Dünyada israf edilen gıdalar, yetersiz beslenen insanların 2 katından fazlasına yetiyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Dünyada israf edilen gıdalar, yetersiz beslenen insanların 2 katından fazlasına yetiyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Dünya genelinde üretilen ve hiç yenmeyen gıdalar, yetersiz beslenen kişi sayısının iki katından fazlası yani 2 milyar insana yetmesine rağmen uzmanlar, hala israfın önlenmesinin öneminin anlaşılmadığına işaret ediyor.

Dünyanın en büyük yiyecek, içecek, servis ve organizasyon kuruluşlarından Compass Group tarafından 2017'de başlatılan Gıda İsrafını Durdurma Günü, küresel gıda kaybına, israfına dikkati çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla kutlanıyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programına (UNEP) göre, gıdanın yüzde 17'si evlerde ve perakende satışta israf ediliyor.

Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından hazırlanan çalışmaya göre de her yıl insan tüketimi için üretilen gıdaların yaklaşık üçte biri tüketilemeden israf ediliyor ya da kayboluyor.

Gıda üretimindeki yetersizlik küresel açlık krizine yol açmıyor aksine halihazırda dünyadaki her bir bireyin beslenmesine yetecek gıda üretiliyor. Buna rağmen dünyada insanlar açlıkla mücadele ederken, zengin ülkelerin birçoğunda israf mutfakta başlıyor, gıdaların büyük bir kısmı yenmeden çöpe atılıyor.

Gelişmekte olan ülkelerde de gıda israfı, hasat zamanı yaşanıyor.

Açlık krizinin temel nedenlerinden biri olan gıda kaybı, aynı zamanda gıda üretimi için kullanılan toprak, su ve enerji gibi kaynakların da israfına yol açıyor.

Dünya Gıda Programının çalışmasına göre, küresel bazda üretilen ancak hiç yenmeden çöpe atılan gıdalar, 2 milyar insana yetiyor ve bu rakam yetersiz beslenen kişi sayısının iki katından fazlasına denk geliyor.

Zengin ülkelerdeki tüketiciler, her yıl neredeyse Sahra Altı Afrika'nın net gıda üretimi kadar gıdayı israf ediyor.

- Gıdaların çoğunluğu tedarik zinciri aşamalarında kayboluyor

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) raporunda, dünya genelinde gıdanın yaklaşık yüzde 13'ünün hasattan perakendeye kadar tedarik zincirinin çeşitli aşamalarında kaybolduğu bildiriliyor.

Raporda, dünyada 3,1 milyar kişinin de sağlıklı beslenmeye erişimi olmadığı, kaybolan ve israf edilen gıdaların her yıl yaklaşık 1,26 milyar kişinin sağlıklı beslenmesi için yeterli olacağı tahminine yer veriliyor.

- Gıda israfı, her yıl küresel ekonomiye yaklaşık 1 trilyon dolara mal oluyor

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) Gıda Kaybı ve İsrafı Direktörü Liz Goodwin, AA muhabirine, dünya genelinde yapılan israfa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Goodwin, üretilen gıdaların yaklaşık üçte birinin kaybolduğu ya da israf edildiğini belirterek, bunun her yıl küresel ekonomiye yaklaşık 1 trilyon dolara mal olduğunu belirtti.

Gıda israfının çevreye etkisine de değinen Goodwin, gıda kaybı ve israfının küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 8-10'unu oluşturduğunu ifade ederek, bunun Çin büyüklüğündeki bir alana denk geldiğini söyledi.

Goodwin, gıda kaybının tarımda kullanılan suyun dörtte birinin israf edilmesine yol açtığını belirterek, israfın ayrıca biyoçeşitlilik kaybına da neden olduğu bilgisini paylaştı.

Mevcut gıda sisteminin sürdürebilir olmadığını dile getiren Goodwin, "Halihazırda yaptığımız şekilde gıda üretmeye ve israfa devam edersek, artan küresel nüfusu besleyemeyeceğiz. Sera gazı emisyonları artacak ve daha fazla arazi ormansızlaşacak." dedi.

- En fazla israf evde yapılıyor

Goodwin, en büyük gıda israfının evlerde yapıldığını vurgulayarak artan yemekleri ertesi gün yiyerek ya da gıdaları dondurarak bunun önüne geçilebileceğini ifade etti.

Perakendecilerin ve gıda markalarının da tüketicilerin evde gıda israfını azaltmalarına destek verebileceğine işaret eden Goodwin, ürün paketlerine tarif fikirleri ve porsiyon boyutlarını yazarak insanların satın aldıkları ürünlerden en iyi şekilde yararlanmalarına yardımcı olabileceklerini söyledi.

Goodwin, aynı zamanda hükümetlerin, işletmeleri ve insanları gıda kaybı ile israfını azaltma konusunda teşvik etmesi gerektiğine dikkati çekti.

Bu konuda farkındalık yaratmanın "hayati önem" taşıdığını vurgulayan Goodwin, "Çoğu insan hala gıda israf ettiğini düşünmüyor. Oysa aslında hepimiz gıda israfı yapıyoruz. İnsanlar bunun çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerinin de farkında değiller, dolayısıyla farkındalık kampanyaları bu konudaki eksikliği gidermede çok yardımcı oluyor." diye konuştu.



Kanada gerçekten AB üyesi olabilir mi?

"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)
"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)
TT

Kanada gerçekten AB üyesi olabilir mi?

"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)
"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)

Avrupa Parlamentosu'nun geçen yıl Almanya'dan seçilen üyelerinden Joachim Streit, "Avrupa Birliği'ni güçlendirmeliyiz. Kanada Başbakanı'nın da dediği gibi, Avrupa dışındaki en Avrupalı ülke onlar" diyerek tartışmayı yeniden alevlendirdi. 

Birleşik Krallık'ın Guardian gazetesi, "Kanada, 51. ABD eyaleti olmayacak ama AB'ye katılabilir mi?" başlıklı bir haber yayımladı. 

Özgür Seçmenler Partisi'ne (FW) bağlı siyasetçi, hayatında Kanada'ya ayak basmadığını söylüyor. Ancak yine de ABD'nin kuzey komşusunun birliğe katılması için yürütülen kampanyada başı çekiyor. 

Joachim Streit, ABD'nin yeni başkanının izlediği politikalara işaretle "Donald Trump'ın eylemleri sonucunda Kanadalıların da ABD'ye duydukları güven bizim gibi sarsıldı. Dostlarımızla aramızdaki bağları güçlendirmeliyiz" diyor. 

Geçen ay başlattığı kampanyayla Kanada'nın AB'ye tam üye olması gerektiğini savunan Streit, şu ifadeleri de kullanıyor:

Güçlü bir üye olurlar. Gayri safi milli hasıla açısından 4. sıraya yerleşirler. NATO'ya üyeler. Çalışma çağındaki Kanadalıların yüzde 58'i üniversite mezunu.

60 yaşındaki siyasetçi, Kanada'nın enerji kaynaklarıyla Avrupa'yı Rusya'ya karşı da rahatlatacağını savunuyor. 

Ocak sonunda eski Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de Kanada'nın AB'ye davet edilmesi gerektiğini öne sürmüştü.  

Okyanusun iki yakasında yapılan anketler tarafların bu konuya sıcak baktığını gösteriyor.

Şubatta 1500 Kanadalıyla yapılan anket, yüzde 44'ünün AB'ye katılmaktan yana olduğunu ortaya koymuştu. 

Ancak AB Komisyonu Başsözcüsü Paula Pinho bu anketler kendilerini onurlandırsa da yalnızca Avrupa ülkelerinin birliğe katılmasını öngören AB Antlaşması maddesini martta hatırlatmıştı. 

Streit, bu engellerin aşılabileceği görüşünde. Fransa'nın denizaşırı topraklarının AB'nin parçası sayıldığını anımsatıyor.

Kanada'nın, Danimarka yönetimindeki Grönland üzerinden AB'ye komşu olduğunu da sözlerine ekliyor. 

Kampanyasını başlattığından beri Kanadalılarla sürekli temas halinde olduğunu belirten Streit, kendisine pek çok destek mesajı geldiğini belirtiyor. 

Streit, aldığı e-postalardan birinde "İngiliz Milletler Topluluğu üyesi olan Kanada, Birleşik Krallık bağı üzerinden Avrupa toprağı sayılmalı" argümanının geldiğini açıklıyor. Kanada'nın sembolik devlet başkanı III. Charles'ın Avrupalı olduğunu hatırlatarak ülkenin istenirse AB'ye dahil edilebileceğini savunuyor.

Independent Türkçe, Guardian, Euronews