Azerbaycan: Ermenistan, Azerbaycan Türklerine karşı etnik temizlik yaptı

Fotoğraf: Selman Aksünger/AA
Fotoğraf: Selman Aksünger/AA
TT

Azerbaycan: Ermenistan, Azerbaycan Türklerine karşı etnik temizlik yaptı

Fotoğraf: Selman Aksünger/AA
Fotoğraf: Selman Aksünger/AA

Azerbaycan, Ermenistan'ın işgal ettiği topraklarda ve Ermenistan'da yaşayan Azerbaycanlılara karşı sistematik etnik temizlik politikası uyguladığını belirtti.

Azerbaycan tarafından, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) nezdinde "Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme"nin ihlal edildiği iddiasıyla Ermenistan'a karşı açılan davada, Divan’ın yargı yetkisine ilişkin duruşmalar sürüyor.

Birleşmiş Milletlerin (BM) yargı organı UAD’nin Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Barış Sarayı’ndaki yerleşkesinde yapılan duruşmalarda, Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Elnur Mammadov, Ermenistan'ı Azerbaycan Türklerine karşı etnik temizlik yapmakla suçladı.

Mammadov, Divan yargıçları karşısındaki sunumunda "Ermenistan, 1991'deki yasa dışı işgalinin ardından, daha önce işgal ettiği topraklardaki Azeri nüfusa ve kültürüne yönelik 30 yıllık etnik temizlik ve buna bağlı kültürel yok etme kampanyası yürütüyor." dedi.

Ermenistan'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) birçok kararına açıkça meydan okuduğunu belirten Mammadov, "Ermenistan, Azerbaycan Türklerini atalarının evlerinden sürmek, yerlerine tek etnikli bir Ermeni nüfusu yerleştirmek ve Azerbaycanlıların geri dönmelerini engellemek için sistematik bir kampanya yürütmüştür." ifadelerini kullandı.

Mammadov, Ermenistan'ın Karabağ'da kasıtlı olarak kara mayınları ve bubi tuzakları yerleştirdiğini anlatarak, "Azerbaycan’ın sunduğu gerçekler ve kanıtlar, bu sistematik, ırkçı motivasyonlu kampanyanın sadece bir parçasını oluşturmaktadır." şeklinde konuştu.

Ermenistan'ın, BMGK'nin birçok kararında, Azerbaycan egemenliğindeki topraklardaki güçlerini "derhal, tamamen ve koşulsuz" olarak çekmesi çağrısına uymadığından bahseden Mammadov, Ermenistan'ın uluslararası ve insan hakları mahkemelerinin kararlarına da karşı hareket ettiğini aktardı.

Mammadov, sunumunda, Ermeni ırkçı hareketinin ana liderlerinden biri haline gelen Garegin Nzhdeh'in sadece Ermeni ırkından oluşan ve Ermenistan toprakları dışındaki bölgelere de yayılmayı hedefleyen tek uluslu devlet ideolojisinin bugünkü Ermenistan'da giderek daha yaygın ve görünür hale geldiğini anlatarak, bu ideolojinin Azerbaycan Türklerine karşı yapılan ırkçı ve ayrımcı saldırılara kaynaklık ettiğini vurguladı.

- Azerbaycan Türkleri topraklarına geri dönmek istiyor

Ermenistan işgali öncesinde, Karabağ'daki birçok noktada Azerbaycan Türklerinin nüfusun büyük bölümünü oluşturduğunu fakat işgal süresince bu durumun tersine döndürüldüğünü aktaran Mammadov, Ermenistan tarafından sürülen Azerbaycan Türklerinin topraklarına geri dönme hakkı talep ettiğini söyledi.

Mammadov, Ermenistan'ın mayın ve bubi tuzakları yerleştirerek, Azerbaycan Türklerinin topraklarına dönüşünü engellediğini ifade etti.

Mammadov, Ermenistan'ın kasıtlı olarak mayınların yer aldığı haritaları Azerbaycan'a vermediğini ve bunun yanında Azerbaycan Türklerine karşı yürütülen nefret söylemini ve dezenformasyonu engellemediği gibi, sorumluları cezalandırmadığını vurguladı.

- Ermenistan'ın Azerbaycan Türklerine yönelik ırkçı uygulamaları

Azerbaycan'ın avukatlarından Stephen Fietta, Ermenistan'ın Azerbaycan Türklerine yönelik ırkçı uygulamalarını anlatarak, Ermenistan tarafının iddia ettiğinin aksine Divan’ın yargı yetkisi olduğunu ve davayı esastan incelemesi gerektiğini belirtti.

Fietta, UAD'nin söz konusu davaya ırk ayrımcılığı sözleşmesi kapsamında bakmaya yetkili olduğunu vurguladı ve bu sebeple davanın esasına girerek Azerbaycan’ın Ermenistan’a yönelik iddialarını incelemesini talep etti.

Azerbaycan'ın avukatlarından Uluslararası Hukuk Profesörü Stefan Talmon ve Profesör Vaughan Lowe, Ermenistan'ın itirazlarının hukuken geçerli olmadığını anlatarak, Azerbaycan'ın, Ermenistan'a karşı açtığı davanın konu ve zaman bakımından Divan'ın yetkisine uygun olduğunu belirtti.

Azerbaycan'ın avukatlarından Samuel Wordsworth, Ermenistan'ın, savunma amaçlı değil, aksine Azerbaycan Türklerine yönelik ırkçı saiklerle mayınları yerleştirdiği ve geri dönmelerini engellemek için kullandığını dile getirdi.

Cenevre Üniversitesinden Uluslararası Hukuk Profesörü Laurence Boisson De Chazournes, Ermenistan'ın, 1991'den Karabağ'ın kurtarılmasına kadar devam eden süreçte, Azerbaycan Türklerine yönelik kültürel unsurları bilinçli şekilde yok ettiğini ve bunu yaparken çevreye ağır tahribat verdiğini vurguladı.

- Ermenistan suçlamaları reddetti

Ermenistan avukatları, dün yapılan duruşmada UAD’nin davaya bakmaya konu ve zaman bakımından yetkisi olmadığını belirterek, Azerbaycan’ın açtığı davanın yetkisizlik sebebiyle düşürülmesini istemişti.

Duruşmalar yarın Ermenistan, 26 Nisan Cuma günü ise Azerbaycan tarafının yapacağı ikinci tur sunumların ardından sona erecek.

- İki ülke arasındaki karşılıklı dava

İki ülke birbirine karşı karşılıklı aynı davayı açtı.

Ermenistan, 16 Eylül 2021'de "Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme"nin ihlal edildiği iddiasıyla Azerbaycan aleyhine UAD'de dava açtı.

Ermenistan'ın Azerbaycan aleyhine iddiaları, Azerbaycanlıların "Vatan Muharebesi" dediği, Eylül 2020'de başlayarak 44 gün süren 2. Karabağ Savaşı ve sonrasında yaşananları kapsıyor.

Azerbaycan, 21 Nisan 2023'te, mahkemenin yargı yetkisine ilişkin ön itirazlarda bulundu ve bu itirazlar hakkında verilecek karara kadar davanın esası hakkındaki yargılamanın askıya alınmasını istedi.

Divanın, 15-19 Nisan'da her iki ülkenin de yargı yetkisine ilişkin sözlü beyanlarının alındığı duruşmalarda Azerbaycan, mahkemenin yargı yetkisinin bulunmadığını, Ermenistan'ın gerekli kabul edilebilirlik şartları oluşmadan siyasi amaçla dava açtığını ve UAD nezdindeki dava açma amacını kötüye kullandığını belirterek, davanın reddini istemişti.

Bugün başlayan duruşmalar ise Azerbaycan'ın, 23 Eylül 2021'de, yine aynı sözleşmenin ihlal edildiği iddiasıyla Ermenistan aleyhine açtığı davaya ilişkin.

Ermenistan, 21 Nisan 2023'te Azerbaycan'ın açtığı davada mahkemenin yargı yetkisine ilişkin ön itirazlarda bulundu ve bu itirazlara ilişkin bugün başlayan duruşmalar 26 Nisan'da sona erecek.



Meksika'da kartellere karşı savaş çağrısı yapan belediye başkanı öldürüldü

Carlos Manzo sosyal medya platformlarından yaptığı canlı yayınlarla da biliniyordu (Carlos Manzo/Facebook)
Carlos Manzo sosyal medya platformlarından yaptığı canlı yayınlarla da biliniyordu (Carlos Manzo/Facebook)
TT

Meksika'da kartellere karşı savaş çağrısı yapan belediye başkanı öldürüldü

Carlos Manzo sosyal medya platformlarından yaptığı canlı yayınlarla da biliniyordu (Carlos Manzo/Facebook)
Carlos Manzo sosyal medya platformlarından yaptığı canlı yayınlarla da biliniyordu (Carlos Manzo/Facebook)

Meksika'nın batısındaki Michoacan eyaletinin Uruapan kentinde belediye başkanlığı yapan Carlos Manzo cumartesi günü katıldığı halka açık bir mum yakma etkinliğinde öldürüldü. 

Michoacan Başsavcısı Carlos Torres Piña, akşam 8 sularında kent merkezinde silahlı saldırıya uğrayan 40 yaşındaki siyasetçinin kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiğini duyurdu. 

Yetkililer henüz saldırının gerekçesini belirleyemedi. 

Olayın görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı. Onlarca kişinin kaçıştığı görüldü.

Michoacan Valisi Alfredo Ramírez Bedolla, saldırganlardan birinin öldürüldüğünü, iki kişinin de gözaltına alındığını bildirdi. 

Manzo, uyuşturucu kaçakçılarıyla mücadele için Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum'dan daha fazla kaynak ayrılmasını defalarca isteyerek dikkat çekmişti. 

Önceki aylarda Meksika lideri Sheinbaum, sivillere saldıran suçluların öldürülmesi için polise çağrı yapan Manzo'yu eleştirmişti. 

Eskiden Sheinbaum'un partisinde siyaset yapan Manzo, 2024'te bağımsız aday olarak seçilmişti. 

Manzo, son aylarda kendi hayatının tehlikede olduğunu vurgulayan videolar çekiyordu. 

Geçen sene bir gazeteci, Manzo'yla röportaj yaptıktan hemen sonra vurularak öldürülmüştü. 

Michoacan ülkenin en vahşi kartelleri için bir savaş alanı haline gelirken Aralık 2006'dan beri Meksika'da 480 bini aşkın cinayet işlendi. 

Yetkililer, uyuşturucu kaçakçılığı konusunda yaptığı haberlerle bilinen Miguel Angel Beltran'ın cesedinin bulunduğunu pazartesi günü açıklamıştı. 

Yerel basın, battaniyeye sarılmış cesedin yanında şu ifadelerin yer aldığı bir not olduğunu bildirmişti:

Durango halkına yönelik iftiraları yaydığın için.

Meksika gazeteciler için dünyanın en tehlikeli ülkelerinden biri. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 1994'ten beri 150'yi aşkın medya çalışanının öldürüldüğünü bildiriyor. 

Genellikle kötü koşullarda çalışmak zorunda kalan bu gazetecilerin çoğunun ortak özelliği, uyuşturucu kartellerinin etkin olduğu yerlerde faaliyet göstermeleri. 

Independent Türkçe, New York Times, AFP


İsrail, Güney Lübnan'da Hizbullah'ı hedef alan saldırılarını yoğunlaştıracağını duyurdu

İsrail'in Güney Lübnan'ın Cezzine ilçesine bağlı el-Mahmudiye köyüne düzenlediği hava saldırısının ardından olay yerinden yükselen dumanlar (EPA)
İsrail'in Güney Lübnan'ın Cezzine ilçesine bağlı el-Mahmudiye köyüne düzenlediği hava saldırısının ardından olay yerinden yükselen dumanlar (EPA)
TT

İsrail, Güney Lübnan'da Hizbullah'ı hedef alan saldırılarını yoğunlaştıracağını duyurdu

İsrail'in Güney Lübnan'ın Cezzine ilçesine bağlı el-Mahmudiye köyüne düzenlediği hava saldırısının ardından olay yerinden yükselen dumanlar (EPA)
İsrail'in Güney Lübnan'ın Cezzine ilçesine bağlı el-Mahmudiye köyüne düzenlediği hava saldırısının ardından olay yerinden yükselen dumanlar (EPA)

Lübnan Sağlık Bakanlığı'nın İsrail'in saldırısında dört kişinin öldüğünü açıklamasının ertesi günü, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah'a yönelik saldırılarını yoğunlaştıracağını duyurdu.

Katz yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Lübnan hükümeti, Hizbullah'ı silahsızlandırma ve Lübnan'ın güneyinden çıkarma yükümlülüğünü yerine getirmeli. Hizbullah ateşle oynuyor ve Lübnan cumhurbaşkanı oyalanıyor.”

İsrail Savunma Bakanı sözlerini sürdürdü:

“Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma ve Lübnan'ın güneyinden çıkarma taahhüdü yürürlüğe koymalı. Uygulama azami yoğunlukta devam edecek ve hatta daha da yoğunlaştırılacaktır. Kuzey İsrail'de yaşayanlara yönelik hiçbir tehdide izin vermeyeceğiz.”

İsrail ordusu ise bugün, Lübnan'ın güneyinde düzenlenen hava saldırısında dört Hizbullah üyesini öldürüldüğünü duyurdu. İsrail Ordusu Sözcüsü Avichay Adraee, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ordu, Lübnan'ın güneyinde saldırı düzenleyerek Hizbullah'ın Rıdvan Birimi’nin aralarında gücün lojistik destek subayı da olmak üzere dört üyesini etkisiz hale getirdi. Ordu, Lübnan'ın güneyindeki Ramman bölgesine saldırı düzenleyerek terör örgütü Hizbullah'a bağlı Rıdvan gücünün lojistik destek subayını etkisiz hale getirdi.

Adraee, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Hizbullah'ın Rıdvan Birimi’nden üç terörist de baskında etkisiz hale getirildi. Teröristlerin faaliyetleri İsrail Devleti ve vatandaşları için tehdit oluşturuyordu ve İsrail ile Lübnan arasındaki mutabakatı ihlal ediyordu.”

Bu gelişme, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail'in Lübnan'ın müzakere çağrılarına daha fazla ‘düşmanlık göstererek’ karşılık verdiğini söylemesinin ardından yaşandı. İsrail, geçtiğimiz hafta Hizbullah’ın üyeleri ve tesislerini hedef aldığını söyleyerek saldırılarını yoğunlaştırmıştı.

İsrail ile Hizbullah arasında bir yıl süren savaşı sona erdiren ateşkesin birinci yıldönümü yaklaşırken, özellikle Lübnan'ın güneyinde, silah naklettiği ve son savaşta zayıflayan Hizbullah’ın gücünü yeniden inşa etmeye çalıştığı iddiasıyla Hizbullah’ın üyelerini ve askeri tesislerini hedef aldığını söyleyerek saldırılarını sürdüren İsrail, Lübnan'ın geri çekilmesini talep ettiği beş sınır noktasında askerlerini konuşlu tutmaya devam ediyor.


Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani: Cumhurbaşkanı Şara, Trump ile yaptırımların kaldırılması ve Suriye ile ABD arasında yeni bir sayfa açılmasını görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump, 14 Mayıs'ta Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşırken (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, 14 Mayıs'ta Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşırken (AP)
TT

Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani: Cumhurbaşkanı Şara, Trump ile yaptırımların kaldırılması ve Suriye ile ABD arasında yeni bir sayfa açılmasını görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump, 14 Mayıs'ta Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşırken (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, 14 Mayıs'ta Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşırken (AP)

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani bugün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın bu ay Beyaz Saray'ı ziyaret edeceğini duyurdu. Bu ziyaret, bir Suriye cumhurbaşkanının Washington'a yaptığı ilk tarihi ziyaret olacak.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack dün Şara’nın Washington'ı ziyaret edeceğini açıklamıştı. Daha sonra Beyaz Saray’dan bir yetkili, Şara’nın 10 Kasım'da Washington'ı ziyaret edeceğini açıklamasında bulundu.

Manama’daki Diyalog Forumu sırasında açıklamalarda bulunan Şeybani, ülkenin yeniden inşasının Şara’nın bu ay Washington'a yapacağı ziyaret sırasında tartışılacak konular arasında yer alacağını belirterek “Suriye'nin kutuplaşmanın merkezi olmasını istemiyoruz, aksine herkesle aynı yolda ilerleyerek iş birliği ve açıklığa dayalı ilişkiler kurmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yaptırımların kaldırılması ve ABD ile Suriye arasında yeni bir sayfa açılması başta olmak üzere birçok konu tartışılıyor. İki ülke arasında çok güçlü bir ortaklık kurulmasını istiyoruz.”

ABD Dışişleri Bakanlığı'na göre daha önce hiçbir Suriye cumhurbaşkanı Washington'a resmi ziyarette bulunmadı. Şara, eylül ayında New York'ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda bir konuşma yapmıştı.

ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz mayıs ayında Suudi Arabistan'da Şara ile bir araya gelmişti. Bu buluşma, 25 yıldır bir Suriye cumhurbaşkanı ile ABD başkanı arasında gerçekleşen ilk görüşmeydi.

ergty
ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz mayıs ayında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın da katılımıyla Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile bir araya geldi (SPA)

Ülkesinin ‘kabul edilebilir’ bir iç güvenlik istikrarına sahip olduğunu ve Suriye'nin terör ve uyuşturucu ile mücadelede bölgesel bir ortak haline geldiğini belirten Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani, “Bazı zorluklarla karşılaştık, ancak pes etmedik ve eski rejim tarafından 250 binden fazla kişi kayıp” dedi. Suriye halkının tüm kesimleri için yasanın temel alınmasını istediğini vurgulayan Şeybani, “Suriye'de sivil barışı teşvik etmeye kararlıyız” diye ekledi.

Trump ile Şara arasında geçtiğimiz mayıs ayında Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerin liderleriyle yaptığı toplantının oturum aralarında gerçekleşen görüşme, Suriye için önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirildi.

Associated Press'e (AP) konuşan ABD’li bir yetkiliye göre Şara’nın, Washington ziyareti sırasında ABD öncülüğündeki DAEŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na (DMUK) katılmak için bir anlaşma imzalaması bekleniyor.