Biden’dan İsrail'in kuruluşunun yıldönümünde mektup: İsrail'in güvenliğine olan bağlılığımız sarsılmaz

Fetih Hareketi Washington’ı her zaman Filistin halkının başına gelen felaketlere ortak olmakla suçladı

İsrail'in kuzeyindeki Şifa Amr kentinde Nekbe’nin yıldönümü için yürüyüş düzenlendi, 14-05-2024 (AFP)
İsrail'in kuzeyindeki Şifa Amr kentinde Nekbe’nin yıldönümü için yürüyüş düzenlendi, 14-05-2024 (AFP)
TT

Biden’dan İsrail'in kuruluşunun yıldönümünde mektup: İsrail'in güvenliğine olan bağlılığımız sarsılmaz

İsrail'in kuzeyindeki Şifa Amr kentinde Nekbe’nin yıldönümü için yürüyüş düzenlendi, 14-05-2024 (AFP)
İsrail'in kuzeyindeki Şifa Amr kentinde Nekbe’nin yıldönümü için yürüyüş düzenlendi, 14-05-2024 (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in kuruluşunun 76’ncı yıldönümü vesilesiyle İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’a gönderdiği mektupta İsrail'in güvenliğine olan bağlılığının sarsılmaz olduğunu vurguladı. Biden, mektupta “İsrail'in güvenliğine olan bağlılığım sarsılmazdır ve birlikte çalışmamız kritik önem taşıyor” dedi.

Mektubun devamında şu ifadeler yer aldı:

“ABD İsrail ile olan kalıcı ilişkisinden gurur duyuyor. İsrail'i 1948 yılında bağımsız bir devlet olarak tanıyan ilk ülke olarak ilişkilerimiz paylaşılan demokratik değerler, ortak çıkarlar ve benzer bir kültürel yakınlık üzerine inşa edildi. Geçtiğimiz yıl, İsrail'in 7 Ekim 2023'te tarihinin en büyük saldırısına uğraması nedeniyle son derece acı verici bir yıl oldu. Ancak İsrail halkı olağanüstü bir güç ve direnç gösterdi. ABD’nin İsrail'in güvenliğine olan bağlılığı sarsılmaz. İsrail'in ve tüm bölgenin güvenliğini artırmak için ülkelerimizin birlikte çalışması kritik önem taşıyor. Ülkelerimizin halklarımız için daha iyi bir gelecek yaratmak üzere birlikte çalışmaya devam etmelerini temenni ediyorum. Umarım önümüzdeki yıl acı yerine daha fazla barış ve neşe getirir.”

sdfvbrtg
ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz temmuz ayındaki ziyareti sırasında İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile Ben Gurion Uluslararası Havalimanı'nda bir arada (Arşiv - Reuters)

Biden'ın mektubunu şöyle sürdürdü:

“Hamas saldırısının ardından açıkça ifade ettiğim üzere, hayatım boyunca İsrail'i destekledim ve savaş sırasında İsrail'i ziyaret eden tek ABD Başkanı oldum. ABD'nin İsrail'in güvenliğine olan bağlılığı sarsılmazdır.”

İsrail, Filistin halkı için ‘Nekbe’ (Büyük Felaket) adıyla anılan bir felaket olan kuruluşunun 76’ncı yıldönümünü kutluyor.

 Öte yandan Fetih Hareketi (El Fetih) dün Nekbe'nin 76’ncı yıldönümünde yaptığı açıklamada Filistin’in silinemeyeceğini, Filistin halkının iradesinin kırılamayacak kadar güçlü ve geri dönüş hakkını, kendi kaderini tayin hakkını, özgürlüğü ve ulusal bağımsızlığı koruma konusundaki kararlılıklarının sarsılmaz olduğunu vurguladı.

xcdvfe
Refah yakınlarındaki güney sınırında askeri teçhizatı inceleyen İsrail askerleri, 1 Mayıs 2024 (AP)

Uluslararası toplumun, Filistin halkının maruz kalmaya devam ettiği adaletsizlik ve başına gelen tüm felaketlerden dolayı tarihi bir sorumluluk taşıdığı belirtilen açıklamada “Bu felaketlerin sonuncusu işgalci İsrail tarafından en iğrenç yöntem ve görüntülerle yürütülen Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı barbarca imha savaşıdır. Batı Şeria’da ve Kudüs'te de savaşla bağlantılı olarak, mücrim işgalci hükümetin desteğiyle terörist yerleşimcilerin saldırılarını arttı” denildi.

gtynu
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood, BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Filistin Devleti'ne tam üyelik verilmesine ilişkin oylama sırasında veto yetkisini kullanırken (BM)

El Fetih açıklamasında Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve anavatanına geri dönme hakkının neden reddedildiğini ve Filistin Devleti'ne neden BM’de tam üyelik verilmediğini sordu.

Fetih Hareketi, Filistin halkının başına gelen Nekbe'den tarihi ve ahlaki olarak İngiltere'yi sorumlu tutuyor. İngiltere 1917 yılında uğursuz Balfour Deklarasyonu’nu yayınlayan ülkeydi. Sözünü yerine getirmek için Filistin'i işgal eden İngiltere, 1948 yılında haritadan silinen Filistin ve halkı pahasına İsrail'in kurulmasını desteklemişti.

ABD'nin Balfour Deklarasyonu'nun hazırlanmasında ve Filistin halkının uğradığı Büyük Felaket’e (Nekbe) ortak olduğunu vurgulayan El Fetih, açıklamasında “Bugün İsrail'in Gazze'deki soykırım savaşının devam etmesinin asıl sorumlusu ABD'dir. Eğer isterse bunu derhal durdurmak da onun elindedir” dedi. El Fetih, Washington'ın bir yandan iki devletli çözüm konusunda istekli olduğunu iddia ederken diğer yandan İsrail'i ölümcül silahlar ve mühimmatla destekleyerek ve Filistin halkına yönelik saldırganlığını siyasi olarak, uluslararası forumlarda ve BMGK’da veto hakkını kullanıp örtbas ederek siyasi ikiyüzlülük yaptığını söyledi.

nhthn
Nekbe Günü'nde Batı Şeria'nın Ramallah şehrinde yürüyüş yapan Filistinliler (Arşiv)

El Fetih, ABD'yi uluslararası hukuku ve iki devletli çözümü korumak istiyorsa savaşı durdurmak için derhal harekete geçmeye çağırdı.

Öte yandan İsrail'de her yıl düzenlenen ve canlı olarak yayınlanan meşale yakma töreni bu yıl ilk kez önceden kaydedilerek banttan yayınlandı.

Times of Israel'e göre Başbakan Binyamin Netanyahu'nun videolu mesajı haricinde, önceki yılların tam aksine oldukça kasvetli bir hava vardı.

Her yıl canlı gerçekleştirilen tören bu yıl hükümet organizatörlerinin birçok anma günü töreninde görülen taciz olaylarından kaçınmak istedikleri gerekçesiyle önceden kayda alındı.

Netanyahu, İsrail tarihinden ve Gazze savaşından görüntülerin yanı sıra kendisinin ve eşi Sara'nın görüntülerinin de yer aldığı neşeli bir müzik eşliğinde hazırlanan video kaydında, “Bu ruh sayesinde düşmanlarımızı yendik ve varlığımızı güvence altına aldık. Bugün daha da güçlüyüz. Bu sıradan bir Bağımsızlık Günü değil. Savaş halen tüm hızıyla devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Meşale yakma töreni, ülke tarihinde İsraillilere yönelik tek günlük en büyük saldırıyı sırasında iktidarda olan bir hükümetin böyle bir tören düzenlememesi gerektiğini düşünenlerin büyük protestoları arasında gerçekleşti. Hamas Hareketi’nin Gazze'de devam eden savaşın fitilini ateşleyen 7 Ekim'deki saldırıda yaklaşık bin 200 İsrailli ölmüş ve 252 İsrailli rehin alınmıştı.

yumö
Gazze'de rehin tutulan İsraillilerin aileleri geçtiğimiz perşembe günü Tel Aviv'de rehinelerin serbest bırakılmaları için yürüdüler (Reuters)

Her yıl düzenlenen geleneksel törene karşı çıkanların başında rehinelerin yakınları ile Gazze ve Lübnan sınırındaki çatışmalarda yakınlarını kaybeden ya da evlerinden olan aileler geliyor.

Bazıları Binyamina beldesinde bin kadar İsraillinin katıldığı alternatif bir meşale yakma törenine öncülük ederken 100 bin kişi de Tel Aviv'de İsraillilerin ‘Rehine Meydanı’ adını verdikleri alanda hüzünlü bir toplantıda bağımsızlık gününü kutlamak üzere diğer rehine ailelerine katıldı.

Biden, mektubundan kısa bir süre önce İsrail'e gönderilmesi planlanan bir silah sevkiyatını iptal etmiş, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta nüfusun olduğu bölgeleri etkileyen saldırısında İsrail'e silah tedarikinde bulunmayacağını duyurmuştu.

gtynjukı
Anthony Blinken geçtiğimiz çarşamba günü Tel Aviv'deki otelinin önünde Hamas’ın elindeki rehinelerin aileleriyle görüşürken (AFP)

Biden yönetiminin İsrail'e ağır bombaların sevkiyatını erteleme kararına rağmen ABD'nin İsrail Büyükelçisi Jacob J. Lew, İsrail ile ABD arasındaki ‘temel ilişkide hiçbir şeyin değişmediği’ konusunda ısrarcıydı. Lew, 7 Ekim'deki Hamas saldırısının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana Washington'dan Tel Aviv'e yapılan askeri yardımın arttığına dikkati çekti.

ABD’li Büyükelçi, İsrail televizyonu Kanal 12'ye yaptığı açıklamada sadece bazı mühimmatların tedarikinin dondurulduğunu ve diğer her şeyin tedarikinin devam ettiğini vurguladı.

İki tarafın ‘bu konuda konuşmaya devam etmesi’ gerektiğini belirten Büyükelçi Lew, büyük çaplı bombaların ve ağır bombaların, özellikle de bunların yoğun nüfuslu alanlarda kullanılma potansiyelinin olduğu durumlarda, kullanımına ilişkin birtakım sorunlar olduğunu söyledi.

İki ülke arasındaki ilişkilerde hiçbir değişikliğin olmadığını bir kez daha vurgulayan Lew, “İlişkimizde köklü bir değişiklik olduğunu düşünmek yanlış olur” şeklinde konuştu.

Büyükelçi Lew, Biden'ın İsrail'in nüfusun olduğu yerlere girmesi halinde silah tedarikini kesme niyetiyle ilgili bir soruya “Başkan, yoğun nüfuslu bir bölgede geniş çaplı bir kara harekatının iyi bir fikir olmadığına inandığını söylüyor. Özellikle 900 kilogramlık bombaların bu ortamda kullanılmaması gerektiğini ifade etti” dedi.

Ancak Biden'ın İsrail'in şimdiye kadar Refah'ta ABD'nin karşı çıktığı türden büyük bir kara harekatı gerçekleştirmediğini açıkça belirttiğini de sözlerine ekleyen Lew, “Şimdiye kadar Refah’a kara saldırısı meselesi anlaşmazlık noktasına girmedi. Umarım bundan sonra da girmez” diye konuştu.



Rusya ve Ukrayna yüzlerce askerin naaşını takas etti

Kursk'taki çatışmalar sırasında öldürülen Ukraynalı bir askerin cenazesi (AP)
Kursk'taki çatışmalar sırasında öldürülen Ukraynalı bir askerin cenazesi (AP)
TT

Rusya ve Ukrayna yüzlerce askerin naaşını takas etti

Kursk'taki çatışmalar sırasında öldürülen Ukraynalı bir askerin cenazesi (AP)
Kursk'taki çatışmalar sırasında öldürülen Ukraynalı bir askerin cenazesi (AP)

Moskova, Rus güçlerine karşı yürütülen çatışmalarda hayatını kaybeden 502 Ukraynalı askerin naaşlarını teslim etti.

Şarku’l Avsat’ın DPA'dan aktardığına göre Savaş Esirleri Koordinasyon Birimi, Ukrayna'nın güneyindeki Zaporijya bölgesinde 64 asker öldürülürken, 24 askerin ise ülkenin doğusundaki Luhansk bölgesinde öldürüldüğünü belirtti.

Rusya içinde 17 Ukraynalı asker öldürüldü. Geçtiğimiz ağustos ayında Ukrayna birlikleri Rusya sınırındaki Kursk bölgesine doğru ilerledi ve halen yüzlerce kilometrekarelik bir alanı kontrol altında tutuyor.

Rus basınında yer alan haberlere göre Moskova, karşılığında 48 askerinin naaşını aldı. Değişime Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılık etti.