzelerin, menzili 2 bin kilometreye kadar ulaşan Qadr-110, Qadr-380 ve Kadir seyir füzeleri olduğunu belirten yetkili, Devrim Muhafızları'nın ayrıca 303 adlı bir balistik füze fırlattığını da belirtti, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Televizyon görüntülerinde, füzelerin fırlatıldığı ve hedeflerini vurduğu görülüyor.

İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.

Tatbikat, haziran ayında İsrail ile İran arasında yaşanan ve aralarında askeri liderler ve nükleer bilimcilerin de bulunduğu yaklaşık bin 100 kişinin ölümüne yol açan savaştan bu yana düzenlenen ikinci tatbikat. İran'ın füze saldırıları ise İsrail'de 28 kişinin ölümüne neden oldu.