Çin Tayvan'a savaş açmayı mı planlıyor?

Çin ve Tayvan bayrakları önünde bir gemi ve savaş uçağı illüstrasyonu (Reuters)
Çin ve Tayvan bayrakları önünde bir gemi ve savaş uçağı illüstrasyonu (Reuters)
TT

Çin Tayvan'a savaş açmayı mı planlıyor?

Çin ve Tayvan bayrakları önünde bir gemi ve savaş uçağı illüstrasyonu (Reuters)
Çin ve Tayvan bayrakları önünde bir gemi ve savaş uçağı illüstrasyonu (Reuters)

Çin bugün (Cuma) yaptığı açıklamada, Tayvan çevresindeki mevcut askeri tatbikatlarının, ordusunun özerk adada ‘iktidarı ele geçirme’ yeteneğini test etmeyi amaçladığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Tayvan, Çin anakarasındaki iç savaş sırasında komünist güçler tarafından yenilgiye uğratılan milliyetçilerin adaya kaçtığı 1949 yılından bu yana özerk bir yönetime sahip. Çin, o tarihten bu yana Tayvan'ı ‘güç kullanımı gerektirse bile’ geri alacağı topraklarının bir parçası olarak görüyor.

Onlarca savaş gemisi ve savaş uçağı dün (Perşembe), Pekin'in adadaki ‘bağımsız güçlere ciddi bir uyarı’ olduğunu söylediği bir hareketle Tayvan'ın etrafında kordon oluşturdu.

Söz konusu tatbikatlar, Çin'in ‘tehlikeli bir ayrılıkçı’ olarak tanımladığı Lai Ching-te'nin adanın yeni devlet başkanı olarak yemin etmesinden üç gün sonra gerçekleşti.

Çin'in askeri tatbikatlarının önemi nedir?

İngiliz The Guardian gazetesine göre bu tatbikatlar, Ağustos 2022 ve Nisan 2023'te Tayvan'a karşı yapılan benzer tatbikatlardan bu yana yapılan en önemli tatbikatlar. Ancak söz konusu tatbikatlar daha küçük çaplıydı ve Tayvan yakınlarında gerçek ateş içermiyordu.

Tayvan çevresindeki askeri tatbikatların bu hafta gerçekleşmesi bekleniyordu. Analistler, Lai'nin Ocak ayındaki zaferine nispeten sessiz kalan Çin’in 20 Mayıs'taki yemin törenine yanıt olarak bir güç gösterisi yapmasını bekliyordu.

ABD Hint-Pasifik Komutanlığı Komutan Yardımcısı Korgeneral Stephen Sklenka, tatbikatların ‘endişe verici’ olduğunu, ancak beklendiğini ifade etti.

Önceki askeri tatbikatlarla karşılaştırıldığında ne kadar büyük?

Dünkü tatbikatta abluka tekniklerinin uygulandığı görüldü. Tatbikat yerlerinin haritaları, Çin kuvvetlerinin Tayvan'ı çevreleyen denizin beş büyük alanını ve Çin anakarasına bitişik olan Tayvan adalarının etrafındaki birkaç küçük alanı hedef aldığını gösterdi. Ağustos 2022 tatbikatlarında küçük Tayvan adaları hedef olarak yer almıyordu.

Şu ana kadar yapılan tatbikatlar, faaliyet seviyesi açısından 2022 ve 2023'e kıyasla daha küçük ve daha az yoğun görünüyor. Tayvan Savunma Bakanlığı, Çin ordusunun Tayvan'ın kıyılarından itibaren 24 deniz mili çizgisinin dışında kaldığını ve Boğaz'da ya da denizde değil, sadece iç kesimlerde gerçek ateş tatbikatı yaptığını söyledi. Herhangi bir uçuşa yasak bölge ilan edilmedi.

2022 tatbikatı Tayvan'ın ana adası üzerinden denize balistik füzelerin ateşlenmesini içeriyordu. Diğer taraftan analistler, 2023 tatbikatının uçak gemilerinden savaş uçağı fırlatma konusunda belirgin bir gelişme ile ‘savaş benzeri’ kabiliyette bir artış gösterdiğine inanıyor.

Çin donanması bu yıl, filosuna eklediği ve analistlerin Çin'in Tayvan Boğazı, Güney Çin Denizi ve Doğu Çin Denizi'nde güçlü bir varlık sürdürme kabiliyetini önemli ölçüde arttıracağını söylediği üçüncü uçak gemisini test etmeye başladı.

Pekin Tayvan'ın yeni başkanından neden nefret ediyor?

Pekin bu haftaki tatbikatın ‘ayrılıkçı eylemlerin (Lai’nin başkan olarak seçilmesi) cezalandırılması’ olduğunu bildirdi.

Pekin, Lai'nin lideri olduğu Demokratik İlerici Parti'yi ayrılıkçı olarak görüyor. Çin, yine aynı partiye mensup olan eski Başkan Tsai Ing-wen'in göreve gelmesinden kısa bir süre sonra 2016 yılında Tayvan hükümetiyle temaslarını kesmişti.

Çin hükümeti, geçmişte Tayvan'ın bağımsızlığını daha güçlü bir şekilde savunan Lai'den özellikle endişe duyuyor.

Pekin özellikle Lai'nin konuşmasının Tayvan'ın Çin'den ayrılmasını güçlü bir şekilde vurguladığı bölümlerine itiraz etti. Tayvan Devlet Başkanı Çin'i tehditlerini durdurmaya çağırdı ve boğazın iki yakasının ‘birbirine ait olmadığını’ söyledi.

Pekin Tayvan'a savaş açmayı mı planlıyor?

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping defalarca ‘Tayvan sorununu çözme’ sözü verdi.

Batılı analistler ve istihbaratçılar, Çin ordusunun bu konuda çatışmaya hazır olabileceği ‘son tarihin’ 2027 olduğunu söylüyor.

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns daha önce CBS News'e yaptığı açıklamada, “Başkan Şi, Çin'in askeri liderliği olan Halk Kurtuluş Ordusu'na 2027‘ye kadar Tayvan'ı işgal etmeye hazır olmaları talimatını verdi. Ancak bu 2027’de ya da başka bir yılda işgal etmeye karar verdiği anlamına gelmiyor” ifadelerini kullandı.

Halk Kurtuluş Ordusu Akademisi'nde öğretim görevlisi olan Zhang Qi, devlet medyasına yaptığı açıklamada Pekin'in son askeri tatbikatlarında ‘Tayvan'ın kuşatılmasını simüle ettiğini’ söyledi.

Zhang Qi, ordunun Tayvan'a enerji ithalatını durdurmak, Tayvanlı siyasetçilerin yurtdışına kaçış yollarını kesmek ve ABD ve diğer yabancı müttefiklerin Tayvan'a desteğini engellemek istediğini de sözlerine ekledi.

Askeri analistler, Zhang'ın yorumlarının uluslararası aktörlere Çin ordusunun bu tatbikatları ciddiye aldığı mesajını vermeyi amaçladığını ifade ediyor.

Pekin'in topyekûn bir askeri saldırı başlatmak yerine ‘sivil, yasal ve askeri olmayan’ ve karşılık verilmesi zor görünen faaliyetleri arttıracağına dair endişeler giderek artıyor.

Bunlar arasında Tayvan'ın uzak Kinmen ve Matsuo adaları çevresinde sahil güvenlik devriyelerini arttırmak, uçuş rotalarını iki ülke arasındaki gayri resmi deniz sınırı olan ve ‘Medyan Hattı’ olarak bilinen bölgenin Tayvan tarafına çevirmek ve sivil olan ancak bombardıman saldırılarına yardımcı olabilecek ‘meteoroloji balonlarını’ Tayvan hava sahasına konuşlandırmak yer alıyor.



Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
TT

Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)

Tayvan ordusu, Çin'in olası saldırılarına "merkeziyetsiz komuta sistemiyle" hızlı yanıt vermeyi planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre Tayvan Savunma Bakanlığı, Meclis'e bu hafta sunduğu raporda, ordunun "üst kademeden emir beklemeden merkezi olmayan bir komuta yapısıyla" hareket etmesi için çalışmalar yürütüldüğünü bildirdi.

Raporda, Çin'in adayı hazırlıksız yakalamak için askeri tatbikatları aniden Tayvan'a yönelik bir işgal operasyonuna dönüştürebileceği uyarısında bulunuluyor.

Savunma yetkilileri, Çin ordusunun neredeyse her gün ada çevresinde çeşitli tatbikatlar düzenlediğini, Tayvan Silahlı Kuvvetleri'ni "sürekli tetikte tutarak yıpratmayı amaçladığını" savunuyor.

Raporda, Tayvan ordusunun Çin'den gelebilecek ani bir saldırıya karşı hazırladığı acil durum planı hakkında şu bilgiler paylaşılıyor:

Düşman aniden bir saldırı başlatırsa, tüm birimler emir beklemeden 'dağıtılmış kontrol' uygulayacak ve 'merkezi olmayan' bir komuta sistemi altında savaş görevlerini yerine getirecek.

Diğer yandan bu prosedürün nasıl koordine edileceğine dair detay verilmiyor.

Savunma Bakanlığı'nın çalışmasında, Çin'in tatbikatlar aracılığıyla muhtemel işgal senaryolarına hazırlık yaptığı iddia ediliyor. Çin'e ait savaş gemilerinin Pasifik'teki alışıldık pozisyonlarının değiştirildiği, bunların Avustralya ve Yeni Zelanda'ya doğru konuşlandırıldığı aktarılıyor.

Çin Savunma Bakanlığı'ndan pazartesi günü yapılan açıklamadaysa Tayvan'ın "savaş çığırtkanlığı" yaptığı savunuldu. Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te'nin "bağımsızlık için savaş" vurgusuyla halkı paniğe sürüklediği görüşü paylaşıldı.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, Tayvan'ın kendilerine ödeme yapması gerektiğini savunarak Taipei yönetiminde soru işaretleri yaratmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Taipei Times


Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
TT

Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)

Ukraynalıların çoğu barış anlaşması kapsamında Rusya'ya büyük tavizler verilmesine karşı.

Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü'nün (KIIS) 547 kişinin katılımıyla yaptığı ankette, Ukraynalıların yüzde 75'inin Kiev yönetiminin büyük toprak tavizleri vermesine karşı çıktığı belirlendi.

Katılımcılar, ABD ve Avrupa Birliği'nden (AB) net güvenlik garantileri alınmadan anlaşma yapılmaması gerektiğini savunuyor. Ayrıca Rusya'nın Ukrayna ordusunun büyüklüğünün sınırlandırılması talebine de karşı çıkıyorlar.

Diğer yandan yüzde 72'lik kesim, cephedeki mevcut durumun korunduğu bazı tavizler içeren bir anlaşmaya sıcak bakıyor.

Kasım sonuyla aralık ortası arasında gerçekleştirilen ankette, Ukraynalıların yüzde 63'ünün savaşı sürdürmeye hazır olduğu aktarılıyor. Katılımcıların sadece yüzde 9'u savaşın 2026'nın başlarında sona ereceğine inanıyor.

ABD arabuluculuğunda gerçekleştirilen görüşmelerde ateşkese dair somut bir adım henüz atılmadı. Ankete göre Ukraynalıların sadece yüzde 21'i ABD'ye güveniyor. Bu oran geçen yıl aralıkta yüzde 41'di.

NATO'ya duyulan güven de aynı dönemde yüzde 43'ten yüzde 34'e düştü.

KIIS direktörü Anton Hruşetski, sonuçlar hakkında şunları söylüyor:

Güvenlik garantileri net ve bağlayıcı olmazsa Ukraynalılar bunlara güven duymaz. Bu da barış planının onaylanmasına yönelik genel istekliliği etkiler.

Hafta sonu Berlin'de düzenlenen toplantıda ABD'li ve Avrupalı yetkililer, Ukraynalı heyetle bir araya gelmişti.

Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, İtalya, Polonya, İskandinav ülkeleriyle AB yönetimi tarafından dün yapılan ortak açıklamada, Avrupa liderliğindeki Gönüllü Ülkeler Koalisyonu çerçevesinde oluşturulacak ve ABD tarafından desteklenen "çok uluslu bir Ukrayna gücü" kurulacağı duyurulmuştu.

Bu güç, Ukrayna savunma kuvvetlerinin yeniden yapılandırılmasına, hava sahasının güvenliğinin sağlanmasına ve denizlerin daha güvenli hale getirilmesine destek verecek.

Ayrıca Ukrayna için NATO'nun 5. maddesine benzer güçlü güvenlik garantileri içeren bir "barış paketi" üzerinde önemli ilerleme sağlandığı bildirilmişi.

ABD Başkanı Donald Trump da dünkü açıklamasında Ukrayna'nın talep ettiği güvenlik garantilerinin Avrupa'yla işbirliği içinde şekillendirildiğini vurgulayarak, "Savaşın yeniden başlamaması için güvenlik garantileri üzerinde çalışıyoruz" demişti.

Cumhuriyetçi lider, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'ye seçim çağrısı da yapmıştı. ABD Başkanı, Kiev'in "seçim düzenlememek için savaşı bahane ettiğini" öne sürmüştü.

Görev süresi geçen yıl sona eren Zelenski ise Batılı müttefiklerin güvenliği sağlaması halinde 90 gün içinde seçime gitmeye hazır olduğunu söylemişti.

Ancak KIIS anketine göre, Ukraynalıların sadece yüzde 9'u çatışmalar sona ermeden seçim yapılmasını istiyor.

Independent Türkçe, Reuters, NBC


Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
TT

Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)

Sırbistan yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın otel yapmasına yeşil ışık yaksa da ardından gelen protestolar ve bir bakana açılan dava, Belgrad'daki projenin iptaline neden oldu.

Pazartesi günü bir özel savcı, aralarında Kültür Bakanı Nikola Selaković'in de olduğu 4 kişi hakkında, Kushner'ın projesiyle bağlantılı olarak düzenlediği iddianameyi açıkladı. 

Organize Suçlardan Sorumlu Kamu Başsavcılığı'nın sitesinde yayımlanan açıklamada bu 4 kişinin görevin kötüye kullanılması ve belgede sahtecilikle suçlandığı bildirildi. 

Bunun üzerine Kushner'ın firması Affinity Partners hızlıca bir açıklama yayımlayarak Belgrad'ın merkezindeki otel ve apartman kompleksi projesinin iptal edildiğini duyurdu:

Anlamlı projeler ayrışmaya değil, birleşmeye neden olmalı. Sırbistan ve Belgrad halkına saygı göstererek başvurumuzu geri çekiyoruz.

Kushner'ın iki yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı projenin 1999'daki Kosova Savaşı sırasında NATO'nun bombaladığı bir bölgede yapılması öngörülüyordu.

Lüks otel Trump markasını taşıyacağı için projede Cumhuriyetçi liderin oğulları Eric ve Donald Jr. tarafından yönetilen Trump Organization da yer alıyordu.

Ancak yarım milyar dolarlık proje, bombalanan Yugoslav Halk Ordusu karargahının yer aldığı anıt bölgesinde inşa edileceğinden ülkede büyük tartışma yaratmıştı. 

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, bölgenin kültürel koruma statüsünü geçen yıl kaldırmıştı. Ayrıca Kushner'ın firması Affinity Partners'la 99 yıllığına kira sözleşmesi imzalanmıştı. Bunun ardından ülkede büyük protestolar patlak vermişti. 

Vucic'in liderliğindeki Sırp İlerleme Partisi, çoğunluğu elinde bulundurduğu Parlamento'da geçen ay geçirdiği yasayla inşaatın önünü açmıştı. 

Muhalefetten hükümetin kararına sert tepkiler gelmişti. Merkez sol Özgür ve Adalet Parti'den parlamenter Marinika Tepic, Belgrad'ın "Donald Trump'ı memnun etmek uğruna ülkenin tarihini yok ettiğini" söylemişti. 

44 yaşındaki damat, ilk Trump döneminin aksine ABD yönetiminde yer almayacağını açıklasa da Gazze ve Ukrayna savaşlarındaki müzakerelerde önemli roller üstleniyor. 

Diğer yandan da çoğunlukla Ortadoğu yönetimlerinin fonladığı bir özel sermaye şirketi olan Affinity'nin başında. 

Şirket, dünyanın en büyük oyun şirketlerinden Electronic Arts'ın (EA) satışında da gündem oldu. 

Önceki aylarda sağlanan 55 milyar dolarlık anlaşmayla EA'i satın alan konsorsiyumda Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'yla birlikte Affinity Partners ve bir başka özel sermaye şirketi olan Silver Lake de yer alıyor.

Netflix'in satın alması beklenen Warner Bros. için Paramount'un verdiği teklifte de Affinity'nin adı geçiyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal, AP