Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

İran'ın uluslararası arenadaki izolasyonunu azaltmak ve ABD yaptırımlarının ülkesinin ekonomisi üzerindeki etkisini en aza indirmek için çalıştı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)
TT

Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)

İran'ın kuzeybatısında pazartesi günü meydana gelen helikopter kazasında Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile birlikte hayatını kaybettiği açıklanan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran'ın İsrail ve Batı karşıtı politikalarının ateşli bir savunucusuydu.

Reisi, 60 yaşındaki Abdullahiyan’ı Ağustos 2021'de atadı.

2013'ten 2021'e kadar bu görevi yürüten Muhammed Cevad Zarif'in yerine geçmek gibi zor bir görevi vardı; Zarif, önde gelen aktif bir diplomat, akıcı bir İngilizce konuşan, uluslararası çevrelerde tanınan bir yüz ve İran'ın dış politikasını yöneten deneyimli bir isimdi.

İran devlet televizyonu Emir Abdullahiyan'ı, Tahran tarafından yönetilen ve Lübnan Hizbullah'ı, Filistinli Hamas ile İslami Cihad hareketleri ve Iraklı silahlı gruplar gibi İran'ın ezeli düşmanı İsrail karşıtı grupların yer aldığı "Direniş Ekseni'nden üst düzey bir diplomat" olarak tanıttı.

Emir Abdullahiyan atandığı gün yaptığı açıklamada, bu grupların "İran'ın müttefikleri" olduğunu ve "onları güçlendirmenin hükümetin gündeminde olduğunu" söyledi.

Kapsamlı geziler

Ekim 2023'te İsrail ile Hamas arasında Gazze'de savaşın başlamasından beri bölgeye yaptığı ziyaretleri yoğunlaştırdı. Tahran, İsrail'e karşı Filistin hareketini ve savaşın çıkmasına yol açan 7 Ekim 2023 operasyonuna desteğini gizlemedi, ancak aynı zamanda bu operasyonun içinde yer almadığını da vurguladı.

Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)

Geçtiğimiz nisan ayında, Tahran'ın Yahudi devletini sorumlu tuttuğu ve Şam'daki İran konsolosluk binasını yerle bir eden hava saldırısına karşılık olarak, İran'ın İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı ve füzeyle gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırıyı savundu.

İran'ın tepkisinin "meşru savunma ve uluslararası hukuk çerçevesinde" gerçekleştirildiğini söyledi.

Emir Abdullahiyan daha sonra İsrail'in İran'ın orta kesimindeki İsfahan eyaletine bir misilleme amaçlı saldırı düzenlediğine dair haberleri "çocuk oyuncağı" diyerek küçümsedi.

İzolasyonun Azaltılması

Mesleki kariyeri boyunca Devrim Muhafızları ile olan yakın ilişkileriyle tanınan Emir Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü'nün komutanı ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan kariyeri boyunca Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu. Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü'nün komutanı olan ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan, üç yıl boyunca İran'ın uluslararası sahnedeki izolasyonunu azaltmak ve ABD yaptırımlarının ülkesinin ekonomisi üzerindeki etkisini azaltmak için çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Çin'in himayesindeki bir anlaşma çerçevesinde Mart 2023'te Suudi Arabistan ile uzlaşmaya varılmasına yol açan süreçte kilit bir figür olmasa da İran'ın Arap komşularıyla ilişkilerin geliştirilmesinde rol oynadı.

1964 yılında Tahran'ın doğusundaki Damgan şehrinde doğan Abdullahiyan, 1991 yılında Tahran Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

1997-2001 yılları arasında Irak'ta ve 2007-2010 yılları arasında ise Bahreyn'de görev yaptı.

2011'den bu yana Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Bu görevinde, Ali Ekber Salihi (Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın ikinci hükümetinde) ve Zarif (Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ilk hükümetinde) gibi iki farklı bakanla çalıştı.

Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri) Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri)

Ancak 2016 yılında Zarif onu görevden aldı. Bu hareket muhafazakârlar tarafından, Ruhani ve bakanına yönelik büyük eleştiriler yapılmasına neden oldu.

ISNA'ya göre daha sonra Umman Büyükelçiliği görevini reddetti ve 2021 yılında Dışişleri Bakanlığı'na gelmeden önce, Meclis Başkanı'nın uluslararası işlerden sorumlu özel yardımcısı olarak çalışmaya başladı.

Emir Abdullahiyan, uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerini kısıtlayan 2015 anlaşmasının çökmesinin ardından, Washington'un 2018'de eski Başkan Donald Trump tarafından anlaşmadan çekilmesi sonrasında, İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarına dahil oldu.



Şarku'l Avsat, Trump'ın Amerika'daki Lübnanlılara mesajının görüşmelerden imzaya kadar izlediği yolu ortaya koyuyor

 Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında düzenlenen seçim programı sırasında Trump'a hatıra plaketi verdi. (AP)
Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında düzenlenen seçim programı sırasında Trump'a hatıra plaketi verdi. (AP)
TT

Şarku'l Avsat, Trump'ın Amerika'daki Lübnanlılara mesajının görüşmelerden imzaya kadar izlediği yolu ortaya koyuyor

 Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında düzenlenen seçim programı sırasında Trump'a hatıra plaketi verdi. (AP)
Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında düzenlenen seçim programı sırasında Trump'a hatıra plaketi verdi. (AP)

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Detroit'teki Hasan Abbas Restaurant'ta ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump tarafından imzalanan bir mektuba atıfta bulundu. Bu vesileyle Berri, Lübnan kökenli ABD’li ailenin Trump'ı Lübnan'da bir çözüm ve ateşkes için baskı yapmaya, Lübnan ile İsrail arasında istikrar ve sükûneti yeniden tesis edecek bir planla ilerlemeye motive etmede oynadığı rolü ortaya koydu.

Trump'ın restoranı ziyaretinden yaklaşık bir hafta önce imzalanan ve topluluğun talebi üzerine günler öncesinden yayınlanan mektup, Trump'ın danışmanı Lübnan asıllı Amerikalı Massad Boulos ile görüşen Ali Abbas'a (Albert Abbas olarak biliniyor) göre tarihte bir başkanın seçmenlerine imzaladığı ilk yazılı taahhüt niteliğini taşıyor. Ali Abbas, Massad Boulos ile görüşerek, eyaletteki Arap toplumlarının güvenini ve kendisine verecekleri oyları kazanması karşılığında, Trump'ın Michigan'daki Lübnanlı ve Arap toplumlarının savaşı durdurma taleplerini desteklemesini istedi. Abbas ayrıca, İsrail'in savaşı yüzünden, Lübnanlı ve Filistinlilerin çektiği acıları durdurmak için Trump'ın baskı yapmasını talep etti.

Abbas, Şarku’l Avsat'a verdiği röportajda, “Boulos mesajı iletti. Trump da Lübnan toplumunu destekleme konusundaki kararlılığını, Ortadoğu ve dünyada barışı tesis etmek istediğini kanıtlayan imzalı bir mektubu gönderdi” açıklamasında bulundu.

Arap toplumları için ‘umut

Mektup, Trump'ın savaşı durdurmak için baskı yapması ve gücünü kullanması yönünde açık bir destek içeriyordu. Bu da oradaki Arap toplumlarına barışa ulaşmak ve istikrarı yeniden tesis etmek için ‘umut’ veriyordu. Lübnan toplumu üyeleri mektubu ‘barışa ulaşmak için bir fırsat’ olarak görüyor ve bunun ‘Demokratların toplumun taleplerini yerine getirmek için sunabileceği her türlü fırsattan daha üstün’ olduğunu belirtiyordu.

Abbas'ın ailesi

48 yaşındaki Abbas, 1970'li yıllarda ABD’ye göç eden Lübnanlı bir aileden geliyor. ABD'de doğup büyüyen Abbas, 1972'de ABD'ye göç eden ve 1980'lerde eski Başkan Ronald Reagan yönetimi ile Lübnanlılar arasında ‘elçi’ rolü oynayan babasının çalışmalarını sürdürerek, Arap toplumunda bir aktivist ve barış savunucusu oldu.

Abbas, siyasi bir aileden geldiğini söylemeyi reddediyor ve restoranlara yatırım yapan ailesinin savaşa karşı olduğunu; barışı sağlamak ve savaşların neden olduğu acıları durdurmak için hiçbir fırsatı kaçırmadığını vurguluyor.

Trump ve Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında (AP)Trump ve Albert Abbas, Dearborn'daki Great Commoner Restoran’ında (AP)

Harris'den Trump'a

Boulos ile kurulan iletişim, Harris'in kampanya temsilcileriyle kurulan benzer bir iletişimin ardından geldi. Harris'in dış politikayı değiştirmekle ilgilenmediği ortaya çıktıktan sonra hayal kırıklığı oluştu. Abbas açıklamasında: “Harris'in seçim kampanyası temsilcileriyle şehirde bir araya geldik. Ateşkes ve Lübnan halkının acılarını hafifletecek bir barışın sağlanması konusunda taleplerimizi ilettik. Ancak kampanya üyeleri bize Harris'in Lübnan, İsrail ve Filistinlilere yönelik mevcut dış politikayı değiştirmekle ilgilenmediğini söyledi. Onlara Dearborn'daki Lübnan toplumunun akrabaları olan Lübnanlılar olduğunu ve bu savaşın bir sonucu olarak öldüklerini, bu savaşın devam etmesinin daha fazla acıya yol açacağını söyledik. Ancak krize yönelik mevcut politikayı değiştirmek için herhangi bir taahhütte bulunmadılar ya da söz vermediler” ifadelerini kullandı.

Trump'ın kampanyası

Bu nedenle Lübnan toplumu Boulos ile yapılan ilk görüşmelerde aynı talepleri Trump tarafına iletmek üzere harekete geçti ve toplumun, Lübnan ve Gazze Şeridi'ndeki aileleri için duyduğu endişeleri kendisine iletti. Boulos ile Dearborn'da yapılan görüşmede de ‘eyaletteki Lübnanlılara ve Araplara umut vermek amacıyla’ aynı talepler dile getirildi ve Trump'ın şehre gelmesi ve ABD'deki Müslümanlar arasındaki ilişkilerin bir bütün olarak güçlendirilmesi karşılığında bu talepler konusunda sert bir tutum takınması istendi.

Trump'ın dünürü Massad Boulos da Trump ile Abbas arasında gerçekleşen görüşmede (AP)Trump'ın dünürü Massad Boulos da Trump ile Abbas arasında gerçekleşen görüşmede (AP)

Abbas sözlerini şöyle sürdürdü: “Boulos, Ortadoğu'da barış ve refah talebine olumlu yanıt verdi ve bunu Başkan Trump'a iletti. O da taahhüdün yazılı olması ve kendisi tarafından imzalanması talebimizi kabul etti ve günler sonra bize gönderdi. Tarihte ilk kez bir başkanın seçmenlerine verdiği sözü imzalaması bizi memnun etti ve gücünü kullanarak savaşı durdurmak ve barışı sağlamak için baskı uygulayacağına dair umut verdi. Trump'ın ekibi bize imzalı mektubu gönderdi, biz de mektubu buradaki topluluğa gösterdik ve isteğimiz üzerine yayınlayarak, dünya çapında milyonlarca kişinin barış için çalışma taahhüdünü görmesini sağladık.”

Söz konusu mektupta Trump, Lübnan toplumuna hitaben şunları yazdı: “Lübnan'daki dostlarınız ve aileleriniz, komşularıyla barış, refah ve uyum içinde yaşamayı hak ediyor. Bu da ancak bölgede barış ve istikrarla sağlanır.”

Ortadoğu'daki kaosa son verme ve üçüncü bir dünya savaşını önleme sözü veren Trump, bunun dünya barışını koruma vizyonunun bir parçası olduğunu vurguladı. Ayrıca ‘Lübnan halkının emniyet ve güvenliğini sağlamak için ABD'deki Lübnan toplumuyla birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini’ belirtti. Trump mektubunu şu sloganla sonlandırdı: “Barış için Trump'ı seçin.”

Trump'ın kabulü

Bu mesaj Lübnan ve Arap toplumunun kasım ayı başında Dearborn'da Trump'ı karşılamasında katalizör görevi gördü. Abbas, “Bu vaadin beklentilerimizi karşılamasını istedik ve Trump'ı restoranda karşıladığım konuşmamda buna değindim. Konuşmamda, medyada Müslümanlara yönelik söylemin değişmesini ve bizi stereotipleştirmekten vazgeçilmesini istedim” dedi.

Trump'ın kabulü sırasında restoranın önüne, üzerinde ‘Savaşa son verelim’ ve ‘Lübnan ve Gazze Şeridi'nde barışa destek olun’ yazılı pankartlar asılmıştı. “Ailelerimiz evlerinde acı çekiyor” diyen Albert Abbas başkan adayına hitaben şunları söyledi: “Ulusumuzun çıkarlarına öncelik vermenin ve herkes için kalıcı barışı sağlamanın zamanı geldi. Bu mevcut yönetim (Biden), insanlığın tüm yönlerinde sefil bir şekilde başarısız olmuştur. Trump'ın başkanlığını umutla bekliyor ve özellikle Lübnan ve Filistin'de barışın yeşereceği bir dönem hayal ediyoruz. Filistin yok edilirken sessiz kalamam. Lütfen akan kanı durdurmamıza yardım edin. Hiçbir para ve güç insan hayatının önüne geçmemelidir.”

Abbas Trump'ı ailesinin Dearborn'daki restoranında ağırladı. (AP) Abbas Trump'ı ailesinin Dearborn'daki restoranında ağırladı. (AP)

Trump ise görüşmede şunları söyledi: “Lübnan hakkında harika hislerim var. Lübnan'dan pek çok insan tanıyorum. Tüm bunları sona erdirmeliyiz, biz barış istiyoruz. Çok sayıda Lübnanlı ve Müslüman insan tanıyorum, Trump'ı seviyorlar, onunla iyi bir ilişkileri var. Onların oylarını istiyoruz, onların oylarına talibiz ve sanırım oylarını alacağız.”

Trump'ın konuşması

Trump'ın görüşmedeki konuşmasını ‘güçlü’ ve ‘ciddi’ olarak nitelendiren Abbas, “Biz barış istedik, Trump da hevesli ve duyarlıydı. Bu görüşmenin ardından Lübnanlılar ve Filistinliler için barışı sağlama konusundaki kararlılığını vurguladı. Lübnanlıları barış ve adalet isteyen barışçıl bir halk olarak tanıdığından bahsetti. Bu nedenle kendisine Ronald Reagan'ın barışla ilgili bir sözünden alıntı yaparak bir hatıra plaketi verdim. Bu plaket, Oval Ofis'te yer alacak” ifadelerini kullandı.

Hatıra plaketinde Reagan'dan şu alıntı yer alıyordu: “Barış çatışmanın olmaması değil, çatışmayı barışçıl yollarla çözme becerisidir.”

Albert Abbas, Trump'a bir plaket verdi. (AP)Albert Abbas, Trump'a bir plaket verdi. (AP)