Refah'a kara operasyonu: İsrail'in "insani bölge" planı tatmin etmedi

Hizbullah'la İsrail arasındaki çatışmalar da sürüyor

Pek çok kişi diğer bölgelerden kaçıp Mısır sınırındaki Refah'a sığındı (AFP)
Pek çok kişi diğer bölgelerden kaçıp Mısır sınırındaki Refah'a sığındı (AFP)
TT

Refah'a kara operasyonu: İsrail'in "insani bölge" planı tatmin etmedi

Pek çok kişi diğer bölgelerden kaçıp Mısır sınırındaki Refah'a sığındı (AFP)
Pek çok kişi diğer bölgelerden kaçıp Mısır sınırındaki Refah'a sığındı (AFP)

Pentagon, İsrail'in bu konudaki planları için "hâlâ endişeli" olduklarını vurgularken İsrail resmi televizyonu KAN, gece "Ordu çok kısa süre içinde Refah'a girmeye hazırlanıyor" haberini geçti. 

ABD'nin New York Times gazetesiyse İsrail'in planlarının neler olduğunu anlatan bir haberi bugün yayımladı. 

Kudüs Muhabiri Adam Rasgon'ın imzasını taşıyan haber için konuşan bir İsrail askeri yetkilisi, büyük bir kara operasyonuna başlanması halinde, bir milyona yakın Filistinlinin sığındığı Refah'ta yaşayanların İsrail'in sahilde büyüttüğü "insani bölge"ye gönderileceğini söyledi. 

İsmi açıklanmayan yetkilinin "insani bölge" için gösterdiği yerlerden El-Mavasi'de görev yapan sağlıkçı Muhammed el-Hassi, buranın halihazırda İsrail'in yerinden ettiği kişilerle dolup taştığını vurguladı:

Yeterince tuvalet, su ve alan yok. Mevcut altyapı buradaki insan sayısını bile zar zor kaldırıyor.

İsrailli yetkili, El-Mavasi dışında da bazı yerlerin "insani bölgeye" dönüştürülebileceğini söylerken bunların adını vermedi. Uydu görüntülerini inceleyen New York Times da bölgenin önceki aylara göre kayda değer ölçüde kalabalıklaştığını bildirdi. 

İsrail, Gazze'nin diğer yerlerinden kaçanları El-Mavasi'ye yönlendirmişti. Bölgedeki Filistinliler, İsrail'in roket atıldığını savunarak buraya da saldırdığını söylüyor.

Sağlık görevlisi El-Hassi şu ifadeleri kullanıyor:

Burada güvenli bir yer yok. İsrail ya da dünyada kim olursa olsun, herhangi birisine karşı hiçbir düşmanlığım yoktur ama içinde bulunduğum otomobil, arazi ya da binanın sıradaki hedef olmayacağının teminatını veremem.

Aneri adlı yardım kuruluşunun direktörü Sandra Rasheed, İsrailli yetkililerin kendilerine hemen operasyon düzenleyeceğine dair bir sinyal vermediğini belirtirken El-Mavasi'de çalışanları için yer bulduklarını da sözlerine ekledi.

BM yetkilileri de muhtemel istilaya dair kendilerine bilgi verilmediğini vurguladı. 

İsrail aylardır Refah'a büyük bir kara operasyonu düzenleyeceği tehdidini savuruyor. ABD de dahil olmak üzere uluslararası toplumsa buna karşı çıkıyor. 

Kuzey Gazze'den Refah'a sürülen ikinci el kıyafetçi Receb el-Sindavi'yse eşi ve 7 çocuğuyla birlikte küçük bir çadırda yaşamak zorunda kaldığını söylüyor:

Burada herkes bizi nasıl taşıyacaklarını duymayı bekliyor.

İsrail resmi televizyon kanalı KAN'ın askeri haberler yorumcusu İtay Blumental, gece haberlerinde "İsrail ordusunun planına göre, Refah'taki bir milyondan fazla Filistinlinin bölgeyi tahliye ederek, Gazze Şeridi'nin güneyi ve orta kesiminde son zamanda hazırlanan barınaklara gelmesi istenecek" dedi.

Blumental, İsrailli güvenlik yetkililerinin Refah'ın tahliyesinin 4-5 hafta süreceğini söylediğini aktardı.

Hizbullah'tan saldırı açıklaması

Diğer yandan Hizbullah'la İsrail arasındaki çatışmalar da sürüyor. Lübnan'daki İran destekli Hizbullah Hareketi'nden yapılan açıklamada, Lübnan'ın güneyinde sivillerin ölümüne neden olan dünkü İsrail saldırısına karşılık bugün sınır bölgesinde bulunan yerleşim biriminin hedef alındığı belirtildi.

Açıklamada, İsrail'in sınır hattı üzerinde yer alan Şumira yerleşim birimine onlarca katyuşa füzesi fırlatıldığı ifade edildi.

Ayrıca İsrail'in Er-Rahib askeri mevziisinin de topçu atışlarıyla vurulduğu kaydedildi.

Öte yandan İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Lübnan'dan gelen birkaç saldırı üzerine Teyrharfa bölgesindeki Hizbullah hedeflerinin savaş uçaklarıyla vurulduğu belirtildi.

Açıklamada, Lübnan'ın Merkaba, Ayta eş-Şaab ve Mervahin beldelerindeki Hizbullah'a ait askeri altyapıların savaş uçaklarıyla hedef alındığı kaydedildi.

İsrail ordusuna ait savaş uçakları, dün Lübnan'ın güneyindeki Hanine beldesinde yer alan iki katlı bir binaya hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda bir kadın ve bir çocuk hayatını kaybetmiş, 6 sivil de yaralanmıştı.

Independent Türkçe, New York Times, AA

 



İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Hüda Rauf

İran ile ABD arasındaki müzakereler, her iki müzakereci ve arabulucu tarafın iyimser ve olumlu açıklamalarıyla ilerleyen üç turdan sonra durdu. Dördüncü turun ertelenmesi, ABD-İran arasında geçici veya kalıcı bir anlaşmaya varılma şansı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana tüm göstergeler, hem İran hem de Amerikan tarafının bir anlaşma imzalamaya hazır ve niyetli olduğuna işaret etse de, şimdilik görüşmelerin üçüncü turda durmasının -ama bu geçici ve yakında dördüncü turla devam edecek gibi görünüyor- her bir tarafın istediği şeyin teknik ayrıntılarından ibaret olmayan başka nedenleri de vardı. Nitekim Washington'daki bazı taraflar İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasından bahsederken, diğerleri ise sıfır zenginleştirmeden bahsediyor ve İran her ikisini de reddediyor.

Trump yönetiminin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff, Tahran'ın uranyumu yüzde 3.67 oranında zenginleştirme hakkı olduğunu söylese de, ertesi gün İran'ın uranyum zenginleştirmemesi gerektiğini açıkladı. Ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın uranyum zenginleştiren tek nükleer olmayan ülke olmak istediğini söyledi.

Öte yandan İran'ın yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme imkânına sahip olması durumunda bu oranın barışçıl amaçlarla uyumlu olmadığı belirtiliyor. Zira birkaç hafta içinde yüzde 20, sonra yüzde 60 ve en sonunda da yüzde 90 zenginleştirme oranına ulaşabilir ki bu da silah üretmek için gereken oran.

Her iki taraftan gelen belirsiz açıklamalara rağmen İran ve Washington'un çok yakında bir anlaşmaya varma noktasında olduğu kesin. Ancak görüşmelerdeki duraklamanın bölgesel bir başka gelişmeyle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. İran'da Recai Limanı’nda ağır kayıplara yol açan ve etkileri halen devam eden bir patlama meydana gelirken, Husilerin İsrail hedeflerine yönelik saldırısı gerçekleşti. Husilere ait bir insansız hava aracı İsrail'deki enerji merkezini çevreleyen köprünün yakınına düşerek geniş çaplı bir hasara yol açtı. İsrail güvenlik birimlerinin yaptığı değerlendirmelerde, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yeni tip bir füze fırlattığı belirtiliyor. Saldırı üzerine İsrail, İran’ı hedef alma ve eleştirme bahanesi bulma fırsatını kaçırmayarak, Tahran’ı Husi saldırısının arkasında olmakla suçladı.

İran'ın yıllardır Husilere askeri, mali ve lojistik destek sağladığı biliniyor. Ancak İsrail, bu olayı İran'ı eleştirmek ve Washington ile yürüttüğü müzakereler kapsamında ona baskı yapmak için kullandı. Öte yandan İran da Husi saldırılarını, Washington'u Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmaları için Husileri etkileme gücüne sahip olduğuna ikna etmek amacıyla kullanıyor ve bu, İran'ın bilinen meseleleri birbirine bağlama politikasıyla örtüşüyor.

Daha sonra üçüncü tur görüşmelerin ardından müzakereler durdu, ama dördüncü tur görüşmeler yakın. Trump da Husiler ile Kızıldeniz'de ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulması ve ABD’nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırılarının durması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Bilhassa saldırılardan zarar gören Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz'e kıyısı olan bölge ülkeleri olduğu için, iki taraf arasındaki saldırıların durması, bölgede sükunetin sağlanması ve gerginliğin azalması için olumlu bir gösterge. Suudi Arabistan, Yemen'de gerginliğin azaltılması ve Yemen krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesi amacıyla bu anlaşmaya mutlaka destek verecektir. Ancak anlaşma diğer yandan, Trump'ın övünebileceği herhangi bir başarı elde etmek isteyen Washington'a baskı yaparak, İran ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda birbirlerini nasıl kullandıklarını da ortaya koydu.

Kaldı ki Washington ile Husiler arasındaki anlaşmaya ilişkin soru işaretleri de gündemde; anlaşma Trump'ın bölge ziyareti bitene kadar geçici mi olacak, yoksa devam mı edecek? Yemenli isyancılar sadece İsrail gemilerine saldırmaya devam ederse ne olacak? Bu durum İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durmasına yol açacak mı? Tüm bunlar önümüzdeki ziyaretten sonra cevapları daha da netleşebilecek sorular.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran, İsrail ve Husiler, mevcut süreçte çıkarlarını korumak için Amerikan rolünü kullanmayı, ondan faydalanmayı başardılar. Ancak gelişmeler henüz şekillenme aşamasında ve bunların kısa sürede çökecek geçici düzenlemelerle mi yoksa daha uzun süre devam edecek düzenlemelerle mi sonuçlanacağı belirsiz.