İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin ölümü dünya basınında nasıl yankılandı?

Düşen helikopterde Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan da yer alıyordu.

Reisi ve yanındakilerin ölümünün ardından İran'da 5 günlük yas ilan edildi (AFP)
Reisi ve yanındakilerin ölümünün ardından İran'da 5 günlük yas ilan edildi (AFP)
TT

İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin ölümü dünya basınında nasıl yankılandı?

Reisi ve yanındakilerin ölümünün ardından İran'da 5 günlük yas ilan edildi (AFP)
Reisi ve yanındakilerin ölümünün ardından İran'da 5 günlük yas ilan edildi (AFP)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopter kazasında hayatını kaybetmesi dünya basınında geniş yankı buldu.

Reisi'nin yanı sıra aralarında Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Doğu Azerbaycan Valisi Malik Rahmeti ve Tebriz Cuma İmamı Muhammed Ali Al Haşim'in yer aldığı toplamda 9 kişi hayatını kaybetti.

Cumhurbaşkanı Reisi, dün İran-Azerbaycan sınırında bir barajın açılış törenine katıldı. Reisi ve yanındaki kişileri taşıyan helikopter, İran'a dönüşte irtifa kaybederek düştü. 

Tahran yönetiminin talebi üzerine Türkiye, arama kurtarma faaliyetlerinde Akıncı insansız hava aracını (İHA) görevlendirdi. İHA'nın tespit ettiği helikopter enkazının koordinatları İran makamlarıyla paylaşıldı. İranlı ekipler, kaza bölgesinde yaptıkları incelemelerde olaydan sağ kurtulan olmadığını bildirdi. 

Guardian: "İstikrarsızlık hissi arttı"

Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian, 63 yaşındaki Reisi'nin ölümünün, İran'ın özellikle İsrail ve Hamas arasındaki Gazze savaşı nedeniyle zorluklarla mücadele ettiği bir dönemde gerçekleştiğine dikkat çekti.

Analizde, İran dini lideri Ali Hamaney'in 85 yaşında geldiğine işaret edilerek, Reisi'nin ölüm haberinin "Tahran'ın rejim değişikliğine hazırlandığı bir dönemde" geldiği belirtildi. 

Aynı kazada Dışişleri Bakanı Abdullahiyan'ın yaşamını yitirmesine dair de "kontrol ve öngörülebilirlikle övünen bir ülke için istikrarsızlık hissi daha da arttı" yorumu yapıldı. 

Haberde, nisanda İsrail ve İran arasında karşılıklı saldırılar düzenlendiği de hatırlatıldı. 

BBC: "Reisi, İran'ın 'Ölüm Komitesi'ndeydi"

BK'nin kamu yayıncısı BBC'nin yayımladığı portrede, Reisi'nin 1979'daki İslam Devrimi'ni destekleyen grubun içinden yetiştiği belirtildi. 

Devrimde, Batı destekli Muhammed Rıza Pehlevi liderliğindeki monarşi yıkılmış, yerine Ayetullah Ruhullah Humeyni liderliğinde İslam Cumhuriyeti kurulmuştu. 

Portrede, Reisi'nin 25 yaşında Tahran'da savcı yardımcılığı yaptığı, 1998'de kurulan ve "Ölüm Komitesi" diye bilinen gizli mahkemelerde göreve getirildiği hatırlatıldı. 

Bu mahkeme, özellikle rejimi devirmeyi amaçlayan İslamcı sosyalist örgüt Halkın Mücahitleri üyelerine yönelik idamlarla gündeme gelmişti. İnsan hakları örgütlerine göre komite, yaklaşık 5 bin kişiyi idam etti. Reisi ise ölüm cezalarındaki rolüne dair iddiaları defalarca reddetmişti. 

Analizde, Mahsa Emini'nin 2022'deki ölümüyle başlayan protestolarda Reisi hükümetine karşı büyük protestolar düzenlendiği de hatırlatıldı.

WSJ: "İran bir zorlukla daha karşı karşıya"

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), 2021'de göreve gelen Reisi'nin döneminde İran'ın Batılı ülkelerle ilişkisinin "iyice kötüleştiğini" yazdı.

Yerine geldiği eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'den daha muhafazakar bir çizgide olduğuna dikkat çekilen Reisi yönetiminde, Tahran'ın Moskova ve Pekin'le ilişkileri geliştirdiği hatırlatıldı.  

Haberde, "Ortadoğu'daki kaosun ortasında bir liderlik değişimi İran için aşılması gereken ek bir zorluk oluşturuyor" dendi. 

NYT: "İran belirsizliğe sürükleniyor"

ABD'nin tanınmış gazetelerinden New York Times'ın (NYT) haberinde, "Reisi'nin ölümü İran için daha istikrarsız bir zamana denk gelemezdi" dendi. 

Reisi'nin, 85 yaşındaki Hamaney'in yerini alacak kişi olarak görüldüğüne dikkat çekilirken, Cumhurbaşkanı'nın ölümünün "ekonomik ve jeopolitik sorunlarla boğuşan İran'ı belirsizliğe sürüklediği" ifade edildi.

Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Kriz Grubu'ndan Ali Vaez, Reisi'nin bir istikrar figürü olduğunu söyleyerek "Reisi, sisteme öngörülebilirlik katıyordu" dedi.

Times of Israel: "Reisi'nin ölümü, iktidar mücadelesini tetikleyecek" 

İsrail'in önde gelen haber sitelerinden Times of Israel'deki analizde, İran'ın politikasını Hamaney'in belirlediğine işaret edilerek, Reisi ve Abdullahiyan'ın ölümünün Tahran yönetiminin çizgisini değiştirmeyeceği yorumu yapıldı.

Haberde, İran Cumhurbaşkanı'nın hayatını kaybetmesiyle ülkede "üst düzey isimlerin faydalanmak için manevra yapmaya başlayacağı bir güç boşluğu oluştuğu" yazıldı. 

ABD merkezli düşünce kuruluşu Nükleer İran'a Karşı Birlik'ten Jason Brodsky, Tahran'ın temel politikaları aynı kalsa bile "Reisi'nin sahadan çekilmesi, siyasi sistem açısından gerçek bir şok etkisi yarattı" değerlendirmesini yaptı. 

IRNA: "Reisi görevde şehit oldu"

İran'ın resmi haber ajansı IRNA, Reisi'nin ölümünü "Görevde şehit olduğu" başlığıyla paylaştı. 

Reisi'nin ekonomi ve dış politika dahil çeşitli alanlarda ülkeyi ileri taşıdığı belirtildi. 

Arab News: "Reisi, Ortadoğu'nun tedirgin olduğu bir dönemde öldü"

İngilizce yayın yapan Suudi Arabistan merkezli Arab News gazetesi, Reisi'nin ölümünün  "Gazze savaşının Ortadoğu'yu tedirgin etmeyi sürdürdüğü bir dönemde meydana geldiğini" yazdı. 

Haberde, Reisi yönetiminin Ukrayna savaşında Rusya'ya drone tedarik etme ve tüm uyarılara rağmen uranyum zenginleştirmeyi sürdürme gibi hamlelerle, ABD başta olmak üzere birçok Batılı ülkeyi karşısına aldığı hatırlatıldı. 

China Daily: "Tahran sabotajdan şüphelenmiyor"

Çin Komünist Partisi'ne ait İngilizce yayın yapan China Daily gazetesi, Tahran yönetiminin olayda bir sabotaj izi görmediğini aktardı. 

Haberde, "Reisi'nin talihsiz ve zamansız ölümü, Ortadoğu'daki durum üzerinde büyük bir etki yaratmayacak. Bu sadece İran'ın iç meselesi" yorumuna yer verildi. 

Analizde, yeni Cumhurbaşkanı'nın da muhafazakar çizgide olacağı, dolayısıyla İran'ın yakın gelecekte ulusal politikasını sürdüreceği değerlendirmesi yapıldı. 

Yeni Cumhurbaşkanı nasıl seçilecek?

İran Anayasayı Koruyucular Konseyi'nden bugün yapılan açıklamada, Hamaney'in onaylamasının ardından Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir’in Reisi yerine geçeceği belirtildi. 

Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bagheri Kani de Dışişleri Bakan vekili olarak atandı. 

İran Anayasası'na göre yeni Cumhurbaşkanı'nın en fazla 50 gün içinde seçilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda meclis başkanı, yargı erki başkanı ve birinci cumhurbaşkanı yardımcısından oluşan kurul, gerekli düzenlemeleri yapacak. 

Cumhurbaşkanı, Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin onayladığı adayların arasından halk tarafından seçilecek.

Independent Türkçe



Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
TT

Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)

Hafta sonu yayımlanan iki yeni anket, Amerikalıların tatil sezonuna girerken hayat pahalılığı konusunda hâlâ ciddi sıkıntı içinde olduğunu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın bu konuda yeterli çaba göstermediğini düşündüğünü ortaya koydu.

CBS News/YouGov'un yaptığı ankete göre, Amerikalıların yüzde 60'ı, Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğine inanıyor. Buna karşılık, yüzde 27'si Trump'ın enflasyonu ve günlük tüketim mallarının maliyetlerini olduğu gibi, yüzde 13'ü ise enflasyon ve fiyatlar hakkındaki haberleri olduğundan daha kötü gösterdiğini söylüyor.

Ancak ankete katılan 10 Cumhuriyetçiden 4'ü, başkanın alım gücünü olduğundan daha iyi gösterdiğini söylüyor. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 25'i Trump'ın enflasyonla başa çıkma biçimini onaylamıyor ve yüzde 29'u fiyatların arttığını söylüyor.

Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 32'si Trump yönetiminin politikalarının gıda ve market alışverişi için ödedikleri fiyatları artırdığını söylüyor. Aynı oranda Cumhuriyetçiyse bu politikaların gıda ve market alışverişi fiyatlarını düşürdüğünü söylüyor.

Ağırlıklı olarak alım gücü ve hayat pahalılığından bahseden Demokratlar, bu ay Kaliforniya'dan Georgia'ya, New Jersey ve Virginia'ya kadar ülke genelinde seçimleri silip süpürdü.

Bu mesaj, özellikle 2024'te Trump'a oy veren Latin kökenli seçmenler de dahil beyaz olmayan seçmenler arasında yankı buldu. Anket, Hispaniklerin yüzde 70'inin Trump'ın politikalarının gıda ve market fiyatlarının artmasına neden olduğunu, yüzde 68'inin mal ve hizmet fiyatlarının arttığını ve yüzde 60'ının Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğini söylediğini ortaya koydu.

ABD Başkanı alım gücünü tekrar tekrar "yeni bir kelime" ve "Demokratların bir kandırmacası" diye niteliyor. Ancak cuma günü, çoğunlukla kira maliyetlerine odaklanan ve otobüsleri ücretsiz, çocuk bakımınıysa evrensel hale getirme sözü veren, bu ay belediye başkanlığında diğer Demokratları geride bırakarak New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani'yi Oval Ofis'te ağırladı.

Birdenbire anlayış gösteren Trump, Mamdani'nin yanında, "İlginç bir sohbet ettik ve fikirlerinden bazıları gerçekten de benim fikirlerimle aynı" dedi.

G
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, 2025'te kendisine ve 2024'te ABD Başkanı Donald Trump'a oy veren birçok kişinin enflasyon ve hayat pahalığını dile getirdiğini söyledi (AP)

Politico tarafından yapılan bir başka anket, en çok hangi maliyetlerin Amerikalıların endişelendirdiğini ortaya koydu. Anket, Amerikalıların yüzde 45'inin karşılanması en zor yaşam maliyetinin market alışverişi olduğunu, yüzde 38'inin konut, yüzde 34'ünün sağlık hizmetleri ve yüzde 31'inin de elektrik faturaları olduğunu gösterdi.

Mamdani, görüşmeleri sırasında Trump'la birlikte hayat pahalılığına odaklanarak kendi seçimlerini kazandıklarını söyledi.

Mamdani, "Başkan'a, kampanyamızın odağının büyük ölçüde yaşam maliyeti krizi olduğunu ve başkana oy veren New Yorklulara sorduğumuzda, New York'ta oylarında bir artış gördüğümüzde, aynı konuya geri döndüklerini söyledim: Yaşam maliyeti, yaşam maliyeti, yaşam maliyeti" dedi. Buna karşılık Trump, New York'un enerji şirketi Con Edison'ın fiyatları düşürmesini sağlamaktan bahsetti.

Ancak yaşam maliyeti sadece sol görüşlü Demokratlara kazandırmadı. New Jersey'de ılımlı görüşlü Mikie Sherrill, elektrik zamlarının dondurulması çağrısında bulunarak valilik yarışını kazandı.

Independent Türkçe


Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
TT

Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)

Rusya, ABD'yle arasını bozmak istediği Meksika'daki dezenformasyon çalışmalarını yoğunlaştırdı.

New York Times'ın (NYT) haberinde, Rusya'nın Latin Amerika'daki dezenformasyon faaliyetlerini son iki yılda artırdığı belirtiliyor. Moskova yönetiminin ABD'yle bölgedeki müttefikleri arasında anlaşmazlık yaratmayı hedeflediği savunuluyor. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla NYT'ye konuşan kaynaklar, dezenformasyon kampanyasının Sputnik ve RT gibi Kremlin'e ait medya kuruluşları tarafından yürütüldüğünü ileri sürüyor. Özellikle ABD'nin en büyük ticaret ortağı olan Meksika'nın hedef alındığı aktarılıyor. 

NYT'nin incelediği "Meksika: RT'nin İstilası" başlıklı iç yazışmada, Meksika'nın başkenti Meksiko'daki Amerikan diplomatların, RT'nin ülkedeki "ani ve hızlı genişlemesi" hakkında uyarılarda bulunduğu görülüyor. 

Nisan 2024 tarihli yazışmada şu ifadelere yer veriliyor: 

RT'nin Meksika'daki agresif yatırımı, güvenilirliğini artırma ve ABD'yi zayıflatma stratejisi, halkın mevcut algısını değiştirme tehdidi yaratıyor. Meksika misyonunun, RT'nin iyi finanse edilen çabalarına karşı koymak için daha fazla kaynağa ihtiyacı var.

Meksiko'daki ABD Büyükelçiliği'nden gönderilen mesajda, RT en Español'un X'te çevrimiçi izlenme sayısının 2022'de 191 binden bir yıl sonra 715 milyona fırladığı aktarılıyor. 

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'daki varlığını artırdığı, potansiyel izleyici sayısının 670 milyona ulaştığı belirtiliyor.

RT'nin Meksika'da bu kadar yaygınlaşmasında, eski Devlet Başkanı López Obrador döneminde görev yapan ve Rusya yanlısı olmakla eleştirilen bazı yetkililerin etkili olduğu savunuluyor. Obrador'un devlet başkanlığı geçen yıl ekimde sonlanmış, yerine seçimleri kazanan Claudia Sheinbaum gelmişti. Sheinbaum da Obrador'un kurduğu iktidardaki Ulusal Yenilenme Hareketi (Morena) partisinden.

NYT, Obrador veya Morena yetkililerinin yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.  

Meksiko'daki Rus Büyükelçiliği ise iddiaları reddederek Sputnik ve RT'yi Amerikan medyasına tarafsız alternatifler diye niteledi. 

Bazı uzmanlar Donald Trump yönetiminin dezenformasyona karşı mücadele de geride kaldığını söylüyor. Washington merkezli düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu'ndan Bret Schafer şu değerlendirmeyi yapıyor: 

ABD küresel bilgi alanından çekiliyor ve yerine Rusya giriyor. Rusya'nın ABD'nin kendi arka bahçesinde ABD'ye karşı harekete geçmesi bir bakıma Soğuk Savaş anlayışının bir ürünü. Ruslar nüfuz artırmak için Latin Amerika'yı uzun zamandır bir öncelik olarak görüyor.

2022'de başlayan Ukrayna savaşının ardından ABD, Kanada, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği, RT'yi ve kuruluşun üst düzey isimlerini yaptırım listesine almıştı.

Independent Türkçe, New York Times, BBC


Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post