Erdoğan: Yunanistan ile terörle mücadele konusunda anlayış birliğimiz giderek güçleniyor

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB
TT

Erdoğan: Yunanistan ile terörle mücadele konusunda anlayış birliğimiz giderek güçleniyor

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Yunanistan ile terörle mücadele konusunda anlayış birliğimiz giderek güçleniyor. Terör örgütlerine, bölgemizin geleceğinde yer olmadığına dair mutabıkız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

Sözlerinin başında Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve heyetini Ankara'da misafir etmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin beşinci toplantısı çerçevesinde aralık ayında Atina'yı ziyaret etmiştim. Diyalog kanallarını açık tutma, ilişkilerimizde yaşanan ivmeyi geliştirme noktasında karşılıklı mutabakatımızı teyit etmiştik. Bu müşterek anlayışı, dostane ilişkiler ve iyi komşuluk hakkını Atina Bildirgesi ile de kayıt altına almıştık. Değerli Kiryakos'un beş ay sonra iadeyi ziyarette bulunması, bu mutabakatın bir yansımasıdır. Kendisine ikili münasebetlerimizi ilerletme konusundaki samimiyetleri dolayısıyla teşekkür ediyorum" diye konuştu.

“İKİLİ TİCARETİMİZİ, 10 MİLYAR DOLARA ÇIKARTMA HEDEFİYLE ÇALIŞIYORUZ”

Türkiye ile Yunanistan arasındaki iş birliği ruhunun güçlenmesinin her iki ülke ve tüm bölge için hayırlı olacağına inandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Sayın Başbakan ile biraz önce dar kapsamlı, son derece verimli, samimi ve yapıcı bir görüşme gerçekleştirdik. Görüşmelerimizde ikili gündemimizde yer alan konuları etraflıca gözden geçirdik. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 6 milyar dolar olan ikili ticaretimizi, 10 milyar dolara çıkartma hedefiyle çalışıyoruz. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulumuz ile Yunan Ticaret Odaları Birliği arasında imzalanan Ortak İş Konseyi kurulmasına ilişkin anlaşma, çabalarımıza büyük katkı sağlayacak. Deprem kuşağında yer alan ülkelerimiz, tabii afetler karşısında komşuluk hukukunun gereğini hep yerine getirmiş, birbirlerinin yardımına ilk koşan ülkelerden olmuşlardır. Yine bugün imzalanan afet ve acil durum yönetimi alanındaki mutabakat zaptı, bu kulvardaki ahdî zeminimizi sağlamlaştırmıştır. Ziyaret vesilesiyle imzalanan sağlık ve tıp bilimleri alanlarında iş birliğine dair anlaşmayla da iş birliğimizi tahkim etmiş olduk."

“TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE GÜNDEMİMİZİN ÜST SIRASINDAYDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Türkiye ile Yunanistan ilişkilerindeki birbiriyle bağlantılı sorunları da ele aldıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Atina Bildirgesi'nde çerçevesi çizildiği şekilde sorunlarımızı samimi diyalog, iyi komşuluk ve uluslararası hukuk dâhilinde çözme irademize bağlıyız. FETÖ, PKK ve DHKP/C gibi terör örgütleriyle mücadele de gündemimizin üst sırasındaydı. Yunanistan ile terörle mücadele konusunda anlayış birliğimiz giderek güçleniyor. Terör örgütlerine, bölgemizin geleceğinde yer olmadığına dair mutabıkız. Komşumuz ve NATO müttefikimiz Yunanistan'dan beklentilerimizi bugün Sayın Başbakan ile bir kez daha paylaştım. Azınlık konusunu iki ülke arasında beşeri bir dostluk köprüsü olarak görüyoruz. İlişkilerimizdeki olumlu atmosferin, Yunanistan'daki Türk azınlık ve soydaşlarımızın haklarının karşılanmasına katkı sağlamasını bekliyoruz. Kıbrıs sorununun Ada'daki gerçekler temelinde adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması mühimdir. Böyle bir adımın atılması tüm bölgemizin istikrar ve huzurunu güçlendirecektir."

“FİLİSTİN DEVLETİNİN TANINIRLIĞINI ARTIRMAYA YÖNELİK DİPLOMATİK TEMASLARIMIZI KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”

Görüşmelerde Gazze'de yaşanan soykırım başta olmak üzere bölgesel gelişmeler konusunda da fikir teatisinde bulunduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "İsrail yönetimi, ateşkes çağrılarına kulak tıkadığı gibi destekçilerine dahi meydan okumaktan geri durmuyor. Vicdan sahibi tüm kesimlerin çağrılarına rağmen, masum sivillerin son sığınağı olan Refah'ı acımasız şekilde hedef almaya devam ediyor. 15 bini çocuk, 35 bini aşan Filistinli masum sivilin katledilmesi karşısında Batılı ülkeler başta olmak üzere uluslararası toplum sesini artık daha gür çıkarmalıdır. Doğudan batıya, 'bu zulme ortak olmayalım' çağrısıyla her hafta meydanları dolduran tüm vicdanlı insanları bir kez daha saygıyla selamlıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun Filistin'in tam üyeliği konusunda aldığı karar, kalıcı çözümün anahtarının 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğüne haiz Filistin Devleti'nin tesisi olduğunu göstermiştir. Yunanistan'ın da kararı destekleyen 143 üye ülke arasında yer almasından memnuniyet duyduk. Filistinli kardeşlerimiz adına Sayın Başbakan'a teşekkürlerimi iletiyorum. Türkiye olarak İsrail'i ateşkese zorlamaya ve Filistin devletinin tanınırlığını artırmaya yönelik diplomatik temaslarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Komşumuz Yunanistan'ın da Gazze'de katliamların durması amacıyla yürütülen uluslararası çabalara destek olmasını bekliyoruz."

“GÖRÜŞ AYRILIKLARINA RAĞMEN DİYALOG KANALLARIMIZI AÇIK TUTARAK OLUMLU GÜNDEME ODAKLANIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl aralık ayındaki Atina ziyaretinde, Yunanistan ile Türkiye arasında çözülemeyecek büyüklükte bir sorun olmadığına dair inancını paylaştığını hatırlatarak, "Bu bir süreçtir. Daha fazla netice vermesi için titizlikle ilerletilmesi gerekir. Her görüşmemizde iş birliğimizin geleceğine dair ümitlerimiz daha da artıyor. Görüş ayrılıklarına rağmen diyalog kanallarımızı açık tutarak olumlu gündeme odaklanıyoruz" dedi.

Bir hususu açıklığa kavuşturmakta fayda gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin kültürel mirasın korunması noktasında örnek alınan bir ülke olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kariye Camimizi, 2020 yılında aldığımız karar sonrasında titiz bir restorasyon çalışması sonucu yeniden ibadete ve ziyarete açtık. UNESCO Kültür Varlığı olan her bir eserin korunmasına, milletimizle birlikte tüm insanlığın istifadesine sunulmasına büyük önem veriyoruz. Kariye Camii de yeni kimliğiyle herkesin ziyaretine açıktır. Biz pozitif gündeme bu minvalde somut ve yapıcı fikirlere yoğunlaşmakta kararlıyız" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki istişarelerin ve imzalanan anlaşmaların başta Türkiye ve Yunanistan olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, "Sayın Miçotakis'i bu kez Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin müteakip toplantısını gerçekleştirmek üzere yeniden Ankara'ya bekliyorum" ifadelerini kullandı.

YUNANİSTAN BAŞBAKANI MİÇOTAKİS: “İKİ KOMŞU OLARAK ARAMIZDAKİ ANLAYIŞ VE İLİŞKİ ORTAMI OLUMLU BİR ŞEKİLDE GELİŞİYOR”

Yunanistan Başbakanı Miçotakis de açıklamasında bunun, 10 ay içerisinde yapılan dördüncü görüşme olduğunu belirterek, "Bu görüşmelerin sayısı da şunu gösteriyor; iki komşu olarak aramızdaki anlayış ve ilişki ortamı devamlı daha olumlu bir şekilde gelişiyor. Bu pozitif ilişkiler çok olumlu bir günlük yaşamı gerçekleştirmemize yardımcı oluyor" ifadelerini kullandı.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Atina'da düzenlenen 5. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) toplantısı ve imzalanan mutabakat zaptının ardından bu olumlu gelişmeleri devam ettirmeye kararlılıklarını gösterdiklerini dile getirdi.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile mutabık kalmadıkları önemli bir konu olduğunu vurguladı.

“HAMAS'A 'TERÖR ÖRGÜTÜ' DERSEK BU ACIMASIZ BİR YAKLAŞIM OLUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Ben Hamas'ı bir terör örgütü olarak görmüyorum. Tam aksine Hamas, 1947'den itibaren toprakları işgal edilmiş ve bu toprakları işgalinden sonra da topraklarını koruma altına alan bir direniş örgütüdür. Bu direniş örgütü ne yazık ki İsrail'in acımasız 45 bini bulan şu andaki insan kaybına karşı oraları koruma mücadelesi veren bir direniş örgütü durumundadır. Bunu görmemiz lazım. Şu an itibarıyla 40 bini aşmış insanını kaybetmiş Hamas'a eğer 'terör örgütü' dersek bu acımasız bir yaklaşım olur. Dolayısıyla ben, Hamas'ı bir terör örgütü olarak görmüyorum, tam aksine Hamas'ı kendi topraklarını ve kendi insanını korumanın mücadelesini veren insanlar olarak görüyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Birleşmiş Milletler'de sizler de olumlu oy vermek suretiyle orada bu acımasızlığa katılmadınız, ortak olmadınız, bundan dolayı da sizlere teşekkür ediyorum. Ama şimdi orada bir terör örgütü olmadığını sizler de ortaya koydunuz. Ama burada 'terör örgütü' derseniz buna üzülürüz. Ben asla Hamas'ı terör örgütü olarak görmüyorum ve şu an itibarıyla adım adım Hamas'ı takip ediyorum. Ülkemde şu an bini aşkın Hamas'ın mensupları hastanelerimizde hepsi tedavi altında, böyle işi sürdürüyoruz. Ben inanıyorum ki belki burada yanlış yaklaşımınız olabilir, ben bu yaklaşımınıza asla katılmıyorum, katılamam ve bu haksızlık olur. Çünkü bunca Hamaslı öldürülüyor tüm Batı bunlara her türlü silah ve mühimmatla saldırıyor. Bütün bunlar karşısında 1947'den bugüne kadar topraklarından sürekli tecrit edilen, toprakları işgal edilen İsrail tarafından Hamas'a, eğer sizler terör örgütü derseniz buna üzülürüm."

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in "İsterseniz bu konuda mutabık kalmadığımız için aramızda mutabık kalalım. Ancak hemen bir ateşkes anlaşmasının imzalanması konusunda mutabık olduğumuzu söyleyebiliriz. Çünkü Filistinli halk bu acımasız politikaların kurbanıdır" sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu, olabilir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın toplantısının ardından Yunanistan Başbakanı Miçotakis onuruna resmî akşam yemeği verdi.



Netanyahu, seçim sicilini temize çıkaracak bir af istiyor

Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
TT

Netanyahu, seçim sicilini temize çıkaracak bir af istiyor

Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yargılanmasının başlamasından yaklaşık beş yıl sonra dün Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'dan af talep ederek hem siyasi hem de hukuki arenada şaşkınlık yarattı.

İsrailli analistler ve politikacılar, Netanyahu'nun bu hamlesini Ekim 2026'da yapılacak İsrail parlamento seçimlerine hazırlıkla ilişkilendirerek, seçim öncesinde seçimlerdeki konumunu iyileştirmek istediğini öne sürdüler.

Netanyahu suçunu kabul etmedi ancak bu talebi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Herzog'a aynı dileği dile getiren mektubundan yaklaşık iki hafta sonra geldi.

İsrail Yayın Kurumu'nun siyasi muhabiri Gili Cohen, "Netanyahu, af talebi sayesinde bir sonraki seçimlerde yargılanmadan aday olmak istiyor" görüşünde.

Herzog'un ofisi ise talebin istisnai olduğunu anladıklarını ve tüm görüşleri aldıktan sonra "sorumlu bir şekilde değerlendireceklerini" belirtti. Ancak muhalefet lideri Yair Lapid, Herzog'a hitaben, "Netanyahu'ya suçunu kabul etmeden, pişmanlık duymadan ve siyasi hayattan çekilmeden af ​​veremezsiniz" ifadelerini kullandı.


Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


Washington, İsrail ile Suriye arasındaki gerginliği yatıştırmak için müdahale etti: ABD temsilciler gönderebilir

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
TT

Washington, İsrail ile Suriye arasındaki gerginliği yatıştırmak için müdahale etti: ABD temsilciler gönderebilir

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)

İsrail Yayın Kurumu KAN, ABD'nin Şam kırsalındaki Beyt Cin köyünde meydana gelen son olayın ardından İsrail ile Suriye arasındaki gerilimi azaltmak için çaba gösterdiğini ve Tel Aviv'e durumu yatıştırması yönünde bir mesaj ilettiğini bildirdi. Washington, bölgesel istikrarı desteklemek için önümüzdeki hafta aralarında Morgan Ortagus’un da olduğu temsilcilerini göndermeyi düşünüyor.

h
Suriye sivil savunma personeli, Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İsrail hava saldırısı sırasında yıkılan bir evi incelerken (AP)

KAN'a göre mektup, İsrail ordusu tarafından Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İslamcı bir grubun üyelerinin tutuklanmasına ilişkin bilgi sahibi olan bölgedeki ülkelerden birindeki bir kaynak tarafından açıklandı. Aktarılan bilgilere göre tutuklular soruşturma sırasında Hamas, İran ve Hizbullah ile bağlantıları olduğunu ve söz konusu taraflardan silahlandırılmaları ve İsrail'e karşı eylemlerde bulunmaları amacıyla finansman aldıklarını itiraf ettiler.

Lübnan merkezli İslamcı grup, tutuklamaların açıklanmasının ardından Suriye topraklarında faaliyetleri olduğu iddialarını ise reddetti.

r
İsrail'in saldırı düzenlediği Suriye'nin Beyt Cin köyündeki bir sokakta yanmış bir askeri araç (AFP)

İsrail televizyonu Kanal 12, perşembe gecesi ve cuma sabahı Suriye topraklarında gerçekleştirilen İsrail operasyonunun, İslamcı gruba askeri takviye sağlamayı engellemeyi amaçladığını bildirdi. İsrail ordusundan kaynaklara göre operasyonun amacı, grubun İsrail topraklarına fırlatılmaya hazır füzeler elde etmesini önlemekti.

Kanal 12, İslamcı grubun Sünni bir örgüt olduğunu, ancak Hizbullah ile iş birliği yaptığını belirtti. Kanal 12’ye göre İsrail, bu grubu artık görmezden gelemeyeceğine karar verdi.

dfrg
55. Paraşütçü Tugayı’ndan yedek askerler Suriye'nin güneyinde konuşlandırıldı, 21 Kasım 2025 (İsrail Savunma Kuvvetleri)

Kanal 12’nin haberine göre son aylarda, çeşitli örgütler tarafından Suriye Golan Tepeleri'nde tampon bölgedeki IDF güçlerini veya İsrail yerleşimlerini tehdit edebilecek altyapı kurma girişimleri arttı. İsrail ordusu da bu yüzden Suriye'nin iç kesimlerinde aktif olarak faaliyet gösteriyor ve aynı bölgede birkaç kez daha aktif olacağı tahmin ediliyor.

Terör örgütlerinin güçlerini artırma girişimlerine yanıt olarak İsrail'in çeşitli ülkeler aracılığıyla Suriye rejimine, bu gelişmelere göz yummaya devam edemeyeceğini belirten mesajlar gönderdiğini de sözlerine ekledi. İsrail, Suriye’nin kararlı adımlar atmasını bekliyor, aksi takdirde İsrail, Suriye’nin Golan Tepeleri'ndeki operasyonlarını yoğunlaştıracak.

Suriye'den gözaltına alınanların İsrail'e karşı terör eylemi planları yaptıklarını ve soruşturma için İsrail'e nakledildiklerini bildiren Kanal 12’ye göre bunlar arasında biri patlayıcı cihazlar yerleştirmiş ve yüksek bir yerden ordu güçlerine ateş açmış olan iki kardeş de bulunuyor. Bilgi, Yedioth Ahronoth gazetesi tarafından da doğrulandı.

Gazete, İsrail'in olayın ardından Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara rejimine ciddi mesajlar gönderdiğini ve misilleme hazırlıklarına başladığını yazdı. Güvenlik kaynakları, Şara'ya bağlı güvenlik unsurlarının olayda herhangi bir rol oynadığının henüz tespit etmediklerini belirtti.

drfgt
Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İsrail ordusunun operasyon düzenlediği bölgede toplanan Suriyeliler (AFP)

Kaynaklar, bu ciddi olayın İsrail'in düşman unsurların kendi çevresinde yerleşmesine izin vermemesi gerektiğini gösterdiğini ve Suriye'nin istikrarsız bir ülke olması nedeniyle şu anda herhangi bir anlaşmaya varılamayacağını vurguladı.

Kaynaklar şunları ekledi:

“Her şeyden önce, bu olay, devlet olarak ele geçirdiğimiz topraklardan, özellikle Şeyh (Hermon) Dağı'ndan çekilmememiz gerektiğini gösteriyor.”

Kanal 12'nin ikinci bir haberinde, Şam hükümetine yakın bir kaynak, bunun münferit bir olay olduğunu doğruladı ve İslamcı unsurların İsrail'e karşı kaydedilen ilerlemeyi baltalamaya çalıştığı uyarısında bulundu.

Kanal 12 şunları aktardı:

“İsrail ile güvenlik anlaşması hazırlıkları sırasında Batı ülkeleriyle anlaşmazlığa düşmek Şeriat rejiminin çıkarına değildir. Burada Amerika'nın desteği var ve bu konuda ciddi çalışmalar yapılıyor. Güvenlik anlaşmasına varmak, herhangi bir gerginlikten çok daha önemli.”

Kanal 12’nin haberine göre gerginlik, Suriye'nin güneyinde hala direniş çizgisinin etkisi altında olan ve şiddeti kışkırtan unsurların varlığından kaynaklanıyor ve bu yüzden diğer olaylar gibi münferit olaylar meydana gelebilir.

y6tj
İsrail güçleri, Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki Sayda beldesine ilerliyor (Arşiv - SANA)

İran'ı bu olaya karışmakla suçlayarak Kanal 12 haberinde “(İran) Anlaşmayı istemiyor ve bu nedenle onu sabote etmekle ilgileniyor. Belki de İranlılar ve diğer terörist unsurlar, İslamcı gruplarla birlikte bu işin içindedir” diye ekledi.

İslamcıların genel olarak birbirleriyle iş birliği yapmalarının sorun olduğu belirtilen haberde, İran, Hamas ve Hizbullah’ın Suriye ile İsrail arasında bir anlaşmaya varılmasını istemedikleri kaydedildi. Bu, Suriye hükümetine yakın bir kaynak tarafından da doğrulandı.

Kaynağa göre bazen sahadaki durum buna izin veriyor. Bu bölgede gerçek bir devlet yok, daha çok bir kaos durumu var ve bu nedenle her şey mümkün.

Hükümet Suriye’nin güneyine girerse, sınırlı imkanlarına rağmen durumu kontrol altına alabileceğini söyleyen kaynak, “Bugün, yeni yönetim, tüm dünya ülkeleriyle ilişkiler kurmayı ve yatırım yapmayı amaçlayan ekonomik ve ticari bir yaklaşım benimsedi. İslamcıların kendi iktidarına tehdit oluşturduğunun farkında. Bu yüzden Suriye'deki tüm radikal unsurlar kısıtlanıyor ve bunlarla mücadele ediliyor” dedi.