3 binden fazla mahkûm Ukrayna ordusuna katılmak için başvuruda bulundu

Ukrayna'nın Zaporojya kentindeki enkazın ortasında iki Ukraynalı asker (Reuters)
Ukrayna'nın Zaporojya kentindeki enkazın ortasında iki Ukraynalı asker (Reuters)
TT

3 binden fazla mahkûm Ukrayna ordusuna katılmak için başvuruda bulundu

Ukrayna'nın Zaporojya kentindeki enkazın ortasında iki Ukraynalı asker (Reuters)
Ukrayna'nın Zaporojya kentindeki enkazın ortasında iki Ukraynalı asker (Reuters)

Ukrayna Adalet Bakan Yardımcısı Olena Vysotska dün (Salı) yaptığı açıklamada, Ukrayna'da 3.000'den fazla mahkûmun Rus işgaline karşı daha fazla savaşçı bulmayı amaçlayan yeni yasa kapsamında silahlı kuvvetlere katılmak için başvuruda bulunduğunu söyledi.

AFP'nin haberine göre Vysotska Ukrayna televizyonuna verdiği demeçte, "Yasa kabul edilmeden önce yaptığımız bir tahmine göre bu 3,000'den fazla kişiyi kapsıyor" dedi.

Ukrayna meclisi mayıs ayı başında, Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy tarafından derhal imzalanan, belirli kategorilerdeki mahkumların şartlı tahliye karşılığında silahlı kuvvetlerde savaşmasına izin veren bir yasayı kabul etti.

Bu yasa, ülkelerini savunma arzusunu dile getiren mahkumları da kapsar ve mahkûmun fiziksel ve psikolojik sağlığının yerinde olduğunun belirlenmesinin ardından, askeri makamların onayını gerektirmektedir.

Bu yasa, özellikle "ikiden fazla kişinin kasten öldürülmesi", cinsel şiddet, ulusal güvenliğe yönelik saldırılar veya "ciddi" yolsuzluk nedeniyle mahkûmiyet gibi bazı ciddi suçlardan hüküm giymiş mahkumları kapsamamaktadır.

Sadece cezaevinde üç yıldan az kalmış olan mahkumlar böyle bir talepte bulunabilecek.

İki yılı aşkın bir süredir Rus işgaline direnen Ukrayna, asker ve silah sıkıntısı, ayrıca sayıca üstün bir Rus ordusuyla karşı karşıya.

Kiev, nisan ayında zorunlu askerliği kolaylaştırmayı ve askerlikten kaçanlara yönelik cezaları önemli ölçüde arttırmayı amaçlayan, askeri seferberlikle ilgili tartışmalı bir yasayı kabul etti.

Ukrayna Cumhurbaşkanı, askere çağrılabileceklerin yaş sınırının 27'den 25'e indirildiğini açıkladı.

"Ukrayna'daki Mahkumların Korunması" adlı sivil toplum örgütünün yöneticisi Oleg Tsvili, mayıs ayı başlarında verdiği demeçte, Ukraynalı tutukluların "ete" dönüştürülmesinden ve "Rusya'da olduğu gibi" "bir hiç uğruna" savaşmaya gönderilmesinden korktuğunu söyledi.

Rusya'da Wagner paramiliter grubu 2022'den itibaren Rus hapishanelerinden on binlerce mahkumu bünyesine kattı ve bu mahkumlar daha sonra, özellikle de Bahmut Savaşı sırasında, kanlı saldırılarda öldürüldü.



Washington ve Dörtlü'deki müttefikleri, nadir toprak elementlerinin tedarikini güvence altına almak için iş birliği sözü verdi

Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
TT

Washington ve Dörtlü'deki müttefikleri, nadir toprak elementlerinin tedarikini güvence altına almak için iş birliği sözü verdi

Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)

Dörtlü İttifak (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dün, yeni teknolojilerin üretimi için elzem olan kaynakların Çin'in hakimiyetine girmesiyle ilgili endişelerin arttığı bir dönemde, nadir minerallerin arzını istikrara kavuşturmak için iş birliği yapma sözü verdi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, göreve geldiğinden bu yana Ukrayna ve Ortadoğu ile meşgul olan Başkan Donald Trump yönetiminin dikkatini yeniden Asya'ya yöneltmesinin bir parçası olarak dün Avustralyalı, Hintli ve Japon mevkidaşlarını Washington'da ağırladı.

Dört bakan toplantılarının sonunda yaptıkları ortak açıklamada, “tedarik zincirlerinin güvenliğini ve çeşitlendirilmesini sağlamayı amaçlayan ortaklığımızın (...) iddialı bir şekilde genişletilmesinin” bir parçası olarak, nadir metaller alanında ortak bir girişim başlatmaya karar verdiklerini belirttiler. Bakanlar girişim hakkında çok az ayrıntı verdi, ancak amacın, zengin stratejik maden rezervlerine sahip olan Çin'e olan bağımlılığı azaltmak olduğunu açıkça ifade etti.

Açıklamada “Baz metalleri işlemek, rafine etmek ve türev ürünler üretmek için tek bir ülkeye güvenmek, endüstrilerimizi ekonomik baskı, fiyat manipülasyonu ve tedarik zinciri kesintilerine maruz bırakmaktadır” denildi. Açıklamada ayrıca Çin'den ismen bahsedilmedi ancak bakanlar, Güney ve Doğu Çin Denizlerinde “bölgedeki barış ve istikrarı tehdit eden” “tehlikeli ve provokatif eylemlerden duydukları ciddi endişeyi” dile getirdiler.

Dört bakan ayrıca Kuzey Kore'yi “istikrar bozucu füze denemeleri” yaptığı için kınadı ve “tamamen nükleer silahlardan arındırılması” gerektiğini vurguladı. Kuzey Kore'nin nükleer silahı özellikle Japonya için büyük bir endişe kaynağı.

Amerika Birleşik Devletleri Asya-Pasifik bölgesine öncelik vermiş olsa da Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş ve Ortadoğu'da devam eden çatışmalar nedeniyle dikkati büyük ölçüde dağılmış durumda. Dörtlü, öncelikle güvenlik konularının görüşüldüğü bir forum niteliğinde.

Çin foruma defalarca karşı çıktı ve forumu kendi yükselişini engellemeye çalışmakla suçladı. Trump seçim kampanyasında Çin'e karşı sert bir tutum takınacağını vaat etti, ancak göreve geldiğinden beri karışık mesajlar verdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Trump, haziran ayı başında dünyanın en büyük iki ekonomisinin aralarındaki ticaret savaşını hafifletmeyi amaçlayan bir çerçeve anlaşmaya varmasının ardından, Çin’le ilişkilerini “mükemmel” olarak tanımladı.

Trump'ın bu yıl içinde “Dörtlü” liderler zirvesine katılmak üzere Hindistan'a gitmesi bekleniyor. Trump uzun zamandır Çin'i ABD'nin baş düşmanı olarak tanımlıyordu, ancak iktidara geldiğinden bu yana Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile ilişkilerini övdü.

Hindistanlı ve Japon bakanlar basına yaptıkları kısa açıklamalarda, Çin'in yayılmacı emellerine açıkça atıfta bulunan ve bölgenin diplomatik sözlüğünde yer alan tanıdık bir ifadeyi kullanarak “özgür ve açık bir Hint-Pasifik” ihtiyacını vurguladılar.