Kanada, vatandaşlarının akrabası olan Gazze sakinlerine 5 bin vize vermeyi planlıyor

Kanada pasaportu (arşiv)
Kanada pasaportu (arşiv)
TT

Kanada, vatandaşlarının akrabası olan Gazze sakinlerine 5 bin vize vermeyi planlıyor

Kanada pasaportu (arşiv)
Kanada pasaportu (arşiv)

Kanada dün (Pazartesi), Kanadalıların akrabalarına yönelik özel bir program kapsamında Gazze Şeridi'nde ikamet eden 5 bin kişiye, ileride ülkeyi terk edebilmeleri ihtimaline karşı geçici vize vereceğini duyurdu.

Kanada Göçmenlik Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, bu oranın aralık ayında Gazze için ilan edilen özel bir program kapsamında verilen yaklaşık bin geçici ikamet vizesinde bir artış olduğu ve birçok kişinin buna ilgi gösterdiğini belirtti.

Göçmenlik Bakanı Mark Miller, “Gazze'den çıkış şu anda mümkün olmasa da durum her an değişebilir. Artırılan kontenjanla birlikte, durum geliştikçe daha fazla insana yardım etmeye hazır olacağız” dedi.

Bakan daha önce de Gazze'den ayrılmanın çok zor ve İsrail'in onayına bağlı olduğunu ifade etmişti.

Yetkililer, dün gerçekleşen İsrail hava saldırısının Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki bir kampta 45 kişinin ölümüne neden olan büyük bir yangına yol açtığını bildirdi. Söz konusu saldırı küresel çapta kınamalara yol açtı.

Miller, Kanada'nın ilk taramadan geçen Gazzelilerin isimlerini yerel yetkililerle paylaşarak bu kişileri bölgeden çıkarma çabasında olduğunu açıkladı. Bakan, programın Kanada'daki aileleri bir araya getirme çabalarında İsrail ve Mısır'ın önemine dikkat çekti.

Miller'ın sözcüsü program kapsamında bazı Gazzelilerin Kanada'ya geldiğini söyledi, ancak net bir sayı vermedi.

Diğer yandan Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun ofisi, Refah saldırısıyla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında yaklaşık 36 bin Filistinli hayatını kaybederken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) göre Gazze nüfusunun yüzde 75'inden fazlasını oluşturan yaklaşık 1,7 milyon kişi yerinden edildi.

İsrail verilerine göre Hamas’ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyindeki kasabalara saldırarak yaklaşık bin 200 kişiyi öldürmesi ve 250'den fazla kişiyi esir almasının ardından İsrail askerî harekâtını başlattı.



Hizbullah'ın çağrı cihazlarına yönelik savaşın ikinci günü

Beyrut'un güney banliyösünde önceki gün meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlerin cenaze töreninden (AFP)
Beyrut'un güney banliyösünde önceki gün meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlerin cenaze töreninden (AFP)
TT

Hizbullah'ın çağrı cihazlarına yönelik savaşın ikinci günü

Beyrut'un güney banliyösünde önceki gün meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlerin cenaze töreninden (AFP)
Beyrut'un güney banliyösünde önceki gün meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlerin cenaze töreninden (AFP)

İsrail'in Hizbullah'ın iletişim cihazlarına sızması yeni bir çağrı cihazı patlaması dalgasıyla genişleyerek salı ve çarşamba günü (dün) ölenlerin sayısını 21'e, yaralı sayısını da 3 bine çıkardı. Lübnan'a yönelik son saldırıları görüşmek üzere cuma günü (yarın) acil bir Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi toplantısı yapılacağı duyuruldu.

Yeni bombalı saldırılar dün, Hizbullah'ın salı günü öldürülen üyelerinin yasını tuttuğu sırada meydana geldi. Lübnan Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Dokuz kişi şehit oldu ve üç yüzden fazla kişi yaralandı” denildi. Dün içlerindeki cihaz patlaması sonucu onlarca ev yandı. Araba ve motosikletlerdeki patlamaları gösteren videolar dolaşıma sokuldu.

Hizbullah'a yakın bir kaynak “Beyrut'un güney banliyölerinde bir dizi kablosuz iletişim cihazının patladığını” söylerken, Hizbullah'a bağlı bir ambulans servisi de güney banliyölerinde iki araçta çağrı cihazlarının patladığını doğruladı. Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA) banliyölerde, güneyde ve Lübnan'ın doğusundaki Bekaa Vadisi'nde çağrı cihazları ve telsizlerin patladığını bildirdi.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant dün yaptığı açıklamada ülkesinin ‘savaşta yeni bir aşamanın başlangıcını’ yaşadığını belirterek, ‘kaynakların ve güçlerin aktarılmasıyla ağırlık merkezinin kuzeye kaydığını’ söyledi.