Nevzat Çiçek yorumladı: İran’da Reisi’den sonra ne olacak?

“Madem İranlı yetkililer bu enkaza ulaşamıyordu, böyle bir yardıma ihtiyacı vardı, Türkiye'den insansız hava aracı istendi. Bu neden bu kadar uzun sürdü?”

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Nevzat Çiçek yorumladı: İran’da Reisi’den sonra ne olacak?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Independent Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın hayatlarını kaybettiği helikopter kazasını değerlendirdi.

Helikoptere geç ulaşılmasının nedenlerini sorgulayan Çiçek, “Madem İranlı yetkililer bu enkaza ulaşamıyordu, böyle bir yardıma ihtiyacı vardı, Türkiye'den insansız hava aracı istendi. Bu neden bu kadar uzun sürdü sorusunun cevabını vermek gerekiyor” dedi

Reisi sisteme bağlılığı ile biliniyor?

Kazanın ardından büyük bir bilgi kirliliği olduğuna dikkat çeken Çiçek, kazada hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı Reisi hakkında da şu bilgileri verdi

Hamaney'in sonrasındaki en güçlü adaylardan biri olduğu ifade ediliyordu. Reisi, İran'da sistemin en önemli insanlarından bir tanesi ve rejime olan ballığıyla biliniyor. Reisi’nin bütün kariyerini, Hamaney'in iş başına gelmesinden sonra yaptığını söylersek yanılgı içerisinde olmayız.

Tabi Reisi’nin en büyük güç kaynaklarından bir tanesi Meşet'te Cuma İmamı olan kayınbabası. Diğer taraftan İmam Rıza Vakfı gibi gerçekten maddi olarak çok güçlü bir vakfın idaresinde bulunması. Yargı erginin başında bulunması, İran-Irak savaşında özellikle yargılamalarda idam kararlarının altında imzası olması, İran'daki yolsuzlukların araştırılmasında yargı mercinin içerisinde olması ve tabi ki cumhurbaşkanı olması.

Reisi aslında sıradan bir insan değil. Fakat şöyle yanılgı içerisine girilmemesi lazım; Reisi ile Hamaney arasında bir mesele olup olmadığı tartışması çok doğru bir tartışma değil. Hamaney sonrasıyla ilgili esasında reisi tartışmasına odaklanmak gerekiyor.

Reisi'den sonra ne olacak?

“Bir sabotaj ihtimali mi var?” sorusunun da gündeme geldiğini belirten Çiçek, “Burada en büyük tabii ihtimal böyle bir şeyin olması durumunda güçlü bir sinyal kesici veya güçlü bir ağla bu ileşim ağlarının kesilmesinden bahsediliyor. Böyle bir şeyin olup olmadığını tabii İranlı yetkilerinin açıklamalarında göreceğiz” dedi

İran Anayasası’na gore cumhurbaşkanı yardımcılarından birisinin görevi vekaleten sürdüreceğini belirten Nevzat Çiçek, Hamaney sonrası için ise şunları söyledi:

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili cumhurbaşkanlığı birinci yardımcısı, Yargı Erkin'in başkanı ve meclis başkanından oluşan bir komisyon ülkeyi 50 gün içerisinde seçime götürmekle hükümlü ve şimdi cumhurbaşkanı birinci yardımcısını büyük bir ihtimalle Hamaney atayacak.

Hamaney'in cumhurbaşkanı yardımcısının görevi yapamayacağından şüphelenirse görev yetkilerini kendisinde toplayabilir veya başka birini de atayabilir Ama temayül gereği genelde cumhurbaşkanı birinci yardımcısı atanıyor.

Resi’nin, Hamaney sonrası en büyük adaylardan bir tanesi olduğunu hatırlatan Çiçek, yeni dönem için dini liderlik makamının da aralarında bulunduğu 4 farklı senaryonun konuşulduğunu anlattı.

Independent Türkçe



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.