İngiltere Başbakan Yardımcısı Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan'ın dönüşümünü desteklemeye kararlıyız

İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, Şarku'l Avsat'a özel açıklamalarda bulundu. (Şarku’l Avsat)
İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, Şarku'l Avsat'a özel açıklamalarda bulundu. (Şarku’l Avsat)
TT

İngiltere Başbakan Yardımcısı Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan'ın dönüşümünü desteklemeye kararlıyız

İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, Şarku'l Avsat'a özel açıklamalarda bulundu. (Şarku’l Avsat)
İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, Şarku'l Avsat'a özel açıklamalarda bulundu. (Şarku’l Avsat)

İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, Birleşik Krallık'ın Suudi Arabistan'daki dönüşüm sürecini desteklediğini vurgulayarak, “Suudi Arabistan'daki sosyal, ekonomik ve kültürel dönüşüm şu anda dünyamızdaki en önemli ve olağanüstü hikayelerden biri” dedi.

Riyad'da düzenlenen Great Futures Initiative Konferansı’nda 400'den fazla kişiden oluşan büyük bir iş heyetine liderlik eden Dowden, Suudi Arabistan'ın dünyadaki en büyük girişimlerden bazılarına ev sahipliği yaptığını söyledi. Dowden Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ülkesinin Vizyon 2030'u desteklemekle kalmayıp bunun bir parçası olmak istediğini belirtti.

Dowden, iki gün sürecek Great Futures Initiative Konferansı’nın, biyomineraller ve ileri teknolojinin yanı sıra Birleşik Krallık ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) arasında planlanan serbest ticaret anlaşması da dahil olmak üzere birçok sektörde daha fazla yatırım yapılması için bir forum görevi üstlendiğini belirterek, bir yıl süren bu girişimin artık bir vizyon değil, Birleşik Krallık'ın desteklemede kilit bir ortak olmaktan gurur duyduğu bir eylem planı olduğunu ifade etti. Dowden, “Ayrıca iki ülke arasındaki mevcut 17 milyar sterlinlik ikili ticareti 2030 yılına kadar 30 milyar sterline çıkarmayı umuyoruz” ifadesini kullandı.



Harvard ve Toronto üniversiteleri uluslararası öğrenciler için acil durum planı geliştirdi

Harvard Üniversitesi 374. mezuniyet töreni sırasında Widener Kütüphanesi önündeki pankartlar (Arşiv- AFP)
Harvard Üniversitesi 374. mezuniyet töreni sırasında Widener Kütüphanesi önündeki pankartlar (Arşiv- AFP)
TT

Harvard ve Toronto üniversiteleri uluslararası öğrenciler için acil durum planı geliştirdi

Harvard Üniversitesi 374. mezuniyet töreni sırasında Widener Kütüphanesi önündeki pankartlar (Arşiv- AFP)
Harvard Üniversitesi 374. mezuniyet töreni sırasında Widener Kütüphanesi önündeki pankartlar (Arşiv- AFP)

Harvard ve Toronto üniversiteleri, ABD vize kısıtlamalarının ABD'ye yeniden girişlerini engellemesi halinde, seçilmiş bir grup Harvard lisansüstü öğrencisinin eğitimlerine Kanada'da devam etmelerine olanak tanıyacak bir acil durum planı açıkladı.

Bu, ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın geçen ay Harvard Üniversitesi'nin uluslararası öğrenci kaydetme yetkisini elinden alma kararının ardından açıklanan uluslararası öğrencilere yönelik ilk stratejik acil durum planı. Bu karar federal bir yargıç tarafından durduruldu.

ABD vizeleriyle ilgili olası zorluklara yanıt olarak, Harvard'ın John F. Kennedy School of Government öğrencileri artık yabancı öğrenci kaydetme seçeneğine sahip olacak. ABD'ye dönemeyen Harvard Üniversitesi John F. Kennedy Okulu öğrencileri, Toronto Üniversitesi Munk Küresel İlişkiler ve Kamu Politikası Okulu'nda misafir öğrenci programı aracılığıyla eğitimlerine devam etme seçeneğine sahip olacaklar.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre İki okulun dekanları yaptıkları açıklamada, programın Kennedy ve Munk okullarında verilen dersleri kapsayacağını belirtti. Açıklamada, acil durum planının öğrenci belirsizliğini hafifletmek için duyurulduğu, ancak yalnızca vize veya giriş kısıtlamaları nedeniyle ABD'ye giremeyenlerden yeterli talep gelmesi halinde uygulanacağı ifade edildi. Program, ABD'deki kampüste bir yılını tamamlamış olan uluslararası öğrenciler için geçerli olacak.

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Harvard Üniversitesi'ni antisemitizm ve kampüs şiddetini yeterince ele almamakla, raporlama gerekliliklerini ihlal etmekle ve Çin Komünist Partisi de dahil olmak üzere yabancı kuruluşlarla ulusal güvenlik kaygılarını artıracak şekilde iş birliği yapmakla suçlayarak bu üniversiteye verilen milyarlarca dolarlık federal araştırma fonunu kesmekle tehdit etti ve bu yönde adımlar attı.