ABD'deki üniversitelerde Filistin yanlısı öğrencilerin eylemleri yayılıyor

Fotoğraf: Selçuk Acar / AA
Fotoğraf: Selçuk Acar / AA
TT

ABD'deki üniversitelerde Filistin yanlısı öğrencilerin eylemleri yayılıyor

Fotoğraf: Selçuk Acar / AA
Fotoğraf: Selçuk Acar / AA

ABD'de Columbia Üniversitesi yönetimi ile öğrenciler arasında geçen hafta başlayan ve yüzlerce kişinin gözaltına alınmasına sebep olan Filistin yanlısı protestolar, ülke genelindeki diğer üniversitelere de yayıldı.

Columbia Üniversitesinin Gazze'deki soykırımı destekleyen şirketlere sağladığı mali yatırımlara tepki göstermek için kampüsün bahçesinde oturma eylemi başlatan Filistin yanlısı göstericilere New York polisinin müdahalesi sonrası, yönetim ile öğrenciler arasındaki gerginlik arttı.

Eylemin üniversitenin işleyişi için "tehdit oluşturduğunu" savunan Rektör Minouche Shafik'in yardım talebi üzerine göstericilere müdahale eden polis 108 öğrenciyi gözaltına almış, okul yönetimi de eyleme karışan yaklaşık 80 öğrenciye okuldan uzaklaştırma cezası vermişti.

Bunun üzerine, ABD'nin dört bir yanında öğrenciler, dayanışma amacıyla üniversitelerinde kendi eylemlerini başlattı.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurmasını isteyen üniversite öğrencileri, protestolar kapsamında okullarının Gazze'de ateşkes çağrılarına destek vermesini, İsrail'e silah tedarik eden şirketlerle iş yapmayı durdurmasını, İsrail'in askeri çabalarına yardımcı projeler için bu ülkeden araştırma parası kabul etmeyi sonlandırmasını ve "Gazze'deki soykırıma destek veren şirketlere" finansal yatırımı durdurmasını talep ediyor.

- The New School

New York kentinde bulunan araştırma üniversitesi The New School'da Filistin halkının yaşadığı sorunlara yönelik farkındalık oluşturmayı amaçlayan "Filistin'de Adalet için Öğrenciler (TNS SJP)" grubunun üyeleri, üniversitenin merkez binasında kamp kurdu.

Öğrencilerin kurdukları çadırların yanında "Soykırımdan hemen vazgeçin" yazılı pankartlar gözlemlenirken protestocular kampüsün pencerelerine sokaktan görülebilecek şekilde "Gazze Dayanışma Kampı" yazılı afişler yapıştırdı.

Üniversitenin New York Polisi ile ilişiğini kesmesini isteyen öğrenciler, üniversitenin İsrail'i boykot etmesini de istedi.

Grubun sosyal medya platformu Instagram üzerinden yaptığı paylaşımlarda, "Gazze dayanışma kampına katılın!", "Columbia Üniversitesindeki yoldaşlarımızın ayak izlerini takip ediyoruz." ifadeleri yer aldı.

"Filistin'de Adalet için Öğrenciler (TNS SJP)" grubunun organizatörlerinden Kartik Gupta, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Columbia Üniversitesindeki öğrencilerle dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

Gupta, "Kampı, Filistin yanlısı sesleri bastıran ve Gazze'de yaklaşık 7 aydır devam eden soykırıma sessiz kalan ülkemizdeki eğitim kurumlarının suç ortaklığını protesto etmek için süresiz olarak kurduk." dedi.

Okulda İsrail'in Gazze'ye saldırılarını kınadıkları için haklarında soruşturma başlatılan ve gözetim altında tutulan öğrenciler ile öğretim üyeleri olduğunu vurgulayan Gupta, "Halktan yana olduğunu iddia eden bir kurumunun, öğrencileri ve öğretim üyeleri için doğru olanı yapmaması bizi rahatsız ediyor." ifadesini kullandı.

- New York Üniversitesi

New York Üniversitesi (NYU) öğrencileri de İsrail'in Gazze'deki saldırılarına karşı çıkmak ve Columbia'daki öğrencilere destek olmak amacıyla kampüste eylem başlattı.

Washington Square Park yakınındaki Gould Plaza önünde protestolarını sürdüren NYU öğrencileri, üniversite yönetiminden İsrail’in Filistin işgaline destek veren şirketlerle yatırım ilişkilerini sonlandırması talebinde bulundu.

Eylem sırasında New York polisi, protesto eden 100'den fazla Filistin yanlısı öğrenciye müdahale ederek gözaltına aldı.

NYU'nun Stern İşletme Fakültesinin önüne kontrplak duvar örüldü.

- Yale Üniversitesi

ABD'nin prestijli okullarından Yale Üniversitesinde de öğrenciler, soykırımla yargılanan İsrail'in Gazze'de devam eden saldırılarına karşı Beinecke Plaza'da oturma eylemi başlattı.

Öğrenciler, Yale yönetiminden, üniversitenin İsrail ile bağlantılı "silah üreten" şirketlere yatırımlarına son vermesi talebinde bulundu.

Üniversite yönetimi ise yaptığı yazılı açıklamada, "Yale topluluğunun emniyeti ve güvenliği" gerekçesiyle polisten yardım istediğini ve eyleme son vermek istemeyen 47 öğrencinin gözaltına alındığını belirtti.

Yale yönetimi, ayrıca söz konusu öğrencilerin "okuldan uzaklaştırma" talebiyle disiplin kuruluna sevk edildiği bilgisini paylaştı.

- Massachusetts Teknoloji Enstitüsü

ABD'nin diğer önde gelen okullarından Massachusetts Teknoloji Ensititüsü (MIT) öğrencileri de üniversite bahçesinde kamp kurdu.

Üniversitenin, İsrail Savunma Bakanlığından 2015'ten bu yana araştırmalar için 11 milyon dolar fon aldığını belirten öğrenciler, MIT'nin İsrail ordusu ile bağlantılarını koparmadan protestolara son vermeyeceklerini açıkladı.

- Tufts Üniversitesi

Tufts Üniversitesinden bir grup öğrenci de okulun Medford'daki kampüsünde oturma eylemi başlattı. Filistin yanlısı öğrenciler, çadırdan oluşan kamp kurdu.

Tufts Üniversitesi yönetim sözcüsü Patrick Collins, yerel basına yaptığı açıklamada, "durumu yakından izlediklerini" belirtti.

Öğrencilerin kampüste gösteri yapmak da dahil olmak üzere görüşlerini ifade etmelerine izin verildiğini ifade eden Collins, üniversite politikasını ihlal eden davranışlarda bulunan tüm topluluk üyelerinin sorumlu tutulacağını kaydetti.

Collins, "Bu konudaki tutumumuz birkaç yıldır açık ve tutarlıdır. Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar (BDS) Hareketi'ni desteklemiyoruz." dedi.

- Emerson College

Emerson College öğrencileri de Filistinlilere destek için düzenledikleri ve Boston'daki Boylston Caddesi'nde kamp kurdukları protestolarına devam ediyor.

Emerson College yönetimi yetkililerinden Jay Bernhardt, öğrencilerin kendi düşüncelerini protestolarla ifade etme hakkı olduğunu ancak yönetimin güvenliği veya eğitimin devamını tehdit edecek faaliyetlere tolerans göstermeyeceğini açıkladı.

- Kuzey Carolina Üniversitesi

Kuzey Carolina Üniversitesi (UNC) öğrencileri de Columbia Üniversitesi eylemlerinde tutuklanan öğrencilere destek için kampüste protesto düzenledi

"Filistin'de Adalet için Öğrenciler (UNC SJP)" adlı öğrenci topluluğunun organize ettiği eylem kapsamında öğrenciler, rektörün ofisinin bulunduğu Güney Binası'nın dışındaki avluda toplandı.

Çadırlarda, sandalyelerde ve piknik örtülerinde oturan öğrenciler, Gazze ile dayanışma sloganları attı.

UNC SJP'in sosyal medya hesabında yapılan açıklamada, "Her yerde bilinçli öğrenciler ayağa kalkıyor ve kurumlarının İsrail'in Filistin ve Filistinlilerin yaşamına yönelik soykırımındaki suç ortaklığına karşı seslerini yükseltiyor." denildi.

- Stanford Üniversitesi

California eyaletindeki Stanford Üniversitesinde Filistin yanlısı öğrenciler, Gazze Şeridi'nde devam eden İsrail saldırılarına tepki gösterdi.

Düzenledikleri gösteri kapsamında Filistin bayrakları ve pankartlar taşıyan öğrenciler, İsrail aleyhine sloganlar attı.

- Minnesota Üniversitesi

Minnesota Üniversitesi, Filistin'e desteklerini göstermek ve üniversitenin İsrail'i destekleyen şirket ve akademik enstitülerle ilişiğini kesmesini talep etmek için Walter Library önünde kamp kurdu.

Öğrenciler, üniversitenin Lockheed Martin, General Dynamics, Boeing ve Honeywell gibi şirketlerle Tel Aviv Üniversitesi, Kudüs İbrani Üniversitesi ve Hayfa Üniversitesi gibi akademik enstitülerle ilişiğini kesmesini talep etti.

Bir üniversite sözcüsü, izinsiz çadırların üniversite arazisinde yasak olduğunu belirterek protestolar sırasında 9 öğrencinin gözaltına alındığını açıkladı.

- California Üniversitesi

California Üniversitesinden (UCLA) öğrenciler, Gazze'de saldırıların sona ermesi ve üniversitenin İsrail'le bağlantılı şirketlere yatırımını sonlandırmasını talep etmek amacıyla Sproul Plaza'da kamp kurdu.

Geçen hafta 100'den fazla kişinin tutuklandığı Columbia Üniversitesinde devam eden Filistin yanlısı protestolarla dayanışma amacıyla çadır kurduklarını belirten öğrenciler, eylemi "dayanışma kampı" olarak adlandırdı.

Öte yandan, üniversite yönetimi sözcüsü, okulun yatırım politikalarını ve uygulamalarını değiştirmeye yönelik planı olmadığını söyledi.

- Michigan Üniversitesi

Michigan Üniversitesi öğrencileri de 22 Nisan'da Filistin'e desteklerini göstermek için merkez kampüste onlarca çadır kurdu.

Üniversitenin İsrail'i destekleyen kuruluş ve şirketlerle olan anlaşmalarını bitirmesini isteyen öğrenciler, protestolarına gelecek iki hafta devam etmeyi planladıklarını bildirdi.

Protestoya 100'den fazla öğrenci katıldı.

- Harvard Üniversitesi, protestoları engellemek için avlusunu kapattı

Üniversite yönetimi, Harvard Avlusu girişlerine astığı yazıda, çadır veya masa gibi binalara girişi kısıtlayacak eşyaların getirilmesi halinde bu eşyaları getirenlere disiplin cezası verilebileceğini açıkladı.

Avluda çalışan öğrencilere yollanan e-postada ise avlunun "tedbirli davranmak ve toplumun güvenliğini ön planda tutmak" amacıyla cuma gününe kadar kapatıldığı aktarıldı.



Netanyahu, seçim sicilini temize çıkaracak bir af istiyor

Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
TT

Netanyahu, seçim sicilini temize çıkaracak bir af istiyor

Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yargılanmasının başlamasından yaklaşık beş yıl sonra dün Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'dan af talep ederek hem siyasi hem de hukuki arenada şaşkınlık yarattı.

İsrailli analistler ve politikacılar, Netanyahu'nun bu hamlesini Ekim 2026'da yapılacak İsrail parlamento seçimlerine hazırlıkla ilişkilendirerek, seçim öncesinde seçimlerdeki konumunu iyileştirmek istediğini öne sürdüler.

Netanyahu suçunu kabul etmedi ancak bu talebi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Herzog'a aynı dileği dile getiren mektubundan yaklaşık iki hafta sonra geldi.

İsrail Yayın Kurumu'nun siyasi muhabiri Gili Cohen, "Netanyahu, af talebi sayesinde bir sonraki seçimlerde yargılanmadan aday olmak istiyor" görüşünde.

Herzog'un ofisi ise talebin istisnai olduğunu anladıklarını ve tüm görüşleri aldıktan sonra "sorumlu bir şekilde değerlendireceklerini" belirtti. Ancak muhalefet lideri Yair Lapid, Herzog'a hitaben, "Netanyahu'ya suçunu kabul etmeden, pişmanlık duymadan ve siyasi hayattan çekilmeden af ​​veremezsiniz" ifadelerini kullandı.


Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


Washington, İsrail ile Suriye arasındaki gerginliği yatıştırmak için müdahale etti: ABD temsilciler gönderebilir

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
TT

Washington, İsrail ile Suriye arasındaki gerginliği yatıştırmak için müdahale etti: ABD temsilciler gönderebilir

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)

İsrail Yayın Kurumu KAN, ABD'nin Şam kırsalındaki Beyt Cin köyünde meydana gelen son olayın ardından İsrail ile Suriye arasındaki gerilimi azaltmak için çaba gösterdiğini ve Tel Aviv'e durumu yatıştırması yönünde bir mesaj ilettiğini bildirdi. Washington, bölgesel istikrarı desteklemek için önümüzdeki hafta aralarında Morgan Ortagus’un da olduğu temsilcilerini göndermeyi düşünüyor.

h
Suriye sivil savunma personeli, Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İsrail hava saldırısı sırasında yıkılan bir evi incelerken (AP)

KAN'a göre mektup, İsrail ordusu tarafından Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İslamcı bir grubun üyelerinin tutuklanmasına ilişkin bilgi sahibi olan bölgedeki ülkelerden birindeki bir kaynak tarafından açıklandı. Aktarılan bilgilere göre tutuklular soruşturma sırasında Hamas, İran ve Hizbullah ile bağlantıları olduğunu ve söz konusu taraflardan silahlandırılmaları ve İsrail'e karşı eylemlerde bulunmaları amacıyla finansman aldıklarını itiraf ettiler.

Lübnan merkezli İslamcı grup, tutuklamaların açıklanmasının ardından Suriye topraklarında faaliyetleri olduğu iddialarını ise reddetti.

r
İsrail'in saldırı düzenlediği Suriye'nin Beyt Cin köyündeki bir sokakta yanmış bir askeri araç (AFP)

İsrail televizyonu Kanal 12, perşembe gecesi ve cuma sabahı Suriye topraklarında gerçekleştirilen İsrail operasyonunun, İslamcı gruba askeri takviye sağlamayı engellemeyi amaçladığını bildirdi. İsrail ordusundan kaynaklara göre operasyonun amacı, grubun İsrail topraklarına fırlatılmaya hazır füzeler elde etmesini önlemekti.

Kanal 12, İslamcı grubun Sünni bir örgüt olduğunu, ancak Hizbullah ile iş birliği yaptığını belirtti. Kanal 12’ye göre İsrail, bu grubu artık görmezden gelemeyeceğine karar verdi.

dfrg
55. Paraşütçü Tugayı’ndan yedek askerler Suriye'nin güneyinde konuşlandırıldı, 21 Kasım 2025 (İsrail Savunma Kuvvetleri)

Kanal 12’nin haberine göre son aylarda, çeşitli örgütler tarafından Suriye Golan Tepeleri'nde tampon bölgedeki IDF güçlerini veya İsrail yerleşimlerini tehdit edebilecek altyapı kurma girişimleri arttı. İsrail ordusu da bu yüzden Suriye'nin iç kesimlerinde aktif olarak faaliyet gösteriyor ve aynı bölgede birkaç kez daha aktif olacağı tahmin ediliyor.

Terör örgütlerinin güçlerini artırma girişimlerine yanıt olarak İsrail'in çeşitli ülkeler aracılığıyla Suriye rejimine, bu gelişmelere göz yummaya devam edemeyeceğini belirten mesajlar gönderdiğini de sözlerine ekledi. İsrail, Suriye’nin kararlı adımlar atmasını bekliyor, aksi takdirde İsrail, Suriye’nin Golan Tepeleri'ndeki operasyonlarını yoğunlaştıracak.

Suriye'den gözaltına alınanların İsrail'e karşı terör eylemi planları yaptıklarını ve soruşturma için İsrail'e nakledildiklerini bildiren Kanal 12’ye göre bunlar arasında biri patlayıcı cihazlar yerleştirmiş ve yüksek bir yerden ordu güçlerine ateş açmış olan iki kardeş de bulunuyor. Bilgi, Yedioth Ahronoth gazetesi tarafından da doğrulandı.

Gazete, İsrail'in olayın ardından Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara rejimine ciddi mesajlar gönderdiğini ve misilleme hazırlıklarına başladığını yazdı. Güvenlik kaynakları, Şara'ya bağlı güvenlik unsurlarının olayda herhangi bir rol oynadığının henüz tespit etmediklerini belirtti.

drfgt
Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İsrail ordusunun operasyon düzenlediği bölgede toplanan Suriyeliler (AFP)

Kaynaklar, bu ciddi olayın İsrail'in düşman unsurların kendi çevresinde yerleşmesine izin vermemesi gerektiğini gösterdiğini ve Suriye'nin istikrarsız bir ülke olması nedeniyle şu anda herhangi bir anlaşmaya varılamayacağını vurguladı.

Kaynaklar şunları ekledi:

“Her şeyden önce, bu olay, devlet olarak ele geçirdiğimiz topraklardan, özellikle Şeyh (Hermon) Dağı'ndan çekilmememiz gerektiğini gösteriyor.”

Kanal 12'nin ikinci bir haberinde, Şam hükümetine yakın bir kaynak, bunun münferit bir olay olduğunu doğruladı ve İslamcı unsurların İsrail'e karşı kaydedilen ilerlemeyi baltalamaya çalıştığı uyarısında bulundu.

Kanal 12 şunları aktardı:

“İsrail ile güvenlik anlaşması hazırlıkları sırasında Batı ülkeleriyle anlaşmazlığa düşmek Şeriat rejiminin çıkarına değildir. Burada Amerika'nın desteği var ve bu konuda ciddi çalışmalar yapılıyor. Güvenlik anlaşmasına varmak, herhangi bir gerginlikten çok daha önemli.”

Kanal 12’nin haberine göre gerginlik, Suriye'nin güneyinde hala direniş çizgisinin etkisi altında olan ve şiddeti kışkırtan unsurların varlığından kaynaklanıyor ve bu yüzden diğer olaylar gibi münferit olaylar meydana gelebilir.

y6tj
İsrail güçleri, Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki Sayda beldesine ilerliyor (Arşiv - SANA)

İran'ı bu olaya karışmakla suçlayarak Kanal 12 haberinde “(İran) Anlaşmayı istemiyor ve bu nedenle onu sabote etmekle ilgileniyor. Belki de İranlılar ve diğer terörist unsurlar, İslamcı gruplarla birlikte bu işin içindedir” diye ekledi.

İslamcıların genel olarak birbirleriyle iş birliği yapmalarının sorun olduğu belirtilen haberde, İran, Hamas ve Hizbullah’ın Suriye ile İsrail arasında bir anlaşmaya varılmasını istemedikleri kaydedildi. Bu, Suriye hükümetine yakın bir kaynak tarafından da doğrulandı.

Kaynağa göre bazen sahadaki durum buna izin veriyor. Bu bölgede gerçek bir devlet yok, daha çok bir kaos durumu var ve bu nedenle her şey mümkün.

Hükümet Suriye’nin güneyine girerse, sınırlı imkanlarına rağmen durumu kontrol altına alabileceğini söyleyen kaynak, “Bugün, yeni yönetim, tüm dünya ülkeleriyle ilişkiler kurmayı ve yatırım yapmayı amaçlayan ekonomik ve ticari bir yaklaşım benimsedi. İslamcıların kendi iktidarına tehdit oluşturduğunun farkında. Bu yüzden Suriye'deki tüm radikal unsurlar kısıtlanıyor ve bunlarla mücadele ediliyor” dedi.