BM Raportörü Mofokeng, Gazze'de yaşananların "kesinlikle soykırım" olduğunu söyledi

Fotoğraf: Muhammet İkbal Arslan / AA
Fotoğraf: Muhammet İkbal Arslan / AA
TT

BM Raportörü Mofokeng, Gazze'de yaşananların "kesinlikle soykırım" olduğunu söyledi

Fotoğraf: Muhammet İkbal Arslan / AA
Fotoğraf: Muhammet İkbal Arslan / AA

Birleşmiş Milletler (BM) Sağlık Hakkı Özel Raportörü Tlaleng Mofokeng, İsrail'in yoğun saldırıları altındaki Gazze'de yaşananların "kesinlikle soykırım" olduğunu belirtti.

Mofokeng, Gazze'de yaşananlara ve buradaki sağlık altyapısındaki son duruma ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Gazze'deki mevcut çatışma halinin tırmanmaya devam ettiğine dikkati çeken Mofokeng, 7 Ekim 2023'ten bu yana özellikle sağlık alanında olmak üzere çok fazla ağır insan hakkı ihlali yaşandığını kaydetti.

Mofokeng, "Bu süreçte açlığın nasıl bir savaş silahı olarak kullanıldığını gördük. Sağlık çalışanlarımızın öldürüldüğünü, uluslararası insan hakları ve insancıl hukuk gereği İsrail hükümeti tarafından korunmadıklarını da gördük. Bu, yaşanan kronik şiddet olaylarından sadece bir tanesi. Bu düzeyde bir yıkımı hiç görmedik." dedi.

Gazze'de şu anda üzerine konuşulabilecek sağlık sistemi olmadığını, bunun tamamen yok edildiğini vurgulayan Mofokeng, BM ve insani yardım kuruluşlarının, Gazze'de sağlık dahil tüm alandaki eksikleri gidermek için mücadele ettiğini belirtti.

Mofokeng, Gazze halkının da herkes gibi "sağlık hakkı" olduğunu ve yaşanan şiddet ortamında buna erişemediğini söyledi.

Gazze'de 7 Ekim 2023 öncesinde de normal sağlık sistemi bulunmadığını hatırlatan Mofokeng, Gazze için onarıcı bir "adalet sürecinin" nasıl olacağının iyi tasarlanması gerektiğini kaydetti.

"(Gazze'de) Derhal ateşkes sağlanması zorunludur. Gazzelilerin ve toprakları işgal edilen Filistin halkının kendi kaderini tayin etmesine izin vermeliyiz." ifadesini kullanan Mofokeng, Gazze'deki kayıpların netleştirilmesi gerektiği, sonrasında yeniden inşa süreci için kaynak ve desteğe ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Mofokeng, "(Gazze'de) Şu anda yaşananlar kesinlikle soykırımdır. Uluslararası Adalet Divanını kullanarak cezai sorumluluk açısından farklı hesap verme süreçleri olduğunu bir mahkemenin size söylemesini beklemenize gerek yok. İsrail hükümeti, yapmak istediklerinin tam olarak bu olduğunu çok açık şekilde ifade etti. Yaşananlar tam olarak budur. Gazze'de, işgal altındaki Filistin topraklarındaki soykırım saldırılarıdır." dedi.

Hesap verebilirliğin önemine işaret eden Mofokeng, "İsrail hükümetine bu soykırım eylemini gerçekleştirebilme imkanı sağlayan birçok müttefiki var, aynı zamanda onlara milyarlarca dolarlık para yardımı yapan. İsrail'i hesap vermekten koruyacak BM Güvenlik Konseyi içinde dahi siyasi güç var." değerlendirmesinde bulundu.



Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
TT

Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)

Tibet Budizmi'nin ruhani lideri 14. Dalay Lama Tenzin Gyatso cumartesi günü sürgündeki binlerce Tibetli'yle buluştu. 

Dünyanın dört bir köşesinden gelen takipçileri, 14. Dalay Lama'nın onlarca senedir yaşadığı Dharamshala yakınlarındaki büyük tapınakta bir tören düzenledi.  

6 Temmuz'da 90 yaşına girecek 14. Dalay Lama'nın çok uzun bir yaşam sürmesi için duacı oldular. 

Tenzin Gyatso törende yaptığı ve eş zamanlı olarak farklı dillere çevrilen konuşmasında Budistlerin ruhani koruyucularından birine işaret ederek şu ifadeleri kullandı:

Şu ana kadar elimden gelenin en iyisini yaptım. Avalokiteśvara'nın da desteğiyle 30-40 yıl daha yaşayıp duyarlı varlıklara ve Budizm öğretilerine hizmetimi sürdürmeyi umut ediyorum.

14. Dalay Lama, aralıkta Reuters'a yaptığı açıklamada 110 yaşına kadar yaşayacağını öngörmüştü. 

Tenzin Gyatso, ölümünden sonra Tibet'teki Budizm geleneğinin süreceğini belirterek, bu unvanı taşıyan son kişi olmayacağını önceki günlerde söylemişti.

Ruhani lider, 1587'de oluşturulan Dalay Lama unvanının yeni bir reenkarnasyonla süreceğini ifade etmişti.

Halefinin belirlenmesinde tek yetkinin kendi kurduğu Gaden Phodrang Vakfı'na ait olacağını söyleyen Tenzin Gyatso, 15. Dalay Lama'nın Çin sınırları dışında "özgür dünyada" doğacağını da yinelemişti. 

Gyatso'nun "Çin dahil herhangi bir ülke tarafından siyasi amaçlarla seçilen bir adayın tanınmaması gerektiğini" vurgulamasına Pekin'den tepki gelmişti. 

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, yeni Dalay Lama'nın Pekin yönetimi tarafından onaylanması gerekeceğini savunmuştu.

Tibet Budizmi'ne göre Dalay Lama, reenkarne olacağı bedeni kendisi seçebiliyor. 

Tenzin Gyatso, 1940'ta Dalay Lama’nın 14. reenkarnasyonu olarak Tibet Budizmi'nin ruhani liderliğini yapmaya başlamıştı.

Gyatso, Çin birliklerinin Tibet'in başkenti Lhasa'da 1959'da patlak veren bağımsızlık yanlısı ayaklanmayı bastırmasının ardından bölgeyi terk etmiş ve Hindistan'ın kuzeyindeki Dharamshala kentine yerleşmişti. Burada sürgündeki Tibet meclisi ve hükümetini kurmuştu.

Himalaya Dağları'nın kuzeyinde yer alan 2,5 milyon kilometre genişliğindeki Tibet Platosu, deniz seviyesinden ortalama 4 bin 380 metre yüksekliğiyle "dünyanın çatısı" diye biliniyor.

Tarih boyunca yarı göçebe Tibet halkının yurdu olan bölge, 1951'de imzalanan 17 Nokta Anlaşması'yla Çin'in egemenliğine girmişti. Pekin yönetimi, bunu "Tibet'in barışçıl özgürleşmesi" diye adlandırmıştı.

Independent Türkçe, AFP, Reuters