Bağımsız bir Filistin devletinin tanınması, iki devletli çözümle ilgili müzakerelerin önünü açabilir

BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
TT

Bağımsız bir Filistin devletinin tanınması, iki devletli çözümle ilgili müzakerelerin önünü açabilir

BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)

Analistler sembolik olmasına rağmen mayıs ayında bazı Avrupa ülkeleri tarafından tanınması beklenen bağımsız Filistin devletinin, Batı’nın Gazze’deki çatışmayı çözmek için savunduğu iki devletli çözüm müzakerelerinin önünü açabileceğini düşünüyorlar.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, pazartesi günü Riyad'da yaptığı açıklamada aralarında Belçika, İrlanda, Malta, Slovenya ve İspanya'nın da bulunduğu bazı Avrupa ülkelerinin mayıs ayında Filistin devletini tanıdıklarını açıklamalarını beklediğini söyledi.

Akdeniz ve Ortadoğu Araştırmaları ve Çalışmaları Enstitüsü'nden (iReMMO) Agnès Levallois, “Her şeyden önce bu, Filistinlilerin hayatını değiştirmeyecek sembolik bir jestten ibaret olsa da İsrail'i bağımsız bir Filistin devletini tanımaya zorlamak için bir baskı aracı olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi ve AB ülkelerinin uzun vadeli tek çözüm olarak gördüğü Filistin devletinin tanınmasına karşı çıkıyor.

Merkezi Cenevre'de bulunan Arap Dünyası ve Akdeniz Araştırma Merkezi'nin (CERMAM) Direktörü Hüsnü Abidi, Hamas Hareketi’nin 7 Ekim'de İsrail'in güneyinde gerçekleştirdiği ve daha önce eşi ve benzeri görülmemiş saldırının ardından Netanyahu’nun bağımsız bir Filistin devletinin tanınmasını Hamas’a verilecek bir ödül olarak gördüğünün altını çizdi.

Ancak Avrupalıların Netanyahu’nun aksine bağımsız bir Filistin devletini tanımanın, Filistin Yönetimi’ni güçlendirip Hamas'ın konumunu zayıflatarak Filistinlilerin haklarını tesis etme yolunda atılacak bir adım olduğuna inandıklarını vurgulayan Abidi, “Bu da ne Hamas ne de Netanyahu için güçlü bir nokta olmayan barış dinamiğini güçlendirecek” dedi.

Fransa'nın eski Katar ve Suudi Arabistan Büyükelçisi Bertrand Besancenot ise Filistin devletinin Avrupa ülkeleri tarafından tanınmasının Netanyahu'nun tutumu üzerinde doğrudan bir etkisi olmayacağını düşünüyor. Bunun Netanyahu’yu kızdıracağını, ama fikirlerini değiştireceğini düşünen Besancenot, “Öte yandan Avrupa tarafından bu yönde bir hareketi olduğunu ve bu konu masada değilmiş gibi davranamayacağımızı göstermemiz, Biden yönetiminin Netanyahu üzerindeki baskısını artırmasına yardımcı olacaktır” şeklinde konuştu.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, 10 Nisan’da İspanyol milletvekillerine yaptığı bir konuşmada, bağımsız bir Filistin devletini tanımanın ‘Avrupa'nın jeopolitik olarak çıkarına olduğunu’ söyledi.

Sanchez, birkaç gün önce İrlanda, Malta ve Slovenya başbakanlarıyla birlikte, İsrail-Filistin çatışmasının çözümüne ‘olumlu bir katkıda bulunması halinde bağımsız bir Filistin devletini tanımaya hazır olduklarını’ belirten ortak bir bildiriye imza atmıştı.

İki devletli çözüm stratejisine dahil

Öte yandan Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, Riyad'daki toplantılar sırasında mevkidaşlarına bağımsız bir Filistin devletini tanıma meselesinin Fransa için bir tabu olmadığını, ancak bunun iki devletli bir çözüme yönelik küresel bir strateji çerçevesinde faydalı olması gerektiğini söyledi.

Ancak Levallois, başka herhangi bir somut gelişme olmaksızın ‘sadece vicdanları rahatlatmak için’ bağımsız bir Filistin devletini tanımanın ‘gerçek bir tuzak olabileceği’ uyarısında bulundu.

Bugüne kadar Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülkeden 137'si bağımsız bir Filistin devletinin tanınması kararını kabul etti.

New York Times (NYT) gazetesinde aralık ayı ortalarında yayınlanan bir makalede, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın danışmanlarından David Harden ve insani yardım aktivisti Larry Garber, Washington'ı benzer bir adım atamaya çağırdılar. Hamas'ın ‘nehirden denize kadar uzanan bir İslam devleti kurma emellerini baltalamanın bir yolu’ olarak bunun yapılması gerektiğini vurgulayan Harden ve Garber, böylece Filistinlilerin bağımsızlık hayallerini gerçekleştirmek için çalışacak yeni liderler seçmeye teşvik edileceğini belirttiler.



Çağrı cihazı patlamalarının ardından... İsrail'in siber savaş birimi Birim 8200 nedir?

Patlayan çağrı cihazlarının kalıntıları… Salı günü Lübnan genelinde Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı patladı. (AFP)
Patlayan çağrı cihazlarının kalıntıları… Salı günü Lübnan genelinde Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı patladı. (AFP)
TT

Çağrı cihazı patlamalarının ardından... İsrail'in siber savaş birimi Birim 8200 nedir?

Patlayan çağrı cihazlarının kalıntıları… Salı günü Lübnan genelinde Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı patladı. (AFP)
Patlayan çağrı cihazlarının kalıntıları… Salı günü Lübnan genelinde Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı patladı. (AFP)

İsrail, Lübnan'daki Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan binlerce çağrı cihazının eş zamanlı olarak patlatılmasına yol açan istihbarat operasyonu hakkında yorum yapmasa da Reuters'a göre saldırı, İsrail'in gizli siber savaş birimi Birim 8200'e ışık tutuyor.

Şarku’l Avsat, İsrail'de İbranice Shmoni Matayim olarak bilinen ve Askeri İstihbarat Bölümü'nün bir parçası olan İsrail ordusunun siber savaş ve istihbarat birimi hakkında bazı gerçekleri sizler için derledi:

- Birim 8200, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ya da İngiltere Hükümet İletişim Ofisi'ne (GCHQ) eşdeğerdir ve İsrail ordusundaki en büyük askeri birimdir. Kökenleri 1948'de İsrail devletinin kurulmasıyla birlikte oluşturulan ilk şifre kırma ve istihbarat birimlerine kadar uzanır.

- Faaliyetleri genellikle son derece gizlidir; sinyal dinlemeden veri madenciliği ve teknolojik saldırılar olarak da bilinen veri sınıflandırma ve semantik anlamaya kadar uzanır.

- Birimin dahil olduğu söylenen operasyonlar arasında 2005-2010 yılları arasında İran'ın nükleer santrifüjlerini bozan Stuxnet virüsü saldırısı, Lübnan'a ait telekomünikasyon şirketi Ogero'ya 2017'de yapılan siber saldırı ve 2018'de Avustralya'dan Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) giden sivil bir havayolu uçağına yönelik DEAŞ saldırısının engellenmesi yer alıyor.

- Birim 8200 Komutanı, geçen yıl Tel Aviv'deki bir konferansta birimin Hamas hedeflerini seçmeye yardımcı olmak için yapay zekâ teknolojisini kullandığını söyledi.

- Birim, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri gözetlemenin yanı sıra, savaş bölgeleri de dahil olmak üzere her alanda operasyonlar yürütüyor ve savaş zamanlarında savaş komuta karargâhı ile yakın entegrasyon içinde çalışıyor.

- Üyeleri yirmili yaşlarının başlarındaki genç erkeklerdir. Bazıları son derece rekabetçi lise programlarından belirlenip seçilmiştir ve birçoğu İsrail'in gelişmekte olan yüksek teknoloji ve siber güvenlik sektöründe kariyer yapmaktadır.

- Eski üyeler birimin kültürünün bir startup şirketine benzediğini, küçük ekiplerin yaratıcılığı teşvik etmek amacıyla alışılmadık derecede özgür bir şekilde sorunlar üzerinde çalıştığını söylüyor.

- Birimin itibarı, savunma ve güvenlik kurumlarının geri kalanıyla birlikte, ordunun İsrail'e yönelik 7 Ekim saldırısını gerçekleşmeden önce önleyememesinden etkilendi ve birimin komutanı istifa edeceğini duyurdu.

- 2014 yılında 43 yedek askerden oluşan bir grup, Birim 8200’ün şiddet yanlısı olmayan Filistinlileri ‘etik dışı’ bir şekilde gözetlemesini kınayan açık bir mektup yayınladı.