Azerbaycan: Ermenistan, Azerbaycan Türklerine karşı etnik temizlik yaptı

Fotoğraf: Selman Aksünger/AA
Fotoğraf: Selman Aksünger/AA
TT

Azerbaycan: Ermenistan, Azerbaycan Türklerine karşı etnik temizlik yaptı

Fotoğraf: Selman Aksünger/AA
Fotoğraf: Selman Aksünger/AA

Azerbaycan, Ermenistan'ın işgal ettiği topraklarda ve Ermenistan'da yaşayan Azerbaycanlılara karşı sistematik etnik temizlik politikası uyguladığını belirtti.

Azerbaycan tarafından, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) nezdinde "Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme"nin ihlal edildiği iddiasıyla Ermenistan'a karşı açılan davada, Divan’ın yargı yetkisine ilişkin duruşmalar sürüyor.

Birleşmiş Milletlerin (BM) yargı organı UAD’nin Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Barış Sarayı’ndaki yerleşkesinde yapılan duruşmalarda, Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Elnur Mammadov, Ermenistan'ı Azerbaycan Türklerine karşı etnik temizlik yapmakla suçladı.

Mammadov, Divan yargıçları karşısındaki sunumunda "Ermenistan, 1991'deki yasa dışı işgalinin ardından, daha önce işgal ettiği topraklardaki Azeri nüfusa ve kültürüne yönelik 30 yıllık etnik temizlik ve buna bağlı kültürel yok etme kampanyası yürütüyor." dedi.

Ermenistan'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) birçok kararına açıkça meydan okuduğunu belirten Mammadov, "Ermenistan, Azerbaycan Türklerini atalarının evlerinden sürmek, yerlerine tek etnikli bir Ermeni nüfusu yerleştirmek ve Azerbaycanlıların geri dönmelerini engellemek için sistematik bir kampanya yürütmüştür." ifadelerini kullandı.

Mammadov, Ermenistan'ın Karabağ'da kasıtlı olarak kara mayınları ve bubi tuzakları yerleştirdiğini anlatarak, "Azerbaycan’ın sunduğu gerçekler ve kanıtlar, bu sistematik, ırkçı motivasyonlu kampanyanın sadece bir parçasını oluşturmaktadır." şeklinde konuştu.

Ermenistan'ın, BMGK'nin birçok kararında, Azerbaycan egemenliğindeki topraklardaki güçlerini "derhal, tamamen ve koşulsuz" olarak çekmesi çağrısına uymadığından bahseden Mammadov, Ermenistan'ın uluslararası ve insan hakları mahkemelerinin kararlarına da karşı hareket ettiğini aktardı.

Mammadov, sunumunda, Ermeni ırkçı hareketinin ana liderlerinden biri haline gelen Garegin Nzhdeh'in sadece Ermeni ırkından oluşan ve Ermenistan toprakları dışındaki bölgelere de yayılmayı hedefleyen tek uluslu devlet ideolojisinin bugünkü Ermenistan'da giderek daha yaygın ve görünür hale geldiğini anlatarak, bu ideolojinin Azerbaycan Türklerine karşı yapılan ırkçı ve ayrımcı saldırılara kaynaklık ettiğini vurguladı.

- Azerbaycan Türkleri topraklarına geri dönmek istiyor

Ermenistan işgali öncesinde, Karabağ'daki birçok noktada Azerbaycan Türklerinin nüfusun büyük bölümünü oluşturduğunu fakat işgal süresince bu durumun tersine döndürüldüğünü aktaran Mammadov, Ermenistan tarafından sürülen Azerbaycan Türklerinin topraklarına geri dönme hakkı talep ettiğini söyledi.

Mammadov, Ermenistan'ın mayın ve bubi tuzakları yerleştirerek, Azerbaycan Türklerinin topraklarına dönüşünü engellediğini ifade etti.

Mammadov, Ermenistan'ın kasıtlı olarak mayınların yer aldığı haritaları Azerbaycan'a vermediğini ve bunun yanında Azerbaycan Türklerine karşı yürütülen nefret söylemini ve dezenformasyonu engellemediği gibi, sorumluları cezalandırmadığını vurguladı.

- Ermenistan'ın Azerbaycan Türklerine yönelik ırkçı uygulamaları

Azerbaycan'ın avukatlarından Stephen Fietta, Ermenistan'ın Azerbaycan Türklerine yönelik ırkçı uygulamalarını anlatarak, Ermenistan tarafının iddia ettiğinin aksine Divan’ın yargı yetkisi olduğunu ve davayı esastan incelemesi gerektiğini belirtti.

Fietta, UAD'nin söz konusu davaya ırk ayrımcılığı sözleşmesi kapsamında bakmaya yetkili olduğunu vurguladı ve bu sebeple davanın esasına girerek Azerbaycan’ın Ermenistan’a yönelik iddialarını incelemesini talep etti.

Azerbaycan'ın avukatlarından Uluslararası Hukuk Profesörü Stefan Talmon ve Profesör Vaughan Lowe, Ermenistan'ın itirazlarının hukuken geçerli olmadığını anlatarak, Azerbaycan'ın, Ermenistan'a karşı açtığı davanın konu ve zaman bakımından Divan'ın yetkisine uygun olduğunu belirtti.

Azerbaycan'ın avukatlarından Samuel Wordsworth, Ermenistan'ın, savunma amaçlı değil, aksine Azerbaycan Türklerine yönelik ırkçı saiklerle mayınları yerleştirdiği ve geri dönmelerini engellemek için kullandığını dile getirdi.

Cenevre Üniversitesinden Uluslararası Hukuk Profesörü Laurence Boisson De Chazournes, Ermenistan'ın, 1991'den Karabağ'ın kurtarılmasına kadar devam eden süreçte, Azerbaycan Türklerine yönelik kültürel unsurları bilinçli şekilde yok ettiğini ve bunu yaparken çevreye ağır tahribat verdiğini vurguladı.

- Ermenistan suçlamaları reddetti

Ermenistan avukatları, dün yapılan duruşmada UAD’nin davaya bakmaya konu ve zaman bakımından yetkisi olmadığını belirterek, Azerbaycan’ın açtığı davanın yetkisizlik sebebiyle düşürülmesini istemişti.

Duruşmalar yarın Ermenistan, 26 Nisan Cuma günü ise Azerbaycan tarafının yapacağı ikinci tur sunumların ardından sona erecek.

- İki ülke arasındaki karşılıklı dava

İki ülke birbirine karşı karşılıklı aynı davayı açtı.

Ermenistan, 16 Eylül 2021'de "Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme"nin ihlal edildiği iddiasıyla Azerbaycan aleyhine UAD'de dava açtı.

Ermenistan'ın Azerbaycan aleyhine iddiaları, Azerbaycanlıların "Vatan Muharebesi" dediği, Eylül 2020'de başlayarak 44 gün süren 2. Karabağ Savaşı ve sonrasında yaşananları kapsıyor.

Azerbaycan, 21 Nisan 2023'te, mahkemenin yargı yetkisine ilişkin ön itirazlarda bulundu ve bu itirazlar hakkında verilecek karara kadar davanın esası hakkındaki yargılamanın askıya alınmasını istedi.

Divanın, 15-19 Nisan'da her iki ülkenin de yargı yetkisine ilişkin sözlü beyanlarının alındığı duruşmalarda Azerbaycan, mahkemenin yargı yetkisinin bulunmadığını, Ermenistan'ın gerekli kabul edilebilirlik şartları oluşmadan siyasi amaçla dava açtığını ve UAD nezdindeki dava açma amacını kötüye kullandığını belirterek, davanın reddini istemişti.

Bugün başlayan duruşmalar ise Azerbaycan'ın, 23 Eylül 2021'de, yine aynı sözleşmenin ihlal edildiği iddiasıyla Ermenistan aleyhine açtığı davaya ilişkin.

Ermenistan, 21 Nisan 2023'te Azerbaycan'ın açtığı davada mahkemenin yargı yetkisine ilişkin ön itirazlarda bulundu ve bu itirazlara ilişkin bugün başlayan duruşmalar 26 Nisan'da sona erecek.



‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
TT

‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)

ABD'nin Gazze açıklarındaki yüzer limanına nakledilen ilk yardımlar, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde dağıtılmaya başlanırken, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de 27 Ekim'de kara harekâtının başlamasından bu yana yaşanan çatışmaların ‘en şiddetli boyuta ulaşabileceğini’ bildirdi.

Bu atmosferde ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki yetkililer, Tel Aviv'i Washington'un Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme ve Ortadoğu'da kalıcı barışı sağlama vizyonunu benimsemeye ikna etme fırsatlarını tükettiklerini ve iki tarafın her zamankinden daha uzak hale geldiğini düşünüyor.

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı bilgiye göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri yönetimin insan kayıplarının yanı sıra yılda yaklaşık 5,4 milyar dolara mal olacağını gösteren bir ordu raporu nedeniyle, Gazze Şeridi üzerinde askeri yönetim uygulama planına alternatif aramaya karar verdi..


İsrail uçaklarından atılan bir füze Gazze sınırındaki Yahudi kasabasına isabet etti

Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)
Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)
TT

İsrail uçaklarından atılan bir füze Gazze sınırındaki Yahudi kasabasına isabet etti

Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)
Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı bölgesinde beş İsrail askerinin ‘dost ateşi’ sonucu öldürülmesinden üç gün sonra, dün (Cuma) bir İsrail savaş uçağından atılan füzenin Gazze Şeridi sınırındaki bir Yahudi kasabasına düştüğü ortaya çıktı. Olay dün sabah İsrail Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-15 savaş uçağından atılan 500 kilogramlık büyük bir füzenin Gazze Şeridi'ne komşu Eshkol bölgesindeki Yad kasabasında evlerin arasına düşmesiyle meydana geldi.

Askeri kaynaklara göre füze bir Gazze kasabasını hedef alıyordu, ancak rotasından saparak patlamadan bir İsrail hedefine isabet etti. Şarku'l Avsat'ın elde ettiği bilgiye göre görgü tanıkları, savaşçılar ve Hava Kuvvetleri yetkilileri füzenin patlamadığını, patlayıcı madde içerip içermediğini incelemek için olay yerine koştuğunu belirtti.

Kasaba, füzenin kontrollü bir şekilde patlatılmasına hazırlanıyor. Bu nedenle kaza bölgesine yakın yerlerde yaşayan sakinler polisin talimatıyla tahliye edildi. Hava Kuvvetleri olayın nedenini ve yankılarını belirlemek üzere soruşturma başlattı.

Bölge sakinlerine dağıtılan bildiride, “Sabah saatlerinde Yad kasabasındaki bir evin bahçesinde İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait bir uçaktan atılan bir füze görüldü. Güvenlik güçleri olay yerini boşaltmak için çalışıyor. Durum uzmanlar tarafından değerlendiriliyor” ifadeleri yer aldı. Ordu olayı nadir ve tehlikeli olarak nitelendirirken, uzmanlar füzenin patlaması halinde ciddi hasar ve kayıplara yol açabileceğini belirtti.


Axios: Washington bölgede gerilimin tırmanmasını önlemek için Tahran'la dolaylı görüşmelerde bulundu

 İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)
İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)
TT

Axios: Washington bölgede gerilimin tırmanmasını önlemek için Tahran'la dolaylı görüşmelerde bulundu

 İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)
İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)

Axios haber sitesinin bilgi sahibi kaynaklara dayandırdığı habere göre, ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetiminden iki üst düzey yetkili bu hafta Umman'da İranlı yetkililerle, bölgede saldırıların artmasının nasıl önlenebileceği konusunda dolaylı görüşmelerde bulundu.

İki kaynak, Biden yönetimi yetkilileri ile İranlı yetkililer arasındaki görüşmelerin, İran'ın ve bölgedeki vekillerinin eylemlerinin sonuçlarını açıklığa kavuşturmaya odaklandığını, ayrıca Amerika'nın İran nükleer programının durumuyla ilgili endişelerinin de görüşüldüğünü belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığı habere göre Başkan Biden'ın kıdemli Orta Doğu danışmanı Brett McGurk ve ABD'nin İran elçisi vekili Abram Paley'in de yer aldığı görüşmeler, Amman'da benzer görüşmelerin yapıldığı ocak ayından beri ABD ile İran arasında yapılan ilk görüşme oldu,

Görüşmeler, İran'ın 13 Nisan'da İsrail'e düzenlediği ve Orta Doğu'yu bölgesel bir savaşın eşiğine getiren benzeri görülmemiş füze saldırısından yaklaşık bir ay sonra gerçekleşti.

İsrail, saldırıdan birkaç gün sonra İran'a ait bir hava üssündeki S-300 hava savunma sistemini hedef alan bir misillemede bulundu.


Washington, Gazze'den 17 Amerikalı doktoru tahliye etti

Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)
Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)
TT

Washington, Gazze'den 17 Amerikalı doktoru tahliye etti

Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)
Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)

Yetkililer, Amerika Birleşik Devletleri'nin dün (Cuma) İsrail'in Mısır'la olan Refah sınır kapısının kontrolünü ele geçirmesinden beri Gazze Şeridi'nde mahsur kalan 17 Amerikalı doktoru tahliye ettiğini duyurdu.

Adının açıklanmasını istemeyen bir ABD'li yetkili, Amerikalı diplomatların 17 doktorun Kerem Şalom sınır kapısından İsrail'e geçişini ABD'li diplomatların sağladığını söyledi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü "Gazze'de mahsur kalan bazı Amerikalı doktorlar, Kudüs'teki ABD Büyükelçiliğinin yardımıyla güvenli bir şekilde bölgeden ayrıldılar" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre sözcü "Bu Amerikalı doktorların ait olduğu gruplar ve Amerikan vatandaşlarının aileleriyle yakın temas halindeydik" dedi.

Operasyon hakkında bilgi sahibi bir kaynak, gönüllü sağlık ekibinde olan üç Amerikalı doktorun, bir daha ayrılma şansına sahip olabilecekleri konusundaki belirsizliğe rağmen Gazze’de kalmaya karar verdiklerini söyledi.

İsrail güçlerinin 7 Mayıs'ta Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafının kontrolünü ele geçirdiğinden beri kapıdan hiçbir insani yardım geçmedi.

İsrail ve Başbakanı Binyamin Netanyahu, aylardır Refah'a saldırı düzenleme tehdidinde bulunuyor. ABD de dahil olmak üzere uluslararası toplumun böyle bir saldırının sivillerin yaşamı üzerindeki sonuçlarına ilişkin uyarılarına rağmen, Hamas'ı "ortadan kaldırma" hedefine ulaşmak için operasyonun gerekli olduğu konusunda ısrar ediyor.


Milyarderlerin "Filistin eylemlerine müdahale" baskısı ifşa oldu

Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
TT

Milyarderlerin "Filistin eylemlerine müdahale" baskısı ifşa oldu

Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)

İş insanlarının Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin eylemlerine polis müdahalesi için New York Belediye Başkanı Eric Adams'a baskı yaptığı ortaya çıktı.

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), gıda şirketi Kind'in kurucusu Daniel Lubetzky, risk fonu Third Point'in kurucusu Daniel Loeb, Warner Music Group'un sahibi Len Blavatnik ve gayrimenkul yatırımcısı Joseph Sitt'in, Adams'la 26 Nisan'da Zoom'dan görüştüğünü yazdı.

Görüşmenin, New York Polis Teşkilatı'ndan (NYPD) ekiplerin Columbia Üniversitesi'ne girdiği 18 Nisan'dan yaklaşık bir hafta sonra yapıldığına dikkat çekildi. 

Polis, üniversitenin talebi üzerine eylemcilere müdahale etmiş, en az 100 kişiyi gözaltına almıştı. Adams da polis müdahalesini savunarak, eylemlerin "dış etkilerin güdümünde" örgütlendiğini ve radikalleşmenin önüne geçilmesi gerektiğini iddia etmişti.

Haberde, Zoom görüşmesine katılan iş insanlarından Lubetzky'nin, 2025'te yapılacak belediye başkanlığı seçimlerinde Adams'ın yürüteceği kampanyaya maddi destek sağlanması çağrısı yaptığı belirtildi.

Gazete, Blavatnik'in nisanda 2 bin 100 dolar bağış yaptığını yazdı. WP, diğer bağışçıların kimliklerinin tespit edilemediğini aktardı.

Zoom görüşmesinde ayrıca Columbia Rektörü Minouche Shafik'le iletişime geçilmesi ve kampüse polisin girmesine müsaade etmesinin sağlanması istendi.

Ayrıca iş insanlarının Adams'tan, protestoların bastırılması ve eylemcilerin sorgulanması için NYPD'nin özel dedektiflerle çalışmasına izin vermesini istediği öne sürüldü. Haberde, Adams'ın bu seçeneğe sıcak yanaştığı savunuldu. 

Adams'ın yardımcısı Fabien Levy, WP'ye açıklamasında iddialara doğrudan yanıt vermezken, polisin kampüse üniversite yönetiminden gelen talep üzerine iki kez girdiğini söyledi. 

NYPD ekipleri, 30 Nisan'da tekrar Columbia kampüsüne girmiş, birçok akademisyen ve öğrenciyi gözaltına almıştı. Gazete, Shafik'in talebi üzerine polislerin halen kampüste olduğunu aktardı. 

İkinci polis müdahalesinin ardından yaptığı açıklamada Adams, "Barışçıl protestolar Yahudi düşmanı gösterilere döndüğü için harekete geçtik" demişti.

Milyarderlerin WhatsApp grubu

WP, Zoom görüşmesine katılan kişilerin yanı sıra aralarında Starbucks'ın eski CEO'su Howard Schultz, Dell CEO'su Michael Dell ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın kardeşi Joshua Kushner'ın yer aldığı isimlerin bir WhatsApp grubu kurduğunu aktardı.  

Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen kaynaklar, "İsrail'de mevcut durum" adlı sohbet grubunun Gazze savaşının başladığı 7 Ekim'den kısa süre sonra kurulduğunu söyledi. 

WhatsApp'taki yazışmaların, Amerikalı gayrimenkul yatırımcısı Barry Sternlicht'in bir çalışanı tarafından başlatıldığı, iş insanının gruba doğrudan üye olmadığı ifade edildi. 

Gazete, çalışanın 12 Ekim'de gruba attığı mesajla misyonu şu şekilde belirlediğini aktardı:  

İsrail savaşı cephede kazanmak için mücadele ederken, sohbet grubunun üyeleri Hamas karşıtı bir bilgilendirme kampanyasını finanse ederek, ABD kamuoyunu kendi tarafına çekip savaşın kazanılmasına destek sağlayacak.

Amerikan haber sitesi Semafor, kasımdaki haberinde Sternlicht'in 50 milyon dolarlık bir Hamas karşıtı medya kampanyası başlattığını öne sürmüştü. WP, kampanyaya WhatsApp grubundaki bazı kişilerin de katıldığını iddia etti.

WP, ayrıca gruptaki bazı isimlerin, İsrail Savaş Kabinesi Üyesi Benny Gantz, eski İsrail Başbakanı Naftali Bennet ve İsrail'in ABD Büyükelçisi Michael Herzog'la görüştüğünü aktardı.  

Eski Starbucks CEO'su Schultz'un, 16 Ekim'de gruba attığı mesajda Bennet'in özellikle görüşmeden memnun kaldığını yazdığı belirtildi.

Haberde, sohbet grubunun mayıs başında kapatıldığı aktarıldı.

Independent Türkçe, Washington Post, Semafor


Çin'in gözü Norveç'in Svalbard takımadasında

Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)
Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)
TT

Çin'in gözü Norveç'in Svalbard takımadasında

Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)
Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)

Norveç'e bağlı Svaldbard takımadasındaki son özel mülk 300 milyon euroya satılığa çıkarıldı. 

Fransız haber ajansı AFP'nin aktardığına göre, Arktik Okynausu'ndaki satılık arazi yaklaşık 60 kilometrekare büyüklüğünde. Üzerinde hiçbir yapının yer almadığı arazininyaklaşık 5 kilometre uzunluğunda kıyı şeridi var.

Takımadaların batısındaki Wedel Jarlsberg bölgesinde yer alan Sora Fagerfjord adlı arazi, Norveçli Aktieselskabet Kulspids firmasına ait. 

Şirketin avukatı Per Kyllingstad, firmanın Oslolu sanayiciler tarafından bölgede asbest madenciliği yapmak için kurulduğunu fakat bununla ilgili arazide hiçbir çalışılma yürütülmediğini belirtti. 

Avukat, satışın Norveç'in Svalbard üzerindeki egemenliğini tanıyan Svalbard Anlaşması uyarınca yapılacağını söyledi.

1920'de yapılan anlaşmada, aralarında Türkiye'nin yanı sıra Çin, ABD, Suudi Arabistan ve Japonya'nın da bulunduğu 46 ülkenin imzası var.

Kyllingstad, anlaşma gereği tüm ülkelerin satın alma sürecine eşit şekilde dahil olabileceğini söylerken, "Uzun süredir Kuzey Kutbu ve Svalbard'a gerçekten ilgi gösterdikleri için Çinliler, araziyi satın alabilecek potansiyel müşteriler arasında" dedi. 

Avukat, Norveç'in Svalbard'daki Longyearbyen bölgesine havalimanı ve ev inşa ettiğine dikkat çekti. 

Ayrıca Barentsburg bölgesinde de Rusya'ya ait bir kömür madeni faaliyet gösteriyor. Anlaşmaya göre Svalbard'a askeri üs inşa edilmesi yasak.

Kyllingstad, 2018-2019'da arazinin satışı için Norveç devletiyle görüşüldüğünü fakat fiyatta anlaşılamadığı için sürecin olumsuz sonuçlandığını söyledi. 

Arazinin satış işlemlerine destek sağlayan hukuk firması Zeiler Floyd Zadkovich'ten avukat Jonathan Webb, potansiyel alıcılar arasında çeşitli devletlerin yanı sıra ultra yüksek gelirli kişilerin olduğunu söyledi. 

Norveç'teki Fridtjof Nansen Enstitüsü'nden Andreas Osthagen, bölgenin 50 ila 100 yıl sonra çok değerlenebileceğine işaret ederek, Çinlilerin araziyi satın almaya çalışmasının Norveç makamlarını harekete geçirecek bir hamle olacağını belirtti.

Independent Türkçe, AFP, CNN


İsveç polisi İsrail'in Stokholm Büyükelçiliği’nin bulunduğu bölgeyi kordon altına aldı

İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)
İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)
TT

İsveç polisi İsrail'in Stokholm Büyükelçiliği’nin bulunduğu bölgeyi kordon altına aldı

İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)
İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)

İsveç polisi bugün (Cuma) yaptığı açıklamada, devriye ekiplerin silah sesi olduğundan şüphelendikleri bir ses duyması üzerine birkaç kişiyi gözaltına aldıklarını ve Stokholm'de geniş bir alanı kordon altına aldıklarını belirterek, polis tarafından kordon altına alınan bölgede İsrail Büyükelçiliği’nin de bulunduğunu kaydetti.

İsveç polisinin internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, “Stokholm'deki Strandvagen'de devriye ekipleri bir ses duydu ve bunun bir silah sesi olduğundan şüphelendi” ifadesi yer aldı. Açıklamada, söz konusu bölgenin başkentteki Djurgarden Köprüsü, Nobel Parkı ve Oscar Kilisesi arasında yer aldığına dikkat çekildi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre polis, birkaç kişiyi gözaltına aldıklarını ve olayla ilgili soruşturma başlattıklarını belirtti.


ABD Kongresi'ndeki Demokratlar, İsrail'e silah sevkiyatına ilişkin tasarının kabul edilmesini eleştiriyor

Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)
Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)
TT

ABD Kongresi'ndeki Demokratlar, İsrail'e silah sevkiyatına ilişkin tasarının kabul edilmesini eleştiriyor

Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)
Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)

ABD Temsilciler Meclisi'nde Başkan Joe Biden'ın İsrail'e silah sevkiyatını engelleme yetkisini zayıflatan bir karar tasarısının onaylanmasına karşı çıkan İsrail yanlısı bazı Demokrat üyeler, oylamayı ‘İsrail'i ve Yahudi toplumunu ABD'nin siyasi mücadelesinde kullanmaya yönelik utanç verici bir girişim’ olarak nitelendirerek şiddetle eleştirdi.

Söz konusu gelişme, ABD Temsilciler Meclisi'nin İsrail'e silah sevkiyatını zorunlu kılan bir tasarıyı onaylamasının ardından geldi. Cumhuriyetçiler, yedi ayı aşkın bir süredir Gazze Şeridi'nde Hamas'la savaşan İsrail'e mühimmat sevkiyatını askıya alma kararı alan Başkan Joe Biden üzerindeki baskıyı arttırmaya çalışıyor.

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığı habere göre, Demokrat üyeler Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson'a ‘tek taraflı yasa tasarıları’ politikasını durdurması ve İsrail'i destekleyen iki partili bir konsensüsü yeniden tesis etmesi çağrısında bulunuyor.

Demokrat üyeler tarafından yapılan açıklamada, ABD-İsrail ilişkilerinin tehlikeye atılmaması, Hamas'ın ortadan kaldırılması ve Gazze Şeridi'nde Hamas ve diğer Filistinli gruplar tarafından tutulan tüm esirlerin geri dönmesinin sağlanması için Cumhuriyetçi meslektaşlarıyla birlikte çalışmaya hazır oldukları ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre tasarı, Biden'ın Kongre tarafından İsrail'e onaylanan herhangi bir silah sevkiyatını engelleme, durdurma veya iptal etme kabiliyetini zayıflatıyor.

Tasarı ayrıca İsrail'in askıya alınan silah sevkiyatlarının yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren 15 gün içinde teslim edilmesini gerektiriyor.

CNN’e göre Demokratların kontrolündeki Senato'nun tasarıyı reddetme olasılığı düşükken, Beyaz Saray'ın da Biden'ın Kongre'den geçen yasayı onaylayacağını söylediği belirtildi.


Fransa'nın kuzeybatısında sinagogu ateşe vermeye çalışan bir şahıs polis tarafından vuruldu

Fransız polisi (Reuters - arşiv)
Fransız polisi (Reuters - arşiv)
TT

Fransa'nın kuzeybatısında sinagogu ateşe vermeye çalışan bir şahıs polis tarafından vuruldu

Fransız polisi (Reuters - arşiv)
Fransız polisi (Reuters - arşiv)

Fransız polisi, ülkenin kuzeybatısındaki Rouen'de bir sinagogu ateşe vermeye çalışan bıçaklı ve demir sopalı bir şahsı etkisiz hale getirdi.

Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Fransız polisi Rouen'de bu sabah erken saatlerde kentteki sinagogu ateşe vermek isteyen silahlı bir kişiyi etkisiz hale getirdi. Gösterdikleri tepki ve cesaretten ötürü kendilerini kutluyorum” ifadelerini kullandı.

Dosyaya yakın kaynağa göre, sinagogu ateşe vermeye çalışan adamın elinde ‘bıçak ve demir sopa’ vardı. Ateş açan polislere yaklaşan şahıs öldürüldü.


İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
TT

İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)

İsrail bugün Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde, Güney Afrika'nın Refah'taki askeri operasyonla Gazze Şeridi'ndeki ‘soykırımı’ devam ettirdiği yönündeki suçlamalarına cevabını sunacak.

Pretorya, UAD'dan İsrail'in Hamas'ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylediği Refah saldırısını durdurmasını talep etti.

İsrail daha önce uluslararası hukuka bağlılığının ‘sarsılmaz’ olduğunu vurgulamış ve Güney Afrika'nın açtığı davayı ‘tamamen temelsiz’ ve ‘ahlaki açıdan iğrenç’ olarak nitelendirmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'ın son kalesi olarak gördüğü Refah'ta geniş çaplı bir kara harekâtının Hamas’ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylüyor.

İsrail dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, yoğun nüfuslu bu kente yönelik geniş çaplı bir saldırıya karşı uluslararası uyarılara rağmen, Refah'taki kara operasyonlarını ‘yoğunlaştıracağını’ duyurdu. İsrail'in Refah'ta ‘insani bir felaketi’ önlediğini düşünen Netanyahu, ofisi tarafından Arapça olarak yayınlanan açıklamasında “Şu ana kadar Refah'taki yaklaşık yarım milyon insan çatışma bölgelerinden tahliye edildi. Bahsettikleri insani felaket gerçekleşmedi ve gerçekleşmeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise Refah'taki askeri operasyonun ‘takviye kuvvetlerin girişiyle devam edeceğini’ duyurdu.