Avustralya Başbakanı Albanese, aile içi şiddeti "ulusal kriz" olarak nitelendirdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Avustralya Başbakanı Albanese, aile içi şiddeti "ulusal kriz" olarak nitelendirdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, ülke genelinde kadına yönelik şiddete karşı düzenlenen protestoların ardından aile içi şiddeti "ulusal kriz" şeklinde nitelendirdi.
Albanese, Avustralya'da aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadınların durumuna dikkati çekmek amacıyla düzenlenen protestolara ilişkin, Nine Network televizyonuna değerlendirmelerde bulundu.

Bu protestoların, cinsiyete dayalı şiddeti önlemek için hükümete yapılan bir çağrı olduğunu dile getiren Albanese, bu çağrıya kulak vermeleri gerektiğini ve "sadece empati kurmanın yeterli olmadığını" belirtti.

Anthony Albanese, "Ortalama her 4 günde bir kadının, partnerinin elinde ölmesi, ulusal krizdir." diye konuştu.

Öte yandan Başbakan Albanese, başkent Kanberra'da katıldığı mitingde, protestocuların sert tepkisiyle karşılaştı.

Protestocular, Albanese'e karşı "Harekete geçin" ve "İşinizi yapın" şeklinde sloganlar atarken, başbakan da şiddetin önlenmesi ve suçlulara odaklanılması gerektiğini söyledi.

Avustralya'da hafta sonu ülke genelinde kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla 17 farklı protesto düzenlendi. Melbourne kentindeki protestoya, yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı tahmin ediliyor.



Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
TT

Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)

Amerikan vatandaşı Joseph Tater, yaklaşık bir yıl boyunca hapishanede ve psikiyatri hastanesinde tutulduktan sonra Rusya'dan ayrıldı.

46 yaşındaki Tater, ağustos ayında Moskova'da otel çalışanlarına kötü muamele ve ardından bir polis memuruna saldırı suçlamasıyla tutuklandı.

Nisan ayında mahkeme, Tater'in yargılanmaya uygun olmadığına karar verdi ve onu “tıbbi nitelikteki zorlayıcı tedbirler” yani zorunlu psikiyatrik tedaviye sevk etti.

Rus yetkililer, Tater'i kararın açıklanmasından önce bir gözaltı merkezinden psikiyatri koğuşuna nakletmişti. TASS'ın o zamanki haberine göre, bir sağlık heyeti Tater'in “gerginlik, dürtüsellik, hayali düşünceler ve davranışlar” sergilediğini belirtmişti.

Rus resmi haber ajansları, Tater'in eylül ayında yapılan duruşmada ABD vatandaşlığından vazgeçmek istediğini ve CIA'nın kendisini takip ettiğini söylediğini bildirmişti.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığına göre kolluk kuvvetleri, “yargı kararıyla psikiyatri hastanesinde tutulan ABD vatandaşı Tater'in Moskova'daki klinikten çıkmasına izin verildiğini ve Rusya topraklarını terk ettiğini” bildirdi.

Rusya, son yıllarda casusluk, Rus ordusunu eleştirmek, hırsızlık ve ailevi anlaşmazlıklar gibi çeşitli suçlamalarla çok sayıda ABD vatandaşını tutukladı. Bu durum, Washington'un Moskova'yı “rehine alma” ve bunları takas işlemlerinde kullanma niyetinde olduğu yönündeki suçlamalarına yol açtı.

ABD ve Rusya çifte vatandaşı olan Ksenia Karelina, nisan ayında, Ukrayna'yı destekleyen bir hayır kurumuna yaklaşık 50 dolar bağışladığı için 12 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra serbest bırakıldı.

Buna karşılık Washington, Rus-Alman vatandaşı Arthur Petrov'u serbest bıraktı. Petrov, ABD yapımı elektronik cihazları Rus ordusuyla iş yapan şirketlere yasadışı olarak ihraç etmekle suçlanıyordu.